Formula 1 yıldızı Charles Leclerc müzik dünyasına adım attı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Formula 1 yıldızı Charles Leclerc müzik dünyasına adım attı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Formula 1 yıldızı Charles Leclerc, müzik sektöründeki ilk çıkışını resmen yaptı. Ferrari'nin 25 yaşındaki Monakolu sürücüsü, ikinci iş olarak müzik yapmaya duyduğu ilgiden daha önce de bahsetmişti. Hatta pilotluğu bıraktıktan sonra müzikte kariyer yapmayı bile düşündüğünü söylemişti.
Leclerc, piyano çalmadaki yeteneğini birkaç kez Instagram'da paylaşmıştı. Şimdi nihayet ilk şarkısını yayımladı ve parça şimdiden birçok bölgenin iTunes listelerinde ilk 10'a yükseldi.
"AUS23 (1:1)" adlı 4 dakikalık enstrümantal parça, motor sporları yarışçısının sanatını olağanüstü yaylılar eşliğinde değişen arpejlerle sergiliyor.
Leclerc, Spotify sayfasına "Kendimi hiçbir şekilde bir sanatçı olarak tanımlayamam. Bildiğiniz gibi o zamanlar piyano çalmayı çok seviyordum. İlk şarkım böyle doğdu" diye yazdı.
Piyanoda yazdığım bir parçayı sizlerle paylaşmaktan heyecan duyuyorum. Bu, üzerinde çalıştığım, müzik tutkusundan ve yarışlardan ya da bir Grand Prix'yle diğeri arasında uzaklaşma arzusundan doğan bir proje.
Bu parçayı Avustralya Grand Prix'sinde yazdım ve bu yüzden adı "AUS23 (1:1)". Ekibimle birlikte benimsediğimiz bir isim. Bunun yarış dünyasıyla güzel bir bağlantı olduğunu düşündüm.Leclerc, platformunu müziğe giriş noktası olarak kullanan ilk F1 yıldızı değil.
Mercedes'in yarışçısı Lewis Hamilton, Christina Aguilera'nın 2018 çıkışlı "Pipe" şarkısında yer aldı ve geçen yıl DJ üçlüsü Major Lazer'la henüz yayımlanmamış bir şarkıda işbirliği yaptı.
F1'in 2023 Dünya Şampiyonası sürerken, 5. ayak olan Azerbaycan Grand Prix'si bugün başladı.
Birinci ve üçüncü yarışta birinci, ikinci yarışta ikinci olan Red Bull pilotu Max Verstappen, şu anda puan durumunda lider konumda.



‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor
TT

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

Müziğin ve konuşmanın çocukların öğrenme yetenekleri üzerindeki olumlu etkisi bilim tarafından geniş çapta kabul edilmektedir ancak yakın zamanda, bir çocuğun çevresinden gelen belirli işitsel sinyallerin, gelişmekte olan genç beynindeki dil işleme ağlarının oluşumunda karmaşık bir rol oynadığını doğrulayan kanıtlar ortaya çıktı.

İşitsel sinyallere maruz kalma

Erken dönem beyin plastisitesi ve çocukların bilişsel ve dil gelişimi konusunda uzmanlaşan ünlü araştırmacı April Benasich, çığır açan yeni bir keşfe ışık tuttu. 6 haftalık bir deneyde, bir grup bebek kısa, sözel olmayan sesler ile bir dizi pasif işitsel içeriğe maruz bırakıldı.

Katılımcı bebekler işitsel parçaları tanımlama ve ayırt etmede yüksek oranda doğruluk gösterdi. 12 ve 18 aylıkken pasif işitsel maruziyete maruz kalmayanlara kıyasla daha yüksek dil puanlarına sahip oldukları görüldü.

Şarku’l Avsat’ın Cerebral Cortex dergisinde yayınlanan çalışmadan aktardığına göre çalışmanın sonuçları önemli bir bilimsel gelişme zira sözel olmayan seslere pasif maruz kalmanın değiştirici gücünü ortaya koydu. Birkaç milisaniye içinde meydana gelen küçük ses değişiklikleriyle karakterize edilen bu işitsel uyaranlar, bebekleri dilin varlığı konusunda uyaran sinyallere benziyor ve dilin etkili bir şekilde işlenmesi için gerekli sinir bağlantılarının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Benassich’in laboratuvarındaki araştırmacılar tarafından yürütülen önceki çalışmalar, etkileşimli işitsel ipuçlarının temel beyin ağları üzerindeki değiştirici etkisini olduğunu ve bunun da zamanla bebeklerde odaklanma ve dil sonuçlarının iyileşmesine yol açtığı ortaya çıkardı.

Dilsel uyaran

Ancak asıl soru hala varlığını sürdürüyor. Benzer işitsel uyaranlara pasif olarak maruz kalmak dil ağlarında benzer etkiler yaratabilir mi? Yeni çalışma, dil işleme yetenekleri ve gelecekteki dil gelişimi üzerindeki önemli etkisini doğrulayan önemli sonuçlara ulaştı.

Sonuçlar, pasif işitsel maruz kalma yoluyla bile erken gelişim yıllarında hızlı işitsel işlem yeteneklerinin geliştirilmesinin, daha sonraki dil yeterliliği üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini gösterdi.

Rutgers-Newark Moleküler ve Davranışsal Sinirbilim Merkezi’nde seçkin Sinirbilim Profesörü April Benasich “Gelişen dil ağlarını pasif olarak etkileme yeteneği ileriye doğru atılmış çok önemli bir adımdır. Pasif yol, optimal ağları teşvik etmek için daha basit ve daha ucuz bir alternatif sunarak ebeveynlere, evde tipik gelişimi destekleme fırsatı sunmanın yanı sıra, dil gelişiminde sıkıntılarla yüzleşen bebeklere klinikte veya pediatri merkezlerinde erişilebilir bir müdahale yapılmasına olanak sağlar” dedi.

Benasich’in önceki araştırmalarında, hızlı işitsel işlemleme yeteneği ölçümlerinin, en yüksek dil gecikmesi ve bozukluğu riski altındaki bebekleri tespit etmek için kullanılabileceğini ve bu duruma karşı müdahale etme ve sonuçlarını hafifletme fırsatı sağladığı sonucuna ulaşıldı.

Uzman araştırmacı “Bebeğin beyninin analiz etmesi gereken karmaşık ses farklılıkları, dil gelişimi için çok önemlidir. Beyinleri, gelen ilgili çevresel sesleri analiz edecek şekilde programlanmıştır. Eğer bu seslerin hepsi aynı frekansta ve aynı yoğunluktaysa beyin gerekli farklılıklara karşı duyarsızlaşabilir ve böylece güçlü dil ağlarının oluşumunu engelleyebilir” ifadelerini sözlerine ekledi.