BM, Sahel ülkelerinde artan terör dalgasına karşı uyardı

Birleşmiş Milletler Sekreteri Antonio Guterres (Reuters)
Birleşmiş Milletler Sekreteri Antonio Guterres (Reuters)
TT

BM, Sahel ülkelerinde artan terör dalgasına karşı uyardı

Birleşmiş Milletler Sekreteri Antonio Guterres (Reuters)
Birleşmiş Milletler Sekreteri Antonio Guterres (Reuters)

Birleşmiş Milletler Sekreteri Antonio Guterres, terör örgütlerinin artan faaliyetlerine karşı uyarıda bulundu. Guterres, bu örgütlerin özellikle Mali ve Burkina Faso’daki askeri üslere ve kışlalara düzenlediği kanlı terör saldırıları sonrasında Afrika’nın Sahel bölgesindeki güçlerini artırdığını belirtti.
BM Genel Sekreteri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yaptığı a.ıklamada “Terör gruplarında tanık olduğumuz genişleme Sahel bölgesini dengesiz hale getiriyor. Özellikle Burkina Faso ve Mali’de etnik şiddeti teşvik ediyor” dedi.
Antonio Guterres, terör gruplarıyla mücadele etmek amacıyla beş Sahel devleti (Moritanya, Mali, Nijer, Çad ve Burkina Faso) tarafından kurulan ortak askeri güce dikkati çektiği açıklamasında “Eğitim, kapasite ve ekipmanlarda yaşanan büyük zafiyet devam ediyor. Bu durum ise faaliyetleri tamamen engelliyor” ifadelerini kullandı.”
Birkaç yıl önce kurulan bölgesel askeri güç, başta DEAŞ’a ve El-Kaide’ye bağlı gruplar olmak üzere bölgede aktif olan terör örgülerine karşı niteliksel saha operasyonları gerçekleştiremiyor.
Bu çerçevede BM Genel Sekreteri Guterres, “küresel bir mesele” olarak nitelediği terörle mücadelenin önemine dikkati çekerek, “insan, yasa dışı mal, silah veya uyuşturucu kaçakçılığı da dahil birçok sınır ötesi zorluklara” karşı uyarıda bulundu.
BM, 2013 yılından bu yana Mali’de 15 bin unsura sahip bir kuvvet bulunduruyor. BM, Mali’de barış gücü misyonları açısından en kanlı terör saldırılarına maruz kaldı. Ancak Birleşmiş Milletler Mali Çok Boyutlu İstikrar Misyonu (MINUSMA) barışı sağlamada başarı kaydedilmeyeceğine inanan Malililer tarafından sert şekilde eleştirildi. 
Beş Sahel devleti, BM gücüne sağlanan fonun terörle mücadele amacıyla kurulan ortak askeri güce devredilmesini talep etti. Bu bölgesel kuvvet, BM’nin altıncı maddesi altında bulunuyor ve yasal bir dokunulmazlığa sahip. Ancak BMGK, Fransa’nın kaydettiği yoğun çabalara rağmen ABD ve İngiltere’nin önerisiyle bu talebi kabul etmedi.
15 Kasım’da Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen barış forumu sırasında 3 Sahel devleti, terörle mücadele grubuna destek çağrısında bulundu. Söz konusu devletler, kalkınmanın ve yolsuzlukla mücadelenin de terör odaklarını vurma açısından önemli olduğunu kaydetti.
Ordusu Mali ve Nijerya’da teröristlere karşı savaşan Çad’ın Cumhurbaşkanı İdris Debi, bağışçı ülkelerin Sahel bölgesine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmemelerini eleştirdi. Debi, bu fonların doğrudan hassas bölgelerdeki vatandaşlara yöneltildiğini hatırlattı.
Çad Cumhurbaşkanı açıklamasında şunları söyledi:
“Dostlar, bağışçılar, teknik ve mali ortaklar, hassas Sahel bölgesini geliştirmek üzere en az 12 milyar dolar verme taahhüdünde bulundu. Ancak projelerden hiçbiri henüz finanse edilmedi.”
İdris Debi, Paris Barış Forumu katılımcılarına hitaben, “sorumluluğun bir kısmının” başta yolsuzlukla mücadele olmak üzere Sahel devletleri ve hükümetleri tarafından karşılandığını belirterek birçok bölgenin okullara ve sağlık hizmetlerine de ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Ülkesinde kalkınma için 12 milyar, ordu donanımı için de 400 milyon dolarlık bir mali örtü talep eden Çad Cumhurbaşkanı Debi, Avrupa Birliği’nin (AB) Sahel devletlerine ortak güçlerin konuşlandırılması ve bunların finanse edilmesi taahhütlerine atıfta bulunarak “Herhangi bir fon alamadık” dedi.
Nijer Devlet Başkanı Mahamadou Issoufou da Sahel ülkelerinin terörizmi ortadan kaldıracak bir güvenlik planı ve kalkınma stratejisi geliştirdiğini belirttiği açıklamasında “Ancak bunu uygulayacak araçlara sahip değiliz” dedi. Issoufou, “Uluslararası toplum, Sahel devletleri ve Çad Gölü havzası ülkeleriyle dayanışma göstermek için yeterli çabayı sarf etmiyor” ifadelerini kullandı.
Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita da Sahel ülkelerinin bütçelerinin savunma ve güvenlik alanlarında yoğun şekilde azaldığına dikkat çekerek dünyanın Sahel devletlerinin liderleri tarafından yapılan çağrılara kulak tıkamasını eleştirdi.



Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
TT

Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)

Afganistan’daki Taliban yönetimi, iki ülke arasında günler önce yeniden alevlenen sınır çatışmalarının ardından, Pakistan’a yönelik dolaylı güvence mesajlarını yoğunlaştırdı. Kabil, kırılgan ateşkesi koruma çabalarının sürdüğü bir dönemde hem dinî hem de siyasi bir dizi taahhüdü arka arkaya açıkladı.

Başbakan Ahund ve üst düzey isimlerin katıldığı, binden fazla din adamını bir araya getiren toplantıda yayımlanan fetva, Afgan topraklarının hiçbir ülkeye karşı kullanılmayacağını ilan etti. Siyasi–fiqhî bildiri, sınır ötesi çatışmalara müdahil olanlara karşı yaptırım uygulanacağını vurguladı.

Bildirinin ardından Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, hükümetin fetvadaki taahhütlere “tam bağlılık” göstereceğini açıkladı. Açıklama, Pakistan içini hedef alan ve sorumluluğu başta Pakistan Talibanı (TTP) olmak üzere çeşitli gruplara atfedilen saldırıların ardından yükselen gerilimi yatıştırma girişimi olarak değerlendirildi.

Sınırdaki son saldırıda, salı günü Afganistan sınırına yakın Kurram bölgesindeki bir güvenlik noktasının hedef alınması sonucu 6 Pakistan askeri hayatını kaybetmişti. İslamabad, saldırıların Afgan topraklarını kullanan silahlı gruplarca planlandığını savunurken, Kabil bu iddiaları reddediyor ve TTP ile operasyonel bağları olmadığını öne sürüyor.

dfgt
3 Aralık 2025'te Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Pakistanlı güvenlik görevlileri için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Din adamları kurultayının sonunda yayımlanan bildiride, Afgan hükümetinin ülke topraklarının hiçbir devlete karşı kullanılmaması taahhüdünü “şer’î bir sorumluluk” olarak üstlendiği belirtildi. Açıklamada, bu taahhüdü ihlal edenlerin asi sayılacağı ve gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edildi.

Bildiride, ülke egemenliğini savunmanın dinî bir görev olduğu vurgulanırken, aynı zamanda “Afgan topraklarının başka herhangi bir devlete zarar vermek için kullanılmasının caiz olmadığı” yeniden teyit edildi. Ayrıca Afgan vatandaşlarının sınır ötesindeki askerî faaliyetlere katılmak üzere ülke dışına gitmesinin yasak olduğu, bunu yapanların “muhalif ve asi” kabul edileceği kaydedildi.

Toplantıda Başbakan Ahund’un yanı sıra Yüksek Mahkeme Başkanı, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanı, Yükseköğrenim Bakanı ve diğer üst düzey isimlerin bulunması, Taliban yönetiminin Pakistan’a hem dinî hem de siyasi nitelikte çift katmanlı güvence sunma çabasının işareti olarak değerlendirildi. Kabil yönetimi, özellikle sınır aşan silahlı gruplar konusunda artan uluslararası baskıyla karşı karşıya.

hyju
Afganlar, 6 Aralık 2025'te Pakistan güçleriyle sınır çatışmalarında öldürülen bir adam için yas tutuyor (AFP)

Dışişleri Bakanı Muttaki, devlet medyasına yaptığı açıklamada, ülke genelindeki din alimlerinin “İslami düzenin korunmasına yönelik birleşik fetvalarını” yenilediklerini belirterek, Afganistan’ın hiçbir ülkeye zarar verecek bir faaliyete izin vermeyeceğini yineledi. Muttaki, “Bu, alimlerin tavsiyesidir ve tüm Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken bir görevdir” dedi.

Muttaki, fetvayı ihlal ederek sınır ötesi faaliyetlerde bulunanlara karşı Afgan yönetiminin gerekli adımları atma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu ifade, TTP’ye katılan Afgan unsurlara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Açıklamasının sonunda “birlik ve fitneden uzak durma” çağrısı yapan Muttaki, Afgan halkının tarih boyunca din alimlerinin fetvalarına uyduğunu ve bugün de bu çizginin sürdürüleceğini belirtti.

Gözlemcilere göre fetva, siyasi bildiri ve resmî açıklamaların tamamı, son haftalarda tırmanan saldırılar nedeniyle artan Pakistan tepkisini yatıştırmaya ve Kabil’in güvenlik taahhütlerine bağlılık gösterdiğini ispatlamaya yönelik koordineli bir çabanın parçası niteliğinde. Geçen cuma yaşanan ve 4 kişinin ölümüne yol açan sınır çatışması, iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırmıştı.


Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.


Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

Tokyo bugün yaptığı açıklamada, Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ve Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'in bölgedeki güvenlik konusunu görüşmek üzere yaptıkları telefon görüşmesinde, Çin'in son eylemlerinin "bölgesel barışın sağlanmasına yardımcı olmadığı" konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu.

Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki bakanın "6 Aralık'ta Çin askeri savaş uçakları tarafından Japonya Öz Savunma Kuvvetleri uçaklarının hedef alındığı radar kilitleme olayı da dahil olmak üzere, Hint-Pasifik bölgesindeki kötüleşen ciddi güvenlik durumu hakkında samimi görüş alışverişinde bulunduğunu" belirtti.

Açıklamada, Başbakan Sanae Takaichi'nin geçen ay Tayvan hakkındaki açıklamalarının ardından Japonya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık ortamında, iki bakanın "Çin'in eylemlerinin bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmadığı gerekçesiyle, bölgesel gerilimleri tırmandırabilecek her türlü eylemden ciddi endişe duyduklarını" ifade ettikleri belirtildi.