Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Hacı adaylarına odaklanan program, zenginleştirici bir deneyim hedefliyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
TT

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, bu yıl ki hac mevsimi için tarihinin en büyüğü olacak operasyonel planını başlattı. Koronavirüs (Kovid-19) salgınının sona ermesi ve milyonlarca kişinin hacca gidebileceğinin ilan edilmesiyle, ülkenin liderliği tarafından hazırlanan entegre hizmet sistemiyle Medine-i Münevvere'nin mescitleri için çalışmalar başlatıldı.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı olarak Şeyh Dr. Abdurrahman es-Sudeys, dün Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia’nın da katılımıyla düzenlenen basın toplantısında başkanlığın operasyonel planının içeriğini açıkladı. 2030 Vizyonu'na dayalı olarak Başkanlığı'n 2024 stratejik hedefleriyle ilgili birkaç ana eksene odaklandı.

Genel Başkan, bu operasyonel planın, Kral Selman bin Abdulaziz liderliğindeki Suudi yönetiminin büyük başarıları ve uzun vadeli başarılarıyla uyumlu bir şekilde geliştirildiğini belirtti. Haremeyn-i Şerifeyn'deki ziyaretçilere sunulan tüm hizmetleri yakından takip eden Kral Selman ve Veliaht Prens, onlara kolaylık ve güç sağlamak, huşulu bir ibadet ortamı oluşturmak için çalışmaları titizlikle sürdürüyor.

Genel Başkan, operasyonel planın birkaç temel nokta üzerine odaklandığını vurgulayarak, en önemli ve öncelikli noktanın ‘Rahman'ın Misafirleri’ olduğunu belirtti. Başkanlığın planları, programları ve girişimleri, Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştiren ve ibadetleri kolaylıkla yerine getirmesine yardımcı olan etkileyici aşamalarla dolu bir deneyim olmasını hedefliyor.

Dr. Sudeys, bu yılki planlarında genel başkanlığın gönüllü ve insani çalışmalara büyük önem verdiğini vurgulayarak, Haremeyn-i Şerifeyn'in dünyanın en büyük gönüllü topluluklarından biri olması için çalıştıklarını belirtti. Bu, Suudi gençlerin Rahman'ın misafirlerine hizmet etme yeteneklerine olan inançlarının bir ifadesi.

Dr. Sudeys, ziyaretçilerin geçtiği tüm alanları kapsayan entegre bir hizmet sistemi sağlanmasına dikkat çekerek, altı ana bölgeye dağıldığını belirtti. Bu bölgeler; "Dış avlular, namaz alanları, Safa ve Merve bölgesi, Suudi revakları, Sa'y alanı ve Medine'deki Ravza-i Şerif. Ayrıca, Başkanlık tesisleri arasında sabit ve taşınabilir sergiler, Kâbe'nin örtüsü için Kral Abdulaziz Kompleksi, kütüphaneler ve diğer tesisler bulunuyor. Bu tesisler aracılığıyla Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştirmeyi ve ruhani etkiyi derinleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Fotoğraf Altı: Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)
Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı, “Harem-i Şerif'e varışlarından itibaren Mekke'deki Kabe-i Muazzama'ya yönelik hareketin akıcılığını ve kolaylığını sağlamak amacıyla, kapılar, girişler ve çıkışlar dahil olmak üzere hassas bir düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme, hacıların Safa ve Merve bölgesine, Suudi revaklarındaki çok sayıdaki bölüme kolaylıkla ulaşabilmesini sağlamak için titizlikle organize edilmiştir. Safa ve Merve bölgesi tamamen hacıların hizmetine sunulacak ve hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenecektir. Aynı şekilde, Suudi revaklarındaki tavaf katları ve Sa'y alanı da hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenmiştir” şeklinde konuştu.

Şeyh Sudeys, Rahman'ın misafirleri için maksimum konforu sağlamak amacıyla, başkanlığın girişimler, programlar ve hizmetlerde çeşitlilik sağlama konusunda titizlikle çalıştığını belirtti. Bu yılki hac mevsiminde Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de sunulacak olan 185 nitelikli program ve girişim duyuruldu. Bu çeşitli alanlarda yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, programların dijitalleştirilmesi ve elektronik uygulamaların kullanılması gibi önlemler, ziyaretçilerin hizmetine sunulacak. Aynı zamanda, uluslararası dillerde iletişimi kolaylaştırmak ve ibadetlerini zenginleştirmek için hedeflenen bir hizmet kampanyası olan Hacı ve Ziyaretçi Hizmeti’nin on birinci sezonu olan Visam Fahr kampanyasının başlatıldığı duyuruldu.

Başkanlık, bu yılki hac sezonuna, tarihindeki en büyük ve en yüksek işgücüne sahip bir kadro ile hazırlandı. Haremeyn-i Şerifeyn'deki toplam çalışan sayısı 14 bin personel ve işçiye ulaştı. Hepsi tam nitelikli elemanlardan oluşuyor. Bu personelin yönetimi, nitelikli yerli yeteneklerden oluşan entegre bir ekip tarafından yapılıyor ve bu çalışanlar dört ana vardiya şeklinde çalışıyor.

Harameyn-i Şerifeyn Başkanlığı, 10 gönüllü alanında 8 binden fazla gönüllü imkanı sağlandığını duyurdu.

Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)

Başkanlık, araç hizmetini geliştirip saat başı çalışan araç sayısını 9 bine kadar arttırdı. Bu arabalar, önceden rezervasyon yapılarak Taşıma Uygulaması üzerinden talep edilebilir. Kutsal toprakları ziyaret edenler, arabalarını kendilerini beklerken bulabilirler.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de dağıtılmak üzere 300 bin Kur'an-ı Kerim temin etti. Ayrıca, yetenekli öğretmenler ve hafızlardan oluşan bir grup tarafından yürütülen Kur'an öğrenme ve ezberleme halkalarının sayısı artırıldı. Bu girişimle, Kur'an öğretimi ve doğru okuma düzeltmesi için 35 binden fazla saatlik eğitim hedefleniyor.

 Dr. Sudeys, Kıdemli Alimler Konseyi Genel Sekreterliği ile işbirliği içinde gerçekleştirilecek olan ve Kıdemli Alimler Konseyi'nden bir grup şeyhin, Haremeyn-i Şerifeyn’in imam ve vaizlerinin katılacağı bir dizi eğitim konferansına işarette bulundu. Toplamda 300 saatlik bilimsel ve yönlendirici derslerin yanı sıra, bu dersler ve konferanslar Harameyn Platformu üzerinden 24 saat boyunca yayınlanacak. Hedeflenen, on farklı dünya dilinde daha fazla bin saatlik dijital yayın sağlayacak. Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, ayrıca 49 dağıtım noktası üzerinden 51 uluslararası dilde tercüme hizmetleri, mekan rehberliği ve soru cevaplar sunuyor.

Dr. Sudeys, Başkanlığın Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de zemzem suyu dağıtımını hedeflediğini belirtti. Bu dağıtım, 30 binden fazla dağıtım noktasında bulunan özel kaplarda ve musluklarda gerçekleşecek. Ayrıca, günlük olarak milyonlarca zemzem suyu şişesi dağıtılacak ve Hac ibadetini gerçekleştiren ziyaretçilere Arafat, Müzdelife ve Mina'da zemzem otobüsleri sağlanacak.

Dr. Sudeys, Başkanlığın 14'ten fazla elektronik hizmet sunma girişimine dikkat çekti. Bu hizmetler arasında ulaşım uygulaması, ezkar uygulaması, Kuran-ı Kerim uygulaması, diğer akıllı uygulamalar ve robotlar yer alıyor. Bu hizmetler, Hac ziyaretçilerinin huzurlu bir ibadet ortamına erişimini sağlamak için tasarlandı. Ayrıca, sosyal medya platformlarını Hac ziyaretçileriyle etkileşimde bulunmak, onlara sunulan hizmetler, programlar ve başlatılan girişimler hakkında bilgi vermek için kullanacaklarını da belirtti. Bu bilgilerin, resmi sosyal medya hesapları aracılığıyla paylaşılacağına işaret etti.

Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia, operasyonel planın başlatılması sırasında Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi Genel Başkanlığı ile Hac ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunmak için işbirliği ve koordinasyondan bahsetti. Özellikle milyonlarca hacının ibadetlerini rahatlıkla ve huzur içinde yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla çalıştıklarını belirtti.



Veliaht Prens, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Veliaht Prens, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan bir telefon aldı.

Görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile bu gelişmelerin güvenlik ve istikrarı güçlendirecek şekilde ele alınmasına yönelik çabalar ele alındı.

İki lider ayrıca, Suudi-Fransız ilişkilerini ve birçok alanda iki taraf arasındaki iş birliği alanlarını gözden geçirdi ve karşılıklı ilgi duyulan bir dizi konuyu görüştü.


Muhammed bin Selman, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)
TT

Muhammed bin Selman, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. 

Macron’dan gelen telefonla gelen görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile bu gelişmelerin güvenlik ve istikrarı güçlendirecek şekilde ele alınmasına yönelik çabalar ele alındı.

Görüşmede, Suudi Arabistan-Fransa ilişkilerinin seyri ve iki taraf arasında çeşitli alanlarda ortak iş birliği dosyaları ele alınırken, ortak ilgi duyulan bir dizi konu da görüşüldü.


Microsoft yetkilisi: Suudi Arabistan petrol ihracatından yapay zekâ ihracatına geçiş yapıyor

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)
Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)
TT

Microsoft yetkilisi: Suudi Arabistan petrol ihracatından yapay zekâ ihracatına geçiş yapıyor

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)
Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 çatısı altında ulusal dönüşümünü hızlandırırken, bölgesel teknoloji sahnesi de önemli bir kırılma noktasına tanıklık ediyor. Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika Başkanı Naim Yazbeck, Şarku’l Avsat ile yaptığı özel röportajda, “Bölge artık sadece küresel dönüşüme katılmakla kalmıyor, aynı zamanda onu açık bir şekilde yönlendiriyor” dedi.

Yazbeck, Suudi Arabistan’ın bugün teknoloji sahnesinde öncü bir konumda olduğunu belirterek, bunun ‘son yüz yılda benzeri görülmemiş tarihi bir dönüşüm anı’ olduğunu ifade etti. Bu an, ulusal bulut altyapıları, yapay zekâ ve yerli inovasyon kapasiteleriyle şekilleniyor.

Suudi Arabistan Ulusal Dönüşüm Programı

Yazbeck, Suudi Arabistan’daki bu hızlı ilerlemenin arkasında net bir siyasi iradenin yattığını vurguladı. Ülke, altyapısını modernize etmekle yetinmiyor; yapay zekayı tarihsel olarak petrolün oynadığı role eşdeğer stratejik bir sütun olarak görüyor. Petrol on yıllar boyunca ekonominin temelini oluşturmuşken, yapay zekâ artık Suudi Arabistan’ın ekonomik geleceğine dair en önemli yeni kaynak olarak öne çıkıyor.

sdfg
Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika Başkanı Naim Yazbeck (Microsoft)

Yazbeck, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın yakın zamanda ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretin önemli bir mesaj taşıdığını belirtti. Bu ziyaret sırasında yapay zekâ ve ileri teknolojiler gündemin en ön sırasındaydı; bu da Suudi Arabistan’ın küresel etkisi olan bilgi temelli bir ekonomi kurma konusundaki kararlılığını yansıtıyor.

Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın sadece dışarıdan yapay zekâ teknolojisi tüketmesiyle yetinmediği, aynı zamanda yerli kapasitesini geliştirdiği ve bilgi üretim ekosistemi kurarak bunu ihraç edebileceği yeni bir dönemin kapılarını açıyor. Bu adımlar, teknik bağımsızlık ilkesini güçlendirirken, inovasyona dayalı bir ekonominin temelini atıyor.

Suudi teknoloji pazarının özellikleri

Yazbeck, bölgesel teknoloji sahnesinin tamamen benzersiz bir dönüşüm yaşadığını vurguladı. Artık Körfez ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan, yalnızca yapay zekayı benimsemekle kalmıyor; bu teknolojiyi geliştirme ve küresel piyasalara yeniden ihraç etme aşamasına geçmiş durumdalar. Krallık, büyük modelleri çalıştırabilecek ve yüksek düzeyde hesaplama kapasitesi sağlayabilecek ileri altyapılar inşa ediyor; bu da Suudi Arabistan’ı modern tarihinde ilk kez yalnızca teknoloji ithal eden değil, küresel inovasyon denklemine doğrudan dahil bir aktör hâline getiriyor.

Yazbeck, Riyad’da son dönemde gerçekleştirdiği çok sayıda görüşmede, bakanlıklar, düzenleyici kurumlar, ulusal kuruluşlar ve uluslararası şirketlerle yaptığı toplantılarda ortak bir izlenim edindiğini aktardı: “Herkes yapay zekanın ön saflarında olmak istiyor, gerisinde değil.” Ona göre bu hedefler artık sadece slogan olmaktan çıktı; bütçelerin yeniden düzenlenmesi, beklentilerin yükseltilmesi ve proje takvimlerinin hızlandırılması gibi somut icraatlarla desteklenen net kararlar haline geldi.

xascdfg
Suudi Arabistan, gelişmiş bulut ve egemen altyapı kuran ilk ülkelerden biri ve bu sayede yeni teknolojileri sadece tüketmekle kalmayıp, geliştirebilmekte ve yenilikler yapabilmekte. (Getty Images)

Ayrıca Yazbeck, Suudi kurumlarının teknoloji şirketlerinden özellikle veri egemenliği konusunda en yüksek güvenlik standartlarını sağlamalarını talep ettiğini belirtiyor; bu talep finans, sağlık ve eğitim gibi hassas sektörlerde daha da önemli. Aynı zamanda yasal çerçeve hızla bu dönüşümü destekleyecek şekilde gelişiyor. Suudi Arabistan, siber güvenlik, veri yönetimi, bulut bilişim ve yapay zekâ sistemlerini birçok ülkeye kıyasla daha hızlı güncelleyerek, mevzuatı esnek şekilde adapte edebilme kapasitesini önemli bir rekabet avantajı haline getirdi. Yazbeck’e göre, kurumların başarısı yalnızca yürüttükleri yapay zekâ projelerinin sayısıyla ölçülmüyor; bu projelerin ulusal önceliklerle ne kadar bağlantılı olduğu kritik. Yapay zekanın üretkenlik, sağlık hizmetleri, eğitim ve siber güvenlik gibi temel alanların merkezinde yer alması gerekiyor; sadece medya görünürlüğü hedefleyen küçük girişimlerle değil.

Yatırım getirisi denklemi

Yazbeck, yapay zekaya dayalı bir ekonomi inşa etmenin yalnızca ileri veri merkezleri kurmakla sınırlı olmadığını vurguladı. Bu sürecin, önümüzdeki on yıllar için enerji üretimi planlaması ve iletişim ağlarının genişletilmesiyle başladığını belirtti. Büyük yapay zekâ modellerinin fiilen çalıştırılabilmesi, yüksek elektrik kapasitesi ve uzun vadeli istikrar gerektiriyor; Suudi Arabistan da bunu, yenilenebilir enerji ve iletişim altyapısına yaptığı stratejik yatırımlarla sağlıyor. Bu adımlar, Suudi Arabistan’ı önümüzdeki yıllarda küresel çapta ileri düzey hesaplama faaliyetlerine ev sahipliği yapabilecek bir ülke konumuna getiriyor.

xdfg
Microsoft, 2026 yılında Dammam'da yeni bir bulut bölgesi başlatarak sağlık, finans ve kamu sektörlerinde önemli bir dönüşüm gerçekleştirecek. (Microsoft)

Yazbeck, yatırım getirisinin artık en kritik sorulardan biri hâline geldiğini açıkladı. Ulusal düzeyde bu getiri; doğrudan ekonomik büyüme, GSYİH artışı, yeni iş imkânları yaratılması, inovasyon kapasitesinin güçlenmesi, üretkenliğin artırılması ve Suudi Arabistan’ın küresel konumunun pekiştirilmesiyle ölçülüyor. Kurumsal düzeyde ise sonuçlar şimdiden gözle görülür hâle gelmiş durumda. Microsoft Copilot gibi araçların kullanılmasıyla çalışanlar, rutin işleri azaltıp inovasyon için daha fazla zaman ayırarak görevlerini daha hızlı ve kaliteli şekilde yerine getirebiliyor. Yazbeck, önümüzdeki dönemde elde edilen kazanımların, yeni iş modellerinin geliştirilmesi, müşteri deneyiminin iyileştirilmesi, operasyonel süreçlerin basitleştirilmesi ve çeşitli sektörlerde verimliliğin artırılması gibi alanları da kapsayacak şekilde genişleyeceğini vurguluyor.

2026... Büyük dönüm noktası

Microsoft, 2026 yılının ikinci yarısında Dammam’da yeni bir bulut bölgesi açmaya hazırlanıyor. Bu bölgede Azure, Microsoft 365, Dynamics ve Power Platform, siber güvenlik ve yapay zekâ hizmetleri ile Copilot çözümleri de dahil olmak üzere tüm bulut hizmetleri sunulacak. Yazbeck, projenin bölgedeki en büyük ve en modern veri merkezlerinden biri olduğunu belirtti. İnşaatın tamamlandığını ve şu anda testlerin yapıldığını, hizmetlerin kademeli olarak sunulmaya başlandığını aktardı. Yazbeck, bu buluta olan talebin çok yüksek olduğunu, sadece ulusal kurumlardan değil, aynı zamanda hizmetlerini Suudi Arabistan içinde çalıştırmak isteyen uluslararası şirketlerden de büyük ilgi gördüğünü ifade etti; bu kapasite önceden mümkün değildi.

csdfg
Temiz ve büyük veri, başarılı yapay zekâ projelerinin temel dayanağıdır ve Krallık, gelişmiş ulusal veri sistemleri geliştirmek için çalışmaktadır. (Getty Images)

Bu bulutun, sağlık ve finans gibi düzenlemeye tabi sektörler üzerinde anında etkisi olacak. Bu sektörler, ilk kez Suudi Arabistan mevzuatına uygun yerli bulut ve yapay zekâ hizmetlerini kullanabilecek. Yazbeck, Azure ve Copilot hizmetlerinin küçük işletmelerden büyük ekonomik aktörlere kadar tüm kurumlar için geniş ölçekte erişilebilir olacağını ve insan kaynağı ile teknolojik hazırlığın, bu tür dönüşümden hızlı ve etkili şekilde yararlanmanın belirleyici unsuru olacağını vurguladı.

Altyapının ötesine geçen değer

Yazbeck, ulusal bulutun yalnızca teknik kapasite sağlamadığını, aynı zamanda Microsoft’un küresel ortak ekosisteminin Suudi Arabistan’a girişini mümkün kıldığını vurguladı. Bu durum, iş yazılımlarından güvenlik teknolojilerine ve veri analizine kadar binlerce gelişmiş çözümün Suudi kurumları tarafından doğrudan kullanılabilir hâle gelmesi anlamına geliyor. Yazbeck, bu entegre ekosistemin, altyapının kendisinden daha değerli olduğunu belirterek, inovasyonu hızlandırmada ve yeni hizmetler geliştirmede en etkili faktör olduğunu ifade etti.

Egemenlik ve güvenlik

Yazbeck, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, dijital egemenlik kavramının artık hiçbir ulusal teknolojik altyapıda göz ardı edilemeyecek bir unsur hâline geldiğini vurguladı. Suudi Arabistan, bulut hizmeti sağlayıcılarının ulusal hassas altyapıları barındırırken en yüksek güvenilirlik standartlarına uymasını şart koşuyor ve Microsoft da bunu açılış öncesinde sağlamak için çalışıyor. Dammam’daki bulut merkezlerinin faaliyete geçmesiyle birlikte, bu yapılar fiilen Suudi Arabistan’ın egemen altyapısının bir parçası olacak ve en üst düzeyde koruma gerektirecek. Şirket, siber güvenlik alanına yıllık milyarlarca dolar yatırım yapıyor ve bugüne kadar benzeri görülmemiş siber saldırıları püskürtmeyi başardı; bu da ulusal altyapıların karşı karşıya olduğu tehdit düzeyini ortaya koyuyor. Microsoft ayrıca, veri yönetimi, egemen bulut çözümleri, veri sınıflandırma araçları ve kurumlara operasyonel esneklik ve ölçeklenebilirlik sağlayan hibrit seçenekler içeren geniş bir ekosistem sunuyor. Yazbeck, dijital egemenliğin tek bir kavram olmadığını, veri koruma, yasal denetim ve altyapının ulusal sınırlar içinde bulunması gibi bir dizi gereksinimden oluşan bir yelpaze olduğunu belirtti.

Veri... geleceğin mükemmelliğinin kaynağı

Yazbeck, yapay zekanın başarısında verinin kritik rol oynadığını ifade etti. Bu nedenle ulusal düzeyde stratejik tartışmalar, her zaman ulusal verilerin ne kadar hazır olduğu sorusuyla başlıyor. Suudi Arabistan da bugün, İletişim Bakanlığı ve yerli şirketlerle iş birliği içinde, en yüksek standartlara uygun, büyük ve düzenli bir veri ekosistemi kuruyor. Bu ekosistem, Arapça dil modelleri geliştirmek ve küresel ölçekte rekabet edebilecek kapasiteye ulaşmak için temel bir dayanak oluşturuyor. Yazbeck’e göre en etkili yaklaşım, sıfırdan yeni modeller geliştirmek yerine, küresel modellerin yerel verilerle optimize edilmesi. Bu yöntem, süreci hem daha sürdürülebilir hem de daha doğru kılıyor. Ayrıca Yazbeck, sorumlu yapay zekâ çerçevesinin benimsenmesi gerektiğini belirtti; sadece hızın yeterli olmadığını, teknolojinin güvenli ve güvenilir kullanımının en başından itibaren inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Microsoft, ulusal kurumlarla birlikte, kötüye kullanımı önleyen, veri güvenliğini sağlayan ve adil, şeffaf modeller geliştiren politikalar üzerinde çalışıyor. Yazbeck, bu temellerin vatandaşlarla yeni teknolojiler arasındaki güvenin geleceğini belirleyeceğini ifade etti.

Beceri eğitimi... ulusal bir avantaj

Yazbeck, insan becerilerinin ulusal kapasitenin gerçek motoru olduğunu vurguladı. Suudi Arabistan’ın güçlü bir altyapıya sahip olması tek başına yeterli değil; bu altyapıyı çalıştıracak ve geliştirecek yetenekler de gerekiyor. Yazbeck, Suudi gençliğinin ülkenin en büyük rekabet avantajı olduğunu belirtti; zira yeni nesil dijital bir dünyada doğmuş ve modern teknolojilerle doğal bir esneklik ve akıcılıkla etkileşim kurabiliyor.

Son iki yılda Microsoft, İletişim Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı ile ortak programlar aracılığıyla bir milyondan fazla Suudi’ye eğitim verdi. Ayrıca ortak yapay zekâ akademisi, kırkın üzerinde üniversiteden binlerce öğrenciyi mezun etti ve öğretmenleri eğitimde yapay zekâ araçlarını kullanmaları için kapsamlı programlarla destekledi.

Evlat edinmeden liderliğe

Yazbeck, Microsoft’un ulusal bulutun faaliyet gösterdiği ülkelerde etkisini titizlikle değerlendirdiğini vurguladı. Bu değerlendirmeler; istihdam yaratma, GSYİH’ye katkı, start-up şirketlerin büyümesi, iş ortağı ekosisteminin genişlemesi ve bilgi üretiminin artması gibi alanları kapsıyor. Yönelimler, Suudi start-up’ların hızla yapay zekaya dayalı çözümler geliştirmeye yöneldiğini gösteriyor. Bu şirketler, bulut kredileri ve teknik destekten faydalanarak ürünlerini daha hızlı geliştirebiliyor. Yerel yapay zekâ kapasitesinin mevcut olması sayesinde, bu şirketler pazara daha hızlı girebilecek ve ürünlerini ulusal düzenlemelere tam uyumlu şekilde piyasaya sürebilecek.