Diyab, politik olarak ‘engel olma eksenine’ girdi

Lübnan Başbakanı Hassan Diyab
Lübnan Başbakanı Hassan Diyab
TT

Diyab, politik olarak ‘engel olma eksenine’ girdi

Lübnan Başbakanı Hassan Diyab
Lübnan Başbakanı Hassan Diyab

Lübnan Başbakan Hassan Diyab, ülkenin diğer Arap ve dost devletlerle ilişkilerini düzenleyen kuralların dışına çıkıp, ne olduğunu söylemeden uluslararası normları ihlal ettiklerini gösteren diplomatik uygulamalar yürüttükleri bahanesiyle Beyrut’taki büyükelçilerini hedef almak zorunda değildi. Muhalif ve yandaş kaynakların Şarku'l Avsat’a söylediklerine göre, Diyab’ın bu yaptığı istenen bir tutum değil. Bu ilişkileri düzeltmek için fırsat kollamasının en gerekli olduğu zamanda ilişkileri tehdit ediyor.
Aynı kaynaklar, Diyab’ın dost Arap ve diğer ülkeler kanalından yürüttüğü bu hamlelerle ileri gittiğini söyledi. Kaynaklar, onu başta son dönemde aralarına katıldığı ‘Ehli Beyt’ liderleri olmak üzere ister hükümetin içinden, isterse onu oluşturan siyasi güçlerden olsun istifa çağrılarının yükselmesinden koruyacağına inandığı bu hamlelerin bir alternatifi olmadığını sandığına işaret etti. Bu kaynaklar, Diyab’ın bu hamleleri ile birlikte Arap-Lübnan ilişkilerini düzeltme olasılığına kapıları kapattığına dikkat çekti. Yanında İran, Suriye rejimi ve Hizbullah liderliğindeki ‘engel çıkarma eksenini’ oluşturan bölgesel taraflar dışında kimse kalmadı. Hizbullah, Diyab’ın ABD ve Arap ülkelerine dolaylı saldırısı ile karşılıksız ‘politik bir hediye’ almış oldu.
Kaynaklara göre Diyab, Hizbullah’a ilerleyen zaman içerisinde bedelini, bir kaos söz konusu olduğunda çökecek olan hükümetin başında kalarak tahsil edebileceği siyasi bir fatura ödünç vermeyi hedefliyor. Hükümet şu ana kadar verdiği sözleri tutmayı başaramadı. Gerekli reformları yapma konusundaki isteksizliği nedeniyle Uluslararası Para Fonu ile müzakerelerdeki konumu hala sallantıda.
Diyab’ın hükümeti politik bir karmaşanın içine soktuğunu söyleyen kaynaklar, hükümetinin uluslararası toplum ve Arap devletleri tarafından yasaklı kabul edilen bölgesel eksende yer almasını istediğini söyledi. Kaynaklar, istihbarat tarafından üretilen ifadeleri kullanmaya başvurmasının garip olduğunu söyledi. Kaynaklar göre Diyab, hükümetinin başarısızlığının sorumluluğunu, yurtdışıyla bağlantılı olmakla suçladığı muhalefete yıkmak istediğini düşünüyor.
Kaynaklar, muhalefetin ise Diyab’ı içeriye ve dışarıya suçlamalar yönelterek, hükümetinin değiştirilmesi kabusundan kurtulmaya çalışmakla suçladı. Ehli Beyt grubunun ülkeyi bir deneme tahtası olarak gören bir hükümeti savunmayacakları göz önüne alındığında Diyab’ın bu korkusunun ne kadar güçlü olduğuna işaret edildi.
Söz konusu kaynaklar, aralarında Parlamento Başkan Yardımcısı Elie el-Farazli’nin de bulunduğu yakın çevrenin, toparlanmaya daha hakim olduğu düşüncesiyle eski Başbakan Saad Hariri’ye yönelmesinin Diyab’ı endişelendirdiğini ifade etti. Bunun yanısıra bakanlardan Özgür Yurtsever Hareketi Lideri Cibran Basil’in Parlamento Başkanı Nebih Berri’ye hükümetin üretkenlik düzeyinin hala düşük olduğunu söylemesi de benzer bir etkiye neden oldu. Kaynaklar, Berri'nin IMF ile müzakere etmek için bir giriş noktası olarak reformların başarılmasını hızlandırmasını önerdiğini ileri sürüyor.
Bu nedenle aynı kaynaklara göre Hariri, ne pahasına olursa olsun hükümetin başına dönmek istemiyor. Bunun nedeninin ise Hariri’nin başbakanlıktan çekilmesine neden olan sorunların devam etmesi olduğu bildirildi. İki şart gerçekleşmediği müddetçe geri dönüşünün söz konusu olmadığı ifade ediliyor. Kaynaklara göre bu şartlardan biri Basil’in ayrıcalıklarından vazgeçmesi, diğeri ise Hizbullah’ın kendisinden talep edilen Lübnan ve dışarısı arasındaki ayrılığa nokta koymaya hazır olması.
Kaynaklara göre top şu an Hizbullah ve pozisyon alma konusunda Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve cumhurbaşkanlığı ve hükümet işlerinin tek üst akıl olma yetkisine sahip olduğu düşünüldüğünde aynı zaman da Diyab’a vekalet eden Basil’de.
Ancak Hariri'nin başbakanlık konusundaki acı deneyimini tekrarlama konusundaki isteksizliği, Diyab hükümetinin pozisyonundan memnun olduğu anlamına gelmiyor. İstifa çağrıları durmayacak ve kaderi, destekçilerinden elde olmayan siyasi bedellere talep etmeye bağlı durumda.



Netanyahu, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı ile Trump'ın planını görüştü

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
TT

Netanyahu, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı ile Trump'ın planını görüştü

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)

İsrail hükümeti bugün, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Kudüs'te Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad ile bir araya geldiğini ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planını görüştüğünü bildirdi.

İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, görüşmede iki tarafın ‘İsrail-Mısır ilişkileri ve iki ülke arasında barışın teşvik edilmesi ile bir dizi diğer bölgesel konuyu’ da ele aldığı belirtildi.

Kahire el-İhbariyye televizyonu bugün erken saatlerde, Genel İstihbarat Servisi Başkanı’nın Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi istikrara kavuşturmak için İsrailli yetkililerle görüşmek üzere İsrail'e gittiğini duyurdu.

Kanal, Raşad'ın İsrailli yetkililerle yardımların girişini ve Başkan Trump'ın önerisinin uygulanmasındaki engellerin aşılmasını görüşeceğini belirtti. Ayrıca, Reşad'ın şu anda İsrail'de bulunan ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile de görüşeceğini kaydetti.

Mısırlı yetkilinin ziyareti, Mısır, Katar, Türkiye ve ABD'nin arabuluculuğunda İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının, iki yıldan fazla süren savaşın ardından yürürlüğe girmesinden yaklaşık iki hafta sonra gerçekleşti. Filistinli yetkililerin verilerine göre, savaş Gazze Şeridi'nde yaygın yıkıma neden oldu ve on binlerce kişi yaşamını yitirdi veya yaralandı.

Anlaşma, en önemlisi rehine ve mahkûmların takası, her iki tarafta ölenlerin cenazelerinin teslimi, Gazze Şeridi'ne insani yardım ve yakıt tedarikinin artırılması ve yeniden inşa için düzenlemelerin başlatılması gibi birçok maddeyi içeriyor. Gazze Şeridi'nde ölen İsrailli askerlerin cenazeleri konusu, iki taraf arasındaki müzakerelerde en hassas konulardan biri olarak görülüyor.

İsrailli kaynaklar, hareketin yıllardır bir dizi askerin cesedini elinde tuttuğunu belirtirken, Hamas ise cesetlerin bir kısmının yıkılmış bölgelerin enkazı altında olduğunu ve bu nedenle cesetlerin çıkarılmasının zor olduğunu söylüyor. İsrail ve uluslararası raporlara göre, bölgesel arabulucular, özellikle Katar ve Mısır, kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve daha fazla Filistinli mahkûmun serbest bırakılması ve İsrailli askerlerin cesetlerinin iadesi dahil olmak üzere anlaşmanın şartlarının uygulanmasının sağlanması için çabalarını sürdürüyor.

Aynı zamanda, uluslararası yardım kuruluşları Gazze Şeridi'ndeki insani durumun kritik olmaya devam ettiği konusunda uyarıyor. Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana az sayıda yardım tırı bölgeye girdi ve bu sayı, yaklaşık 2,4 milyonluk nüfusun gerçek ihtiyaçlarının sadece bir kısmını karşılıyor. Birleşmiş Milletler (BM), Gazze Şeridi'ndeki sağlık tesislerinin yarısından fazlasının yakıt kıtlığı ve yıkım nedeniyle hizmet dışı olduğunu, halkın ise temiz su, gıda ve ilaç konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtiyor.


Trump: Hamas doğru olanı yapmazsa, bu iş çabuk ve acımasızca bitecek

ABD Başkanı Donald Trump (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump (DPA)
TT

Trump: Hamas doğru olanı yapmazsa, bu iş çabuk ve acımasızca bitecek

ABD Başkanı Donald Trump (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump (DPA)

ABD Başkanı Donald Trump bugün (Salı, birçok ABD müttefikinin Gazze'ye girip Hamas'ı büyük bir güçle yok etme fırsatını memnuniyetle karşıladığını doğruladı, ancak bunun için henüz bir gerekçe olmadığını belirtti.

Truth Social'da şöyle yazdı: “Bu ülkelere ve İsrail'e, henüz değil dedim! Hamas'ın doğru olanı yapacağına dair hala umut var. Eğer yapmazlarsa, Hamas için hızlı ve acımasız bir son olacak! Yardım teklifinde bulunan tüm ülkelere teşekkür etmek istiyorum.”


Sudani: ABD Başkanı'nın Irak'a elçi ataması önemli bir adım

ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)
ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)
TT

Sudani: ABD Başkanı'nın Irak'a elçi ataması önemli bir adım

ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)
ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)

Irak Başbakanı Muhammed Şia Es-Sudani dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Irak'a gönderdiği elçinin atanmasını, özellikle Irak kökenli olması nedeniyle önemli bir adım olarak nitelendirdi ve görevinde başarılar diledi.

Bir dizi Arap ve yabancı medya kuruluşuyla yaptığı toplantıda es-Sudani, “Irak'ın mali ve ekonomik durumu en iyi seviyededir ve bütçe açığı, hükümetin önceki dönemden miras aldığı yanlış politikalar nedeniyle oluşmuştur. Bütçe açığı 34 trilyon dinara indirilmiş ve mali istikrar korunmuştur” ifadelerini kullandı.

Sudani, “Ekonomik reformlar, güçlü ve uyumlu bir parlamento koalisyonu gerektirir ve bu, bir sonraki hükümetin kurulmasında dayanılacak en önemli sütunlardan biridir. Vatandaşlar, Irak'taki siyasi sürecin geleceğini şekillendirmede önemli bir ortaktır ve seçimlere geniş katılım, herhangi bir hükümetin önemli kararlar almasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

zxscdfrgt
Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi (Şarku'l Avsat)

Sudani “Sadr Hareketi'nin seçimlere katılmasını umuyorduk ve boykot kararını geri almaları için onları ikna etmeye çalıştık” dedi.

Irak başbakanı, “silah taşıyanların güvenlik kurumlarına katılma veya siyasi çalışmalara geçme seçenekleri olduğunu, bu konu üzerinde anlaşmaya varıldığını ve uygulamaya devam ettiklerini” vurguladı.

Irak başbakanı, “dış borç konusunun teknik bir bağlamda değil, seçim bağlamında gündeme geldiğini ve bu borcun 13 milyar doları geçmediğini, bunun da bölgedeki ve dünyadaki diğer ülkelere kıyasla çok daha az olduğunu” belirtti. Irak'ın Paris Kulübü'ne olan 41 milyar dolarlık borcu, önceki rejimin mirasıdır ve hükümetimiz o dönemin borçlarından sorumlu değildir" ifadesini kullandı.

Sudani şöyle devam etti: “2009 yılından beri bekleyen Irak'ın Kürdistan Bölgesi ile petrol sorununu çözdük ve şu anda maaşların ödenmesine etkisi olmayan petrol dışı gelirleri görüşüyoruz. Ayrıca, Türk şirketlerinin Irak'ta su yönetimi projeleri uygulaması için Türkiye ile bir anlaşma imzaladık ve stratejik çözümlerimizin parçası olarak deniz suyu arıtma projelerini onayladık.”

Sudani, “Filistin meselesinin çözülememesi, bölgede huzursuzluk ve çatışmaların devamı anlamına gelir ve Kudüs'ü başkent olarak bağımsız devletlerini kurma konusunda kaderlerini belirleyecek olan Filistin halkıdır” uyarısında bulundu.