Arap Ekonomi zirvesi Lübnan’a pahalıya mal oldu

Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamad el-Sabah’ı karşıladı
Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamad el-Sabah’ı karşıladı
TT

Arap Ekonomi zirvesi Lübnan’a pahalıya mal oldu

Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamad el-Sabah’ı karşıladı
Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamad el-Sabah’ı karşıladı

Beyrut'ta gerçekleştirilecek olan Arap Ekonomi ve Sosyal Kalkınma Zirvesi, aylar öncesinde zirveye yönelik hazırlıklara başlayan Lübnan'ın beklentilerini karşılamadı.
Çoğunlukla bakanlar düzeyinde gerçekleştirilecek olan zirve, zirveye katılacaklarını bildiren bazı liderlerin özür beyan ederek katılmaktan vazgeçmelerinin ardından Lübnan için bir hayal kırıklığı oldu.Zirveye sadece Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Moritanya Devlet Başkanı Muhammed Veled Abdulaziz ve Lübnan Devlet Başkanı Michel Avn devlet başkanı düzeyinde katılıyor.
Zirve’ye Libya krizi darbe vurdu
Katılımcılar, Libya’nın zirveye davet edilmesine karşı çıkılmasının ve (Şii) Emel Hareketi mensuplarının Libya bayraklarını yakmasının ardından Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile Meclis Başkanı Nebih Berri arasında meydana gelen anlaşmazlıktan sonra zirveye katılmayacaklarına dair özür beyan ettiler.
Suriye’nin zirveye davet edilip edilmemesi ve hükümetin kurulmasına ilişkin önemli anlaşmazlıkların olduğu bir zamanda yaşanan bu durum, Lübnan’ın başarılı bir şekilde gerçekleştirmeyi hedeflediği zirveye ilişkin umutlarının sonu oldu.
Sonuç olarak manevi ve siyasi bakımdan yaşanan kayıpların yanı sıra ülke liderlerinin karşılanması için harcanan 10 milyon dolar kadar bir maddi kayıp yaşandı.
Milletvekili Nicholas Nahas, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada “Zirvenin başlamadan sona erdiği” değerlendirmesinde bulunurken, (Maruni Hristiyan) Ketaib Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim el-Sayeg ve Information International Şirketi'nde araştırmacı olan Muhammed Şemseddin zirveden önce yaşananların Lübnan'daki rejimin kırılganlığını yansıttığını dile getirdiler.
Nahas, ülkede halkının Şii Hizbullah-Emel ikilisinin herhangi bir karar üzerindeki etkisini teyit ettiğine dikkat çekerken, Şemseddin ise temsil düzeyinin çalışma programını ve kararları etkilemeyeceğini ve asıl sorunun Lübnan’ın zirveye ilişkin abartılı beklentilerine ve büyük miktarda para harcamasına bağlı olduğunu iddia ediyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Şemseddin, “Lübnan, abartılı tahminler ile birlikte basında bir başarı elde etmek gibi gerçekçi olmayan şeylere bel bağladı. Neticede çoğu Arap liderinin zirveye katılmamaya karar vermesinin ardından gerek siyasi olarak ve gerekse de maddi bakımdan ciddi kayıplar verdi” ifadelerini kullandı.
Lübnan’ın temel sorunu “Başarısız Devlet”
Buna karşılık Şarku’l Avsat’a konuşan Sayeg ise şu açıklamalarda bulundu:

“Bazılarının küstahça tutumlarına ve zirvenin başarılı olduğuna dair ifadelere rağmen ortaya çıkan resim, Lübnan’ın Arap kucağını kaybetme yolunda olduğunu gösteriyor.  Bu herhangi bir politik eylemden çok daha tehlikelidir. Arap dünyasının kendi sorunlarına çözüm bulma sürecinde olduğu bir zamanda Lübnan, yeni hükümeti kuramaması ve zayıf diplomatik performansı ile başarısız bir devlet portresi çiziyor. Asgari düzeyde olan Arap katılımı, Lübnan'ın aşağı seviyelerde bir devlet olduğunu teyit etti.”
Sayeg liderlerin zirveye katılmaması meselesine herkesin farklı şekilde yaklaşabileceğini dile getirirken, Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Husam Zeki, düşük katılım düzeyi ile neticeler ve kararlar arasında bir ayrım yapılması gerektiğini söyledi. Meselelerin bütün Arap ülkelerini ilgilendirdiğini ve bundan dolayı ehemmiyetini yitirmediğini vurgulayan Zeki, “Başbakan veya herhangi bir bakanın başkanlığında zirveye katılan heyet, devleti temsil eder. Katılım ve kararların kabulü ise ilgili devlet için bağlayıcıdır” ifadelerini kullandı.
Libya’nın davet edilmesi ile birlikte Suriye Esed rejiminin davet edilip edilmeyeceğine ilişkin yaşanan anlaşmazlık hakkında açıklamalarda bulunan Sayeg, “Yasadışı silahlar ile güçlenme mantığıyla ve özellikle İran eksenine bağlılık aracılığıyla son zamanlarda yaşananlar, Şam’ın hala Beyrut’ta ağırlığının olduğunu teyit ediyor ve Lübnan’da Suriye rejiminin rızası olmadan hiçbir işin yapılamadığını gösteriyor” dedi.
Şemseddin, ekonomik zirve ile Lübnan’ın çıkarları doğrultusunda gerçekleştirilen Paris CEDAR ve Roma Konferansları arasında herhangi bir bağlantı olmadığını düşündüğünü belirtirken Sayeg, zirve öncesi ve sırasında yaşananların pratiğe olumsuz yansımaları olabileceğini dile getirdi.
Ayrıca Sayeg, bu konferansların Lübnan’a mesajının “Size yardım edecek bir devlet var” mesajı olduğunu söyledi. Dolayısıyla devlete ve kurumlarına duyulan güven kaybolduğu takdirde sermaye sahipleri için bir yol açılamayacağını ifade eden Sayeg, söz konusu kimselerin bulunması durumunda bile mevcut ekonomik ve finansal durum altında bir çözüme ulaşmanın garantisinin olmadığını belirtti.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta pazar günü yapılacak olan Arap Ekonomi ve Sosyal Kalkınma Zirvesine bazı Arap ülkeleri katılmıyor. Zirvede Suriye'nin geleceği ve İran'ın bölgedeki etkisi, Yemen ve İran'daki savaşın ele alınacağı belirtildi.
Lübnan'ın Başkenti Beyrut'ta yarın başlayacak olan Arap Ekonomi ve Sosyal Kalkınma zirvesine daha önce katılacaklarını açıklayan bazı devlet başkanları zirveye katılmaktan vazgeçtiklerini duyurdular.
Kuveyt'in zirveye katılmayacağı, Mısır'ın ise zirveye başbakanlık seviyesinde katılacağı kaydedildi. Filistin Devlet Başkanı Abbas ise o tarihte New York'ta olacağını belirtti.
Zirveye katılmama kararı alan Arap ülkelerinin, İran'ın Lübnan'daki müttefiki Hizbullah ve Esed rejimini destekleyenlere bir mesaj olarak algılandığı ifade ediliyor.
Geçen yıl Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, Esed rejiminin 15 Mart 2011’den beri Suriye’de barışçıl muhalif gösterilere yönelik katliamlar yapması ve sürecin Ağustos 2011’de iç savaşa dönüşmesinden bu yana Şam'ı ziyaret eden ilk Arap lider oldu. Sonraki haftalarda, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn Şam'da Büyükelçilik açtı.
Şam'la ilişkilerini kesmeyen Irak’taki İran yanlısı yönetim de Esed rejiminin Arap Birliği'ne yeniden katılmasını destekliyor.
Suudi Arabistan ise Esed rejimiyle ilişkilerini normalleştireceği ve tekrar Şam’da Büyükelçilik açacağı iddialarını yalanladı.
Mısır da Suriye'nin BM siyasi sürecinden siyasi meselelerini çözmeden Arap Birliği'ne alınmasına karşı çıkıyor.
Lübnan’daki İran yanlısı siyasi cephe de, Arap Ekonomik ve Kalkınma Zirvesi'ni Suriye'nin Arap Birliği'ne yenide alınması için bir fırsat olarak görüyor. Hizbullah’ın müttefiği (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareketi Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Cibran Basil cuma günü Arap ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısında, Suriye'nin Birliğe yeniden kabul edilmesi için Arap Birliği'ne seslendi ve "Arap ülkesini bu forumun dışında tutmak tarihi bir utançtır" dedi.
Basil konuşmasını şöyle sürdürdü "Suriye'nin bu konferansta olmaması büyük bir kayıp. Suriye'yi terörizmin kollarına atmaktansa onu kollarımıza almalıyız. Onu Birliğe almak için izin beklememeliyiz Dış emirlerle onun üyeliğini askıya almamz tarihi bir hata olur."
Arap Ekonomi ve Sosyal Kalkınma Zirvesinin organizatörleri AESD, 7 Arap ülke liderinin ilk defa bu zirveye katılacağını, daha önce zirveye katılacaklarını açıklayan Somali, liderlerinin zirveye katılmayacağını söyledi.
Zirvede, Suriye ve Yemen'deki savaş, İsrail'in BM Güvenlik Konseyi'ndeki rolünün görüşüleceği belirtildi.



İsrail Cibaliye'de evlerine gitmeye çalışan sivillere saldırdı: 15 ölü ve 30 yaralı

İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
TT

İsrail Cibaliye'de evlerine gitmeye çalışan sivillere saldırdı: 15 ölü ve 30 yaralı

İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)

Filistin Televizyonu bugün (Cumartesi), İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampında evlerine dönmeye çalışan sivillere saldırması sonucu 15 kişinin öldüğünü ve 30 kişinin yaralandığını bildirdi.

Konuyla ilgili olarak Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı (WAFA) bugün "işgal ordusunun Cibaliye kampındaki bir sığınağın girişini bombaladığını ve kamp içinde evlerine dönmeye çalışan vatandaşları hedef aldığını, bunun sonucunda çoğu Kamal Adwan Hastanesi’ne nakledilen onlarca şehit ve yaralı olduğunu" bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre WAFA haberinde: "Günlerdir sürekli bombardıman altında olan kamptaki insani durum felaket boyutunda; kampta kalan aileler kuşatma altında, gıda, su ve ilaç gibi temel yaşam ihtiyaçlardan yoksun, ambulans ve sivil savunma ekipleri kampa ulaşamıyor ve içerideki ceset ve yaralıları alamıyor, bu ise gerçek bir felaketin habercisi" ifadelerini kullandı.

Yedioth Ahronoth gazetesi dünkü haberinde, Cibaliye mülteci kampındaki İsrail güçlerinin buradaki çatışmaları, 7 Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana ordunun karşılaştığı en şiddetli çatışmalar olarak nitelendirdiğini bildirdi.

Gazete, İsrail güçlerinin Cibaliye 'deki çatışmaların çok yoğun olduğunu ve Hamas'ın "büyük bir direniş" gösterdiğini söylediklerini aktardı.


Gazze Şehrinin güneybatısında bu sabah şiddetli silah sesleri ve patlamalar duyuldu

Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
TT

Gazze Şehrinin güneybatısında bu sabah şiddetli silah sesleri ve patlamalar duyuldu

Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)

Filistin Enformasyon Merkezi (PIC), bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze Şehri'nin güneybatısında şiddetli silah ve patlama seslerinin yankılandığını duyurdu.

Merkez, İsrail güçlerinin birkaç gündür askeri operasyon yürüttüğü Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampında da gruplar ve İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını belirtti.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta, Refah şehrinin güneyi ve doğusu yoğun topçu bombardımanına ve helikopter saldırılarına maruz kaldı.

İsrail saldırısında Han Yunus'un doğusundaki Abasan el-Kabira bölgesinde El Farahin kasabası da hedef alındı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre El Aksa TV, İsrail uçaklarının Refah'ın merkezindeki bir evi hedef alması sonucu dün akşam iki kişinin öldüğünü bildirmişti.

İsrail uçakları ayrıca Cibaliye Kampı'nın batısındaki Faysal bin Fahd Okulu'na çok sayıda füze atarak, bir vatandaşı ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına neden oldu.


El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
TT

El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerini öldürdüğünü duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Filistin merkezli Safa haber ajansından aktardığına göre, el-Kassam Tugayları tarafından X platformunda yayınlanan paylaşımda, “Mücahitlerimiz, bir Kassam grubunun çok sayıda askerin barikat kurduğu eve baskın düzenleyerek askerlerle sıfır mesafeden çatışmaya girmesi ve ardından Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda yer alan et-Tanur mahallesi bölgesinde bir anti-personel düzeneğini patlatmasının ardından 15 Siyonist askeri ortadan kaldırmayı başardı” ifadesi yer aldı.

Almsn Haber Ajansı DPA'ya göre açıklamanın devamında, “Aynı bölgede bir Siyonist Merkava 4 tankı Yasin 105 füzesiyle hedef alındı” denildi.

İsrail ordusu, İsrail'in askeri operasyonları sonucunda Gazze Şeridi'nin dört bir yanından yerinden edilen yaklaşık 1,5 milyon Filistinliye ev sahipliği yapan kentte askeri operasyon başlatmanın yansımaları konusunda bölgesel ve uluslararası uyarıların ortasında, pazartesi günü Refah'ın doğusunda bir operasyon başlattı.

İlgili bağlamda Safa haber ajansı, İsrail ordusunun Cibaliye Mülteci Kampı’na yönelik işgalini yedinci gününde de sürdürdüğünü ve bu sabah yerel saatle 9:30'da kampın batı bölgelerine yeniden topçu ateşi açtığını bildirdi. Ajans ayrıca, İsrail işgal güçlerinin günlerdir sağlık ekiplerinin sokaklardaki ölülere ulaşmasını engellediğini de belirtti.


Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
TT

Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)

Hizbullah İsrail ile çatışmalarında zaman zaman yeni silahlar duyuruyor. Son olarak perşembe günü, hedeflerinin üzerine saldırmadan önce füze fırlatan bir insansız hava aracını (İHA) yedi ay önce başlayan gerginlikten beri ilk kez kullandı. Peki, Hizbullah'ın İsrail'e yönelik saldırılarında kullandığı bu yeni silahların en öne çıkanları hangileri?

Silahlı saldırı SİHA’ları

Hizbullah, perşembe günü İsrail'in Metula kentindeki bir askeri alana iki adet S-5 füzesi ile donatılmış ‘silahlı saldırı SİHA’sı’ ile operasyon düzenlediğini ve ardından SİHA’nın infilak ettiğini duyurdu. Hizbullah, SİHA’nın tankların bulunduğu bölgeye doğru uçuşunu, iki füze ateşlemesini ve ardından patlamasını belgeleyen bir video yayınladı.

​​Hizbullah’ın ‘Sarallah’ tanksavar füze sistemi. (Hizbullah’ın yayınladığı bir videodan)

Hizbullah’ın ‘Sarallah’ tanksavar füze sistemi. (Hizbullah’ın yayınladığı bir videodan)

Hizbullah, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında başlayan savaşın ardından, İsrail ile karşılıklı bombardıman yapılmasından bu yana ilk kez böyle bir silah kullandığını duyurdu. İsrail ordusu perşembe günü SİHA patlaması sonucu üç askerin yaralandığını açıkladı.

Hizbullah medyası tarafından verilen bilgiye göre SİHA'nın savaş başlığı 25 ila 30 kilogram ağırlığında yüksek patlayıcı içeriyordu.

Askeri analist emekli Tuğgeneral Halil el-Hilu AFP'ye yaptığı açıklamada, bu SİHA’nın öneminin İsrail toprakları içinden saldırı düzenleyebilmesi olduğunu belirterek, Hizbullah'ın ‘kolayca kontrol edilebilen ve radarlar tarafından tespit edilmeden alçak irtifada yavaşça uçabilen İHA’lar’ gönderebilme kabiliyetinden faydalandığını kaydetti.

Hizbullah çarşamba günü, Lübnan sınırına 30 kilometreden fazla uzaklıktaki Tiberya kentinin batısında bulunan bir İsrail üssüne ‘bir dizi saldırı SİHA’sı” ile saldırı düzenlediğini duyurdu. Analistlere göre bu, karşılıklı bombardımanın başlamasından beri İsrail toprakları içinde düzenlenen en derin saldırı oldu.

Güdümlü ve ağır füzeler

Hizbullah son haftalarda, askeri mevzileri ve araçları hedef almak için İHA’lar ve güdümlü füzeler kullandığı ‘karmaşık’ olarak tanımladığı saldırılar düzenlediğini duyurdu.

Hizbullah ayrıca son zamanlarda İran yapımı Burkan ve Elmas ile adını 2015 yılında Suriye'de öldürülen bir Hizbullah komutanından alan Cihad Muğniye gibi güdümlü ve ağır füzeler kullandığını da açıkladı.

 İran'ın Burkan füzesi (Tahran'ın müttefiki Yemenli Husilere bağlı medya kuruluşları)

İran'ın Burkan füzesi (Tahran'ın müttefiki Yemenli Husilere bağlı medya kuruluşları)

Hilu ayrıca, Hizbullah'ın halen ağırlıklı olarak 5 ila 8 kilometre menzile sahip Kornet tanksavar füzelerine güvendiğini ve bunları daha uzak mesafelerde de kullanabileceğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Hizbullah diğer yandan Demir Kubbe'yi atlatan ve sadece tanklar tarafından durdurulabilen bir başka zırh delici güdümlü füze olan Rus Konkurs füzesini de kullanıyor.

Hizbullah'ın büyüklüğü tam olarak bilinmemekle birlikte son yıllarda gelişen devasa bir silah cephaneliği bulunuyor. Hizbullah birçok kez İsrail'in derinliklerine ulaşabilen çok sayıda gelişmiş silah ve füzeye sahip olduğunu açıkladı.

Son yedi aydır Hizbullah ve İsrail, analistlerin deyimiyle, her iki tarafın da birbirlerinin saldırı yöntemlerini ve askeri taktiklerini test ettiği günlük bir yıpratma savaşı yürütüyor.


Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
TT

Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)

Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalar, Hizbullah’ın operasyonlarındaki ‘taktiksel’ gelişmeyle daha önce görülmemiş bir gerilime tanık oluyor. Ancak bu durum, görüldüğü üzere ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz saatlerde Lübnan'ın iç kesimlerinde, ilki güneyde Sayda bölgesinde, ikincisi ise Lübnan'ı Suriye'ye bağlayan uluslararası yol üzerindeki Bekaa Vadisi'nde olmak üzere iki suikast kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre ilk saldırıda bir Hizbullah üyesi ve iki Suriyeli çocuk öldürülürken, Mecdel Encar'daki ikinci saldırıda bir el-Kassam Tugayları yetkilisi hedef alındı. Hizbullah suikastlara birkaç operasyonla karşılık verdi. Bunlardan biri insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan hava saldırısıyla Catun'daki topçu taburu karargahının, diğeri ise 50 Katyuşa roketiyle Suriye'nin Golan bölgesindeki Tsnobar lojistik üssünün hedef alınmasıydı.

Uzmanların kanaatine göre Lübnan'ın güney cephesinde artan gerilimin, ABD ve İran'ın çatışmaların genişlemesine karşı çıkan kararlarıyla ilgili nedenlerden dolayı ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalması bekleniyor.


‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
TT

‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)

ABD'nin Gazze açıklarındaki yüzer limanına nakledilen ilk yardımlar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde dağıtılmaya başlanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de 27 Ekim'de kara harekâtının başlamasından bu yana yaşanan çatışmaların ‘en şiddetli boyuta ulaşabileceğini’ bildirdi.

Bu atmosferde ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Tel Aviv'i Washington'un Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da kalıcı barışı sağlama vizyonunu benimsemeye ikna etme fırsatlarını tükettiklerini ve iki tarafın her zamankinden daha uzak hale geldiğini düşünüyor.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri yönetimin insan kayıplarının yanı sıra yılda yaklaşık 5,4 milyar dolara mal olacağını gösteren bir ordu raporu nedeniyle, Gazze Şeridi üzerinde askeri yönetim uygulama planına alternatif aramaya karar verdi..


Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
TT

Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)

İsrail ordusu dün akşam (Cuma) bir savaş uçağının Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı’nda bir evi bombaladığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre Cenin'deki bombalama eylemi saldırı planlayan bir hücreyi hedef aldı. Filistinli medya kuruluşları daha sonra ölen kişinin İslam Hamayse adlı Cenin Taburu komutanı olduğunu bildirdi.

İslami Cihad Hareketi’nin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri’ne bağlı Cenin Taburu, Komutan İslam Hamayse’nin öldürüldüğünü duyurdu.

Filistin Sağlık Bakanlığı ise İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda bir Filistinli’nin öldüğünü ve sekiz kişinin de yaralandığını açıkladı.

Bakanlık açıklamasında sekiz yaralıların durumunun ‘stabil’ olduğunu ve iki hastanede tedavi gördüklerini bildirdi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Durumu stabil olan beş şarapnel yaralanması Cenin Devlet Hastanesi'ne, durumu stabil olan üç yaralanma ise İbn Sina Hastanesi'ne ulaştı.”

İsrail ordusu, operasyonun savaş uçakları ve bir helikopter tarafından gerçekleştirildiğini ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın patlak vermesinden çok önce şiddet olaylarının arttığı Batı Şeria'da nadir görülen bir olay olduğunu belirtti.

Ordu, militanlar tarafından operasyon merkezi olarak kullanılan bir yerleşkeyi vurduğunu ve Hamayse'nin İsraillilere yönelik birçok saldırıdan sorumlu olduğunu söyleyerek öldüğünü doğruladı.

İsrail ordusu ayrıca, saldırının ‘yakın bir tehdidi bertaraf etmek için gerçekleştirildiğini’ ifade etti, ancak hangi tehdit konusunda bilgi vermedi..


ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
TT

ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)

ABD'nin Sudan özel elçisi Tom Perriello dün (Cuma) yaptığı açıklamada, devrik rejimin destekçileri olan İslamcıların mevcut sahnedeki varlığının "bizim ve Sudanlılar için büyük bir sorun teşkil ettiğini" söyledi. Perriello: "Ordu içinde savaşçılar olduğunu biliyoruz ve ülke dışından gelip savaşa katılanlar da var" ifadelerini kullandı. Kenya'nın başkenti Nairobi'de bir grup Sudanlı ile yaptığı toplantıda Perriello, ülkesinin kurumları ve bireyleri etkileyecek yaptırım silahının kullanımını genişleteceğini ve bunların çeşitli ülkelerdeki çalışmalarını etkileyeceğini belirtti. Perriello, "Vahim sonuçları olacağı nedeniyle" El Fashir'e askeri müdahaleye karşı Hızlı Destek Kuvvetleri’ne güçlü uyarılarda bulunduğunu belirtti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ise El Faşhir'in saldırıya uğraması halinde insani bir felaket yaşanabileceği uyarısında bulundu.


İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
TT

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)

İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde, Güney Afrika'nın Refah'taki askeri operasyonla Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ devam ettirdiği yönündeki suçlamalarına cevabını sunacak.

Pretorya, UAD'dan İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylediği Refah saldırısını durdurmasını talep etti.

İsrail daha önce uluslararası hukuka bağlılığının ‘sarsılmaz’ olduğunu vurgulamış ve Güney Afrika'nın açtığı davayı ‘tamamen temelsiz’ ve ‘ahlaki açıdan iğrenç’ olarak nitelendirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Refah'ta geniş çaplı bir kara harekâtının Hamas’ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylüyor.

İsrail dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yoğun nüfuslu bu kente yönelik geniş çaplı bir saldırıya karşı uluslararası uyarılara rağmen, Refah'taki kara operasyonlarını ‘yoğunlaştıracağını’ duyurdu. İsrail'in Refah'ta ‘insani bir felaketi’ önlediğini düşünen Netanyahu, ofisi tarafından Arapça olarak yayınlanan açıklamasında “Şu ana kadar Refah'taki yaklaşık yarım milyon insan çatışma bölgelerinden tahliye edildi. Bahsettikleri insani felaket gerçekleşmedi ve gerçekleşmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise Refah'taki askeri operasyonun ‘takviye kuvvetlerin girişiyle devam edeceğini’ duyurdu.


"Hamas, Filistin Devlet Başkanı'nın Arap Zirvesi'nde yaptığı konuşmadan üzüntü duyuyor ve birlik konusundaki kararlılığını teyit ediyor

Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)
TT

"Hamas, Filistin Devlet Başkanı'nın Arap Zirvesi'nde yaptığı konuşmadan üzüntü duyuyor ve birlik konusundaki kararlılığını teyit ediyor

Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)

Hamas hareketi yaptığı açıklamada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Bahreyn'in başkenti Manama'daki Arap zirvesi öncesinde, 7 Ekim operasyonuna ilişkin konuşmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Abbas zirvede, Hamas'ın "7 Ekim'deki askeri operasyonu tek taraflı bir kararla gerçekleştirdiğini ve İsrail'e Gazze'ye saldırması için daha fazla bahane sağladığını" söyledi. Hamas ise İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçlar için "bahane beklemediği" yanıtını verdi.

Abbas konuşmasında, Hamas'ın "bölünmüşlüğe son vermeyi ve Filistin meşruiyet şemsiyesine geri dönmeyi reddeden tutumunun, işgal hükümetinin Gazze Şeridi'nin, Batı Şeria ve Kudüs'ten ayrılmasını pekiştirmek, bir Filistin devletinin kurulmasını engellemek ve Ulusal Otorite ile Filistin Kurtuluş Örgütü'nü zayıflatmak için 7 Ekim'den önce uygulamaya çalıştığı İsrail planına hizmet ettiğini" belirtti.

Ancak Hamas yaptığı açıklamada "ulusal birlik konusundaki kararlılığını defalarca vurguladığını, Filistin iç cephesini güçlendirmek ve ulusal safları birleştirmek için her aşamada gerekli esnekliği gösterdiğini" ısrarla vurguladı.