​DEAŞ’lı Avrupalı kadınlar halen örgütü destekliyor

Suriye’nin doğusunda bulunan en büyük Mülteci Kampı olan el-Hevl’deki DEAŞ militanlarının dul eşleri ve çocukları (Politico Gazetesi)
Suriye’nin doğusunda bulunan en büyük Mülteci Kampı olan el-Hevl’deki DEAŞ militanlarının dul eşleri ve çocukları (Politico Gazetesi)
TT

​DEAŞ’lı Avrupalı kadınlar halen örgütü destekliyor

Suriye’nin doğusunda bulunan en büyük Mülteci Kampı olan el-Hevl’deki DEAŞ militanlarının dul eşleri ve çocukları (Politico Gazetesi)
Suriye’nin doğusunda bulunan en büyük Mülteci Kampı olan el-Hevl’deki DEAŞ militanlarının dul eşleri ve çocukları (Politico Gazetesi)

Suriye’nin doğusundaki el-Hevl Mülteci Kampı’nda bulunan DEAŞ’ın Avrupalı dul kadın militanları, eşlerini ve DEAŞ terör örgütünü savundu. DEAŞ’ın tekrar eski gücüne kavuşacağını iddia eden dul kadınlar, peçe takmaya devam ederken ülkelerine dönme konusunda ya çekingenler ya da dönmeyi kabul etmiyorlar.
DEAŞ militanlarının dul eşlerinden biri de Janita Yahani (34). Yahani, Hollanda’dan ayrılıp Suriye geldikten sonra bir DEAŞ militanı ile evlendi. DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona karşı verdikleri savaşta ilk eşi öldürülen Yahani ikinci bir DEAŞ militanı ile evlenirken ikinci eşinden Ahmed (4) adlı bir çocuğu oldu. Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan Haseke kentindeki el-Hevl kapından açıklamalarda bulunan Yahani “Tek istediğim normal bir hayata geri dönmek” ifadelerinin kullanırken nerede yaşamak istediğine dair bir bilgi vermedi. Bu kadınlardan bir diğeri de Lisa Smith. Kendisinin daha önceden İrlanda Savunma Kuvvetleri’nde askerlik yaptığını ifade eden Smith ordudaki sonu hakkında bilgi vermezken DEAŞ bünyesindeki bazı İsveçli kadınlar ise gazetecilere açıklama yapmayı reddediyor.
DEAŞ yönetimi altındaki yaşamını savunan Çeçen kadın “Her şey yolundaydı. Şeriatın uygulandığına ve İslam hilafetinin varlığına inanan kardeşlerimiz vardı” dedi. DEAŞ militanı eşinin “şehit olduğunu” belirten dul kadın, DEAŞ’ın “Hilafeti’nin” sona ermediğini ileri sürerek “Biz ve kardeşlerimiz Almanya, Fransa ve ABD’de her yerdeyiz. İslam Devleti geri dönecek” ifadelerini kullandı. İsmini açıklamak istemeyen DEAŞ’ın Alman kadın militanlarından biri de doktor eşiyle birlikte Suriye’ye gittiğini ve ardından eşinin ortadan kaybolduğunu söyledi. Eşinin yerini bilmediğini belirten kadın iki çocuğuyla birlikte el-Hevl Mülteci Kampı’nda kaldığını ve Almanya’ya dönmek istemediğini çünkü orada kendisini kâfir olarak gördüklerini” belirtti. Alman kadın “çocuklarımın, her köşesi fitne ve fesat olan bir toplumda büyümesini istemiyorum” ifadelerini kullandı. Hint Okyanusu’ndaki Seyşeller Adaları’ndan olan DEAŞ militanı kadın, yaptığı açıklamada “Ben kimsenin hakkında bir şey bilmediğini bir ülkedenim. Bu nedenle bulunduğum yerden asla ayrılmayacağım” dedi.
ABD İstihbarat raporlarına göre yaklaşık 12 bini yabancı kadın ve çocuk olmak üzere 10 binlerce Suriyeli ve Iraklı göçmen el-Hevl Mülteci Kampı’nda yaşıyor.
Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) bir yetkili yaptığı açıklamada Fransa ve Rusya gibi bazı ülkelerin DEAŞ bünyesindeki vatandaşlarının ülkesine geri dönmesini isterken ülkelerin çoğu DEAŞ içerisinde bulunan vatandaşların geri dönmesine karşı.
SDG’li yetkili “Gerekli kaynaklara ihtiyacımız var. Bize verilen uluslararası desteğin az olmasından endişeliyiz. Bu yardımları sadece DEAŞ’ın bir daha ayağa kalkmasını engelleyebilmek için istiyoruz” ifadelerini kullandı. Geçen hafta Washington Post gazetesinde yayımlanan bir haberde SDG’li bazı yetkililerin yabancı DEAŞ militanlarının yargılanması için özel uluslararası mahkemeler kurulması çağrısını yaptığı belirtilirken gazete bu çağrının uluslararası toplum nezdinde karşılık bulmadığını ve Suriye hükümetinin kendi topraklarında yabancı mahkeme kurulmasına karşı çıkması gerektiğini söylüyor. Gazetelerin aktardığına göre el-Hevl Mülteci Kampı yer ve nüfus bakımından en büyük mülteci kampı konumunda. Söz konusu kampta geçen yıl yaklaşık 9 bin mülteci kaldı.
Ancak DEAŞ’a bağlı son toprakların da ele geçirilmesiyle binlerce kişi el-Hevl’e giderken şuan kampta yaklaşık 72 bin kişi yaşıyor.



Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
TT

Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)

“I24 News” televizyonu, dün, Amerikan ve İsrailli yetkililerin, Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

Ziyaretin kesinleşmesi halinde, Trump'ın ikinci dönem başkanlığı sırasında Kudüs'e yaptığı ilk ziyaret olacak.


Binlerce kişi Kopenhag'da Gazze'deki savaşın sona ermesi için gösteri düzenledi

Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)
Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)
TT

Binlerce kişi Kopenhag'da Gazze'deki savaşın sona ermesi için gösteri düzenledi

Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)
Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)

Kopenhag'da dün düzenlenen Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı. Gösteride, Gazze'deki savaşın sona ermesi ve Danimarka'nın Filistin devletini tanıması talep edildi.

Fransız haber ajansına (AFP) göre yürüyüşe Oxfam, Greenpeace ve Uluslararası Af Örgütü'nün yanı sıra sendikalar, siyasi partiler, sanatçı grupları ve Greta Thunberg gibi aktivistler de dahil olmak üzere yaklaşık 100 kuruluş katıldı.

Polis, protestocuların sayısına dair bir tahminde bulunmadı.

Çoğunluğu çocuklu ailelerden oluşan protestocular, Danimarka parlamento binasının dışında güneşli bir havada toplandı, bayraklar salladı, dövizler taşıdı ve "Silah satışlarına son", "Filistin'e özgürlük" ve "Danimarka soykırıma hayır diyor" sloganları attı.

İsrail'in geleneksel destekçisi Danimarka, Avrupa Birliği başkanlığını kullanarak İsrail hükümetine Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için baskı yapacağını açıkladı. Başbakan Mette Frederiksen, savaşın “sınırları aştığını” ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Danimarka, yakın gelecekte Filistin Devleti'ni tanımayı düşünmediğini açıkladı.

43 yaşındaki protestocu Michelle Abelros, AFP'ye yaptığı açıklamada, "İktidardakiler soykırımı durdurmuyor, bu nedenle protestoya iştirak edip tüm liderlere olan bitene katılmadığımızı göstermek çok önemli" ifadelerini kullandı.


İsrail İran'a yeniden saldırmayı planlıyor

İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail İran'a yeniden saldırmayı planlıyor

İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)

İsrail, ABD’den İran'a ‘önleyici saldırı’ düzenlemesine izin vermesini istiyor.

İsrailli araştırmacı ve İsrail ordusunun Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN) eski yetkilisi Albay Jack Neira’ya göre Tel Aviv'de Tahran’ın maruz kaldığı aşağılayıcı askeri operasyonlara misilleme olarak saldırı hazırlığı içinde olduğu görüşü hakim.  Bu yüzden, İran'ın askeri kapasitesinin büyük bir kısmı felç edilmiş durumda olduğundan mevcut durumda İran'a karşı önleyici bir saldırı düzenlenmesi gerekiyor.

İsrail'in kendisine suikast girişiminde bulunduğu yönündeki haberlerin ardından yaklaşık bir ay sonra ilk kez ortaya çıkan İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney yaptığı açıklamada, “İran'ın düşmanları, halk, yetkililer ve ordu arasındaki güçlü duruş ve birlikten, İran halkına ve rejimine boyun eğdirilemeyeceğini anlamışlardır” ifadelerini kullandı.