Yemen hükümeti, Abyan ve Aden’in Geçiş Konseyi’nden geri alındığını açıkladı

Başbakan Muin Abdul Melik, 28 Ağustos’ta Marib’deki yerel makamın yürütme ofisi toplantısına başkanlık etti (SABA)
Başbakan Muin Abdul Melik, 28 Ağustos’ta Marib’deki yerel makamın yürütme ofisi toplantısına başkanlık etti (SABA)
TT

Yemen hükümeti, Abyan ve Aden’in Geçiş Konseyi’nden geri alındığını açıkladı

Başbakan Muin Abdul Melik, 28 Ağustos’ta Marib’deki yerel makamın yürütme ofisi toplantısına başkanlık etti (SABA)
Başbakan Muin Abdul Melik, 28 Ağustos’ta Marib’deki yerel makamın yürütme ofisi toplantısına başkanlık etti (SABA)

Meşru Yemen hükümeti güçleri, 28 Ağustos’ta Konsey’e bağlı bazı kampların meşru hükümete geçmesiyle birlikte Güney Geçiş Konseyi yandaşı bazı kuvvetlerle çatışmaların ardından Abyan vilayetinden geçici başkent Aden’e doğru ilerledi.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, yaptığı açıklamada hükümet güçlerinin Aden’e “tüm halk için bir zaferle” dönme taahhüdünde bulunarak, hükümetin ellerini herkese uzattığını vurguladı. Başbakan, “kamusal ve özel alanları koruduklarını, insanların güvenliğini sağladıklarını ve her türlü kaosun önüne geçtiklerini” ifade etti. Başbakan Abdulmelik, “Devletin ve hukukun üstünlüğü altında güvenlik, istikrar ve yapıcı diyaloglar çerçevesinde vatanın herkesi kapsadığına” dikkati çekti.
Abyan’da kontrol sağlandı
Yerel ve askeri kaynaklar da hükümet kuvvetlerinin Abyan’ın doğusundaki Şukra kasabasından batıya doğru ilerlediklerini ve Abyan’ın vilayet merkezi Zanzibar’da kontrolünü sağladıklarını ifade etti.
Kaynaklar, ulusal ordunun Geçiş Konseyi tarafından yürütülen isyan eylemlerinin sonlanması için Aden’in kuzeyindeki Lahic vilayetine kadar ilerlediğini söyledi.
Kaynaklara göre ordu, şehirdeki birçok ana mevziye yönelik ayaklanmaları engellemek için Aden’e büyük askeri takviyeler yapıldı. Ordu ayrıca özel kuvvetlere, sivillerin güvenliğini koruyarak, isyancıların ele geçirdiği mevziileri hedef alan askeri operasyonlar düzenleme çağrısı yaptı.
Yemen silahlı kuvvetler sözcüsü Tuğgeneral Abduh Macali, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Geçiş Konseyi tarafından kontrol edilen çok sayıdaki askeri birliğin, 28 Ağustos’ta yaşanan çatışmaların ilk anından bu yana ulusal orduya katıldığını söyledi.
Aynı şekilde Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, subayların ve cumhurbaşkanlığı koruma tugaylarının Aden ve çevre bölgelerdeki başkanlık sarayını tam olarak kontrol ettiklerini açıkladı.
İryani, güvenlik güçlerinin “devlet kurumlarının güvenliğini sağlamak ve Yemen devletinin kurumlarını korumak için yapılan plan çerçevesinde” 14 Ekim gazetesi ve Enformasyon Bakanlığı binalarının güvenliğini sağladıklarına dikkati çekti.
Aden’de uçuşlar iptal edildi
Öte yandan Aden Havaalanındaki kaynaklar da Şarku’l Avsat’a, havaalanından tarifeli uçuşların bir sonraki duyuruya kadar iptal edildiğini duyurdu.
Güney Geçiş Konseyi sözcüleri de hükümetin, Aden’in kontrolünü sağladıkları yönündeki haberleri küçümseyerek, kendilerine bağlı unsurların şehrin kontrolünün hükmet güçlerinin ellerine geçmesinden birkaç saat sonra Aden’i kurtardıklarına dikkati çekti. Sözcüler, aynı şekilde Har Maksar kasabasını da kontrol ettiklerini ifade etti.
Yemen Enformasyon Bakanı, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Aden’de zafer kazanan ordu kuvvetlerinin, 39. Zırhlı Tugay komutanı Tuğgeneral Abdullah el-Subeyhi önderliğinde olduğunu ve 115. Piyade Tugayı komutanı General Seyf el-Kafiş’in de Abyan vilayetini geri alma operasyonuna öncülük ettiğini duyurdu.
Lahic vilayetinde sağlandı
Muammer el-İryani, Lahic vilayeti güvenlik müdürü Tuğgeneral Hamdi Hasan Muhammed Şukri önderliğindeki ulusal ordunun, bölgenin güvenlik kemeri kampının kontrolünü sağladığını belirtirken, Lahic vilayetinin merkezi Havtede tam kontrolün sağlandığını ifade etti.
Hükümete bağlı askeri kaynaklar da Tuğgeneral Ebu Bekir el-Cubuli önderliğindeki ulusal ordu ve el-Sabiha bölgesi halkının, meşru hükümete teslim olması amacıyla Lahic’deki Salih el-Seyyid’in önderlik ettiği tugayı kuşattığını açıkladı.
Görgü tanıklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre Krater, Brega ve diğer bölgelerdeki Güney Geçiş Konseyi’ne bağlı kamplar ise yağma faaliyetlerine maruz kalmadan geri çekildi.
Kaynakların aktardığına göre hükümet güçleri, Güney Geçiş Konseyi’ne ait güvenlik noktalarının çöküşüne paralel olarak Aden’in girişindeki bayrak noktasına ulaşmadan önce Şukra’dan Geçiş güçlerinin geri çekildiği Zanzibar’a doğru ilerleme kaydetti.
Aden sakinleri, evlerine sığınırken, farklı mahallelerde de çatışma ve patlamalar yaşandı. Sağlık yetkilileri, 28 Ağustos’ta birkaç saat süren çatışmalarda ölü ve yaralıları hastanelere sevk ettiklerini açıkladı.
Validen halka sükûnet çağrısı
Aden Valisi Ahmed Salim Rabi, yerel halka sükûnet çağrısı yaptı. SABA haber ajansına açıklamada bulunan Vali, devletin Aden ve diğer vilayetlerde güvenliği sağlayacağını, kamu ve özel mülkleri koruyacağını ifade etti. Ahmed Salim Rabi, güvenliğin ve istikrarın sağlanması, herkes arasında huzur, hoşgörü ve kardeşlik ruhunun pekiştirilmesi için işbirliğinin önemine vurgu yaptı.
Bir görgü tanığı ise, Geçiş güçlerinin Aden’in kuzeybatısındaki Brega kasabasında bulunan Aden rafinerisinden geri çekildiklerini ve batıdaki Selahaddin kampına yöneldiklerini belirtti.
Geçiş güçleri, uğradıkları hezimeti hemen kabul etmezken, Abyan’da yaşadıklarını da Aden’e geri çekilmelerine neden olan “hain bir saldırı” olarak niteledi. Görgü tanıdıkları da Yirmi Kamp ismiyle bilinen Krater kasabasındaki “güvenlik kemeri” güçleri kampının boşaltıldığını vurguladı.
Söz konusu gelişmeler, hükümet güçlerinin Şebve vilayetindeki savaşı kazanıp, merkez şehir Atak’ı kontrol etmesinden birkaç gün sonra yaşandı.
Yemen Hükümeti, Aden’deki isyanı kısa sürede bastırdı
Güvenlik kemeri güçleri ve Geçiş yanlısı unsurlar, bu ay hükümet kampları ve genel merkezlerini işgal ettikten sonra Aden’in kontrolünü ele geçirdi. Daha sonra ise uluslararası meşruiyete sahip hükümete karşı güç kullanarak varlığını kabul ettirme girişimi çerçevesinde Abyan ve Şebve’de ilerleme kaydettiler. Bu bağlamda askeri ve güvenlik kaynakları Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Abyan valisi ve Abyan ekseni Güvenlik Komitesi Başkanı Tuğgeneral Ruken Ebu Bekir Huseyn, askeri birliklerin ve özel güvenlik kuvvetlerinin Abyan’daki Dofas bölgesinden batıdaki Aden’e uzanan uluslararası hattın güvenliğini sağlama görevini üstlendiğini açıkladı.
Yemen ordu sözcüsü Tuğgeneral Abduh Macali, “Ordu, Aden’i rekor sürede kurtarmaya çalıştı. Kurtuluş süreci, hükümete karşı bu isyanın sona ermesinde bir ayrım noktası olacak” dedi.
Yetkili, havaalanı yakınlarındaki Hor Maksar’da silahlı çatışmaların gerçekleştiğine ve bazı mevziilerin tamamen temizlendiğine dikkati çekerken ordunun, üç ana eksende isyancıları sıkıştırdığını ve onları geri çekilmeye zorladığını vurguladı.
Macali, dördüncü bölgedeki cumhurbaşkanlığı koruma tugayı ve birliklerin, ilerleyen saatlerde anayasa uyarınca güvenliği yeniden sağlama rolünü yerine getireceğini ifade etti.
Ordu sözcüsü, meşru hükümete yönelik isyanın sona ermesinin, yalnızca Yemen’i destekleme ve güvenliğini sağlamada büyük çabalar sarf eden Arap koalisyonu ve Suudi Arabistan’ın desteğiyle gerçekleşeceğini vurguladı.
Suudi Arabistan, diyalog çağrısını sürdürüyor
Abduh Macali, “Suudi Arabistan, devleti yeniden inşa etme ve darbeci milisler tarafından işgal edilen tüm topraklardaki nüfuzunu genişletme aşamasında önemli bir role sahiptir. Aynı zamanda güneydeki durumu normale döndürmek için çalışıyor ve askeri eylemleri reddettiğini belirterek, diyalog çağrısını sürdürüyor” dedi



Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP