Körfez ülkelerinde yeni vaka sayıları artmaya devam ediyor

Sağlık bakanlığına bağlı bir araç alışveriş yapanları termal kameralar ile izliyor (SPA)
Sağlık bakanlığına bağlı bir araç alışveriş yapanları termal kameralar ile izliyor (SPA)
TT

Körfez ülkelerinde yeni vaka sayıları artmaya devam ediyor

Sağlık bakanlığına bağlı bir araç alışveriş yapanları termal kameralar ile izliyor (SPA)
Sağlık bakanlığına bağlı bir araç alışveriş yapanları termal kameralar ile izliyor (SPA)

Körfez ülkelerinde yeni koronavirüs vakaları kaydedilmeye devam ediliyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 528 yeni koronavirüs vakası kaydedildiğini duyurdu. Kaydedilen vakaların farklı uyruklardan olduğu belirtilirken, hastaların sağlık durumlarının stabil durumda olduğu  ve gerekli tedavinin uygulandığı ifade edildi. Yeni vakalar ile birlikte BAE’de kaydedilen toplam vaka sayısı 39 bin 904’e yükseldiği açıklandı.
BAE Sağlık ve Toplum Koruma Bakanlığı iki kişinin hayatını kaybetmesi ile ülke genelinde virüs sebebiyle hayatını kaybedenlerin 283 kişiye yükseldiğini duyurdu.
Bakanlık ayrıca 465 koronavirüs hastasının tamamen iyileştiğini böylece iyileşen toplam hasta sayısının 22 bin 740 kişi olduğunu duyurdu. 
Abu Dabi, el-Aynn ve  ez-Zafra şehirleri arasında  seyahat yasağı uzatıldı
Ulusal Kriz ve Sağlık Afet Yönetimi, Abu Dabi polisi ve BAE Başkenti’ndeki Sağlık departmanı işbirliği ile dünden (salı günü) başlayarak bir haftalığına Abu Dabi, el-Aynn ve  ez-Zafra şehirleri arasında  seyahat yasağı süresinin uzatıldığını duyurdu. Seyahat yasağı vatandaş ve sakinlerin tümünü kapsıyor.  Hayati sektörlerde çalışan ve özel izinli olanlar, hastaneye gitmekte olan kronik hastalıkları olan kişiler, temel ürünlerin nakli ile uğraşanlar yasak dışı tutuldu. Emirlik şehirleri sakinlerinin ulusal sterilizasyon programının zamanına bağlı olarak şehir içinde seyahat etmelerine izin verildi.
Karar, koronavirüs (Kovid-19) salgının yayılmasını engellemek için yapılan ulusal tarama kampanyasının genişletilmeye devam edilmesi, kişiler arası temasın azaltılması, toplumun sağlık ve güvenliğinin korunması için koruyucu ve ihtiyati tedbirler serisinin devamı olarak alındı.

Kuveyt’te 630 yeni vaka
Kuveyt’te dün koronavirüs sebebiyle 4 kişinin hayatını kaybetmesi ile virüs sebebiyle hayatını kaybeden kişi sayısı 273’e yükseldi.
Kuveyt Sağlık Bakanlığı dün, 630 yeni koronavirüs vakasının kaydedilmesinin ardından toplam vaka sayısının 33 bin 140 kişi olduğunu duyurdu.
920 kişinin daha sağlığına kavuşması ile iyileşen kişi sayısı ise toplamda 22 bin 162 kişiye yükseldi.

Bahreyn’de 314 yeni vaka
Bahreyn’de dün koronavirüs sebebiyle iki yeni ölüm gerçekleşti. Hayatını kaybedenlerden biri 84 yaşında bir Bahreyn vatandaşı diğeri ise 78 yaşında bir sakin. Böylece virüs sebebiyle hayatını kaybeden kişi sayısı toplam 29 kişi oldu.
Sağlık Bakanlığı dün, 314 yeni koronavirüs vakasının kaydedildiğini, yoğun bakımda olan vaka sayısının 13 olduğunu ve tedavi gören 5 bin 97 kişiden 5 bin 84’ünün durumunun stabil olduğunu bildirdi.
Bakanlık ayrıca 280 kişinin daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen hasta sayısının 10 bin 606 kişiye ulaştığını belirtti.

Umman’da 712 yeni vaka
Umman Sağlık Bakanlığı 712 kişinin daha yeni koronavirüse (Kovid-19) yakalanması ile toplam vaka sayısının 18 bin 198 kişiye yükseldiğini açıkladı.
Bakanlık ayrıca Umman’da salgının başlangıcından bu yana iyileşen hasta sayısının 4 bin 152 kişi olduğunu bildirdi.

Katar’da bin 721 yeni vaka
Katar Sağlık Bakanlığı, dün 5 kişinin koronavirüs sebebiyle vefat etmesi ile toplam ölü sayısının 62’ye yükseldiğini açıkladı.
Yeni vaka sayısının bin 721’e ulaşması ile toplam vaka sayısı 71 bin 879’a yükseldi. Ayrıca vakalardan bin 624’ünün sağlığına kavuşması ile iyileşen toplam hasta sayısı 47 bin 569’a ulaştı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.