Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Hacı adaylarına odaklanan program, zenginleştirici bir deneyim hedefliyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
TT

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, bu yıl ki hac mevsimi için tarihinin en büyüğü olacak operasyonel planını başlattı. Koronavirüs (Kovid-19) salgınının sona ermesi ve milyonlarca kişinin hacca gidebileceğinin ilan edilmesiyle, ülkenin liderliği tarafından hazırlanan entegre hizmet sistemiyle Medine-i Münevvere'nin mescitleri için çalışmalar başlatıldı.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı olarak Şeyh Dr. Abdurrahman es-Sudeys, dün Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia’nın da katılımıyla düzenlenen basın toplantısında başkanlığın operasyonel planının içeriğini açıkladı. 2030 Vizyonu'na dayalı olarak Başkanlığı'n 2024 stratejik hedefleriyle ilgili birkaç ana eksene odaklandı.

Genel Başkan, bu operasyonel planın, Kral Selman bin Abdulaziz liderliğindeki Suudi yönetiminin büyük başarıları ve uzun vadeli başarılarıyla uyumlu bir şekilde geliştirildiğini belirtti. Haremeyn-i Şerifeyn'deki ziyaretçilere sunulan tüm hizmetleri yakından takip eden Kral Selman ve Veliaht Prens, onlara kolaylık ve güç sağlamak, huşulu bir ibadet ortamı oluşturmak için çalışmaları titizlikle sürdürüyor.

Genel Başkan, operasyonel planın birkaç temel nokta üzerine odaklandığını vurgulayarak, en önemli ve öncelikli noktanın ‘Rahman'ın Misafirleri’ olduğunu belirtti. Başkanlığın planları, programları ve girişimleri, Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştiren ve ibadetleri kolaylıkla yerine getirmesine yardımcı olan etkileyici aşamalarla dolu bir deneyim olmasını hedefliyor.

Dr. Sudeys, bu yılki planlarında genel başkanlığın gönüllü ve insani çalışmalara büyük önem verdiğini vurgulayarak, Haremeyn-i Şerifeyn'in dünyanın en büyük gönüllü topluluklarından biri olması için çalıştıklarını belirtti. Bu, Suudi gençlerin Rahman'ın misafirlerine hizmet etme yeteneklerine olan inançlarının bir ifadesi.

Dr. Sudeys, ziyaretçilerin geçtiği tüm alanları kapsayan entegre bir hizmet sistemi sağlanmasına dikkat çekerek, altı ana bölgeye dağıldığını belirtti. Bu bölgeler; "Dış avlular, namaz alanları, Safa ve Merve bölgesi, Suudi revakları, Sa'y alanı ve Medine'deki Ravza-i Şerif. Ayrıca, Başkanlık tesisleri arasında sabit ve taşınabilir sergiler, Kâbe'nin örtüsü için Kral Abdulaziz Kompleksi, kütüphaneler ve diğer tesisler bulunuyor. Bu tesisler aracılığıyla Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştirmeyi ve ruhani etkiyi derinleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Fotoğraf Altı: Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)
Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı, “Harem-i Şerif'e varışlarından itibaren Mekke'deki Kabe-i Muazzama'ya yönelik hareketin akıcılığını ve kolaylığını sağlamak amacıyla, kapılar, girişler ve çıkışlar dahil olmak üzere hassas bir düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme, hacıların Safa ve Merve bölgesine, Suudi revaklarındaki çok sayıdaki bölüme kolaylıkla ulaşabilmesini sağlamak için titizlikle organize edilmiştir. Safa ve Merve bölgesi tamamen hacıların hizmetine sunulacak ve hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenecektir. Aynı şekilde, Suudi revaklarındaki tavaf katları ve Sa'y alanı da hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenmiştir” şeklinde konuştu.

Şeyh Sudeys, Rahman'ın misafirleri için maksimum konforu sağlamak amacıyla, başkanlığın girişimler, programlar ve hizmetlerde çeşitlilik sağlama konusunda titizlikle çalıştığını belirtti. Bu yılki hac mevsiminde Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de sunulacak olan 185 nitelikli program ve girişim duyuruldu. Bu çeşitli alanlarda yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, programların dijitalleştirilmesi ve elektronik uygulamaların kullanılması gibi önlemler, ziyaretçilerin hizmetine sunulacak. Aynı zamanda, uluslararası dillerde iletişimi kolaylaştırmak ve ibadetlerini zenginleştirmek için hedeflenen bir hizmet kampanyası olan Hacı ve Ziyaretçi Hizmeti’nin on birinci sezonu olan Visam Fahr kampanyasının başlatıldığı duyuruldu.

Başkanlık, bu yılki hac sezonuna, tarihindeki en büyük ve en yüksek işgücüne sahip bir kadro ile hazırlandı. Haremeyn-i Şerifeyn'deki toplam çalışan sayısı 14 bin personel ve işçiye ulaştı. Hepsi tam nitelikli elemanlardan oluşuyor. Bu personelin yönetimi, nitelikli yerli yeteneklerden oluşan entegre bir ekip tarafından yapılıyor ve bu çalışanlar dört ana vardiya şeklinde çalışıyor.

Harameyn-i Şerifeyn Başkanlığı, 10 gönüllü alanında 8 binden fazla gönüllü imkanı sağlandığını duyurdu.

Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)

Başkanlık, araç hizmetini geliştirip saat başı çalışan araç sayısını 9 bine kadar arttırdı. Bu arabalar, önceden rezervasyon yapılarak Taşıma Uygulaması üzerinden talep edilebilir. Kutsal toprakları ziyaret edenler, arabalarını kendilerini beklerken bulabilirler.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de dağıtılmak üzere 300 bin Kur'an-ı Kerim temin etti. Ayrıca, yetenekli öğretmenler ve hafızlardan oluşan bir grup tarafından yürütülen Kur'an öğrenme ve ezberleme halkalarının sayısı artırıldı. Bu girişimle, Kur'an öğretimi ve doğru okuma düzeltmesi için 35 binden fazla saatlik eğitim hedefleniyor.

 Dr. Sudeys, Kıdemli Alimler Konseyi Genel Sekreterliği ile işbirliği içinde gerçekleştirilecek olan ve Kıdemli Alimler Konseyi'nden bir grup şeyhin, Haremeyn-i Şerifeyn’in imam ve vaizlerinin katılacağı bir dizi eğitim konferansına işarette bulundu. Toplamda 300 saatlik bilimsel ve yönlendirici derslerin yanı sıra, bu dersler ve konferanslar Harameyn Platformu üzerinden 24 saat boyunca yayınlanacak. Hedeflenen, on farklı dünya dilinde daha fazla bin saatlik dijital yayın sağlayacak. Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, ayrıca 49 dağıtım noktası üzerinden 51 uluslararası dilde tercüme hizmetleri, mekan rehberliği ve soru cevaplar sunuyor.

Dr. Sudeys, Başkanlığın Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de zemzem suyu dağıtımını hedeflediğini belirtti. Bu dağıtım, 30 binden fazla dağıtım noktasında bulunan özel kaplarda ve musluklarda gerçekleşecek. Ayrıca, günlük olarak milyonlarca zemzem suyu şişesi dağıtılacak ve Hac ibadetini gerçekleştiren ziyaretçilere Arafat, Müzdelife ve Mina'da zemzem otobüsleri sağlanacak.

Dr. Sudeys, Başkanlığın 14'ten fazla elektronik hizmet sunma girişimine dikkat çekti. Bu hizmetler arasında ulaşım uygulaması, ezkar uygulaması, Kuran-ı Kerim uygulaması, diğer akıllı uygulamalar ve robotlar yer alıyor. Bu hizmetler, Hac ziyaretçilerinin huzurlu bir ibadet ortamına erişimini sağlamak için tasarlandı. Ayrıca, sosyal medya platformlarını Hac ziyaretçileriyle etkileşimde bulunmak, onlara sunulan hizmetler, programlar ve başlatılan girişimler hakkında bilgi vermek için kullanacaklarını da belirtti. Bu bilgilerin, resmi sosyal medya hesapları aracılığıyla paylaşılacağına işaret etti.

Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia, operasyonel planın başlatılması sırasında Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi Genel Başkanlığı ile Hac ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunmak için işbirliği ve koordinasyondan bahsetti. Özellikle milyonlarca hacının ibadetlerini rahatlıkla ve huzur içinde yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla çalıştıklarını belirtti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.