Kuruluş öncesi ve sonrasında Kral Abdülaziz’in gıda güveliği konusundaki endişesi

Gelişmekte olan ülkedeki yerleşim ve tarım projeleri, Amerikalıları ve Fransızları heyecanlandırdı.

1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
TT

Kuruluş öncesi ve sonrasında Kral Abdülaziz’in gıda güveliği konusundaki endişesi

1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)

Gıda güvenliğini sağlamak, babalarımızın ve dedelerimizin krallığını yeniden kurma yolculuğundan bu yana Kral Abdülaziz bin Abdurrahman’ın (Allah rahmet eylesin) başlıca endişelerindendi. Kurucu Kral, birleşip büyük varlığı (Suudi Arabistan Krallığı) kurduğunda, güvenliği yaymanın, yeni ortaya çıkan devlet için idari düzenlemeleri onaylamanın, eğitimi yaymanın, tedavi için acil bir sağlık sistemine kavuşmanın, ölümlere neden olan salgın ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmenin yanı sıra gıda güvenliğini de öncelikleri arasına koydu.

Araştırmacı, tarihçi ve Kral Abdülaziz’in tarihiyle ilgilenen Dalal bint Zayed Al Maadi, Şarku’l Avsat’a tarım alanının ötesine geçen, kalkınmaya, sosyal, politik, iç ve dış güvenlik hedeflerine yönelik dikkat çekici ve verimli projelerle Kral Abdülaziz’in halkın gıda güvenliğini sağlamak için gösterdiği çabaları belgeledi.

Çölde yerleşim, tarımsal örtülü bir sosyal reform olarak sayılıyor. Al Maadi, Kral Abdülaziz’in hayatının başlangıcında ve İkinci Suudi Devleti’nin sonunda, babasından, büyükanne ve büyükbabasından Birinci Suudi Devleti hakkında sosyal reformun önemini fark ettiğini belirtti. Aktardığına göre Kral Abdülaziz, bilgeliğine dayanarak, hayatları istikrarsızlıkla karakterize edilen ve koşulları ganimetlere bağlı olan göçebe kavimleri yerlerinde seyretti.

Bu bağlamda Kral Abdülaziz, kıl ve yün yerine ‘Hicr’ adı verilen, çamurdan yapılmış yerler oluşturarak çöle yerleşme kararı aldı. Kral Abdülaziz, tembelliğe yol açacak veya yeniden yerleşim projesinin kurulmasının işaretlerini istikrarsızlaştıracak her türlü adımla yüzleşmeye gayret etti. Okul kurma girişiminde bulunduğunda okullarda çok sayıda fakih görevlendirildi, onlara fon sağlandı, halka arpa ve buğday tohumları dağıtıldı.

Fransız yazar J. Benoist Mechin, bu konuya merakla yaklaşırken, “Ülkenin büyük bir kısmı çöl iken, bir ülkenin gücünün ve güvenliğinin tarıma dayanması garip değil mi? Onu sulayacak bir nehir yok ve yılda sadece yedi santimetre yağmur almıyor mu?” diye sormuştu.

Al Maadi şunları söyledi:

“Kral Abdülaziz’in çabaları Hicr’in kuruluşundan sonra da devam etti. Dikkatini çiftçilere hizmet etmeye ve onların koşullarını iyileştirmeye odakladı. 4/4/1347 H. (20/9/1928 M.) tarihinde çiftçilere referans olmak, onların ihtiyaçlarını karşılamak ve aralarında çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek amacıyla Medine’de bir ziraat dairesi kurulmasına dair kraliyet onayı çıkarıldı.”

Başkan olarak Şeyh Abbas Kamkamci, üye olarak Şeyh Salih Şaklabha ve diğerlerinden oluşuyordu. H. 1350/ M. 1931 yılında yeniden teşkilatlandırılarak ve üye sayısı artırılarak daire, Ziraat Müdürü denilen bir başkan ve dönemin Medine Prensi Muhammed bin Abdulaziz Al Suud’a bağlı kıdemli çiftçilerden oluşan dört fahri üye içeriyordu.

Tarım işlerinde erken bakım

Araştırmacı sözlerine şöyle devam etti:

“Daha sonra H. 1351/ M. 1932 yılında Abdullah Süleyman başkanlığındaki Maliye Bakanlığı, tarım makine ve ekipmanlarının ithalatının ve ilerleyen yıllarda bunları taksitle çiftçilere satmanın yanı sıra, örnek çiftliklerin kurulmasıyla ilgili görevleri denetleyerek tarımsal işlerle ilgilendi. Bu adım, ülkedeki tarım hareketini teşvik etmek açısından olumlu bir ivmeydi.”

H. 1358/ M. 1939 yılında Temsilciler Meclisi’nde, çiftçilerin borçlarının ödenmesi ve koşullarının iyileştirilmesi için çalışacak, Maliye Bakanlığı çatısı altında bir tarım idaresi kurulmasının gerekliliği görüşüldü. Ancak teklif, mevcut zamanın böyle bir projenin uygulanmasına elverişli olmaması nedeniyle birkaç görüşmeden sonra reddedildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kraliyet çabalarına uygun olarak hükümet, Maliye Bakanlığı’nın her kabilenin tarımsal mülklerini tescil ettirme talebini onayladı ve her bölgede çiftliklerin yönetimiyle görevlendirilen bir organ görevlendirildi. Bu organ, emirlikten bir üye, belediye veya belediye meclisinden bir üye ya da belediyesi olmayan bölgelerde idari konseyden bir üye, maliyeden bir üye, emniyetten bir üye ve mahkemeden bir üyeden oluşuyordu. Böylece her heyet çalışmasını bitirdiğinde bile, varsa arazinin adı, sınırları, yeri, sahibinin adı, varsa mülkün kontrolünü ele geçirmek için yapılan iddianın tarihi hakkında kapsamlı bilgi veriyordu.

Çiftçilere hizmet veren tarım organları kurulmaya devam etti. H. 1361/ M. 1942 yılında kralın çuval buğdayla temsil edilen yardımını bölüşmek üzere bir komite oluşturuldu ve toplam mali miktar, her çuval buğday için 30 riyal oldu.

H. 1367/ M. 1948 yılında Kral Abdülaziz, tarımın gelişimini denetleyecek ilk organ olarak Tarım Müdürlüğü’nün kurulması emrini verdi. Bunu yöneten ilk kişi, Maliye Bakanı Abdullah Süleyman’ın gözetiminde Muhammed Salih Kazaz oldu.

Devlet destekli özel tarım şirketleri

Al Maadi konuya dair şunları söyledi:

“Suudi halkı da başta H. 1348/ M. 1929’da Taif şehrinde kurulan Hayırsever Tarım Şirketi olmak üzere Suudi hükümetinden büyük destek alan tarım şirketlerinin oluşumuna aktif olarak katkıda bulundu. Taif’teki çiftçileri teşvik etmek için Taif Valisi Prens Faysal, su kaldırma makineleri getirip Şubra kuyusuna yerleştirme girişiminde bulundu.”

Prens Faysal, bu çalışmayla halkın bu durumu iyi izleyip, onları cesaretlendirmeye çalıştı ve böylece halkın o işi taklit etme isteği oluştu. Bu tarım makineleri, Vadi Fatıma çiftçilerinin birçok tarım makinesi getiren bir tarım şirketi kurmasına kadar, halk arasında tarımın canlanmasına katkıda bulundu.

Fotoğraf Altı: Taif’teki tarım hayır kurumu, Hicaz ve Necid Krallığı döneminde tarım şirketlerinin kurulmasına yönelik bir modeldi.
Taif’teki tarım hayır kurumu, Hicaz ve Necid Krallığı döneminde tarım şirketlerinin kurulmasına yönelik bir modeldi.

Tarım şirketlerinin kurulması ve devlet desteğinin devamında, tarım arazilerini canlandırmak ve buralarda kuyu açmak amacıyla bir tarım anonim şirketi olan Al-Wajh Şirketi kuruldu. Şirket, Vecih halkının isteği üzerine Şura Konseyi’nin 8/5/1350 H./ 16/12/1931 M. tarihli ve 510 sayılı kararı ile oluşturuldu.

H. 1352/ M. 1933 yılında Suudi hükümeti, Şeyh Muhammed Surur es-Sabban’ın Hicaz’ın ihracatını birleştirmeyi ve bunların yönetimi ve yeniden canlandırılması üzerinde çalışmayı amaçlayan bir tarım şirketi kurma talebini kabul etti. Hisse sayısı başlangıçta bin adetti ve her birinin fiyatı 5 riyaldi. H. 1355/ M. 1936 yıllında Medine’de artezyen kuyularının kazılmasına başlanması ve yavaş yavaş modern makine ve aletlerin sağlanması amacıyla özel bir şirket kuruldu. Bu şirket, hükümet tarafından onaylanmış, 26 maddeden oluşan özel bir sistem geliştirmiştir. Şirketin toplam hisse sayısı bin 500 olup, her hissenin değeri peşin ödenmiş 2 riyaldi.

Tarım şirketlerinin başarısı sonucunda Krallık’ta, H. 1368/ M. 1948 yılında Abdullah bin Muhammed bin Suveylem’in başkanlığını yaptığı ve geniş tarım arazilerinin yatırımı için çalışan Al-Bukayriyah Şirketi gibi bir başka şirket daha kuruldu. Bu şirket, Maliye Bakanı Abdullah Süleyman’ın övgüsünü kazanınca refah yolundaki adımlarını hızlandırdı. En önemli başarılarından biri de kuyulardan su çekmek için 30’dan fazla makine ithal etmesi ve bunların el-Badai ve el-Bukayriyah kuyularına kurulmasıydı.

Uluslararası El-Harc Tarım Projesi

El-Harc Tarım Projesi, tarım ürünlerini güvence altına almak ve gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma projelerine kapı açmak amacıyla Suudi Arabistan’da düzenlenen önemli bir faaliyet sayılıyor. Bununla ilgili olarak araştırmacı Al Maadi, Kral Abdülaziz’in ürünlerine güvenmek ve yurt dışından ithalatı azaltmak için el-Harc’da tarım projesi kurma fikrini idari adımlarla başlattığına dikkat çekti.

Konuyla ilgili olarak Ahmed Abdul Gafur Attar şu açıklamada bulundu:

 “El-Harc, Kral Abdülaziz’in İbn Süleyman’a sunduğu bir fikirdi ve onu bunu uygulamakla görevlendirdi. İbn Süleyman, onu kralın mührüyle mühürledi, açtı, fikri iyice inceledi. Daha sonra yerleşik öğretilerin rehberliğinde onu hayata geçirmek için çalıştı. Kral, İbn Süleyman’a olan güveninden dolayı onu, H. 1354/ M. 1936 yılında el-Harc’ı geliştirme fikrini hayata geçirmekle sorumlu tuttu. Tarımla ilgili ilk denemeler H. 1358/ M. 1939 yılında başladı. Toplam 30 beygir gücündeki ilk iki küçük pompa, kaburga gözüne yerleştirildi.”

Fotoğraf Altı: M. 1950 yılında Suudi uzman ve tercüman Abdurrahman bin Kasım’ın yetkinliğinde, el-Harc’daki Hafş Dagra çiftliğinin denetçisi sertifikası verildi.
MS. 1950 yılında Suudi uzman ve tercüman Abdurrahman bin Kasım’ın yetkinliğinde, el-Harc’daki Hafş Dagra çiftliğinin denetçisi sertifikası verildi.

Araştırmacı Al Maadi, el-Harc tarım projesinin genel olarak Suudi Arabistan Krallığı’ndaki etkisi hakkında bunun, Krallık’taki kalkınma projelerine kapı açıcı olduğunu belirtti. Bu aynı zamanda Tarım Bakanı ve Tarımsal Proje Direktörü Kenneth Edwards’ın Washington’da projede elde edilen başarılar hakkında yaptığı konuşmadaki sözleriyle de ortaya koyuldu.

El-Harc Tarım Projesi ayrıca, yönetim ve tarımı birleştiren yetkinliklerin yaratılmasına da katkıda bulundu. Proje aynı zamanda, ithal edilenin iki katı tarımsal üretim elde edilmesini sağladı. Bu durum, büyük taşıma araçlarıyla çevredeki bölgelere tedarikte en büyük etkiye sahip olan tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinin genişlemesine katkıda bulundu.

Ayrıca proje, el-Harc’ın güneybatısında yer alan ve 700 hektarı aşmayan bir alana sahip olan Kafs Dagra projesi ve ayrıca H. 1369/ M. 1949’da ortaya koyulan el-Hofuf tarım projesi gibi proje fikrinin takip edilmesi açısından da ilgi uyandırdı. Ticari gübre kullanmak için bol hurma mahsulü elde etmek, eski ve modern yerel çiftçilerin topraklarını sürmek için sabanlarla deneyler yapmak ve Hofuf’ta bir tarım enstitüsü kurmak için çalışmak gibi çeşitli denemeler başarılı oldu.

Araştırmacı, projenin Suudi ve ABD hükümetleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Öyle ki tarımsal proje, projenin siyasi öneme sahip olması nedeniyle iki ülke arasındaki işbirliğinin bir örneği haline geldi. Aynı zamanda güvenlik ve refahın tesisine de katkıda bulundu. Krallık halkına yiyecek sağladı. Ayrıca Krallık’ta modern bir kalkınma başlangıcı için çeşitli işçilerin eğitilmesine de katkıda bulundu. H. 1370/ M. 1950’de tarım ve hayvancılık üretimi, değerinin işçilik maliyetlerini aştığı noktaya ulaştı. Kenneth Edwards’ın da belirttiği gibi el-Harc çalışanları, dış yardımdan zamanında vazgeçmeye hazırlık amacıyla Suudileri yeni makineleri kullanma konusunda eğitmeye başladı.

El-Harc Tarım Projesi, artan talebin bir sonucu olarak kurulan Barnes Manufacturing’e bağlı bir acente kurarak, pompa ve motorlarının onarımı konusunda eğitim alıp iş fırsatları da elde etti. 65 adet pompa kurulumu yaparak ve kullanıcılarına rehberlik ederek katkı sağladı. Kalitesiyle Suudi hükümetinin memnuniyetini kazandı. Bu da Suudi Arabistan’ın 750 pompa daha sipariş etmesine vesile oldu.

Araştırmacı, el-Harc tarım projesinin H. 19/1/1372’de Riyad’da demiryolunun açılmasına katkıda bulunduğunu vurguladı. Araştırmacıya göre bu durum, daha sonra çöl yollarını canlandırması ve çevre köylerde modern bir tarım kalkınması oluşturması ümidiyle Kral Suud’u Riya, Dammam, Medine, Cidde ve Mekke’yi birbirine bağlayan demiryolu projesinin tamamlanmasının hızlandırılmasının gerekliliği konusunda emirler vermeye teşvik etti.

Ürünleri için örnek çiftlikler ve fabrikalar

Al Maadi, tarım projesinin Maliye Bakanı’nın Mekke ve Cidde arasındaki Hada’da bulunan çiftlik gibi çeşitli sebzelerin üretimiyle öne çıkan çiftlikler kurmaya çalıştığını belirtti. Söz konusu çiftlikte, Al-Shara’i’deki domates suyu fabrikasına sevk edilen domateslerin bir kısmı Mekke ve Cidde’deki pazara, bir kısmı da Cidde’deki yabancı topluluğa dağıtılıyordu. Aynı şekilde bamya, karnabahar ve patlıcan da buradan alınıp pazarda satılıyordu. Çiftlik aynı zamanda, hayvanlara yem olarak kullanılan bol miktarda yonca üretimiyle de öne çıktı. Bu nedenle çiftlikteki keçi sayısı arttı. Bu da bir kısmının satılmak üzere Mekke’ye gönderilmesini sağladı.

Süt inekleri ve yeni doğmuş buzağılara gelince bunlar, her biri 5 galon kapasiteli 4 bin 803 teneke kaplarla Mekke’ye nakledilenler gibi, et ve peynir üretimi için kullanılıyordu. Çiftlikteki işçi sayısı 75 kişiye ulaşırken müdürlük, birçok tarım işinde kullanılmak üzere tüm aksesuarlarıyla birlikte traktör bile ithal etti. Maliye Bakanı ise bunu çiftliğinde kullanmakta hızlı davrandı.

Ayrıca Hamad Süleyman’ın suyun araziye uygun bir şekilde dağıtılacağı, arazinin içine sıkışan çakıl, taş ve kemiklerin temizleneceği, tarım yöntemlerine aşina çiftçilerin ve gurbetçilerin getirileceği, tohum, fide, çelik, pulluk ve su vinci gibi modern tarım makinelerinin sağlanacağı bir teknik planlayarak buranın örnek bir çiftlik haline getirilmesine katkıda bulunduğu Mekke-i Mükerreme’deki Al-Shara'i çiftliği de yıllar içerisinde örnek bir çiftlik haline geldi. Ülkeye hurma, buğday, sebze ve meyve sağladı. Bu çiftlikteki çalışmalar, Süleyman kontrolünde yürütüldü.



Veliaht Prens El-Huber'de BAE Devlet Başkanı ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman Şeyh Muhammed bin Zayed ile El-Huber’deki Aziziye Sarayı'nda bir araya geldi
Prens Muhammed bin Salman Şeyh Muhammed bin Zayed ile El-Huber’deki Aziziye Sarayı'nda bir araya geldi
TT

Veliaht Prens El-Huber'de BAE Devlet Başkanı ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman Şeyh Muhammed bin Zayed ile El-Huber’deki Aziziye Sarayı'nda bir araya geldi
Prens Muhammed bin Salman Şeyh Muhammed bin Zayed ile El-Huber’deki Aziziye Sarayı'nda bir araya geldi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz dün (Cuma) BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed ile bir araya geldi.

Veliaht Prens'in özel ofis müdürü Bader el-Asaker, X hesabında El-Huber’deki el-Aziziye Sarayı'nda yapılan görüşmenin fotoğrafını paylaştı.

Prens Muhammed bin Salman, dün erken saatlerde Doğu Bölgesi ziyareti kapsamında kendisini Dammam'daki Körfez Sarayı'nda karşılamaya gelen prensleri, akademisyenleri, bakanları ve bir grup vatandaşı kabul etti.


Bahreyn Zirvesi: İki devletli çözümün sağlanmasına yönelik uluslararası bir zirve

Arap Birliği ülkeleri liderlerinin Manama Zirvesi'ndeki hatıra fotoğrafı (BNA)
Arap Birliği ülkeleri liderlerinin Manama Zirvesi'ndeki hatıra fotoğrafı (BNA)
TT

Bahreyn Zirvesi: İki devletli çözümün sağlanmasına yönelik uluslararası bir zirve

Arap Birliği ülkeleri liderlerinin Manama Zirvesi'ndeki hatıra fotoğrafı (BNA)
Arap Birliği ülkeleri liderlerinin Manama Zirvesi'ndeki hatıra fotoğrafı (BNA)

Arap Birliği Konseyi'nin dün (perşembe) Manama'da düzenlenen zirve düzeyindeki 33. olağan oturumuna katılan Arap liderler, Filistin meselesinin çözümü için Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde uluslararası bir konferans düzenlenmesi yönünde ortak bir çağrı yaparak iki devletli çözüm yolunda ilerleme kaydetmeye çalıştılar.

Bahreyn Zirvesi’nin sonuç bildirisinde, Arap liderlerin ‘siyasi süreç ve müzakereler için bir zaman sınırı belirlenmesi’ ve bu konuda net tedbirler alınması gerektiğini vurguladıkları aktarıldı. Liderler ayrıca, çözümün ‘Arap topraklarındaki İsrail işgalinin sona ermesi ve adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmanın yolu olarak İsrail ile birlikte güvenlik ve barış içinde yaşamak üzere uluslararası meşruiyet kararlarına uygun bağımsız, egemen ve yaşayabilir bir Filistin devleti kurulmasıyla’ mümkün olduğunu ifade ettiler.

Zirve, ülkesi Arap Birliği Konseyi'nin bir önceki oturumuna başkanlık eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın Suudi Arabistan'ın bir Filistin devletinin kurulmasına ve uluslararası alanda tanınmasına verdiği desteği yinelediği ve uluslararası toplumu Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme çabalarını desteklemeye çağırdığı konuşmasıyla başladı. Suudi Arabistan’ın zirve delegasyonuna başkanlık eden Veliaht Prens konuşmasına İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz Al Suud'un zirve katılımcılarına selamlarını ve ‘başarı ve muvaffakiyet’ dileklerini ileterek başladı.

Katılımcılara hitap eden Muhammed bin Selman, “32. oturuma başkanlık ettiği süre boyunca Suudi Arabistan, Arap meselelerine ve ortak Arap eyleminin geliştirilmesine büyük önem verdi. İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığını görüşmek üzere olağanüstü ortak Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesine ev sahipliği yaptığı için başta Filistin meselesi olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda ortak tutum belirleme konusunda istekli oldu” ifadelerini kullandı. Muhammed bin Selman ayrıca, “Filistin'deki kardeşlerimize yönelik acımasız saldırganlığa karşı ortak eylemin sürdürülmesi gerektiğini” vurguladı.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise “uluslararası meşruiyeti hiçe sayarak yedi aydan fazla bir süredir ABD'nin desteğiyle devam eden İsrail savaş suçları ve soykırımı sonucunda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 120 binden fazla Filistinlinin şehit olduğunu ve yaralandığını” söyledi.

Zirvede ayrıca liderler tarafından sonuç bildirisinde ifade edilen ve Arap su güvenliği konusunu ele alan çeşitli hususlara da değinildi. Katılımcılar bunun özellikle Mısır ve Sudan için Arap ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu yineledi. Katılımcılar, Mısır ve Sudan’ın Nil suları üzerindeki haklarını etkileyecek herhangi bir eylem ya da tedbiri reddetti. Katılımcılar ayrıca, Dicle ve Fırat nehirleri konusunda Suriye ve Irak ile dayanışma içinde olduklarını ve güvenliklerini ve su çıkarlarını korumak için gerekli gördükleri her türlü tedbiri alma konusunda hepsiyle dayanışma içinde olduklarını bir kez daha yinelediler.

Bahreyn Zirvesi'nin nihai bildiri taslağında ayrıca, devletlerin egemenliği dışında faaliyet gösteren ve Arap devletlerinin yüce çıkarlarıyla çelişen yabancı gündemleri takip eden veya uygulayan silahlı gruplara veya milislere verilen her türlü destek tamamen reddedilirken, egemenliklerini ve toprak bütünlüklerini savunan tüm Arap devletleriyle dayanışma içinde olunduğu vurgulandı.


Arap Birliği Genel Sekreteri: Filistin devletinin kurulması ‘an meselesi’

Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile ortak bir konferansta (Reuters)
Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile ortak bir konferansta (Reuters)
TT

Arap Birliği Genel Sekreteri: Filistin devletinin kurulması ‘an meselesi’

Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile ortak bir konferansta (Reuters)
Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile ortak bir konferansta (Reuters)

Bahreyn’in başkenti Manama'da dün (Perşembe) düzenlenen Arap Birliği Zirvesi'nin sonunda yayımlanan sonuç bildirisinde, iki devletli çözüm hayata geçirilene kadar Filistin topraklarında uluslararası Birleşmiş Milletler (BM) koruma ve barış gücü konuşlandırılması çağrısında bulunuldu.

Bildiride ayrıca BM Güvenlik Konseyi'nden, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması için BM Anlaşması’nın 7. Bölümü kapsamında bir karar çıkarması talep edildi.

Bildiride, Filistin meselesinin iki devletli çözüm temelinde çözüme kavuşturulması amacıyla BM himayesinde uluslararası bir konferans düzenlenmesi için ortak bir çağrıda bulunuldu.

Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile düzenlediği ortak konferansta, Filistin meselesinin çözümü için çağrıda bulunulan uluslararası konferansın bir dizi oturumu olacağını, zira “durumu tek bir toplantıda ya da iki veya üç günde çözmenin mümkün olmadığını” söyledi.

Zeyani, “Bu tamamen Arapların barış istediğine dair bir çağrıdır” ifadesini kullandı.

Ebu Gayt ise Filistin devletinin kurulmasını ‘an meselesi’ (yakında) olarak nitelendirdi. İsrail'in ‘kendisini, destekçilerinin saldırganlığını ortaya çıkaran bir çıkmaza soktuğunu’ belirten Ebu Gayt, bunun ‘muazzam bir gelişme’ olduğunu ifade etti.

Bir gazetecinin Gazze Şeridi'ne Arap ya da uluslararası bir güç gönderilmesi önerilerine ilişkin sorusuna Ebu Gayt, “Neler olup bittiğini çok dikkatli bir şekilde takip ediyoruz. Ancak hiçbir taraf bizimle masada ne olduğu ve bu konuda yapılan varsayımlar hakkında konuşmuyor” cevabını verdi.

Ebu Gayt, “Bu önerileri kim yaparsa yapsın, Hamas'ın yok edileceğini ve Gazze Şeridi'ndeki otoriteyi yönetme kabiliyetinin elinden alınacağını düşünüyor. Bunun Gazze Şeridi’ni güvence altına almak için kendi askeri ve güvenlik kabiliyetlerine sahip yeni bir otorite yaratacağını ve bir geçiş aşaması olarak Arap veya uluslararası barış güçlerinin bölgeye gireceğini varsayıyor. Tüm bu konuşmalar (varsayımlar) ve askeri operasyonlar halen devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi'nin istikrara kavuşturulmasını ‘çok gerekli’ olarak nitelendiren Ebu Gayt, “savaş ve yıkımdan sonra, Gazze Şeridi'nde kaotik bir durumun hüküm sürmesi halinde, sadece İsrail saldırganlığına karşı değil, yağma ve talana karşı da bölge halkını güvence altına alacak bir otoritenin olması gerektiğini” belirtti.

‘Saldırganlığı’ durdurmak

Manama Zirvesi’nin nihai bildirisinde, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik ‘saldırganlığının’ derhal durdurulması ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesi gerektiği vurgulandı.

Bildiride “Gazze'ye yeterli insani yardımın girebilmesi ve başta Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) olmak üzere BM kuruluşlarının faaliyet gösterebilmesi için tüm geçiş kapıları açılmalıdır” denildi.

Sonuç bildirisinde Arap liderler ‘Filistin halkını Doğu Kudüs de dâhil olmak üzere Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki topraklarından zorla çıkarmaya yönelik her türlü girişimi’ kategorik olarak reddetti.

Bildiride, ‘acil ve kalıcı bir ateşkes, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların sona erdirilmesi, sivillerin korunması ve esirlerin serbest bırakılması’ için acil tedbirler alınması çağrısında bulunuldu.

Bahreyn Zirvesi’nin nihai bildirisinde, ‘İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki ateşkes çabalarını engellemesi, askeri tırmanışını sürdürmesi ve Refah'taki saldırganlığını genişletmesi’ şiddetle kınanarak, yardımların ulaştırılmasını sağlamak amacıyla İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafından çekilmesi çağrısında bulunuldu.

Zirvenin sonunda Arap liderler tarafından yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ne giden insani yardım konvoylarına İsrailli aşırılık yanlıları tarafından düzenlenen saldırılara ilişkin uluslararası bir soruşturma başlatılması talep edildi. Açıklamada ayrıca, ‘bağımsız ve tarafsız soruşturmalar yürütülmesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısının başlamasından bu yana Filistinlilere karşı işlenen suçların sorumlularının hesap vermesi’ çağrısında bulunuldu.

Bildiride “İsrail işgal güçlerinin Gazze Şeridi'ndeki insani yardım ve BM kuruluşlarını hedef alması ve çalışmalarını engellemesi” en sert ifadelerle kınandı.

Sonuç bildirisi, Arap dışişleri bakanlarını ‘derhal harekete geçmeye ve dünya dışişleri bakanlarıyla iletişim kurarak Filistin Devletini hızla tanımaya teşvik etmeye’ yönlendirdi.

Arap dışişleri bakanlarının eylemi, Filistin Devleti'nin BM'de bağımsız ve tam egemen bir devlet olarak tam üyeliğini elde etme çabalarını destekleyecek ve bu tanımayı elde etmek için BM Güvenlik Konseyi'nin tüm üyeleriyle birlikte Arap çabalarını yoğunlaştıracak. Bu çalışmalar Arap Birliği Genel Sekreterliği ile koordinasyon içinde yürütülecek.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi: Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını destekliyoruz

TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi: Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını destekliyoruz

Suudi Arabistan Veliaht Prensi: Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını destekliyoruz

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, ülkesinin, Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını desteklediğini yineleyerek, uluslararası toplumu Gazze Şeridi'ndeki ateşkes çabalarını desteklemeye çağırdı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Bahreyn'de düzenlenen Arap Birliği Konseyi'nin 33. olağan oturumunda yaptığı konuşmada, ülkesinin Arap meselelerine büyük önem verdiğini belirtti. Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz bölgesinin güvenliğinin korunmasının önemini vurguladığını ve deniz seyrüseferinin güvenliğini etkileyen her türlü faaliyetin durdurulması çağrısında bulunduğunu ifade etti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısını kınayan bir toplantıya ev sahipliği yaptığına işaret ederek, Riyad'ın Gazze Şeridi'ndeki insani durumun ele alınmasına yönelik çabaları desteklediğini vurguladı. Muhammed bin Selman ayrıca, uluslararası toplumu Gazze Şeridi'nde ateşkes çabalarını desteklemeye çağırdı.

Muhammed bin Selman konuşmasının sonunda Suudi Arabistan’ın anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi çağrısında bulunduğunu vurguladı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in talimatıyla, bugün (perşembe) Bahreyn’de düzenlenen Arap Birliği Konseyi'nin 33. olağan oturumunun zirve düzeyindeki toplantısına katılacak Suudi heyetine başkanlık etmek üzere Bahreyn’e geldi.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bahreyn'deki Arap Birliği Zirvesi'nde Suudi heyetine liderlik ediyor

Bahreyn'in başkenti Manama’ya gelen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamed Âl Halife tarafından karşılandı. (SPA)
Bahreyn'in başkenti Manama’ya gelen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamed Âl Halife tarafından karşılandı. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bahreyn'deki Arap Birliği Zirvesi'nde Suudi heyetine liderlik ediyor

Bahreyn'in başkenti Manama’ya gelen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamed Âl Halife tarafından karşılandı. (SPA)
Bahreyn'in başkenti Manama’ya gelen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamed Âl Halife tarafından karşılandı. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in talimatıyla, bugün (perşembe) Bahreyn’de düzenlenecek olan Arap Birliği Konseyi'nin 33. olağan oturumunun zirve düzeyindeki toplantısına katılacak Suudi heyetine başkanlık etmek üzere ülkeden ayrıldı.

Dggdg

Bahreyn'in başkenti Manama’ya gelen Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Selman bin Hamed Âl Halife'nin yanı sıra İsa bin Selman Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Emek Fonu Başkanı Şeyh İsa bin Selman bin Hamed Âl Halife, Şeyh Muhammed bin Selman bin Hamed Âl Halife, Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani, Maliye ve Ulusal Ekonomi Bakanı Şeyh Selman bin Halife Âl Halife, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve diğer üst düzey yetkililer tarafından karşılandı.

Ddff


Kuveyt, Suudi Arabistan'da ‘terör’ eylemleri planlayan bir gruba katılmakla suçlanan vatandaşını tutukladı

Kuveyt Savcılığı (Kuveyt Savcılığı)
Kuveyt Savcılığı (Kuveyt Savcılığı)
TT

Kuveyt, Suudi Arabistan'da ‘terör’ eylemleri planlayan bir gruba katılmakla suçlanan vatandaşını tutukladı

Kuveyt Savcılığı (Kuveyt Savcılığı)
Kuveyt Savcılığı (Kuveyt Savcılığı)

Kuveyt Savcılığı bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'da ‘terör’ eylemleri planlayan yasaklı bir gruba katılmakla suçlanan bir vatandaşın tutuklandığını duyurdu.

Savcılık yaptığı açıklamada vatandaşın ‘yasaklı bir gruba katılmak ve bu grubu savunmak, internette bu grupla ilgili bilgiler yayınlamak ve bir sosyal paylaşım sitesinde bu grubun fikirlerini destekleyen bilgi ve kayıtlar yayınlayarak ülkenin ulusal çıkarlarına zarar veren faaliyetlerde bulunmak’ suçlamalarıyla tutuklanmasına karar verdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın Kuveyt resmi haber ajansı KUNA'dan aktardığı habere göre açıklamanın devamında, sanığın ‘Suudi Arabistan'da askeri gücü ve Şii toplumunu hedef alan terör eylemleri planlayan grubun takipçileriyle buluştuğu’ da belirtildi.

Savcılık, zanlıyı sorguladığını ve kendisine yöneltilen suçlamalarla yüzleştirdiğini belirterek, soruşturma prosedürlerinin tamamlandığını kaydetti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bahreyn'deki Arap Birliği Zirvesi'nde Suudi heyetine liderlik ediyor

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bahreyn'deki Arap Birliği Zirvesi'nde Suudi heyetine liderlik ediyor

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in talimatıyla, bugün (perşembe) Bahreyn’de düzenlenecek olan Arap Birliği Konseyi'nin 33. olağan oturumunun zirve düzeyindeki toplantısına katılacak Suudi heyetine başkanlık etmek üzere ülkeden ayrıldı.


Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, hacıların yolculuğunu kolaylaştırmak için 16 dilde 15 farkındalık kılavuzu sunuyor

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, hacıların yolculuğunu kolaylaştırmak için 16 dilde 15 farkındalık kılavuzu sunuyor
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, hacıların yolculuğunu kolaylaştırmak için 16 dilde 15 farkındalık kılavuzu sunuyor

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, hacıların yolculuğunu kolaylaştırmak için 16 dilde 15 farkındalık kılavuzu sunuyor

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, içinde bulunduğumuz 1445 Hicri yılı Hac sezonu için bakanlığın iletişim ve bilinçlendirme çalışmalarının bir parçası olarak, dünyanın tüm ülkelerinden gelen hacı adaylarının Hac ibadetini kolay ve basit bir şekilde yerine getirmelerini hedefleyen bir farkındalık girişiminde, Hac ibadetinin tüm aşamalarını içeren ve hacı adaylarını ilgilendiren konularda 15 ayrıntılı kılavuz hazırladı.

Bakanlık sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, farkındalık kılavuzlarının aşağıdaki link üzerinden bakanlığın internet sitesini ziyaret ederek edinilebileceğini belirtti:  https://guide.haj.gov.sa/

Bakanlık, kılavuzların hacıların sorularını, Arapça, İngilizce, Fransızca ve Urduca dahil olmak üzere hacılar arasında en yaygın olarak kullanılan 16 uluslararası dil aracılığıyla yanıtladığını belirtti. Söz konusu diller şunlar: Arapça, İngilizce, Fransızca, Urduca, Bengalce, Endonezce, Hausaca, Amharca, Farsça, İspanyolca, Türkçe, Rusça, Sinhalce, Özbekçe, Rusça, Malayca.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre bu farkındalık kılavuzları, basitleştirilmiş dilde tüm şeriat, sağlık, prosedür ve organizasyonel bilgi ve direktifleri, ayrıntılı resim ve çizimleri, bir dizi eğitici video klibi ve bunları sesli olarak dinleme imkanını içeriyor.


Dini liderler ve önde gelen isimlerin katılımıyla ‘Diyalogla Değişebiliriz’ forumu başladı

Birinci Dünya Dinler ve Kültürlerarası Diyalog Forumu, çok sayıda dini lider ve önde gelen siyasi şahsiyetin katılımıyla başladı. (Şarku’l Avsat)
Birinci Dünya Dinler ve Kültürlerarası Diyalog Forumu, çok sayıda dini lider ve önde gelen siyasi şahsiyetin katılımıyla başladı. (Şarku’l Avsat)
TT

Dini liderler ve önde gelen isimlerin katılımıyla ‘Diyalogla Değişebiliriz’ forumu başladı

Birinci Dünya Dinler ve Kültürlerarası Diyalog Forumu, çok sayıda dini lider ve önde gelen siyasi şahsiyetin katılımıyla başladı. (Şarku’l Avsat)
Birinci Dünya Dinler ve Kültürlerarası Diyalog Forumu, çok sayıda dini lider ve önde gelen siyasi şahsiyetin katılımıyla başladı. (Şarku’l Avsat)

Kral Abdullah bin Abdulaziz Dinler ve Kültürlerarası Diyalog Merkezi (KAICIID) tarafından düzenlenen ‘Diyalogla Değişebiliriz’ başlıklı ilk küresel forum, çok sayıda dini lider ve önde gelen siyasi şahsiyetin katılımıyla Portekiz'in başkenti Lizbon'da başladı.

Forum öncesinde katılımcılara KAICIID'in faaliyetlerini tanıtmak amacıyla düzenlenen tanıtım gecesinde, KAICIID'in çeşitli alanlarda yürüttüğü proje ve programlar gözden geçirilirken, bir grup sosyal ve dini uzman ve araştırmacının katılacağı forum kapsamında düzenlenecek seminerlerde konuşmacılar tarafından ele alınacak konulara da değinildi.

KAICIID Genel Sekreteri Zuheyr el-Harisi, dinler ve kültürler arası diyalog çağrısındaki aktif rolüyle tanınan ve el-Harisi'nin yıllardır dünyanın başına bela olan bir dizi savaş, çatışma ve sosyal çatışmaya çözüm bulmayı amaçladığını söylediği bu konferansın ana konuşmacılarından biri olacak olan Kâbe İmamı Şeyh Salih bin Abdullah el-Humeyd'i kabul etti.

İmam ile Lizbon'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği merkezinde, bir dizi üst düzey büyükelçilik çalışanının da hazır bulunduğu görüşmede katılımcılar, KAICIID’in, İki Kutsal Caminin Merhum Hizmetkârı Kral Abdullah bin Abdulaziz ile Papa 16. Benedikt'in 2007'deki tarihi buluşmalarının ardından dinler ve kültürler arası diyalog için yeni bir inisiyatif oluşturmanın yollarını görüşmek üzere başlattıkları ortak bir girişimin meyvesi olduğunu hatırlattı.

Amaç, özellikle 11 Eylül terör saldırıları ve ardından gelen bölünme ve nefret söylemleri sonrasında hâkim olan atmosferde, yüzyıllar süren yabancılaşma ve yanlış anlaşılmaların ardından dinler arası iletişimi kolaylaştırmaktı.

Forumun ilk günü el-Harisi, (forumun Lizbon'a taşınmadan önce 2011 yılında kurulduğu) Avusturya'nın eski Cumhurbaşkanı, İstanbul Başpiskoposu I. Bartholomeos, eski İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Kâbe İmamı el-Humeyd, Azerbaycan'daki Müslümanların manevi lideri, Lizbon Belediye Başkanı Carlos Moedas ve Polonya Hahambaşı Michael Schudrich’in vereceği bir dizi konferansa sahne olacak.

Forumun ilk gününde açılış konuşmaları eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Mısır Baş Müftüsü Dr. Şevki İbrahim Allam, KAICIID Başkan Yardımcısı Graça Machel ve Portekiz Parlamentosu eski Başkanı Augusto Santos da Silva tarafından yapılacak.

Öğleden sonraki oturumlar ise dönüşümlerin ortasında diyalog yoluyla insan onuru bağlamında barışın inşası ve çevresel yönetim konularına ayrılmış.

Oturumlarda ayrıca sürdürülebilir kalkınma ve bunun sosyal uyumu teşvik etmedeki rolü ile tüm bu konuların KAICIID’in temasıyla (Dönüşen Bağlamda Diyalog) etkileşimi ele alınacak. Oturumlar, Odak Alanları Başkanı Dr. Vera Ferreira Leal ve Kapasite Geliştirme Başkanı Dr. Naik Valenter tarafından yönetilecek.

Paralel diyalog oturumlarında katılımcılar, silahlı çatışmanın yol açtığı çeşitli zorlukları, farklı dini ve kültürel gruplar arasında güven tesis etmenin önemini ve dini liderlerin barış ve sosyal adalet ilkelerine toplumsal bağlılığı teşvik etmede oynayabilecekleri önemli rolü derinlemesine tartışacaklar.

Forum, uluslararası faaliyetleri kapsamında ilk kez, çeşitliliği kucaklayan şehirler ve bu şehirlerin özellikle sosyal uyumun sağlanmasında karşılaştıkları çeşitli güçlükler üzerine bir diyalog oturumu düzenliyor. Diyalog, dini grupların kentsel kapsayıcılığın teşvik edilmesinde oynayabilecekleri role odaklanacak.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Manama'da bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldı

 Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Manama'da bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldı

 Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün (Salı), Arap Birliği Konseyi'nin zirve düzeyindeki 33. olağan oturumuna hazırlık amacıyla düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde bazı Arap ülkelerinden mevkidaşlarıyla bir araya geldi.

Suudi Bakan, Kuveytli mevkidaşı Abdullah Al-Yahya ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki yakın ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirmenin yanı sıra, ortak çıkarları ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konulardaki gelişmeleri müzakere etti.

defrvb
Prens Faysal bin Ferhan, Dr. Eymen Safadi ile Manama'da (SPA)

Bin Ferhan, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri, bunun güvenlik ve insani yansımaları ile bu konuda sarf edilen çabaları ele aldı. Ferhan, Safadi ile ayrıca iki ülke arasındaki yakın ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirdi.

Prens Ferhan ayrıca, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Huseyin ile Riyad ve Bağdat arasındaki kardeşlik ilişkilerini ve bunları geliştirme yollarını gözden geçirerek, bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili iki tarafın sarf ettiği çabaları değerlendirdi.

Prens Faysal bin Ferhan, Suriye Dışişleri Bakanı Dr. Faysal Mikdad ile ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bunları geliştirmenin yollarını ele aldı; ayrıca ortak ilgi alanlarındaki gelişme ve konuları görüştü.

fdgtrbyn
Suudi Dışişleri Bakanı, Iraklı mevkidaşını Manama'da kabul etti (SPA)

Prens Faysal bin Ferhan, Sudan Dışişleri Bakanı adayı Büyükelçi Hüseyin Awad ile Sudan'daki mevcut durumdaki son gelişmeleri, yansımalarını ve bu konuda sarf edilen çabaları ele aldı.

Prens Faysal bin Ferhan daha önce, nihai rapor ve tavsiyelerin değerlendirildiği Kararların ve Taahhütlerin Uygulanması Takip Komitesi'nin bakanlar düzeyindeki ikinci toplantısına başkanlık etti.

dfvrgb
Prens Faysal bin Ferhan ve  Faysal El Mikdad Manama'da (SPA)

Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdul Latif Al-Zayani'nin Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan'dan (32. Zirve Başkanı) devraldığı başkanlığı altında, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'in de katılımıyla, 33. Arap Zirvesi hazırlık dışişleri bakanları toplantısı dün (Salı) Bahreyn'in başkenti Manama'da başladı.

Dışişleri Bakanları hazırlık toplantısına katılmak üzere pazartesi günü Bahreyn'in başkenti Manama'ya gelen Prens Faysal bin Ferhan, Bahreyn Uluslararası Havalimanı'nda Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdul Latif Al-Zayani tarafından karşılandı.