Doha’nın ABD’deki ‘kar amacı gütmeyen’ bir kuruluşa fon aktardığı ortaya çıktı

Katar’ın Washington Büyükelçiliği (Vikipedi)
Katar’ın Washington Büyükelçiliği (Vikipedi)
TT

Doha’nın ABD’deki ‘kar amacı gütmeyen’ bir kuruluşa fon aktardığı ortaya çıktı

Katar’ın Washington Büyükelçiliği (Vikipedi)
Katar’ın Washington Büyükelçiliği (Vikipedi)

Cuvana el-Halebi
Kar amacı gütmeyen Katar-ABD Enstitüsünün (QAI) Katar Devleti’nin yabancı bir temsilcisi olarak kaydedildiği ayrıntılarını içeren 51 sayfalık bir dosya yayınlandı. QAI, kendisini Katar ve ABD arasındaki kültürel ve eğitimsel etkileşimin ufuklarını genişleten bağımsız bir araştırma kurumu olarak tanımlıyor. Aynı zamanda iki ülke arasındaki işbirliği ve ilişkileri geliştirmek için barışçıl diyaloğa teşvik ettiğini vurguluyor. Kuruluşun Washington’daki Katar Büyükelçiliğinden milyon dolarlar elde etme ve yapılan çabalar karşılığında harcama yapma sözü aldığı kaydedildi. Enstitü veya kuruluş, Doha’nın çeşitli seviyelerde büyük kayıplara uğradığı dörtlü (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır) boykotun kısa bir süre ardından kuruldu.
Foreign Lobby web sitesinde yayınlanan bir habere göre, kendisini ‘kar amacı gütmeyen bir enstitü’ olarak kaydettiren Washington merkezli kar amacı gütmeyen bir kuruluş, Adalet Bakanlığı tarafından denetlenmesinin ardından, Katar Devleti’nin yabancı ajanı olarak kaydedildi.
Çarşamba günü yayınlanan dosyaya göre, Katar-ABD Enstitüsü QAI, her iki tarafı da anlaşmaya baskı yapmak için Yabancı Vekillerin Tescili Yasası (FARA) mucibince Mayıs ayı sonlarında kaydedildi. 51 sayfalık dosyaya göre QAI, Mayıs 2019’da Washington'daki Katar Büyükelçiliğinden 5,2 milyon dolarlık; Büyükelçilik, Katar Ulusal Turizm Konseyi (QNTC) ve Yüksek Teslim ve Miras Komitesi'nden ise 1 milyon dolarlık ek teminat aldı.
Dosyaya göre QAI aynı zamanda Ocak 2017’de Büyükelçilikle 1 milyon 742 bin 500 dolar değerinde ‘hediye ve teminat sözleşmesi’ imzaladı. Aynı zamanda QNTC konseyi ve Yüksek Komite ile 2019'dan itibaren yasal sözleşmeler de imzalandı.
Enstitü Başkanı Peggy Loar tarafından imzalanan kayıtta “QAI, bu kayıtla yapılan sözleşmeler imzalandığı tarihte, bu faaliyetlerin FARA kapsamındaki siyasi faaliyetler olduğuna inanmadı” ifadeleri geçti. Loar’ın 2008- 2013 yılları arasında Katar Ulusal Müzesi kurucu direktörlüğünü yapmış olması ise dikkat çekici.
12 Mart 2020’de ABD Adalet Bakanlığından bir mektup alan QAI, kayıt kararı aldı.
Bununla birlikte, enstitünün 2017-2019 tarihleri arasındaki başkanı ve ABD'nin eski Katar Büyükelçisi Charles Untermeyer de yönetiminde bulunduğu ve aylık 10 bin dolar aldığı süre boyunca enstitünün yabancı bir temsilcisi olarak da kaydedildi. Untermeyer, şu anda Teksas'ta yaşayan bir Katar lobicisi.
Resmi mali bültenine göre şu anda bir likidite krizi yaşayan Katar, bu nedenle üç yıl üst üste 10 milyar dolarlık uluslararası tahvil ihraç etti; aynı zamanda 8,2 milyar dolarlık hükümet sözleşmelerinin iadesini erteledi.
Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre Independent Arabia, yayımlananlar hakkında bir yorum elde etmek için Washington'daki QAI ve Katar Büyükelçiliği ile iletişim kurmaya çalıştı; ancak herhangi bir cevap alamadı. 



Katar'la dayanışma genişliyor... Hamas müzakereleri tamamlayacak

Katar'la dayanışma genişliyor... Hamas müzakereleri tamamlayacak
TT

Katar'la dayanışma genişliyor... Hamas müzakereleri tamamlayacak

Katar'la dayanışma genişliyor... Hamas müzakereleri tamamlayacak

Katar topraklarında dün Hamas liderlerini hedef alan ve beş üyesiyle bir Katar güvenlik görevlisinin ölümüne yol açan benzeri görülmemiş İsrail hava saldırısının ardından, Katar'a yönelik Arap ve uluslararası dayanışma arttı.

Saldırıya yönelik uluslararası kınamalar sürerken, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan dün Doha'yı ziyaret ederek Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani ile iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve İsrail'in Katar topraklarına yönelik saldırısındaki gelişmeleri görüştü.

İsrail'in egemenliğini ihlal etmesinin ardından, dayanışma göstermek üzere Doha'ya daha fazla Arap yetkilinin gelmesi bekleniyor.

İsrailli yetkililer buna cevaben sert söylemlerini sürdürdü. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bir video konuşmasında, "Katar'a ve teröristleri barındıran tüm ülkelere sesleniyorum: Ya onları sınır dışı edeceksiniz ya da adalete teslim edeceksiniz. Aksi takdirde biz teslim edeceğiz" dedi. Savunma Bakanı Israel Katz, "İsrail'in uzun kolu her yerde düşmanlarına karşı harekete geçecek. Saklanabilecekleri hiçbir yer yok" diye vurguladı.

Bu arada Hamas kaynakları, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, "Hamas liderliği içinde, müzakerelerin Filistinlilerin taleplerinin yerine getirilmesi ve savaşın sona erdirilmesini sağlayacak şekilde tamamlanması gerektiği konusunda fikir birliği var" dedi.

Kaynaklar, saldırıda siyasi bürodan iki liderin yaralandığını, bunlardan birinin "durumunun kritik " olduğunu bildirdi.


Katar, İsrail’e karşı yasal işlem başlattı

İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı ile ilgili yasal işlemleri takip etmek üzere oluşturulan ekibin toplantısından bir sahne (QNA)
İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı ile ilgili yasal işlemleri takip etmek üzere oluşturulan ekibin toplantısından bir sahne (QNA)
TT

Katar, İsrail’e karşı yasal işlem başlattı

İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı ile ilgili yasal işlemleri takip etmek üzere oluşturulan ekibin toplantısından bir sahne (QNA)
İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı ile ilgili yasal işlemleri takip etmek üzere oluşturulan ekibin toplantısından bir sahne (QNA)

Katar, İsrail tarafından topraklarına düzenlenen saldırıyla ilgili yasal işlemleri yürütmek üzere bir hukuk ekibinin görevlendirildiğini duyurdu. Ekip, dünya çapında çoğu ülke tarafından kınanan saldırının ardından çalışmalarına başladı.

Katar Haber Ajansı QNA dün, Katar Kabinesi'nin kararıyla oluşturulan hukuk ekibinin, ‘İsrail'in Katar Devleti’ne ve egemenliğine yönelik aleni saldırısıyla ilgili yasal işlemleri takip etmek’ üzere ilk toplantısını yaptığını bildirdi.

Toplantı sırasında devletin kullanabileceği tüm yasal yolları gözden geçiren ekip, Katar'ın uluslararası hukuka olan sarsılmaz bağlılığını ve uluslararası hukuk ilkelerine dayalı tüm meşru yollarla egemenliğini korumaya ve haklarını savunmaya kararlı olduğunu teyit etti.

Katar Kabinesi salı günü Dışişleri Bakanı Dr. Muhammed bin Abdulaziz bin Salih el-Huleyfi başkanlığında bir hukuk ekibi kurmaya karar verdi. Ekip, ‘İsrail'in hain saldırısına karşı, bu saldırıyı devletin egemenliğine bir ihlal ve uluslararası hukuk, sözleşmeler ve normlara açık bir ihlal olarak değerlendirerek tüm yasal önlemleri almakla’ görevlendirildi.

Katar Başbakanı ve Devlet Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman Al Thani, İsrail saldırısının ardından düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“Saldırıya yanıt olarak yasal işlem başlatmak üzere bir hukuk ekibi kurduk. Egemenliğimizin ihlal edilmesine müsamaha göstermeyeceğiz ve her türlü güvenlik ihlaline karşı kararlılıkla hareket edeceğiz.”

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Âl-i Sani, İsrail’in saldırısının ardından düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“Saldırıya yanıt olarak yasal işlem başlatmak üzere bir hukuk ekibi kurduk. Egemenliğimizin ihlal edilmesine müsamaha göstermeyeceğiz ve her türlü güvenlik ihlaline karşı kararlılıkla hareket edeceğiz.”

Kurbanların kimlik tespiti

Öte yandan Katar İçişleri Bakanlığı, Doha'ya düzenlenen İsrail saldırısında üç Filistinli kurbanın kimliğini tespit ettiğini açıkladı.

Katar İçişleri Bakanlığı, İsrail saldırısında ölenlerden Hemmam Halil el-Hayye, Mu'min Cevad Hassuna ve Cihad Riyah Hasan Lebed'in kimliklerinin doğrulandığını açıkladı.

İsrail saldırısında beş Hamas üyesinin öldürüldüğü bildirildi.

Katar İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Olay mahallindeki ekipler çeşitli yerlerde insan kalıntıları buldu. Katar ekibi şu anda kurbanların kimliklerini kesin olarak belirlemeye çalışıyor” ifadeleri yer aldı.

İçişleri Bakanlığı daha önce İsrail saldırısında bir güvenlik görevlisinin öldürüldüğünü ve diğerlerinin yaralandığını açıklamıştı. Bakanlığın açıklamasında, ilk bilgilere göre saldırı sonucunda İç Güvenlik Gücü (Lehuya) üyesi Onbaşı Bedir Saad Muhammed el-Humaydi es-Dusari'nin saldırı yerinde görev başındayken hayatını kaybettiği, ayrıca çok sayıda güvenlik personelinin yaralandığı belirtildi.

Açıklamada, yetkili makamların hedef alınan bölgeyi incelemeye ve güvenliğini sağlamaya devam ettikleri, bu tür durumlarla ilgili onaylanmış planlar çerçevesinde saha prosedürlerini uyguladıkları ve böylece durumun yüksek verimlilikle kontrol altına alınmasını ve sınırlandırılmasını sağladıkları ifade edildi.

Lehuya’nın katılımıyla gelişmeleri yakından takip ettiğini ve vatandaşların ve diğer sakinlerin güvenliğini sağlamak için gerekli tüm önlemleri aldığının altını çizen Bakanlık, olayın en önemli öncelik olmaya devam ettiğini vurguladı.


Muhammed bin Selman: Katar’ın tüm eylemlerinde sarsılmaz desteğimizle yanındayız

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yaparken (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yaparken (SPA)
TT

Muhammed bin Selman: Katar’ın tüm eylemlerinde sarsılmaz desteğimizle yanındayız

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yaparken (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yaparken (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman dün, ülkesinin İsrail’in en sonuncusu Katar'a yönelik olan bölgedeki saldırılarını reddettiğini ve kınadığını bir kez daha ifade etti. Veliaht Prens, bu durumun Arap, İslam ve uluslararası toplumun harekete geçmesini gerektirdiğini vurguladı.

Dün Şura Meclisi’ne hitaben Kral Selman bin Abdulaziz adına konuşan Veliaht Prens, ülkesinin Katar'ın tüm eylemlerine sarsılmaz desteğini ve bu amaçla tüm imkanlarını seferber etmekten çekinmeyeceğini teyit etti. Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurma hakkını vurgulayan Muhammed bin Selman, Gazze topraklarının Filistinlilere ait olduğunu ve halkının haklarının devredilemeyeceğini, bunların saldırı veya tehditlerle elinden alınamayacağını belirtti.

Suudi Arabistan'ın Suriye'yi destekleyen tutumuna ve ülkenin toprak bütünlüğünü korumak ve ekonomisini yeniden inşa etmek için gösterdiği çabalara değinen Veliaht Prens, ülkesinin Lübnan, Yemen ve Sudan'da istikrarın sağlanması yönündeki umudunu dile getirdi.

Şura Konseyi'nin düzenlemelerin geliştirilmesine ve yasama sisteminin tamamlanmasına ve güncellenmesine katkısıyla bu başarıların elde edilmesindeki rolünün altını çizen Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan ekonomisinin kaynaklarını çeşitlendirme yolunda ilerlediğini belirterek, ülke tarihinde ilk kez petrol dışı faaliyetlerin gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 56'sını oluşturduğunu ve bu rakamın 4,5 trilyon riyal (1,2 trilyon dolar) seviyesini aştığını açıkladı.