İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği

İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği
TT

İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği

İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği

Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra / Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi

El-Vidad El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği, İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı’nın stratejik bir ortağı olarak, ebeveyn bakımından yoksun yetim çocukların sorunlarını çözmeye çalışan ve bu çocukların toplumun iyi birer üyesi olmaları için gelişimlerini takip eden, Suudi Arabistan’ın öncü bir derneğidir. Dernek, Bakanlık arasında yapılan anlaşma uyarınca bir yandan Suudi Arabistan’daki tüm kimsesiz çocukların kabul edilmesi, geçici bakımlarının sağlanması ve belirli koşullar çerçevesinde nitelikli Suudi ailelere emanet edilmelerinin sorumluluğunu yerine getirirken, diğer yandan da iyilik ve bağış ülkesi Suudi Arabistan’daki bu hayati topluluğun yararına hizmetlerinin etkisini en üst düzeye çıkarmak amacıyla kâr amacı gütmeyen kuruluşların güçlendirilmesi açısından Vizyon 2030’un hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. Dernek, yetim çocuğun psikolojik ve eğitimsel istikrarını sağlamak, emzirme yoluyla yasal olarak bağlı olduğu ailenin bir parçası ve toplumumuzun aktif bir üyesi olmasının önünü açmak ve toplumdaki rollerini ve görevlerini normal bir şekilde yerine getirmesine katkıda bulunmak için onu kucaklayan koruyucu ailenin etkinliğini sağlamaya da çalışıyor.

Derneğin çabalarını teyit eden rakamların diliyle konuşacak olursak 5 şubesi olan derneğin hizmetlerinden yararlanan kişi sayısı bin 952, sorumluluğu üstlenilen çocuk sayısı 976, koruyucu aile sayısı 976, çocuklara koruyucu aile olmak için derneğe yapılan başvuru sayısı 17 bin 322 ve tamamlanan gönüllü saati sayısı 5 bin 994.

Dernek, koruyucu aileye çocuğun hayatının farklı aşamalarında bakım ve tedavisine yardımcı olmak için sosyal, psikolojik ve eğitim danışmanlığı hizmeti de dahil olmak üzere geniş bir hizmet ve faaliyet yelpazesine sahip. Takip ve destek hizmeti, kimsesiz çocuğun evlatlık verildikten sonra sürekli takip edilmesiyle derneğin evlatlık verme amaçlarına ve hedeflerine ulaşmasını sağlamak üzere çocuğun kapsamlı ve uygun bakım almasını amaçlıyor.

Dernek ayrıca İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı'ndan alınan yetim çocuklara, nitelikli ailelerin yanına yerleştirilinceye kadar, tüm temel bakım gereksinimleriyle birlikte, öz ailelerin konutlarına benzer konularda geçici olarak barınmaları hizmeti de veriyor. İyi bir takiple gerekli koşulları karşılayan uygun bir koruyucu aile seçimi ve uygun takip yoluyla çocuğun iyi bir ortamda yetiştirilmesini hedefleyen dernek, yetimlerin emzirme koşuluyla evlat edinilmesini teşvik ederek koruyucu aileliğe de özendiriyor. Yetim çocuğun koruyucu ailede bulunduğu süre boyunca saha ziyaretleri ve telefon görüşmeleri yaparak süreci takip eden dernek, böylece çocuğa uygun şekilde bakıldığından emin olurken koruyucu aileliğin başarıya ulaşması için ihtiyaç duyulan her konuda koruyucu aileye destek ve yardım sağlıyor. Bunun yanı sıra koruyucu ailenin kimsesiz çocuğa karşı görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmesini ve çocuğun sosyal, sağlık, eğitim ve psikolojik durumunu sürekli kontrol ediyor.

Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yapılan tüm saha çalışmaları, bir çocuğun büyümesi için ideal ortamın yalnızca doğal bir aile ortamı olduğunu, ancak çocuk evlerinin çocukların büyümesi için ideal bir ortam oluşturmaktan uzak olduğunu kanıtladığından dernek tüm kaynaklarını başlıca hedefi olan korucu aileleri evlat edinmeye teşvik etme amacına ulaşmak için kullanıyor. Bu yüzden dernek, geçici barınma merkezinde kaldığı süre boyunca çocuk için doğru aileyi seçiyor. Aileler çok sayıdaki şartı yerine getirdikten sonra seçiliyor. Bu da derneğin her bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için başvuru yapan aileler arasından en uygun olanların seçilmesini sağlıyor.

Dernek, yetim çocuğa koruyucu aile içinde normal bir yaşam sağlamak amacıyla çocuğun koruyucu aileye verildiği sırada annesi tarafından emzirilmesini şart koşuyor. Böylece ister erkek ister kız olsun, yetim çocuğun ergenlikten sonra (İslam dini gereği mahremlik açısından) bazı aile üyelerinden kaçınmasına gerek kalmıyor. Normal bir doğum sonucu olmadığı ve bu yüzden emziremiyor olan kadınların süt üretimi için de tıbbi bir program sunuluyor. Bu sayede evlat sahibi olamayan ailelerin yetim bir çocuğu kucaklaması ve annenin onu kendi çocuğu gibi emzirebilme isteğine yardımcı olunuyor. Dernek, Suudi Arabistan’daki Kıdemli Âlimler Konseyinin emzirmenin önemi konusundaki onayını ve çocuğun emzirmeyen bir kadından 5 defa karnı doyuncaya dek emzirilmesi halinde, emzirme yoluyla bir erkek çocuğunu evlat edinebileceği ve yasal olarak aileye bağlanacağı yönündeki resmi görüşünü aldı.

El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği tarafından sağlanan hizmetler arasında, koruyucu aile adayı olan aileye yetim çocuğa karşı görevlerini ve rollerini, yetim bakımının amaçlarına ulaşacak şekilde etkili bir şekilde yerine getirmelerini sağlamaya yönelik rehabilitasyon ve güçlendirme hizmetlerinin verilmesi de yer alıyor. Dernek aynı zamanda sunduğu bilinçlendirme ve eğitim hizmetiyle ebeveyn bakımından yoksun çocuklar konusunda toplumda yeterli bilinci yayarak, hiçbir suçu olmayan ve toplumun işlemedikleri hatalar için suçladığı çocuklara yardım elini uzatıyor. Dernek tarafından sunulan tüm hizmetlerin her birinin çeşitli hedefleri ve koşulları bulunuyor. Dernek, emzirmeyen annelerin evlat edinilen çocuğu emzirebilmesi için anne sütü üretimi programını hayata geçirirken, Suudi toplumu arasında evlat edinme kültürünü yaymak ve teşvik etmek amacıyla Emzirme Derneği ile iş birliği anlaşması imzaladı. Dernek ayrıca, yetim çocuğun mahremiyet şartını yerine getirmek amacıyla, evlat edinmek isteyen aileleri, evlatlık çocuk için emzirmenin önemi konusunda bilinçlendiriyor.

El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mühendis Hüseyin bin Said Bahri, derneğin yukarıda bahsedilen görevleri, yürüttüğü çalışmalar ve sahadaki büyük başarılarından ötürü geçtiğimiz yıl Bahreyn’de 14’üncüsü düzenlenen ödül töreninde Şeyh İsa bin Ali el-Halife Gönüllü Çalışma Ödülü'nü aldı. Ödül, derneğin seçkin çabaları ve toplum hizmeti, gönüllülük ve insani yardım çalışmalarındaki aktif rolü onuruna verildi.

Dernek Başkanı Mühendis Hüseyin bin Said Bahri, 30 yılı aşkın bir süredir yetimlere hizmet veren çeşitli hayır kurumlarının kurucusu ve aktif üyesi olarak yetimlerin hizmetinde gönüllü çalışmalarda bulundu. Ayrıca 15 yılı aşkın bir süre önce aileleri kimsesiz ve aileleri bilinmeyen çocukları evlat edinmeye teşvik etmek amacıyla El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği’nin kurulmasında da yer aldı. Bahri, zorluklarla yüzleşmek ve koruyucu aile olma yolculuğunun başarılı olmasını sağlamak için yenilikçi çözümler sunmanın yanında sosyal hizmet ve yetim hizmetleri alanında Suudi Arabistan içinde ve dışında birçok derneğin kurulmasına katkıda bulundu. Manama'da düzenlenen ve Arap dünyasından çok sayıda üst düzey ismin katıldığı törende Bahri’ye ödülünü, Bahreyn Kabine İşleri Bakanlığı Müsteşarı ve El-Kelime Et-Tayyibe Derneği Onursal Başkanı Şeyh İsa bin Ali el-Halife’nden aldı.

Suudi Arabistan İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı, Bakanlık tarafından teklif edilen iki yıllık sözleşme kapsamında kimsesiz çocuklara yönelik koruyucu bakım hizmetlerini üstlenmesi için derneğe olan güvenini bir kez daha ifade etti. Bu çerçevede derneğin, ebeveynleri ya da onların yerine kişilerce bakımları üstlenilmeyen kimsesiz çocukların velayetini üstlenecek, hastanelerde kalış sürelerini kısaltacak ve yetimhaneler yerine koruyucu ailelerin yanlarına yerleştirilmeleri programını getirmesine izin verildi.

Dernek, Dernek Başkanının gözetiminde, Başkan Yardımcıları, Yönetim Kurulu Üyeleri ve İcra Komitesi Başkanı ve üyelerinin takibinde, hayır işleri alanında zaferlerle dolu yürüyüşü sırasında ISO 56001:2024 İnovasyon Kalite Belgesi'ni aldı. Suudi Arabistan’da bu akredite belgeyi alan ilk hayır kurumu olan dernek, bu sayede inovasyonu teşvik etme ve kurumsal performansı geliştirme konusundaki kararlılığını yansıtırken yerel ve bölgesel düzeyde birçok seçkin ve benzersiz başarıya imza attı. Uluslararası standartları uygulama konusundaki kararlılığını yansıtan bu başarısıyla gurur duyan dernek, ISO 56001:2024 İnovasyon Kalite Belgesiyle öncü bir konuma yerleşirken, Suudi Arabistan’daki dernekler için bir rol model haline geldi. Bu belge, derneğin topluma hizmet etmeyi ve Vizyon 2030'un hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunmayı amaçladığı stratejik hedeflerine ulaşma çabaları çerçevesinde alındı.

Dernek ayrıca, insani yardım hizmetlerinin müşteri deneyimini iyileştirme konusundaki üstün çabalarının takdir edildiği International Award tarafından verilen Saudi Customer Experience Award 2024'ü kazanarak En İyi Kültürel Değişim ve Müşteri Deneyimi Dönüşümü dalında Altın, En İyi Müşteri Hizmetleri dalında ise Bronz madalya elde etti.

Mükemmellik, yaratıcılık ve yenilikçiliğin bir başka alanında dernek, Kar Amacı Gütmeyen Sektör Geliştirme Ulusal Merkezi'nin çeşitli kriterlerle temsil edilen yönetişim değerlendirmesinde yüzde 100'lük bir başarı kazandı. Dernek, uyum ve uygunluk, şeffaflık ve ifşaat ve bütçe sağlamlığı, dernek yönetimi gibi alanlardaki değerlendirmelerden tam not almaktan gurur duyuyor. Tüm bunla, yönetim kurulunun, tüm komitelerin ve çalışanların Kar Amacı Gütmeyen Sektör Geliştirme Ulusal Merkezi tarafından belirlenen yönetim standartlarına olan bağlılığını yansıtıyor. Bu başarı, Allah'ın lütfu ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların topluma hizmet etme rollerini yerine getirmeleri için ülkenin yöneticilerinden gördüğü ilgi ışığında derneğin denetim makamlarından aldığı desteğin ve verilen imkanların bir sonucudur.

Öte yandan sosyal alanda en iyi öncü dernek olarak ‘İhsan Hayırseverlik Ödülü’ne layık görülmesi, derneğin yetim çocuklara yönelik kaliteli programları ve hizmetleri aracılığıyla çabalarının yansıttığı güvenilirliği ve şeffaflığı artırma çabasını teyit etti. Bunun yanında dernek, çeşitli hayırseverlik alanlarındaki öncü dernekleri onurlandırmayı ve teşvik etmeyi ve böylece bu alanın ilerlemesini, rolünün etkinleştirilmesini, geliştirilmesini, genişlemesini ve büyümesini, mali ve insan kaynaklarının geliştirilmesini, çalışanlarının kapasitelerinin artırılmasını ve yerel gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) katkıda bulunmasını sağlamayı amaçlıyor. Derneğin ‘Great Place to Work’ gibi diğer bazı yerel, bölgesel ve uluslararası ödülleri de kazanması, onun bu alandaki lider konumunu ve mükemmelliğini ortaya koyuyor.

Tüm bu çabalar, derneğin, bu grup için psikolojik denge ve sosyal entegrasyon sağlamak amacıyla ebeveyn bakımı olmayan yetim çocukların psikolojik, davranışsal, ailevi ve sosyal açılardan uygun şekilde bakımı için doğal aile ortamının uygun yer olduğuna dair kesin inancını somutlaştırıyor. Ebeveynleri olmayan iki yaş altı yetim çocukların bakımı konusunda uzmanlaşmış ilk dernek olan El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği, hizmetlerini tüm bölgelerde sunabilmesini sağlayan 13 resmi ruhsata sahip. Gerekli şartları karşılayarak koruyucu aile olmak için başvuran aileler için kaliteli bekleme listeleri oluşturma konusunda da geniş bir deneyimi bulunan derneğin, başta Sağlık Bakanlığı, Suudi Arabistan hükümetinin geliştirdiği online uygulama Absher, Otar Platformu ve Suudi Kredi Ofisi (SIMAH) olmak üzere çeşitli kurumlarla koruyucu aile olmaya uygun aileleri her açıdan değerlendirmek ve seçmek için nitelikli ortaklıkları bulunuyor.

Derneğin, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi liderliğinde elde ettiği bu başarılar, Kral Selman bin Abdulaziz Al Suud ve onun sağ kolu Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman bin Abdulaziz Al Suud'un önderliğindeki Suudi Arabistan yönetiminin desteğini ve himayesini yansıtıyor. Tüm bunlar, hayırseverliğin sosyal bağları güçlendirmek ve daha kapsayıcı ve dirençli toplumlar yaratılmasına katkıda bulunmak için bir fırsat olduğu anlayışına dayanıyor.

Allah yardımcınız olsun!

* Suudi Arabistan Ankara Büyükelçiliği Kültür Ataşesi ve El-Vidad El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği Yönetim Kurulu Üyesi



Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla
TT

Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla

Abdullah Faysal er-Rabih

Gözlemciler ve ekonomistler, Suudi Arabistan'ın gelecekteki büyük dönüşümlerini geriye dönüp bakarak incelediklerinde, ekonomiyi yeniden şekillendiren en önemli dönüm noktası olarak 2016 yılında başlatılan ‘Vizyon 2030'u uzun uzun ele alacaklar, onu ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendiren ve ülkeyi tek bir kaynağa bağımlılıktan çeşitlilik ve sürdürülebilirlik beklentilerine kaydıran en önemli dönüm noktası olarak değerlendireceklerdir. Ancak, modern Suudi Arabistan sahnesini yalnızca bu dönüm noktasına indirgemek, 2026’nın gelişiyle, Vizyon 2030 hedeflerine doğru yolun yarısını geride bırakırken kümülatif gelişimin bağlamını anlamada bir eksikliğe yol açabilir. Objektif bir okuma yapılması için 21. yüzyılın ilk çeyreğinin tamamını kapsayacak şekilde zamansal merceğin genişletilmesi gerekir.

Riyad, NEOM ve ülkenin tüm bölgelerinde büyük inşaat projeleri ve teknolojik ve lojistik dönüşümler açısından tanık olunanlar, birdenbire ortaya çıkan bir olgudan ziyade uzun ve dikkatle düşünülmüş bir modernleşme sürecinin meyvesidir. Bu süreç, milenyumun ilk on yılında eğitim ve altyapı temellerinin atılması aşamasından, ikinci on yılda ve sonrasında dijital dönüşümün başlatılması ve kapsamlı ekonomik çeşitlendirme aşamasına geçti. Sadece finansal politika mühendisliği yoluyla değil, aynı zamanda veri, yapay zeka (AI), turizm ve yaşam kalitesine dayalı bir petrol sonrası ekonomi kurarak kaynaklarını akıllıca yeniden yatıran bir ülkenin hikayesine tanık oluyoruz.

Bu çeyrek asırlık süreç, küresel ölçekte rekabetçi bir ekonomi inşa etme stratejik hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan iki aşamaya ayrılabilir. Milenyumun başlarından 2015 yılına kadar süren ilk aşama, burs programları ve üniversitelerin kurulması yoluyla insan sermayesine yapılan yoğun yatırımlarla öne çıkıyor. 2016 yılında başlayan ikinci aşama ise, bu yatırımların meyvelerinin toplandığı ve bu beyinlerin ve enerjilerin modern bir ekonomik ve teknolojik sistem kurmak için kullanıldığı, Suudi Arabistan’ın G20'nin en güçlü ekonomileri arasındaki etkili konumunun pekiştirildiği bir dönemdi.

Kaynak yönetiminden kurumsal performans verimliliğine

Bu dönüşümün altında yatan dinamikleri anlamak için, öncelikle hükümet yönetimi felsefesinde meydana gelen değişimin özünü incelemeliyiz. Gelişmeler, devlet kurumlarının kapsamlı bir rasyonalizasyonu (rationalisation) olarak tanımlanabilir. Daha önce, odak noktası geleneksel kalkınma istikrarını sürdürmek için doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin dağıtılmasıydı. Suudi Arabistan bugün, bu vizyonun mimarı olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde, hedef odaklı yönetim modeline (management by objectives) geçerek, başarı ve değerlendirme için temel gösterge olarak temel performans göstergelerini (KPIs) benimsedi.

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri de 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan, bu gerçeği erken dönemde fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi.

Hükümet projeleri artık sadece bütçelerinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda somut ekonomik ve sosyal etkileriyle ve sıkı zaman çizelgelerine bağlılıklarıyla da değerlendiriliyor. Yönetimde yaşanan bu radikal değişim, büyük küresel teknoloji şirketlerinin hızı ve esnekliğiyle rekabet eden dinamik bir çalışma ortamı yaratırken geleneksel bürokrasiye alternatif olarak liyakati esas alan bir sistem kurdu.

Devletin idari yapısı, merkezi planlama ve hızlı karar alınması amacıyla çok sayıda kurumun kaldırılması ve yetkilerinin biri Ekonomi ve Kalkınma Konseyi diğeri Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi olmak üzere iki ana konseyde birleştirilmesi ile yeniden düzenlendi. Bu yapısal gelişme, devletin büyük bir dijital dönüşüm gerçekleştirmesini sağlayan sağlam bir temel oluşturmuş ve Suudi Arabistan’ın dijital devlet hizmetleri için küresel göstergelerin ön saflarına taşımıştı. ‘Absher’ ve ‘Tawakkalna’ gibi platformlar, teknolojiyi ekonomi ve topluma hizmet etmek için kullanmanın küresel modelleri haline gelmiş ve zaman ve kaynak israfının azaltılmasına ve ulusal üretkenliğin artırılmasına doğrudan katkıda bulunmuştu.

Tek sektöre bağlılığın sonlandırılıp ekonominin çeşitlendirilmesi

Gelecekte en büyük bir etkiye sahip olacak olan ikinci dönüşüm, petrole dayalı tek sektörlü ekonominin sonlandırılıp küresel şoklara karşı yüksek dirençli, çeşitlendirilmiş ve esnek bir ekonominin kurulmasıydı. Rakamlar, bu başarının ölçeğini gösteren en doğru gösterge olmaya devam etmektedir. Petrol dışı faaliyetler hızlı ve istikrarlı bir büyüme kaydederken, petrol dışı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesi son üç yılda ortalama yüzde 4,5'i aşarak 2024 yılında yüzde 4'e yaklaştı. Tüm bunlar, enerji piyasalarının oynaklığından uzak yeni büyüme motorları yaratma konusunda ekonomik çeşitlendirme politikalarının başarısını yansıtıyor.

Bu dönüşümün merkezinde yer alan Kamu Yatırım Fonu (PIF), geleneksel devlet fonu işlevinin ötesine geçerek piyasa yapıcı ve etkili bir küresel yatırımcı haline gelip stratejik bir rol oynuyor.

Son veriler, fonun yönettiği varlıkların 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 3,4 trilyon riyal (yaklaşık 925 milyar dolar) yükseldiğini ve iç yatırım portföyünün büyüklüğünde yüzde 50'nin üzerinde dikkat çekici bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, fonun ulusal ekonominin damarlarına likidite pompalamaya olan bağlılığını teyit ediyor.

sdvd
Suudi Arabistan'ın Riyad'da 2034 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma adaylığı kapsamında düzenlenen medya turu sırasında NEOM kentindeki The Line projesinin maketi, 30 Ekim 2024 (AFP)

PIF, (Ceer ve Lucid Motors şirketleri aracılığıyla) elektrikli araç endüstrisi, temiz teknolojiler, askeri üretim, eğlence, turizm ve küresel spor yatırımları gibi Suudi Arabistan ekonomisinde daha önce hiç duyulmamış olan gelecek vaat eden sektörlere odaklandı. Bu strateji sadece finansal kazanç elde etmeyi değil, aynı zamanda teknoloji ve bilginin aktarılması ve yerelleştirilmesini ve Suudi gençler için kaliteli iş fırsatları yaratılmasını da amaçlıyor.

Dijital dönüşüm ve yapay zeka: Tüketimden ihracata

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan bu gerçeği erken fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi. Suudi Arabistan teknoloji ithalatıyla yetinmedi, küresel teknoloji devlerini (Google, Microsoft ve Oracle gibi) çekerek ve onlarla ortaklık kurarak bulut bölgeleri ve devasa veri merkezleri oluşturmak suretiyle bölgesel bir teknoloji merkezi haline gelmeyi hedefledi ve böylece üç kıtayı birbirine bağlayan dijital bir köprü olarak konumunu güçlendirdi.

Dijital göstergelerin okunması, bunların temel itici gücü olan insan faktörü dikkate alınmazsa eksik kalır. Suudi Arabistan’ın işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel bir değişimden öteye geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor.

Düzenleyici rolünün ötesine geçerek dijital dönüşümün ulusal düzeydeki başlıca destekçisi haline gelen Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu’nun (SDAIA) hayati rolünü en iyi göstergesi de buydu. SDAIA, devletin kaynaklarını benzeri görülmemiş bir verimlilikle yönetmesini sağlayan sağlam bir dijital altyapı kurmayı başardı.

Karar destek platformu ‘İstişraf’ın büyük verileri analiz ederek ve hükümet harcamalarının verimliliğini artırma fırsatlarını belirleyerek 50 milyar riyali aşan mali tasarruf ve getiriye katkıda bulunması, bunun en iyi örneğiydi.

Öte yandan Suudi Arabistan'ın bu alandaki hedefleri, yurt içi kullanımın ötesine geçiyor, zira artık teknolojisini ihraç etmek ve başarılı dijital deneyimini dünyayla paylaşmak istiyor.

Suudi Arabistan’da 22 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Nefaz ve 33 milyondan fazla kullanıcısıyla kapsamlı bir ulusal uygulama veya Süper Uygulama haline gelen Tawakkalna gibi platformlar değerlerini ve yüksek güvenilirliklerini kanıtladıktan sonra, bu çözümler akıllı dijital hükümet için modeller olarak ihraç edilebilir ürünlere dönüştü.

Suudi Arabistan, belirli girişimler ve ‘Made in Suudi Arabistan’ teknoloji programı aracılığıyla kendisini 2030 yılına kadar teknoloji ve inovasyonun küresel merkezi haline getirmeyi amaçlayan iddialı bir veri ve yapay zeka stratejisiyle ulusal şirketlerin küresel pazarlarda rekabet edebilmesini sağlamaya çalışıyor. Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın yükselen bir teknoloji gücü olarak jeopolitik konumunu güçlendirmekle kalmayıp, petrol dışı GSYİH'ye katkıda bulunacak yeni ve sürdürülebilir bir ekonomik akış da oluşturuyor.

Yaşam kalitesi ve yeni bir gerçekliği yansıtan rakamlar

Önceki kalkınma modelinde, vatandaşlar ve ekonomi arasındaki ilişki, hizmet tüketiminden kalkınma ve değer yaratmada ortaklığa doğru ilerlerken, uluslararası standartlara uygun bir yaşam kalitesi sağladı.

Devletin kronik sorunları umut verici ekonomik fırsatlara dönüştürme becerisinin parlak bir örneği olan konut programının yıllık raporundaki verilere göre vatandaşların ev sahipliği oranı, vizyonun başlatılmasından önce yüzde 50'nin altındayken, 2024 yılı sonunda yüzde 65'in üzerine çıktı. Bu rakam sadece istatistiksel bir gösterge değil, entegre ve akıllı konut projeleri inşa eden ROSHN gibi büyük şirketlerin öncülüğünde inşaat, gayrimenkul finansmanı ve kentsel gelişim sektörleri için hayati bir itici güç oldu.

sdfrg
Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma teklifi sunumundan bir kare (Reuters)

Aynı zamanda, turizm Krallığın en önemli başarı öykülerinden biri olarak öne çıkıyor. Suudi Arabistan, onlarca yıl uluslararası toplumdan tecrit edildikten sonra, engelleri aşmayı başardı ve yeni rekorlar kırdı. 2023 yılında (yerli ve yabancı) 109 milyondan fazla turist ağırlayan ülkede bu rakam 2024 yılında 116 milyona ulaşarak yükselmeye devam etti. Turizmdeki bu ivme, sadece otel ve havacılık sektörlerini canlandırmakla kalmadı, aynı zamanda 255 milyar riyali aşan gelirlerle yerel ekonominin yanında çeşitli bölgelerde binlerce mevsimlik ve kalıcı iş olanağının yaratılmasına katkıda bulundu ve tarihi şehirlerdeki ve köylerdeki yerel ekonomileri canlandırdı.

En değerli yatırım olarak işgücü

Bu rakamlar, temel itici güçleri olan insan faktörü dikkate alınmadan tam olarak anlaşılamaz. Suudi işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel değişikliklerin ötesine geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor. Pastoral zihniyetin ve devlete olan tam bağımlılığın yavaş yavaş ortadan kalkarak, üretkenlik ve bireysel inisiyatif kültürünün yerini aldığını görüyoruz.

İyi düşünülmüş Suudileştirme politikaları, iyileştirilmiş eğitim verimliliği ve küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen destek, bir araya gelerek yaratıcı ve girişimci bir nesil yarattı. Genç Suudilerin kariyer hedefleri artık geleneksel devlet işleriyle sınırlı değil, inovasyon, finansal teknoloji (FinTech) ve yaratıcı endüstriler gibi sektörlere de açıldı.

Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor.

Bu çerçevede kadınların güçlendirilmesi dönüşüm sürecini taçlandırdı. Devlet bu konuyu sadece insan hakları perspektifinden ele almakla kalmadı, aynı zamanda acil bir ekonomik gereklilik (womenomics) olarak da değerlendirdi. Bu vizyon, kadınların işgücüne katılımının vizyonun başlatılmasından önce yaklaşık yüzde 17'den bugün yüzde 35'in üzerine çıkmasıyla gerçeğe dönüşürken başlangıçtaki hedefleri yıllar öncesinden aştı.

Ekonomik açıdansa bu, toplumun yarısını fiili üretim döngüsüne entegre etmek, ulusal rekabet gücünü artırmak ve kalkınmanın damarlarında atıl durumda olan belirli beceri ve yetenekleri devreye sokmak anlamına geliyor.

Ekonomik bir kaynak olarak yumuşak güç olarak kültür

Gözlemciler için belki de en çarpıcı dönüşüm, kültür ve mirasın yeniden konuşlandırılmasıydı. Sessiz bir yerel mirastan, küresel bir ürüne ve karlı getiriler sağlayan bir eğlence ve turizm endüstrisine dönüştü.

Önceki dönemde, kültürel faaliyetler içe dönüklükten dolayı gölgede kalmış ve bu da Krallığı küresel turizm haritasından uzaklaştırmıştı. Ancak bugün, denklem tamamen yeniden yazıldı. Kültür, yumuşak gücün kaynağı ve stratejik bir ekonomik varlık haline geldi.

c
Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde düzenlenen NEOM adlı yeni şehirle ilgili sergide 3D sunumu izleyen ziyaretçiler, 25 Ekim 2017 (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Devlet, cesurca bir açıklık stratejisi izlemeye başladı. Artık küreselleşmeden korkmuyor, aksine küreselleşmenin araçlarına yatırım yapıyor. Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor. Sanat, eğlence ve sinemaya yönelik bu açıklık, ‘geçici eğlence’ alanında değil, aksine, binlerce kişiye istihdam sağlayan ve yaşam kalitesini artıran yeni bir ekonomik sektörün temelini oluşturuyor. Esasen, bu durum doğrudan yabancı yatırımların en önemli itici güçlerinden biri. Yabancı yatırımcılar ve küresel yetenekler sadece iş fırsatları ve finansal getiri değil, aynı zamanda canlı ve çekici bir yaşam ortamı da arıyor.

Mühendislik, mega projeler ve geleceğin şehirleri

NEOM, Kızıldeniz, Qiddiya ve New Square gibi mega projelerden bahsetmeden bu tabloyu tamamlamış olmayız. Bu projeler, geleneksel gayrimenkul geliştirme kavramının ötesine geçiyor. Geleceğin endüstrisinde inovasyon için kuluçka merkezleri haline geliyor. Örneğin NEOM, sadece yeni bir şehir değil, yüzde 100 yenilenebilir enerjiden akıllı ulaşım sistemlerine ve biyoteknolojiye kadar yarının teknolojileri için bir ‘yaşayan laboratuvar’ olarak karşımıza çıkıyor. Özetle NEOM, 21. yüzyılda ‘şehir’ ve kentsel yaşam kavramını yeniden tanımlamaya yönelik cesur bir girişimdir.

Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor.

Bununla birlikte başkent Riyad da radikal bir dönüşüm geçiriyor. Yaklaşık 15 milyon kişiyi barındırmayı planlayan şehir, toplu taşıma (şehrin arterlerini birbirine bağlayacak Riyad Metrosu'nun açılmasıyla), yeşil alanlar (Kral Selman Parkı projesi gibi) ve ikonik mimari projelerle entegre edilen hareketli bir şantiyeye dönüşüyor. Bu entegre sistem, ‘ekonomiyi yerelleştirmeyi’ amaçlıyor. Devlet, vatandaşların daha iyi bir yaşam ve iş fırsatlar arayışıyla dünyanın dört bir yanındaki başkentlere göç etmelerini sağlayacak şekilde artık dünyayı onlara getiriyor.

Gelecekteki haklar ve verimlilik taahhüdü

2025 yılı sona ererken, Suudi Arabistan artık kendisini yalnızca petrol mirasıyla değil, mevcut başarıları ve gelecekteki hedefleriyle tanımlıyor. Bu bağlamda, Expo 2030'a ev sahipliği yapma yarışını kazanmak ve 2034 Dünya Kupası'nı düzenlemek için dünyanın güvenini kazanmak, ulusal sistemi (hem kamu hem de özel) sıkı zaman kısıtlamalarıyla karşı karşıya bırakırken çalışmaların en yüksek verimlilik ve disiplin standartlarıyla yürütülmesini gerektiriyor.

g
Kızıldeniz'deki mega proje NEOM şehrinin kalbinde yer alan iki adet 500 metre yüksekliğindeki paralel yapıya ilişkin önerilen tasarımı gösteren fotoğraf, 26 Temmuz 2022 (AFP)

Bu uluslararası etkinlikler, sadece kutlamalardan ibaret olmamakla birlikte altyapı çalışmalarının tamamlanmasını hızlandırmak, ulaşım ağlarını geliştirmek ve yeni şehirler kurmak için akıllı yönetim araçları ve stratejik katalizörler olarak işlev görürler. Kısacası bu, Suudi Arabistan'ın, gelişmiş ülkelerden muadillerine eşdeğer ve hatta onları aşan bir verimlilikle büyük etkinlikleri organize etme ve yönetme kapasitesine ve finansal gücüne sahip, güvenilir bir uluslararası ortak olduğunu dünyaya açıkça gösteren mesajlar.

İnovasyonda küresel bir ortak olarak Suudi Arabistan

Suudi Arabistan'ın son çeyrek yüzyılda ve son on yılda hızlanan bir şekilde tanık olduğu gelişmeler, modern kalkınma devleti kavramının kapsamlı bir şekilde yeniden kurulmasını temsil ediyor. Devlet, sınırlı doğal kaynaklara bağımlılıktan, yenilenebilir insan ve teknik kaynaklara yatırım yapmaya geçti. Geleneksel bir ekonomiden rekabetçi bir dijital ekonomiye dönüştü. İçine kapanık bir kültürden, açıklık ve inisiyatif alan bir kültüre adım attı. Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor. Rakamlar ve başarılarla bir dönüşümün hikayesi yazılırken geleceğe ve insanlara yatırım yapmanın her zaman kazançlı bir yatırım olduğu gözler önüne seriliyor.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.