Kuruluş öncesi ve sonrasında Kral Abdülaziz’in gıda güveliği konusundaki endişesi

Gelişmekte olan ülkedeki yerleşim ve tarım projeleri, Amerikalıları ve Fransızları heyecanlandırdı.

1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
TT

Kuruluş öncesi ve sonrasında Kral Abdülaziz’in gıda güveliği konusundaki endişesi

1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)

Gıda güvenliğini sağlamak, babalarımızın ve dedelerimizin krallığını yeniden kurma yolculuğundan bu yana Kral Abdülaziz bin Abdurrahman’ın (Allah rahmet eylesin) başlıca endişelerindendi. Kurucu Kral, birleşip büyük varlığı (Suudi Arabistan Krallığı) kurduğunda, güvenliği yaymanın, yeni ortaya çıkan devlet için idari düzenlemeleri onaylamanın, eğitimi yaymanın, tedavi için acil bir sağlık sistemine kavuşmanın, ölümlere neden olan salgın ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmenin yanı sıra gıda güvenliğini de öncelikleri arasına koydu.

Araştırmacı, tarihçi ve Kral Abdülaziz’in tarihiyle ilgilenen Dalal bint Zayed Al Maadi, Şarku’l Avsat’a tarım alanının ötesine geçen, kalkınmaya, sosyal, politik, iç ve dış güvenlik hedeflerine yönelik dikkat çekici ve verimli projelerle Kral Abdülaziz’in halkın gıda güvenliğini sağlamak için gösterdiği çabaları belgeledi.

Çölde yerleşim, tarımsal örtülü bir sosyal reform olarak sayılıyor. Al Maadi, Kral Abdülaziz’in hayatının başlangıcında ve İkinci Suudi Devleti’nin sonunda, babasından, büyükanne ve büyükbabasından Birinci Suudi Devleti hakkında sosyal reformun önemini fark ettiğini belirtti. Aktardığına göre Kral Abdülaziz, bilgeliğine dayanarak, hayatları istikrarsızlıkla karakterize edilen ve koşulları ganimetlere bağlı olan göçebe kavimleri yerlerinde seyretti.

Bu bağlamda Kral Abdülaziz, kıl ve yün yerine ‘Hicr’ adı verilen, çamurdan yapılmış yerler oluşturarak çöle yerleşme kararı aldı. Kral Abdülaziz, tembelliğe yol açacak veya yeniden yerleşim projesinin kurulmasının işaretlerini istikrarsızlaştıracak her türlü adımla yüzleşmeye gayret etti. Okul kurma girişiminde bulunduğunda okullarda çok sayıda fakih görevlendirildi, onlara fon sağlandı, halka arpa ve buğday tohumları dağıtıldı.

Fransız yazar J. Benoist Mechin, bu konuya merakla yaklaşırken, “Ülkenin büyük bir kısmı çöl iken, bir ülkenin gücünün ve güvenliğinin tarıma dayanması garip değil mi? Onu sulayacak bir nehir yok ve yılda sadece yedi santimetre yağmur almıyor mu?” diye sormuştu.

Al Maadi şunları söyledi:

“Kral Abdülaziz’in çabaları Hicr’in kuruluşundan sonra da devam etti. Dikkatini çiftçilere hizmet etmeye ve onların koşullarını iyileştirmeye odakladı. 4/4/1347 H. (20/9/1928 M.) tarihinde çiftçilere referans olmak, onların ihtiyaçlarını karşılamak ve aralarında çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek amacıyla Medine’de bir ziraat dairesi kurulmasına dair kraliyet onayı çıkarıldı.”

Başkan olarak Şeyh Abbas Kamkamci, üye olarak Şeyh Salih Şaklabha ve diğerlerinden oluşuyordu. H. 1350/ M. 1931 yılında yeniden teşkilatlandırılarak ve üye sayısı artırılarak daire, Ziraat Müdürü denilen bir başkan ve dönemin Medine Prensi Muhammed bin Abdulaziz Al Suud’a bağlı kıdemli çiftçilerden oluşan dört fahri üye içeriyordu.

Tarım işlerinde erken bakım

Araştırmacı sözlerine şöyle devam etti:

“Daha sonra H. 1351/ M. 1932 yılında Abdullah Süleyman başkanlığındaki Maliye Bakanlığı, tarım makine ve ekipmanlarının ithalatının ve ilerleyen yıllarda bunları taksitle çiftçilere satmanın yanı sıra, örnek çiftliklerin kurulmasıyla ilgili görevleri denetleyerek tarımsal işlerle ilgilendi. Bu adım, ülkedeki tarım hareketini teşvik etmek açısından olumlu bir ivmeydi.”

H. 1358/ M. 1939 yılında Temsilciler Meclisi’nde, çiftçilerin borçlarının ödenmesi ve koşullarının iyileştirilmesi için çalışacak, Maliye Bakanlığı çatısı altında bir tarım idaresi kurulmasının gerekliliği görüşüldü. Ancak teklif, mevcut zamanın böyle bir projenin uygulanmasına elverişli olmaması nedeniyle birkaç görüşmeden sonra reddedildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kraliyet çabalarına uygun olarak hükümet, Maliye Bakanlığı’nın her kabilenin tarımsal mülklerini tescil ettirme talebini onayladı ve her bölgede çiftliklerin yönetimiyle görevlendirilen bir organ görevlendirildi. Bu organ, emirlikten bir üye, belediye veya belediye meclisinden bir üye ya da belediyesi olmayan bölgelerde idari konseyden bir üye, maliyeden bir üye, emniyetten bir üye ve mahkemeden bir üyeden oluşuyordu. Böylece her heyet çalışmasını bitirdiğinde bile, varsa arazinin adı, sınırları, yeri, sahibinin adı, varsa mülkün kontrolünü ele geçirmek için yapılan iddianın tarihi hakkında kapsamlı bilgi veriyordu.

Çiftçilere hizmet veren tarım organları kurulmaya devam etti. H. 1361/ M. 1942 yılında kralın çuval buğdayla temsil edilen yardımını bölüşmek üzere bir komite oluşturuldu ve toplam mali miktar, her çuval buğday için 30 riyal oldu.

H. 1367/ M. 1948 yılında Kral Abdülaziz, tarımın gelişimini denetleyecek ilk organ olarak Tarım Müdürlüğü’nün kurulması emrini verdi. Bunu yöneten ilk kişi, Maliye Bakanı Abdullah Süleyman’ın gözetiminde Muhammed Salih Kazaz oldu.

Devlet destekli özel tarım şirketleri

Al Maadi konuya dair şunları söyledi:

“Suudi halkı da başta H. 1348/ M. 1929’da Taif şehrinde kurulan Hayırsever Tarım Şirketi olmak üzere Suudi hükümetinden büyük destek alan tarım şirketlerinin oluşumuna aktif olarak katkıda bulundu. Taif’teki çiftçileri teşvik etmek için Taif Valisi Prens Faysal, su kaldırma makineleri getirip Şubra kuyusuna yerleştirme girişiminde bulundu.”

Prens Faysal, bu çalışmayla halkın bu durumu iyi izleyip, onları cesaretlendirmeye çalıştı ve böylece halkın o işi taklit etme isteği oluştu. Bu tarım makineleri, Vadi Fatıma çiftçilerinin birçok tarım makinesi getiren bir tarım şirketi kurmasına kadar, halk arasında tarımın canlanmasına katkıda bulundu.

Fotoğraf Altı: Taif’teki tarım hayır kurumu, Hicaz ve Necid Krallığı döneminde tarım şirketlerinin kurulmasına yönelik bir modeldi.
Taif’teki tarım hayır kurumu, Hicaz ve Necid Krallığı döneminde tarım şirketlerinin kurulmasına yönelik bir modeldi.

Tarım şirketlerinin kurulması ve devlet desteğinin devamında, tarım arazilerini canlandırmak ve buralarda kuyu açmak amacıyla bir tarım anonim şirketi olan Al-Wajh Şirketi kuruldu. Şirket, Vecih halkının isteği üzerine Şura Konseyi’nin 8/5/1350 H./ 16/12/1931 M. tarihli ve 510 sayılı kararı ile oluşturuldu.

H. 1352/ M. 1933 yılında Suudi hükümeti, Şeyh Muhammed Surur es-Sabban’ın Hicaz’ın ihracatını birleştirmeyi ve bunların yönetimi ve yeniden canlandırılması üzerinde çalışmayı amaçlayan bir tarım şirketi kurma talebini kabul etti. Hisse sayısı başlangıçta bin adetti ve her birinin fiyatı 5 riyaldi. H. 1355/ M. 1936 yıllında Medine’de artezyen kuyularının kazılmasına başlanması ve yavaş yavaş modern makine ve aletlerin sağlanması amacıyla özel bir şirket kuruldu. Bu şirket, hükümet tarafından onaylanmış, 26 maddeden oluşan özel bir sistem geliştirmiştir. Şirketin toplam hisse sayısı bin 500 olup, her hissenin değeri peşin ödenmiş 2 riyaldi.

Tarım şirketlerinin başarısı sonucunda Krallık’ta, H. 1368/ M. 1948 yılında Abdullah bin Muhammed bin Suveylem’in başkanlığını yaptığı ve geniş tarım arazilerinin yatırımı için çalışan Al-Bukayriyah Şirketi gibi bir başka şirket daha kuruldu. Bu şirket, Maliye Bakanı Abdullah Süleyman’ın övgüsünü kazanınca refah yolundaki adımlarını hızlandırdı. En önemli başarılarından biri de kuyulardan su çekmek için 30’dan fazla makine ithal etmesi ve bunların el-Badai ve el-Bukayriyah kuyularına kurulmasıydı.

Uluslararası El-Harc Tarım Projesi

El-Harc Tarım Projesi, tarım ürünlerini güvence altına almak ve gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma projelerine kapı açmak amacıyla Suudi Arabistan’da düzenlenen önemli bir faaliyet sayılıyor. Bununla ilgili olarak araştırmacı Al Maadi, Kral Abdülaziz’in ürünlerine güvenmek ve yurt dışından ithalatı azaltmak için el-Harc’da tarım projesi kurma fikrini idari adımlarla başlattığına dikkat çekti.

Konuyla ilgili olarak Ahmed Abdul Gafur Attar şu açıklamada bulundu:

 “El-Harc, Kral Abdülaziz’in İbn Süleyman’a sunduğu bir fikirdi ve onu bunu uygulamakla görevlendirdi. İbn Süleyman, onu kralın mührüyle mühürledi, açtı, fikri iyice inceledi. Daha sonra yerleşik öğretilerin rehberliğinde onu hayata geçirmek için çalıştı. Kral, İbn Süleyman’a olan güveninden dolayı onu, H. 1354/ M. 1936 yılında el-Harc’ı geliştirme fikrini hayata geçirmekle sorumlu tuttu. Tarımla ilgili ilk denemeler H. 1358/ M. 1939 yılında başladı. Toplam 30 beygir gücündeki ilk iki küçük pompa, kaburga gözüne yerleştirildi.”

Fotoğraf Altı: M. 1950 yılında Suudi uzman ve tercüman Abdurrahman bin Kasım’ın yetkinliğinde, el-Harc’daki Hafş Dagra çiftliğinin denetçisi sertifikası verildi.
MS. 1950 yılında Suudi uzman ve tercüman Abdurrahman bin Kasım’ın yetkinliğinde, el-Harc’daki Hafş Dagra çiftliğinin denetçisi sertifikası verildi.

Araştırmacı Al Maadi, el-Harc tarım projesinin genel olarak Suudi Arabistan Krallığı’ndaki etkisi hakkında bunun, Krallık’taki kalkınma projelerine kapı açıcı olduğunu belirtti. Bu aynı zamanda Tarım Bakanı ve Tarımsal Proje Direktörü Kenneth Edwards’ın Washington’da projede elde edilen başarılar hakkında yaptığı konuşmadaki sözleriyle de ortaya koyuldu.

El-Harc Tarım Projesi ayrıca, yönetim ve tarımı birleştiren yetkinliklerin yaratılmasına da katkıda bulundu. Proje aynı zamanda, ithal edilenin iki katı tarımsal üretim elde edilmesini sağladı. Bu durum, büyük taşıma araçlarıyla çevredeki bölgelere tedarikte en büyük etkiye sahip olan tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinin genişlemesine katkıda bulundu.

Ayrıca proje, el-Harc’ın güneybatısında yer alan ve 700 hektarı aşmayan bir alana sahip olan Kafs Dagra projesi ve ayrıca H. 1369/ M. 1949’da ortaya koyulan el-Hofuf tarım projesi gibi proje fikrinin takip edilmesi açısından da ilgi uyandırdı. Ticari gübre kullanmak için bol hurma mahsulü elde etmek, eski ve modern yerel çiftçilerin topraklarını sürmek için sabanlarla deneyler yapmak ve Hofuf’ta bir tarım enstitüsü kurmak için çalışmak gibi çeşitli denemeler başarılı oldu.

Araştırmacı, projenin Suudi ve ABD hükümetleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Öyle ki tarımsal proje, projenin siyasi öneme sahip olması nedeniyle iki ülke arasındaki işbirliğinin bir örneği haline geldi. Aynı zamanda güvenlik ve refahın tesisine de katkıda bulundu. Krallık halkına yiyecek sağladı. Ayrıca Krallık’ta modern bir kalkınma başlangıcı için çeşitli işçilerin eğitilmesine de katkıda bulundu. H. 1370/ M. 1950’de tarım ve hayvancılık üretimi, değerinin işçilik maliyetlerini aştığı noktaya ulaştı. Kenneth Edwards’ın da belirttiği gibi el-Harc çalışanları, dış yardımdan zamanında vazgeçmeye hazırlık amacıyla Suudileri yeni makineleri kullanma konusunda eğitmeye başladı.

El-Harc Tarım Projesi, artan talebin bir sonucu olarak kurulan Barnes Manufacturing’e bağlı bir acente kurarak, pompa ve motorlarının onarımı konusunda eğitim alıp iş fırsatları da elde etti. 65 adet pompa kurulumu yaparak ve kullanıcılarına rehberlik ederek katkı sağladı. Kalitesiyle Suudi hükümetinin memnuniyetini kazandı. Bu da Suudi Arabistan’ın 750 pompa daha sipariş etmesine vesile oldu.

Araştırmacı, el-Harc tarım projesinin H. 19/1/1372’de Riyad’da demiryolunun açılmasına katkıda bulunduğunu vurguladı. Araştırmacıya göre bu durum, daha sonra çöl yollarını canlandırması ve çevre köylerde modern bir tarım kalkınması oluşturması ümidiyle Kral Suud’u Riya, Dammam, Medine, Cidde ve Mekke’yi birbirine bağlayan demiryolu projesinin tamamlanmasının hızlandırılmasının gerekliliği konusunda emirler vermeye teşvik etti.

Ürünleri için örnek çiftlikler ve fabrikalar

Al Maadi, tarım projesinin Maliye Bakanı’nın Mekke ve Cidde arasındaki Hada’da bulunan çiftlik gibi çeşitli sebzelerin üretimiyle öne çıkan çiftlikler kurmaya çalıştığını belirtti. Söz konusu çiftlikte, Al-Shara’i’deki domates suyu fabrikasına sevk edilen domateslerin bir kısmı Mekke ve Cidde’deki pazara, bir kısmı da Cidde’deki yabancı topluluğa dağıtılıyordu. Aynı şekilde bamya, karnabahar ve patlıcan da buradan alınıp pazarda satılıyordu. Çiftlik aynı zamanda, hayvanlara yem olarak kullanılan bol miktarda yonca üretimiyle de öne çıktı. Bu nedenle çiftlikteki keçi sayısı arttı. Bu da bir kısmının satılmak üzere Mekke’ye gönderilmesini sağladı.

Süt inekleri ve yeni doğmuş buzağılara gelince bunlar, her biri 5 galon kapasiteli 4 bin 803 teneke kaplarla Mekke’ye nakledilenler gibi, et ve peynir üretimi için kullanılıyordu. Çiftlikteki işçi sayısı 75 kişiye ulaşırken müdürlük, birçok tarım işinde kullanılmak üzere tüm aksesuarlarıyla birlikte traktör bile ithal etti. Maliye Bakanı ise bunu çiftliğinde kullanmakta hızlı davrandı.

Ayrıca Hamad Süleyman’ın suyun araziye uygun bir şekilde dağıtılacağı, arazinin içine sıkışan çakıl, taş ve kemiklerin temizleneceği, tarım yöntemlerine aşina çiftçilerin ve gurbetçilerin getirileceği, tohum, fide, çelik, pulluk ve su vinci gibi modern tarım makinelerinin sağlanacağı bir teknik planlayarak buranın örnek bir çiftlik haline getirilmesine katkıda bulunduğu Mekke-i Mükerreme’deki Al-Shara'i çiftliği de yıllar içerisinde örnek bir çiftlik haline geldi. Ülkeye hurma, buğday, sebze ve meyve sağladı. Bu çiftlikteki çalışmalar, Süleyman kontrolünde yürütüldü.



Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

TT

Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan’ın küresel futbol sahnesinde önemli bir merkez hâline geldiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan farklı ve hızlı dönüşümün, uluslararası düzeyde etkili bir varlık ortaya çıkardığını belirten Infantino, Suudi Arabistan'da dünyanın önde gelen futbol yıldızlarını bünyesinde barındıran küresel nitelikte bir yerel lig oluştuğunu ifade etti. Infantino, söz konusu ligin dünyadaki en iyi üç lig arasına girme yolunda ilerlediğini kaydetti.

zxcvf
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan liginin dünyanın en iyi üç liginden biri olma yolunda ilerlediğini iddia etti. (Şarku’l Avsat)

Infantino, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Suudi Arabistan Milli Takımı’nın 2022 Dünya Kupası’nda Arjantin karşısında elde ettiği çarpıcı sürprizin ardından, 2026 Dünya Kupası’nda da İspanya karşısında benzer bir başarıyı tekrarlayabilecek kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Infantino, Suudi futbolunun yalnızca A Milli Takım düzeyinde değil, alt yaş grupları seviyesinde de dikkat çekici bir gelişim gösterdiğini vurguladı. Aynı zamanda ülkedeki kadın futbolunun da, son yıllarda futbol otoritelerinin bu alana verdiği ilgi sayesinde daha güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.

Öte yandan Infantino, Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olmasının kendisine kişisel bir mutluluk verdiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın misafirperver bir ülke olduğunu, köklü bir kültüre, zengin bir mutfağa ve özgün bir halka sahip bulunduğunu, tüm bu unsurların büyük futbol organizasyonunun başarısına katkı sağlayacağını dile getirdi.

fvg
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan milli takımının Dünya Kupası'ndaki sürprizlerini tekrarlayabilecek kapasitede olduğunu söyledi. (Şarku’l Avsat)

* Son yıllarda Suudi Arabistan'daki spor hareketinin, özellikle Ronaldo ve Benzema gibi büyük yıldızların transferiyle birlikte, küresel futbol haritası üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün Suudi Arabistan, Cristiano Ronaldo ve daha birçok yıldızın varlığıyla modern futbolun güçlü bir merkezi haline geldi. Ancak sadece yıldız transferlerini değil, yerel futbolun ve Suudi Arabistan Milli Takımı’nın gücünü de unutmamak gerekiyor. Son Dünya Kupası’nda Arjantin’e karşı alınan zafer de bunun önemli bir göstergesi. Tüm bunlar, Suudi Arabistan’ı küresel futbol arenasında etkili bir güç haline getirdi ve bu son derece olumlu bir gelişme. Dünyanın her yerinde futbola ihtiyaç var ve ben Suudi futbolunun büyümeye devam etmesini, her geçen gün daha da iyi hale gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.

df
Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası, tüm dünyanın konuşacağı bir turnuva olacak. (Şarku’l Avsat)

* Sizce Suudi Arabistan Milli Takımı, 2026 Dünya Kupası'nda elde ettiği başarıyı İspanya'ya karşı tekrarlayabilecek mi?

Bu gerçekten ilginç bir soru. Bence her şey mümkün. Elbette grup zorlu, ancak Suudi Arabistan, herhangi bir rakibi yenebileceğini gösterdi. Bu nedenle taraftarlar, oldukça heyecanlı ve çekişmeli bir mücadele izlemeyi bekleyebilir.

* Suudi Arabistan Ligi'ni bugün dünya genelindeki en iyi liglerle kıyasladığınızda hangi seviyede görüyorsunuz?

Bugün geldiğimiz nokta, Suudi Arabistan Ligi’nin dünyanın en iyi üç ligi arasında yer alma yolunda olduğunu söylememizi sağlıyor. Bu hedefler yüksek, ama kesinlikle mümkün. Taraftarların coşkusunu görüyoruz, modern futbol stadyumlarını görüyoruz. Ayrıca 2034 Dünya Kupası ve Asya Kupası hazırlıkları kapsamında inşa edilen yeni altyapıyı da gözlemliyoruz. Çok sayıda oyuncu Suudi Arabistan’da oynamak için geliyor.

Genç yeteneklerin gelişimini ve Suudi Arabistan Ümit Milli Takımı’nın her geçen gün güçlendiğini görüyoruz. Ülkedeki futbol kültürü zaten oldukça güçlü. Bu nedenle lig büyüyor ve etkisi artıyor; sadece Suudi Arabistan’da değil, Avrupa, Amerika ve Asya’da da varlığı hissediliyor. Herkes Suudi Arabistan Ligi’nden söz ediyor. Bu durum, dünyanın pek çok diğer ligi için geçerli değil. Lig sürekli gelişiyor ve giderek daha iyi hâle geliyor.

sdv
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 2034 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmak üzere hazırlanan sözleşmeyi imzalarken (Şarku’l Avsat)

* Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

FIFA’nın, Suudi Arabistan’a 2034 Dünya Kupası’nı verme kararını geçen yıl oybirliğiyle almış olmasından dolayı çok mutluyum. Bu karar, tüm futbol dünyasının Suudi Arabistan’da Dünya Kupası düzenlenmesini onayladığı anlamına geliyor. Bu organizasyon, Suudi Arabistan’ı tamamen yeni bir seviyeye taşıyacak ve elbette hem ülkedeki topluma hem de Suudi Arabistan’ın uluslararası imajına güçlü bir etki yapacak.

Suudi Arabistan, misafirperver bir ülke, köklü bir kültüre, zengin bir mutfağa ve özel bir halka sahip. Dünya, Suudileri tanımak ve Suudi misafirperverliğini deneyimlemek istiyor; işte bu tam olarak gerçekleşecek. Ülkenin şimdi hazırlık için sekiz yılı var ve yapılacak çok iş bulunuyor. Ancak Suudi Arabistan kesinlikle dünyanın gelişine hazır olacak ve dünya 2034’te Suudi Arabistan’da bulunmaktan büyük keyif alacak.

xc
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinin açıklandığı törende (Şarku’l Avsat)

* Suudi Arabistan’ın, uluslararası büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yapması ve yıldız oyuncuları çekmesiyle yaşadığı büyük dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu, Suudi Arabistan’da birkaç yıldır devam eden gerçek bir dönüşüm. Ülke, sadece futbolda değil, sürekli olarak farklı spor etkinliklerine ev sahipliği yapıyor; bunlar arasında boks, tenis ve çok sayıda diğer organizasyonlar yer alıyor. Bu etkinlikler yalnızca Suudiler, Ortadoğu veya Arap dünyası tarafından değil, tüm dünya tarafından takip ediliyor.

Bu durum, Suudi Arabistan gibi büyük bir ülkenin sadece bölgesel değil, küresel çapta ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, Suudi Arabistan’ın tarihi bir adım attığını düşünüyorum. Bu vizyon, elbette Kral Selman, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve onların ekibi tarafından şekillendirildi. Amaç, ülkeyi dünyaya açmak ve Suudi Arabistan’ı sadece politik ve ekonomik alanda değil, spor alanında da istikrarlı ve etkili bir konuma taşımak.

zsx
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan'da kadın futbolunun gelişimini övdü. (AFP)

* Suudi Arabistan kadın futbolunun son dönemde elde ettiği başarıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu durumdan gerçekten çok mutluyum ve bence insanlar bu konuyu yeterince konuşmuyor. Suudi Arabistan’ın kadınlar futbol ligi kurma kararı çok önemli bir adım. İki yıl önce Suudi Arabistan Kadınlar Ligi maçlarından birine bizzat katıldım; maçta 4 bin kişi vardı. Maç çok iyiydi ve milli takım artık uluslararası maçlara katılabilecek düzeyde. Takım, sadece birkaç yıl önce dördüncü maçını oynuyordu ve o zamandan bu yana 40’tan fazla karşılaşma yaptı. Şu anda, sanırım, FIFA sıralamasında 161. sırada yer alıyor ve sürekli yükseliyor.

Dünyanın, Suudi Arabistan gibi bir ülkenin kadın futboluna ev sahipliği yapmasının ne kadar büyük bir etki yarattığını fark edip etmediğini bilmiyorum. Bu çok önemli, cesur bir adım ve Suudi Arabistan Futbol Federasyonu ile ülke için büyük bir kazanım. Kadın futbolu Suudi Arabistan’da daha da büyüme potansiyeline sahip. FIFA olarak biz de bu ülkede kadın futbolu turnuvaları ve etkinlikleri düzenlemeyi arzu ediyoruz.

* Suudi Arabistan Milli Takımı’nın maçlarını izlediniz; taraftarlar ve stadyum atmosferi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Muhteşem. Gerçekten muhteşem ve olağanüstü bir atmosfer vardı. Suudi Arabistan, köklü bir futbol kültürüne sahip ve bu yeni bir durum değil; yılların birikimi sonucu oluşmuş bir gelişim. Milli takım ve kulüp maçlarında taraftarları izlediğinizde, 90 dakika boyunca tezahürat yaptıklarını ve coşkuyla maçı takip ettiklerini görüyorsunuz.

* Suudi Arabistan Kalkınma Fonu, FIFA aracılığıyla stadyumların geliştirilmesi için 1 milyar dolara kadar kredi sağlayacak. Hangi ülkeler bu girişimden yararlanacak ve koşullar neler olacak?

Elbette birçok ülke bu destekten faydalanacak. Lübnan, senin bir Lübnanlı gazeteci olman vesilesiyle özel bir örnek; kesinlikle modern, gelişmiş ve yüksek standartlarda yeni bir stadyuma sahip olmalı. Bu, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’a verdiğim bir söz. Bu destek, Suudi Arabistan Kalkınma Fonu veya başka bir proje aracılığıyla olabilir, detayları daha sonra göreceğiz.

Dünya genelinde birçok ülke, bir stadyuma bile sahip değil. Sadece Afrika’da 20’den fazla ülke milli takım maçlarını kendi topraklarında oynayamıyor. Lübnan, Asya’da kendi sahasında maç oynayamayan ülkelerden biri; başka ülkeler de benzer sorunlar yaşıyor.

FIFA Başkanı olarak benim hedefim, her ülkede en az bir stadyumun uluslararası maçlara ev sahipliği yapabilmesini sağlamak. İşte bunu başarmak istiyoruz ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu ile doğru ortaklığı bulduk. Bu bir kredi; yani geri ödeyeceğiz, ancak bu, stadyum inşasına yatırım yapmamıza imkân tanıyor. Toplamda 1 milyar dolara kadar yatırım yapılacak ve düzenlemeler ile rehberler gelecek yıl başında ilan edilecek.

FIFA’nın önceliği, maçlarını kendi sahasında oynayamayan ülkelere yönelmek olacak. Bu sayede her ülkenin çocukları ve halkı, kahramanlarını kendi ülkelerinde futbol oynarken izleyebilecek. Bu çok özel bir durum ve futbolun gelişimi üzerinde büyük bir etki yaratacak.

axsdf
FIFA Başkanı Gianni Infantino, dünyanın Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyeceğine inanıyor. (Reuters)

* Bu projeden yararlanacak ülkelerin yerine getirmesi gereken koşullar neler? FIFA’ya araziyi mi tahsis etmeleri gerekiyor?

Evet. Biz stadyumun inşasını finanse edeceğiz. Tek ihtiyacımız olan arazi. Arazi ücretsiz olarak sağlanmalı. Ayrıca stadyuma ulaşım yolları, su ve elektrik bağlantıları da temin edilmeli. Geri kalan her şeyi biz sağlayacağız. Böylece her ülkede bir futbol mücevheri yaratacağız.

* Gianni Infantino’nun kaç pasaportu var ve Lübnan pasaportu sizin için ne ifade ediyor?

(Gülerek) Birkaç pasaportum var; Lübnan, İtalya ve İsviçre. Lübnan pasaportu benim için kalben Lübnanlı olmak demek. En önemli husus bu.

* Bu röportajın sonunda Arap dünyasındaki futbolseverlere bir mesajınız var mı?

Arapçam çok iyi değil… “Ben Lübnanlıyım, biraz Arapça konuşuyorum, mutlu bir yıl dilerim.” Başka ne söylememi istersiniz?

* İngilizce olarak Arap dünyasındaki futbolseverlere bir mesaj verebilir misiniz?

Tabii. Belki Arap taraftarların farkında olmadığı bir konu var: Gelecek yıl Dünya Kupası’na 7 Arap ülkesi katılacak. Bu, şimdiye kadar bir dil açısından en yüksek sayı. Irak’ın da katılma şansı hâlâ var; eğer katılırsa, Arapça konuşan ülke sayısı 8 olacak. Bu da demek oluyor ki, Dünya Kupası’nda Arapça konuşulacak. Arapça, gelecek yıl Kuzey Amerika’da en çok konuşulan dillerden biri olacak. Bunu dört gözle bekliyorum; çünkü Araplar oyuna eşsiz bir tutku getiriyor. Çok teşekkür ederim. Beni takip edin, ben Gianni Infantino.


Faysal bin Ferhan ve Safadi bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldılar

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)
TT

Faysal bin Ferhan ve Safadi bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldılar

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Ayman Safadi, resmi bir ziyaret için Riyad'a geldi.

Riyad'daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı'na varışında, kendisini Dışişleri Bakan Yardımcısı Mühendis Velid bin Abdulkerim el-Hureyci karşıladı.

sdfr
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ürdün Dışişleri Bakanı'nın Riyad'a gelişi sırasında kendisini karşılarken (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ürdün Dışişleri Bakanı'nın Riyad'a gelişi sırasında kendisini karşılarken (SPA)Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün Riyad'da Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler İşleri Bakanı Ayman Safadi'yi kabul etti.

Görüşmede, iki ülke arasındaki kardeşlik ve tarihi ilişkiler gözden geçirildi ve çeşitli alanlarda ortak iş birliğini geliştirme fırsatları ele alındı.

ght
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşıyla yaptığı görüşme sırasında (SPA)

Bölgesel ve uluslararası alandaki son gelişmeler ve bunlara ilişkin çabaların koordinasyonu da görüşüldü.


Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Birinci Sınıf Kurucu Nişanı'nı takdim etti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Birinci Sınıf Kurucu Nişanı'nı takdim etti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdulaziz, Pakistan Ordusu Başkomutanı Mareşal Asim Munir'e, Kral Selman bin Abdulaziz'in emri doğrultusunda, dostluk ve ortak iş birliği bağlarını pekiştirme ve güçlendirme, ayrıca Suudi Arabistan-Pakistan ilişkilerini geliştirme konusundaki seçkin çabaları nedeniyle Birinci Sınıf Kral Abdulaziz Madalyası'nı takdim etti. Bu tören, Suudi Savunma Bakanı'nın dün Riyad'daki makamında Pakistan Ordusu Başkomutanını kabulü sırasında gerçekleşti.

fr
Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)  

Prens Halid bin Selman, Mareşal Asim Munir'i, Pakistan Ordusu Başkomutanlığına atanması nedeniyle tebrik ederek başarılar diledi.

Görüşmede, Suudi Arabistan-Pakistan arasındaki tarihi ilişkiler, iki kardeş ülke arasındaki savunma alanındaki stratejik iş birliği gözden geçirildi ve uluslararası barış ve güvenliğin temellerinin atılması çabalarının yanı sıra ortak ilgi alanlarına giren diğer konular ele alındı.

Toplantıya Savunma Bakan Yardımcısı Prens Abdulrahman bin Muhammed bin Ayyaf, Genelkurmay Başkanı Korgeneral Feyyad bin Hamid el-Ruveyli, Savunma Bakanı İstihbarat İşleri Danışmanı Hişam bin Abdulaziz bin Saif ve İslamabad'daki Suudi Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Tuğgeneral Bender bin Hamad el-Hakbani katıldı.

Pakistan tarafında ise Pakistan'ın Krallık Büyükelçisi Ahmed Faruk, , Savunma Kuvvetleri Komutanı Sekreteri Tümgeneral Muhammad Javad Tariq ve Pakistan'ın Krallık Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Tuğgeneral Muhsin Javed katıldı.