​İlk Arap-Avrupa zirvesi bugün başlıyor

​İlk Arap-Avrupa zirvesi bugün başlıyor
TT

​İlk Arap-Avrupa zirvesi bugün başlıyor

​İlk Arap-Avrupa zirvesi bugün başlıyor

İlk Arap-Avrupa zirvesi çalışmaları, Mısır'ın Şarm el-Şeyh şehrinde, başta Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz olmak üzere, Arap Birliği (AL) ve Avrupa Birliği’nin (AB) 50 üye devletinden krallar, devlet başkanları, başbakanlar ve bakanların katılımıyla gerçekleştirilecek.
Dün akşam zirvenin gerçekleştirileceği merkeze ulaşan Kral Selman bin Abdülaziz, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından karşılandı. Kral Selman bin Abdülaziz ve Krallık heyeti, yaklaşmakta olan zirveye başkanlık edecek.
Ayrıca önde gelen bir turizm kenti olan Şarm el-Şeyh’de büyük hazırlıklar tamamlanırken, Şarku’l Avsat muhabirleri kentin farklı noktalarında yoğun güvenlik önlemlerinin alındığını kaydetti.
AL ve AB heyetlerinin başkanları, gündeminde önemli güvenlik dosyaları bulunan ve iki gün sürecek olan zirve için dün Şarm el-Şeyh’e ulaştılar. Suriye ve Libya'daki durumunda ele alınacağı oturuma, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker başkanlık edecek.
Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi dün Şarm el-Şeyh'e ulaştı.
Zirve, Avrupa tarafından başkanlık düzeyinde yüksek bir diplomatik katılıma tanık oluyor. Nitekim AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ve İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell zirvede hazır bulunacak isimler arasında yer alıyor. Taraflar, göç ve güvenlik sorunları gibi zorlu dosyalar ile ilgili bir uzlaşıya varmaya çalışacaklar.
Mısır Cumhurbaşkanı dün Romanya Cumhurbaşkanı Klaus İohannis ile bir araya geldi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bassam Radi, Sisi'nin Romanya cumhurbaşkanına ilk Arap-Avrupa zirvesinin çalışmalarına katılmasından dolayı teşekkür ettiğini belirtti.
Sisi, iki ülkeyi bir araya getiren istikrarlı ikili ilişkilere dikkat çekerek, 2018 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin bir milyar dolar olduğu belirtti. Şarm el-Şeyh ve Hurgada kentlerine yapılan uçuşların iki katına çıkarıldığına atıfta bulunan Sisi, bu durumun Mısır turizm kentlerinin Rumen turistler için bir cazibe merkezi haline geldiğine işaret etti. Ayrıca Sisi, Romanya ile çeşitli alanlarda ikili işbirliğini güçlendirmeyi ve iki ülkenin ortak çıkarlarının bulunduğu konularda koordinasyon sağlamayı dört gözle beklediklerini belirtti.
Avrupa-Arap ortaklığının güçlendirilmesi ve küresel zorlukların birlikte ele alınması konularının zirvenin ikinci gününün gündeminde yer alması bekleniyor. Sabah saat 10.00'da kapalı bir oturumda ortak bölgesel zorlukların üstesinden gelinmesi meselesini ele alacak olan katılımcılar, ardından Avrupa-Arap ortaklığının güçlendirilmesi konulu ikinci bir oturum gerçekleştirecekler.
AB ile Arap ülkeleri arasındaki 2016 yılındaki 295,5 milyar avroluk ticaret hacmi, 2017 yılında yüzde 7 artarak 315,9 milyar euroya ulaştı. Ayrıca Mısır Başbakanlık Basın Merkezi'nin verilerine göre, Arap dünyasının AB’ye ihracatı 2016 yılında 101,2 milyar euro iken 2017’de yüzde 20 artarak 121, 6 milyar avroya yükseldi.
Öte yandan Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, iki eski uygarlığın buluşma noktası olan Mısır'ın ilk Arap-Avrupa zirvesi için ev sahipliği yapmasını memnuniyetle karşıladı. Ayrıca ülkesinin Mısır ile çeşitli şekillerde ikili ilişkiler geliştirme çabalarında ilerleme kaydetme yönündeki niyetini dile getiren Iohannis, Mısır’ın Ortadoğu ve Afrika’da oynadığı rolün önemine dikkat çekerek, Mısır’ın Romanya'nın bölgedeki ilk ticaret ortağı olduğunu belirtti. Ayrıca Iohannis yaptığı açıklamada, Mısır’ın ulusal projeleri gelişme, Akdeniz'deki göçmenlerin yasadışı akışını durdurma ve terörizmle mücadele ile sınırlarını terörist unsurlardan koruma konularındaki çabalarından övgüyle söz etti.
AL ve AB, iki taraf arasındaki ekonomik ve güvenlik alanlarındaki ortaklığı güçlendirmenin yanı sıra, göç meselesi ile diğer meseleler hakkında ortak zemine ulaşmaya çalışıyorlar. Bu, en son geçtiğimiz ay Brüksel 'de her iki tarafın dışişleri bakanları arasında gerçekleşen toplantıda dile getirildi.
İlk Arap-Avrupa zirvesi öncesinde iki taraf arasında bakanlık düzeyinde 5 hazırlık toplantısı gerçekleştirildi. Dördüncü toplantı sırasında Arap Birliği ve AB ülkelerinin liderleri düzeyinde bir zirve düzenlenmesine karar verildi.
Öte yandan AB Kahire Büyükelçisi Ivan Surkos, Avrupa-Arap Zirvesi'ne AB üyesi 24 ülkeden hükümet liderleri ve yetkililerinin katılacağını belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Surkos, bu katılımın, “Avrupa tarafının, Avrupa ile Arap ülkeleri arasındaki işbirliğini ve ortaklığı güçlendirmeye ve derinleştirmeye büyük önem verdiğini” gösterdiğine dikkat çekti. Zirvenin, Arap Birliği ile AB üye devletleri arasındaki ikili ilişkileri tartışmak üzere üç çalışma oturumuna tanık olacağını dile getiren Surkos, ikinci oturumda bölgesel sorunlara ilişkin tüm detayların ve çözümlerin tartışılacağını, üçüncü oturumda ise ortak zorluklar, sürdürülebilir ekonomik gelişme, göç ve terörle mücadele başlıklarının yer alacağını söyledi.
Surkos, AB’nin Filistin meselesi ve Suriye gibi siyasi meselelerdeki tutumlarına ve zirve sırasında beklenen desteklerine ilişkin sorulan bir soruya şöyle cevap verdi:
“AB’nin politik çözümler, şiddetin ve kuvvetin sona erdirilmesi ve Filistin meselesinin adil bir barışçıl bir süreç dahilinde çözülmesine destek verilmesi gibi tutumları var. Sonuçların pratik olacağına ve herkesin çıkarlarına hizmet edeceğine inanıyorum. Zirvenin akabinde tüm alanlarda işbirliği yapılması üzerine ortak bir bildiri yayınlanacak. Arap Birliği amblemini AB ambleminin yanında görmekten mutluluk duyuyorum.”



Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi, ihlallere karışan 298 şüpheliyi tespit etti

TT

Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi, ihlallere karışan 298 şüpheliyi tespit etti

Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi Sözcüsü Yaser el-Ferhan (Reuters)
Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi Sözcüsü Yaser el-Ferhan (Reuters)

Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi bugün yaptığı açıklamada, şiddet eylemlerine karışan 298 kişinin kimliğini tespit ettiğini ve bin 426 Alevinin ölümüyle sonuçlanan ‘ağır ihlalleri’ doğruladığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre, Komite Sözcüsü Yaser el-Ferhan bugün düzenlediği basın toplantısında, komitenin öldürülen bin 426 kişinin isimlerini doğruladığını, bunlardan 90'ının kadın olduğunu, geri kalanların ise siviller ve yerleşim yerleri kuran eski askeri personel olduğunu bildirdi.

Ferhan, komitenin açık kaynaklardan, mezar kayıtlarında veya görgü tanıklarının ifadelerinde yer almadığı için doğrulamadığı ek ölü sayıları öğrendiğini söyledi. Komite ayrıca, bazıları sivil, bazıları da hükümet güçleri mensubu olan 20 kayıp kişi hakkında da bilgi aldı.

Ferhan, komitenin, dijital delillerin incelenmesi, resmi ve sivil makamlarla yapılan görüşmeler ve yazışmalar da dahil olmak üzere çeşitli yollarla faillerin tespitine odaklandığını ifade etti.

Komitenin ihlallere karıştığından şüphelenilen 298 kişinin kimliğini tespit ettiğini ifade eden Ferhan, Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi’nin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın sivillerin korunması ve yasalara uyulmasına odaklanan bir dizi tedbir ve talimatına dikkat çektiğini kaydetti.

Ferhan, “Komite, görevini yerine getirirken genel izleme, bilgi toplama ve soruşturma yöntemlerine dayandı. Bu çalışmalar, yetki alanı çerçevesinde mekânsal olarak Lazkiye, Tartus ve Hama illerinde; zamansal olarak ise mart ayı başında meydana gelen olaylar ve sonrasını kapsayacak şekilde yürütüldü. Ayrıca, olayların meydana gelmesine yol açan koşul ve etkenleri araştırmak, sivillerin maruz kaldığı ihlalleri ve kamu kurumlarına, güvenlik ve ordu mensuplarına yönelik saldırıları soruşturmak, her bir olayın sorumlularını belirlemek ve suçluluğu kanıtlananları yargıya sevk etmek de komitenin çalışma kapsamına dâhildi” ifadelerini kullandı.

dfgthy
Lazkiye'deki bir güvenlik görevlisi (Arşiv – Reuters)

Ferhan, komitenin Suriyelilerle doğrudan ve medya aracılığıyla şeffaf bir şekilde iletişim kurduğunu, çeşitli sivil ve toplumsal taraflarla, meslek birliklerinin temsilcileriyle, elitlerden, eşraftan ve ileri gelenlerden birçok şahsiyetle çok sayıda ve faydalı toplantılar gerçekleştirdiğini açıkladı.

Komitenin raporunu tamamladığını ve eş-Şera'ya teslim ettiğini belirten Ferhan, güney bölgesindeki olayların raporun tesliminin açıklanmasını geciktirdiğini ifade etti.

Komitenin 33 bölgeyi ziyaret ettiğini, olay yerlerini incelediğini, mezarlıkları ve çoklu defin alanlarını denetlediğini ve gözlemlerini muhtarlar, din adamları ve çok sayıda aile temsilcisinin huzurunda anlattığını belirten Ferhan, komitenin her bir kasabada onlarca şahsiyetle çeşitli toplantılar düzenlediğini de belirtti.

Ferhan, komitenin ayrı oturumlarda aile üyelerinin tanıklıklarını dinlediğini ve 452'si cinayet, 486'sı silahlı soygun, hırsızlık, ev ve dükkanların yakılması veya işkenceyle ilgili olmak üzere 938 ifade aldığını söyledi.

Ferhan, ifadelerin yazıya dökülmesinde komitenin, etkilenen Alevi toplumundan yedi uzman hukuk asistanından ve er-Rusafa'daki duruşmalara katılan kurbanların ailelerinden üç kadından yardım aldığını bildirdi.

Ferhan ayrıca, komitenin resmî kurumlardaki görevlilerden 23 brifing ve açıklama dinlediğini, tutuklanan şüphelilerin sorgulandığını ve yargıya sevk edilmeleri için gerekli tedbirleri aldığını kaydetti.

Komite, Birleşmiş Milletler’deki (BM) ilgili uluslararası taraflarla yoğun istişarelerde bulunduğunu açıkladı. Bu kapsamda, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı, BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, BM Suriye Özel Temsilciliği Ofisi, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü ile üst düzey toplantılar gerçekleştirdi. Komite, bu toplantılarda, soruşturmalarda mümkün olan en iyi yöntem, standart ve prosedürlerin nasıl benimsenebileceğini tartıştı.

Ferhan, “Geçtiğimiz 6 Mart’ta rejim kalıntıları geniş çaplı saldırılar düzenledi. Ağır, orta ve hafif silahlarla ordu ve genel güvenlik merkezlerini, kontrol noktalarını ve devriyeleri hedef aldılar, ana yolları kestiler. Komitenin ulaştığı bilgilere göre, Lazkiye, Tartus ve Hama illerinde iç güvenlik güçleri ve orduya mensup 238 genç öldürüldü” ifadelerini kullandı.

Ferhan sözlerine şöyle devam etti: “Bunların bazıları, silahlarını bırakmalarına rağmen öldürüldü; bazıları ise yaralı halde tedavi görürken öldürüldü; diğerleri ise esirken infaz edildi. Rejim kalıntıları, ölenlerin bir kısmını toplu mezara gömdü. Ayrıca kamu yollarını ve hastaneleri hedef aldılar, altı hastaneyi hizmet dışı bıraktılar ve komitenin kaydını tutamadığı bazı Sünni sivilleri öldürdüler.”

Kurbanların ailelerinden, bölge halkından ve kamu çalışanlarından alınan ifadeler, gözaltındaki kişilerin sorgu tutanakları, dijital kanıtların incelenmesi ve diğer delil ve bulgular doğrultusunda komite, yasa dışı silahlı isyancı gruplara (rejim kalıntıları) katıldığı düşünülen 265 potansiyel şüphelinin ismine ulaştı. Bu kişilerin ağır suçlar ve ciddi insan hakları ihlallerine karıştığına dair makul gerekçelerin bulunduğu belirtildi.

Ferhan, “Bu olaylar sırasında ve sonrasında rejim kalıntıları bazı şehir, kasaba, köy ve yolları tamamen ya da kısmen ele geçirdi. Geriye kalan devlet kurumlarını kuşatarak Suriye’nin sahil bölgesini geri kalanından ayırmayı hedeflediler. Amaçları, eğitimli ve birbirine bağlı gruplar tarafından dikey ve yatay örgütsel bir yapıyla planlanan, finanse edilen ve uygulamaya konulan bir Alevi devleti kurmaktı” şeklinde konuştu.

Suriye kıyılarında yer alan Tartus ve Lazkiye, mart ayında devrik lider Beşşar Esed'e bağlı gruplar ile ülkenin yeni yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin saldırılarına sahne oldu. Gruplar yaptıkları açıklamada, Suriye'yi mevcut yönetimden ‘kurtarmak’ istediklerini duyurdu. İki taraf arasında çıkan çatışmalarda her iki taraftan da yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.