Putin, Körfez turuna başladı: İlk durak Abu Dabi

Rusya Devlet Başkanı ile BAE’li mevkidaşı arasında Ekim 2022'de Rusya'nın Saint Petersburg şehrinde yapılan bir önceki toplantıdan ( WAM)
Rusya Devlet Başkanı ile BAE’li mevkidaşı arasında Ekim 2022'de Rusya'nın Saint Petersburg şehrinde yapılan bir önceki toplantıdan ( WAM)
TT

Putin, Körfez turuna başladı: İlk durak Abu Dabi

Rusya Devlet Başkanı ile BAE’li mevkidaşı arasında Ekim 2022'de Rusya'nın Saint Petersburg şehrinde yapılan bir önceki toplantıdan ( WAM)
Rusya Devlet Başkanı ile BAE’li mevkidaşı arasında Ekim 2022'de Rusya'nın Saint Petersburg şehrinde yapılan bir önceki toplantıdan ( WAM)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile görüşmek üzere bugün Abu Dabi'ye gitti.

Kremlin’e göre, Putin, Moskova için önemli ortaklıkları güçlendirmek, enerji konularını ve bölgesel politikayı tartışmak amacıyla Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmelerde bulunacağı nadir bir dış gezi için BAE ve Suudi Arabistan'ı ziyaret ediyor.

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Putin’in BAE ve Suudi Arabistan'a iki çalışma ziyareti yapacağını ifade ederek, uluslararası ve bölgesel ilişkiler, Filistin-İsrail çatışması ve petrol piyasasında işbirliği konularına ilişkin görüşmelerde bulunacağını söyledi.

BAE Dışişleri Bakanı, Abu Dabi'ye gelişinde Rusya Devlet Başkanını havalimanında karşıladı (Reuters)
BAE Dışişleri Bakanı, Abu Dabi'ye gelişinde Rusya Devlet Başkanını havalimanında karşıladı (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Yardımcısı Yuri Ushakov'a göre, Putin, BAE ve Suudi Arabistan'a iki çalışma ziyareti yapacak. Ushakov açıklamasında, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile bir çalışma ziyareti gerçekleştireceğiz. Arabistan’dan önce BAE’ye uçacağız. Çok önemli gördüğümüz bu müzakerelerin faydalı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

Ushakov, Putin'in Suudi Arabistan, Rusya ve BAE'nin de üyesi olduğu OPEC + ittifakı çerçevesinde petrol üretiminin azaltılmasının yanı sıra ikili ilişkiler, İsrail ile Hamas arasındaki savaş ve uluslararası politikayı ele alacağını doğruladı.

TASS haber ajansına göre, Putin, Suudi Arabistan ve BAE'yi en son 2019'da ziyaret etmişti.

Ushakov açıklamasında, “Şimdi asıl mesele uzun vadeli bir ateşkes sağlamaktır, çünkü kısmi ateşkesler faydalıdır. Ancak yine de uzun vadeli bir ateşkes, esir ve mahkûmların tam değişimini istiyoruz. Sonrasında daha sakin bir atmosferde ve anlaşmazlığın çözümüne yönelik beklentiler bağlamında gerçek bir çalışmaya başlayabiliriz” şeklinde konuştu.



Suudi Arabistan vurguladı: Filistin devleti kurulmadan İsrail'le ilişki olmaz

Suudi Dışişleri Bakanlığı logosu (Şarku'l Avsat)
Suudi Dışişleri Bakanlığı logosu (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan vurguladı: Filistin devleti kurulmadan İsrail'le ilişki olmaz

Suudi Dışişleri Bakanlığı logosu (Şarku'l Avsat)
Suudi Dışişleri Bakanlığı logosu (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın bir Filistin devleti kurulmadan İsrail ile ilişki kurmayacağını belirterek, Krallığın bu konudaki tutumunun değişmez olduğunu ve “müzakere ya da teklife tabi olmadığını” vurguladı.

Açıklamada, Prens Muhammed bin Selman'ın Suudi Arabistan'ın, “başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için gayretli çalışmalarını durdurmayacağını ve bu olmadan İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmayacağını” vurguladığı ifade edildi.

Açıklamada, Suudi Arabistan'ın “İsrail'in yerleşim politikaları, Filistin topraklarının ilhakı ya da Filistin halkını topraklarından sürme çabaları yoluyla, Filistin halkının meşru haklarından taviz verilmesini kategorik olarak reddettiği” vurgulandı. Bugün uluslararası topluma düşen görev, topraklarına sahip çıkmaya devam edecek ve topraklarını terk etmeyecek olan Filistin halkının çektiği ağır insani acıları hafifletmek için çalışmaktır” denildi.

Açıklama, Krallığın “bu kesin pozisyonun müzakere ya da teklife tabi olmadığını ve Filistin halkı uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak meşru haklarını elde etmeden, kalıcı ve adil bir barışa ulaşılamayacağını ve bunun önceki ABD yönetimine ve mevcut yönetime zaten açıkça ifade edildiği” şeklinde son buldu.