Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, 2024 yılı için düzenli hacı adaylarına yönelik Nusuk akıllı kartının, ister hacı adayı ister süreci yöneten organizatörler olsun, kutsal mekanlara girmek isteyen herkes için zorunlu olduğunu belirtti. Bakanlık, hiçbir istisnanın olmadığını ve bu prosedürü ihlal edenlerin Hac yönetmeliklerini ve talimatlarını ihlal etmekten dolayı cezalara maruz kalacağını bildirdi.

Bakanlık, Facebook ve X sayfalarında yaptığı bir dizi paylaşımda Nusuk akıllı kartının düzenli ve düzensiz hacıları ayırt edebildiğini ve kartı taşımayanların kutsal mekanlara giremeyeceğini belirtti.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı geçtiğimiz hafta Nusuk kartının hacılar tarafından taşınan kağıt versiyonu ve telefonun kamerası kullanılarak kağıt kart üzerindeki kodun taranmasıyla erişilen dijital versiyonu olmak üzere iki versiyonunu piyasaya sürdü.

tbht5

Bakanlığa göre kart, hacıların ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştıran birçok hizmet içeriyor; sorunsuz hareket etmelerine yardımcı oluyor, kalkış saatleri hakkında uyarılar alabiliyor ve hacıların kendilerine sağlanan hizmetleri değerlendirmelerine ve şikayetlerini dile getirmelerine olanak tanıyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, bazı ülkelerde sosyal medya siteleri aracılığıyla hizmetlerinin reklamını yapan sahte Hac kampanyalarının kurbanı olunmaması yönündeki uyarısını yineledi. Bakanlık, Hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gelmenin ancak Suudi Arabistan'daki ilgili makamlar tarafından verilen veya Hac işleri ofisleri aracılığıyla diğer ülkelerle koordineli olarak verilen Hac vizesi almakla mümkün olduğunu açıkladı. Bakanlık ayrıca, resmi Hac ofisleri olmayan ülkeler için Nusuk platformu aracılığıyla bu vizenin alınabileceğini ifade etti.



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”