Suudi Arabistanlı astronotlar 10 günlük bilimsel deneylerin ardından dönüşe hazırlanıyorhttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/suudi-arabistan/4355451-suudi-arabistanl%C4%B1-astronotlar-10-g%C3%BCnl%C3%BCk-bilimsel-deneylerin-ard%C4%B1ndan
Suudi Arabistanlı astronotlar 10 günlük bilimsel deneylerin ardından dönüşe hazırlanıyor
Suudi astronot Reyyane Bernavi tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu’nda çekilen fotoğraf (Suudi Arabistan Uzay Otoritesi)
Dragon uzay aracı, AX-2 misyonu kapsamında 10 günlük uzay araştırmaları ve bilimsel deneylerin ardından, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan (ISS) ayrılmak üzere, Dünya’ya dönüş yolculuğuna hazırlanıyor.
Suudi astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali Karni’nin yanı sıra eski NASA astronotu Peggy Whitson ve ABD’li iş insanı John Shoffner’ı taşıyan Dragon, yaklaşık 12 saat süren dönüş yolculuğuna başlayacak.
İki Suudi astronot ve diğer ekip, 10 günlük bir görev için 22 Mayıs’ta ISS’ye geldi.
Suudi Arabistan’ın ilk kadın astronotu Bernavi, planladıkları kalkıştan bir gün önce ISS’deki meslektaşlarına hitap ederken duygulandı.
Bernavi, uzaydaki tarihi görev için işbirliği ve destekleri için ekip üyelerine gözyaşları içinde teşekkür etti.
Dragon uzay aracının, bugün dönüş uçuşuna başlaması ve Çarşamba sabahı erken saatlerde Florida kıyılarına ulaşması bekleniyor.
Bernavi ve Karni, misyonlarının bir parçası olarak, ISS’de beyin ve sinir sistemi, bağışıklık hücreleri ve su tohumlama teknolojisi de dahil 14 öncü bilimsel deneyi hayata geçirdi.
ISS’de gerçekleştirilen deneyler, Suudi araştırma merkezlerinin bilimsel bir etki yaratmadaki rolünü artıracak.
Suudi Arabistan’ın uzay araştırmaları ve insanlığa hizmet alanındaki küresel konumunu teyit eden bu deneyler, ayrıca İnsanlığın bugünü ve geleceği üzerinde olumlu sonuçlar doğuracak ve araştırmacıların çeşitli çalışma ve bilimsel alanlarda bir dizi teknolojiye ilişkin anlayışlarını geliştirecek.
İki Suudi astronotun bilimsel yolculuğu, çeşitli Suudi okullarından 12 bin öğrencinin katılımıyla eğitici deneylerin gerçekleştirilmesini içeriyordu.
Mina: Dünyanın en büyük çadır kenti ve hac yolculuğunun ilk durağıhttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5030814-mina-d%C3%BCnyan%C4%B1n-en-b%C3%BCy%C3%BCk-%C3%A7ad%C4%B1r-kenti-ve-hac-yolculu%C4%9Funun-ilk-dura%C4%9F%C4%B1
Mina: Dünyanın en büyük çadır kenti ve hac yolculuğunun ilk durağı
Mina, tahmini yasal alanı 7,82 kilometrekare olan tarihi ve dini bir bölgedir. (SPA)
Mina, hacıların Zilhicce ayının sekizine denk gelen Terviye Günü’nü, Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak, tevbe, istiğfar ve tekbir getirerek Yüce Allah'a yaklaşmak ve ondan mağfiret dilemek için geçirdikleri hac yolculuğunun ilk durağıdır.
Mina, Mekke ile Müzdelife arasında, Mescid-i Haram'ın 7 kilometre kuzey doğusunda yer almaktadır. Harem sınırları içinde, kuzey ve güney tarafları dağlarla çevrili bir vadidir. Mekke tarafında Cemretü'l-Akabe, Müzdelife tarafında ise Muhassir Vadisi ile sınırlandırılmış olup sadece Hac döneminde iskân edilmektedir.
Tarihçiler, Mina adının, hacda dökülen meşru kanlardan dolayı verildiğini, bazıları da Arapların insanların toplandığı her yer için ‘Mina’ demesi gibi insanların orada toplanmasından dolayı bu ismin verildiğini düşünmektedir.
Mina, tarihi ve dini önemi olan bir yerdir. Hz. İbrahim (as) burada şeytanı taşlamış ve Hz. İsmail'in (as) kurbanını kesmiş, ardından Hz. Muhammed (sav) Veda Haccı'nda bu eylemi doğrulamış ve tıraş olmuş. Bunun ardından Müslümanlar da Cemarat'ta şeytan taşlayarak, kurbanlarını keserek ve tıraş olarak peygamberlerinin sünnetine uymuşlardır.
Dünyanın dört bir yanından gelen hacı adayları, Meş'ar-i Haram’da Terviye Günü’nü geçirirler. Burada öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kılarlar ve Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak orada gecelerler.
Zilhicce’nin dokuzuncu günü Arafat'ta vakfeye durduktan ve Müzdelife'de uyuduktan sonra, onuncu günün sabahı Mina'ya dönerler. Küçük, orta ve büyük cemrede şeytan taşlamak için üç günlük teşrik günlerini Mina'da geçirirler.
Suudi Arabistan hükümeti tarafından hayata geçirilen en büyük projelerden biri olan dünyanın en büyük çadır kenti, her yaştan ve etnik kökenden 6,2 milyon hacıyı ağırlamak üzere Mina'da tahmini 5,2 milyon metrekarelik bir alanda yer almaktadır.
Mina’nın yasal yüzölçümü 7,82 kilometrekare olarak tahmin edilmektedir ve sadece 4,8 kilometrekaresi, yani yüzde 61'i fiilen kullanılmaktadır. Yüzde 39'u ise zirveleri vadi seviyesinden yaklaşık 500 metre yükselen engebeli dağlardan oluşmaktadır.
Mina, tarihi simge yapılarıyla ünlüdür. Bunlar arasında taş atılan üç sütun ve adını dağın yüksekliğinden inen ve su akışının üzerinde yükselen şeyden alan, Mina Dağı'nın güney yamacında, Hz. Muhammed (sav) namaz kıldığı ve dua ettiği küçük cemreye yakın bir yerde bulunan Hayf Mescidi bulunmaktadır. Hz. Muhammed (sav) ve ondan önceki peygamberler burada namaz kılmışlardır ve bu mescid günümüze kadar ayakta kalmıştır. Öneminden dolayı genişletilerek Hicri 1407 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Burada gerçekleşen meşhur tarihi olaylardan birisi de Akabe Biatları’dır. İlki, Hicret'in 12. yılında, ikincisi ise ertesi yıl gerçekleşmiştir. Hicri 144 yılında Abbasi Halifesi Ebu Cafer el-Mansur, Ensar'ın Rasulullah'a (sav) biat etmesinin yıldönümünü anmak için Biat Mescidi'ni (Akabe Mescidi) inşa ettirdi.
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in hükümeti, hacıların Mina'da geçirdikleri süreyi ve yönetimin hacıların ibadetlerini yerine getirdikleri süre boyunca rahat etmelerini sağlayacak gereksinimlerin büyüklüğüne olan inancını göz önünde bulundurarak Mina'ya ilgi gösterdi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة