2026 yılında başlayacak olan ilkbahar ile kış arasındaki Hac mevsimi 16 yıl sürecek

Gulam: Kutsal mekânlarda yağmur yağışı araştırma sonuçlarına bağlı

16 yıl içinde Hac dönemi sıcaklıklarında önemli bir düşüş yaşanacak. (SPA)
16 yıl içinde Hac dönemi sıcaklıklarında önemli bir düşüş yaşanacak. (SPA)
TT

2026 yılında başlayacak olan ilkbahar ile kış arasındaki Hac mevsimi 16 yıl sürecek

16 yıl içinde Hac dönemi sıcaklıklarında önemli bir düşüş yaşanacak. (SPA)
16 yıl içinde Hac dönemi sıcaklıklarında önemli bir düşüş yaşanacak. (SPA)

Suudi Arabistan Meteoroloji Merkezi Genel Müdürü Dr. Eymen Gulam dün (Salı) yaptığı açıklamada, bazı bölgelerdeki ve kutsal mekanlardaki bulut tohumlamanın araştırmaların gösterdiği ihtiyaçlara bağlı olduğunu açıkladı.

Meteoroloji Merkezi Sözcüsü Hüseyin el-Kahtani, 2026 yılı Haccı’nın sekiz yıl üst üste ilkbahar mevsimine denk gelecek sürecin başlangıcını kaydedeceği için iklim değişikliğinin yeni bir aşamasına gireceğini, ardından haccın kış mevsimiyle birlikte geldiği sekiz yıl daha olacağını, bunun da önümüzdeki yıllarda kutsal yerlerdeki ‘yağış’ süreciyle ilgili araştırmaların yoğunlaştırılması için bir fırsat sağlayacağını söyledi.

xscd
Bu yıl hac mevsiminde 48 dereceye varan yüksek sıcaklıkların yaşanması bekleniyor. (Şarku’l Avsat)

Dr. Gulam Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, bulut tohumlamanın operasyonel ve araştırma süreci olduğunu, şu anda operasyonel aşamanın Riyad, el-Kasım, Hail, güneybatı bölgeleri ve Taif ile sınırlı olduğunu, kutsal mekanlar da dahil olmak üzere diğer bölgelerde de buna ihtiyaç olup olmadığını belirleyecek araştırmaların devam ettiğini belirtti.

Bulut tohumlama, bulut türlerinin yağış miktarını ve kalitesini arttırmak, belirli ve önceden belirlenmiş alanlardaki yağış sürecini teşvik etmek ve hızlandırmak için, özel uçaklar aracılığıyla bulutların belirli yerlerine çevreye zarar vermeyen ince malzemelerin tohumlandığı bir tekniktir.

Merkezin bölgesel merkezlerinin ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde faaliyet gösterdiğini ve Yeşil Suudi Arabistan ve Yeşil Ortadoğu girişimlerinde rol oynadığını belirten Gulam, Merkezin hava seyrüseferi için tüm hizmetleri sağladığını ve Sivil Havacılık Otoritesi, havaalanları ve iklim ve hava değişiklikleriyle ilgili tüm kurumlarla tam bir koordinasyon içinde olduğunu belirtti.

ntyhumkılo
Suudi Arabistan Meteoroloji Merkezi Genel Müdürü Dr. Eymen Gulam basın toplantısı sırasında (Şarku’l Avsat)

Gulam, hacıların hareketlerini kolaylaştırmak ve kutsal mekânlarda çalışan ve destek veren yetkilileri güçlendirmek amacıyla, günün her saati çalışan 12 medya kanalı aracılığıyla 5 dilde günlük hava durumu bültenleri ile farkındalık ve eğitim mesajları yayınlayan Mina'daki Medya ve Farkındalık Üretim Merkezi'nin açılışında konuştu.

Merkezin operasyonel çalışmalarının entegre bir teknoloji sistemi, insan ve teknik kabiliyetler aracılığıyla sezona hazır olduğunu vurgulayan Gulam, Hac günlerinde kutsal mekânlarda beklenen hava koşullarını gözden geçirerek, tahminlerin sıcaktan çok sıcağa doğru bir havaya işaret ettiğini ve gün içinde özellikle açık alanlarda ve otoyollarda toz kaldırabilecek yüzey rüzgârı aktivitesi beklentisi olduğunu belirtti.

Genel Müdür, tahminlerin rüzgâr hızının genellikle saatte 10 ila 35 kilometre arasında olacağını ve gök gürültülü fırtınaların varlığıyla hızının artacağını gösterdiğini ve kutsal alanlarda maksimum sıcaklıkların özellikle öğleden sonra 45 ila 48 santigrat derece arasında değişmesinin beklendiğini açıkladı.

Gulam, “Kutsal mekanlarda yağış ihtimalinin zayıf olmasına rağmen, Taif'in yükseklerinde gök gürültülü fırtınaların oluşması mümkün. Bunların etkisinin kutsal mekanlara kadar uzanması, özellikle de toz ve tozu karıştıran aktif aşağı yönlü rüzgarlar göz ardı edilemez. Ayrıca potansiyel nem oranı yüzde 60'a ulaşabilir” ifadelerini kullandı.

cvdfbgh
Suudi Arabistan Meteoroloji Merkezi'nin basın toplantısından (Şarku’l Avsat)

Gulam, merkezin entegre bir teknoloji sistemi ve insan ve teknik kabiliyetler aracılığıyla sezona erken hazırlanmak ve en son teknolojiler ve modern meteoroloji programlarına göre ‘kutsal mekanlar, Medine, havaalanları, limanlar ve bunlara giden otoyollarda’ günün her saati hava durumunu izlemek için entegre bir yürütme planına göre hazırlığı artırmak istediğini söyledi.

Merkezin toplantılar, koordinasyon toplantıları ve çalıştaylar düzenlediğini, bunlardan en sonuncusunun 44'ten fazla kuruluşun katıldığı Hac Sezonunda İklim Etkisi çalıştayı olduğunu ve bu yılki Hac sezonunda şiddetli hava olaylarına karşı hazırlıklı olma ve raporlama mekanizmasını test etme ve yararlanıcıların bilgiye açık ve zamanında erişimini sağlamak için Rasd 4 tatbikatını gerçekleştirdiğini belirtti.

Gulam sözlerini şöyle sürdürdü: “Merkez, yayınladığı verilerde maksimum doğruluğa ulaşmak için kutsal mekanlarda tüm meteorolojik teknikleri sağlamaya çalışırken, bu yıl kutsal mekanlardaki ve İki Kutsal Cami'nin merkezi alanındaki ve onlara giden yollardaki otomatik istasyonların sayısını artırarak 33 sabit ve mobil istasyonun yanı sıra Mina ve Arafat'ta günün her saati çalışan insanlı istasyonlara ulaştı.”

cdvfgrthyj
2026 Haccı iklimin yazdan bahar ve kışa evrilmesine tanıklık edecek. (SPA)

Gulam ayrıca merkezin kutsal mekânların ve Mekke'nin gökyüzünü izlemek için mobil bir radarın yanı sıra, üst atmosferi izlemek için mobil istasyonlar ve olası hava olaylarını izlemek için doğrudan uydu görüntüleri işlettiğini, ayrıca merkezin Cidde ve Mina'daki merkezinde hacıların hizmetinde çalışan ilgili sektörlerle bağlantılı tüm meteorolojik teknikler ve yüksek kaliteli iletişim araçlarıyla donatılmış bir operasyon odasını faaliyete geçirdiğini duyurdu.

Dr. Gulam, Merkezin bölgesel merkezlerinin iklim, toz fırtınaları ve hava koşullarının iyileştirilmesi fırsatlarıyla ilgili çalışmalar ve araştırmalar sağlayarak bu yılki Hac'ı desteklediğini belirtti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.