Müslümanlar Kurban Bayramı’nı kutluyor… Hacılar bugün Akabe cemresine taş atıyor

Arafat vakfesi sağlık protokollerine bağlı kalınarak başarıyla tamamlandı

Dün Arafat’taki Cebellürrahme’ye (Rahman Dağı) ulaşan hacılar (AP)
Dün Arafat’taki Cebellürrahme’ye (Rahman Dağı) ulaşan hacılar (AP)
TT

Müslümanlar Kurban Bayramı’nı kutluyor… Hacılar bugün Akabe cemresine taş atıyor

Dün Arafat’taki Cebellürrahme’ye (Rahman Dağı) ulaşan hacılar (AP)
Dün Arafat’taki Cebellürrahme’ye (Rahman Dağı) ulaşan hacılar (AP)

Müslümanlar bugün Kurban Bayramı’nı kutlarken hacılar da Mina’da büyük cemre yani Akabe cemresine 7 tane taş atacak. Bu, dün hacıların Arafat’a çıkıp haccın en büyük rükunlarından birini eda ettikten ve geceyi Müzdelife’de geçirdikten sonra yapılıyor.
Rahman’ın misafirlerinin hac ibadetinin yapıldığı yerler arasında yolculuk yaparken grup grup ayrılmalarını esas alan plana göre seyirleri gerçekleşti.
Bunun ışığında Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in Müsteşarı, Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal yaptığı açıklamada sınırlı sayıda hacı olmasına rağmen bu yılki “olağanüstü” hacda her türlü sektörden işçi gücünün 60 bin kişiye ulaştığını duyurdu.
Prens Halid el-Faysal açıklamasının devamında Mekke’deki Faysaliye’de yeni Hac ve Umre Havaalanı projesinin özellikle hac ve umre için Arafat yakınında hayata geçirileceğini ve Cidde’deki Kral Abdulaziz Havaalanı’na bağlı olacağını belirtti.
El-Faysal iki gün önce MBC kanalında yayınlanan açıklamasında kutsal yerlerdeki yeni planlara ve projelere dikkat çekerek “Mina’daki planın bir kısmının bu yıl ve önümüzdeki yıl hayata geçirileceğini, 40 bin hacı için hazır olacağını ve Mina’da konutun nasıl görüneceğine dair bir deneme olacağını” vurguladı.
Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Muhammed Benten, Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanan koruma protokollerine göre Beytullah hacılarının Arafat dağına tırmanışının başarıyla gerçekleştiğini duyurdu. Bakan hacıların öğle ve ikindi namazını birlikte kılmak ve Arafat hutbesine katılmak için belirlenen zamanda Mescid-i Nemire’ye ulaştığını açıkladı. Bakan Arafat’ta erken saatlerde tüm hizmetler ile donatılmış çok sayıda çadırın kurulduğunu belirtti. Bu da hac ibadetlerinin sağlık tedbirlerine ve sosyal mesafeye uygun bir şekilde kolay ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı oldu.

Kutsal yerlere sağanak sağanak yağan yağmur ile birlikte oluşan ılıman bir ortamda, bu yılki hac ibadetini olağanüstü şartlar altında gerçekleştiren hacılar dün Arafat vakfesini başarıyla gerçekleştirdi.
Hacılar bir dizi sağlık protokolü, koruyucu önlemler ve entegre hizmetler çerçevesinde hep birlikte öğle ve ikindi namazını cemederek kılmak üzere erken saatlerde Arafat’taki Mescid-i Nemire’ye doğru akın etti.  Rahman’ın misafirleri sosyal mesafe kuralını göz önünde bulundurarak camide yerlerini aldılar.
Yüksek Alimler Konseyi üyesi ve Kraliyet Divanı Danışmanı Şeyh Abdullah bin Süleyman el-Manie Arafat hutbesi sırasında, Suudi Arabistan yönetiminin bu yılki haccı, Krallığın içerisinde ikamet eden farklı uyruklu kişilerden oluşacak şekilde sınırlı sayıda kişinin katılımıyla gerçekleştirmeye yönelik kararının, insanın güvenliğini sağlamak ve onu salgının oluşmasına sebep olan etkenlerden korumak ve şeriattaki insan hayatını koruma hükümlerini yerine getirmek için koruma ve sosyal mesafe gereksinimlerine göre gerçekleştirme isteğinden hareketle alındığını belirtti. Şeyh Abdullah “Tüm Müslümanlara, Mekke ve Medine’nin korunmasını sağlayan önlemler alan hükümetin, kendilerini bu salgından korumak için aldığı önlemleri dikkate alma konusunda gösterdikleri olumlu tutumdan dolayı teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Rahman’ın misafirleri dün güneş battıktan sonra Müzdelife’ye doğru hareket etti ve burada geceyi geçirdikten sonra bugün “Büyük cemreye” yani Akabe cemresine başlıyor. Akabe cemresinin ardından ziyaret tavafı yapılacak. Bunun ardından hacılar Allah’a yakınlaşmak için kurbanlarını kesecek ve yarın ise üç gün süren teşrik günleri başlayacak.
Haccın gereklilikleri içerisinde büyük Akabe cemresi vacip bir ibadet sayılıyor. Aynı zamanda bunun Zilhiccenin 10. gününde güneşin doğuşu ile batışı arasında yapılması müstehaptır.
Hacılar düzgün ve uyumlu bir şekilde kaldıkları yerlere dönmeden önce daha önceden hazırlanan düzenlemelere göre gruplar halinde aşamalı ve güvenli bir şekilde Cemerat Köprüsü’ne ve çevredeki meydanlara doğru hareket etti.
Hacıları tavaf alanına taşımak için sistemli bir program oluşturuldu. Söz konusu program içerisinde hacıların hareket rotasını güvenli ve sağlıklı bir şekilde belirleyebilmek için bariyerler konarak ve yerlere kağıtlar yapıştırılarak herkes arasında sosyal mesafe kuralına uyulmasının sağlanması, bunun gözetmenler tarafından denetime tabi tutulması ve bir grup hacıdan önce ve sonra tavaf ve sa’y alanlarının dezenfekte edilmesi yer alıyor.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali dün basın mensupları önünde verdiği brifingde hacıların sağlık durumlarının iyi olduğunu ve herhangi bir koronavirüs (Kovid-19) vakası veya halk sağlığı durumunu etkileyen bir hastalığın görülmediğini belirterek hala en üst düzeyde teyakkuzda olduklarına dikkati çekti.
Diğer taraftan Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı Güvenlik Sözcüsü Talal eş-Şelhub yaptığı açıklamada kutsal yerlere giriş izni olmayan kişilerin bu alanlara girmesini engellemek için güvenlik güçlerinin görevlerini yerine getirmeye devam ettiğini söyleyerek hacıların Arafat ve Müzdelife vakfesinden sonra Mina’ya kolay ve güvenli bir şekilde geçtiğini duyurdu.
Bu sırada Hac ve Umre Bakanlığı Müsteşarı Dr. Hüseyin eş-Şerif hacıların kutsal yerler arasındaki yolculukları sırasında sağlık “protokollerinin” hepsinin dikkate alındığını belirterek hacıların dün Müzdelife’ye vardıklarını ve orada akşam ile yatsı namazlarını kıldıklarını söyledi.



Trump, Suudi Arabistan'ı "NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik" olarak ilan etti

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda düzenlenen akşam yemeğinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile tokalaşıyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda düzenlenen akşam yemeğinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile tokalaşıyor (AP)
TT

Trump, Suudi Arabistan'ı "NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik" olarak ilan etti

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda düzenlenen akşam yemeğinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile tokalaşıyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda düzenlenen akşam yemeğinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile tokalaşıyor (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan'ın NATO dışı önemli müttefik olarak belirlenmiş olduğunu duyurdu. Suudi Arabistan ile olan önemli ortaklığın her iki ülkenin çıkarlarını da ilerletmeye devam edeceğini vurguladı.

Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman onuruna verdiği akşam yemeğinde “Suudi Arabistan'ı ‘NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik’ olarak tanıyarak askeri iş birliğimizi daha yüksek seviyelere taşıyoruz, bu son derece önemli” ifadelerini kullandı.

ABD, sadece 19 ülkeyi ‘NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik’ olarak tanıyor.

dfv
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı ağırladığı akşam yemeğinde konuşurken (Reuters)

ABD Başkanı Trump, konuşmasının başında Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne hitaben “Arkadaşım ve büyük vizyon sahibi Suudi Arabistan Veliaht Prensi hoş geldiniz. Onu burada aramızda görmekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Trump, sözlerine şöyle devam etti:

“Kral Abdulaziz'in Roosevelt ile görüşmesinden 80 yıl sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile görüşüyorum.”

Suudi Arabistan'daki önemli gelişmelerin, bu ülkeyle daha iyi bir iş birliği için kapıyı araladığını söyleyen Trump, “Suudi Arabistan ile yapay zeka (AI) ve mineraller konusunda harika anlaşmalar” imzalanacağını belirtti.

Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının sağlanmasındaki rolü nedeniyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne teşekkürlerini ileten Trump, Suudi Arabistan'ın Gazze’de barış anlaşmasına varılmasında önemli bir rol oynadığını vurguladı.


Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi
TT

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, resmi temaslarda bulunmak üzere bugün (Salı) Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’a geldi. Veliaht Prens, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump tarafından karşılandı.

Ziyaret kapsamında iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın derinleştirilmesi ve mevcut iş birliği mekanizmalarının güçlendirilmesine yönelik kapsamlı görüşmeler yapılması öngörülüyor. Tarafların savunma, ekonomi, enerji, teknoloji ve yatırım alanlarında devam eden ortak projeleri ele almasının yanı sıra, ilişkilerin geleceğine dair yeni iş birliği fırsatlarının da değerlendirilmesi bekleniyor.


Muhammed bin Selman ve ABD... Kısa sürede başarıya ulaşmak

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve ABD... Kısa sürede başarıya ulaşmak

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)

2015 yılının eylül ayında Beyaz Saray'da İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ile eski ABD Başkanı Barack Obama arasında düzenlenen Suudi Arabistan-ABD zirvesinde, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, 21. yüzyılda iki ülke arasındaki stratejik ilişkiye dair Suudi Arabistan'ın vizyonunu içeren bir brifing sundu.

O dönemde genç prens, 80 yılı aşkın bir süredir birçok aşama ve gelişmeden geçen Suudi Arabistan-ABD ilişkileri için yeni bir vizyona sahip gibi görünüyordu ve bu ilişkilerin gelecekteki seyrini yeniden şekillendirme konusunda kararlıydı.

Görsel kaldırıldı.
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz, Eylül 2015’te Beyaz Saray’da Başkan Barack Obama ile görüşürken (SPA)

Amerikan başkanlığı sonraki on yıl boyunca Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında değişti. En önemli dönüm noktası, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Mart 2017’de Beyaz Saray’da Başkan Donald Trump ile yaptığı ilk görüşme oldu. Bu görüşme, Trump’ın görevdeki ilk dönemi sırasında Riyad’ı ilk yurt dışı durağı olarak seçmesine yol açtı.

Trump, Mayıs 2017’deki tarihi Riyad ziyaretinde Arap ve İslam dünyasının liderlerine hitap eden bir konuşma yaptı; konuşmasında Ortadoğu’daki terör ve çatışmalar gibi meseleleri vurguladı. Bu ziyaret sırasında Kral Selman bin Abdulaziz, Trump ile iki ülkenin ortak stratejik vizyon bildirisini imzaladı.

Ocak 2020’de Joe Biden başkan olarak göreve başladı ve en yakın ortağıyla ilişkiyi sınırlayacağına dair söz verdi.

Ancak bu söz tutulmadı. Zira Rusya-Ukrayna krizi ve küresel sahnedeki diğer gelişmeler ışığında Suudi Arabistan-ABD ortaklığının önemi fark edildi. Biden, Temmuz 2022’de Cidde’ye gelerek Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştü.

Görsel kaldırıldı.
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Temmuz 2022'de Riyad'da dönemin ABD Başkanı Joe Biden ile görüştü. (Reuters)

Suudi yetkililer, ABD ile ilişkilerin istikrarlı olduğunu ve Beyaz Saray'daki yönetim değişikliklerinden etkilenmediğini her zaman vurguladı.

Aynı on yıl boyunca Suudiler, kapasitelerini geliştirmeye, potansiyellerini artırmaya, vizyon hedeflerine ulaşmaya ve küresel konumlarını güçlendirmeye devam ettiler.

Suudi Arabistan-ABD ilişkilerindeki değişimler, Çin'in Washington'un stratejik rakibi olarak yükselişi ve ekonomik ağırlık merkezinin Asya'ya kayması gibi dünyanın tanık olduğu köklü değişikliklerden bağımsız değil. Ukrayna'daki savaş, enerji güvenliğinin ve pazarlarını istikrara kavuşturabilen ülkelerin önemini daha da artırdı.

ABD'nin Ortadoğu'ya müdahalesi de diğer öncelikler lehine azaldı; bu da Riyad'ın siyasi yumuşamadan ekonomik ortaklıklara ve bölgesel güvenliğe yönelik yeni yaklaşımların formülasyonuna kadar etkili bölgesel girişimlere öncülük etmesinin önünü açtı.

Aynı zamanda, teknoloji ve yapay zekâ küresel ekonominin temel itici güçleri olarak ortaya çıktı ve yatırım ve teknoloji ortaklıklarını Washington'un hesaplamalarında daha merkezi bir konuma getirdi.

Bu değişiklikler, Riyad ile Washington arasındaki ilişkiyi, durumsal ihtiyaçlara dayalı bir ilişkiden, eşitlik, ortak çıkarlar ve geleceği şekillendirme üzerine kurulu bir ilişkiye dönüştürdü.

Amerikan başkanlığını ikinci kez devraldıktan sonra, Başkan Donald Trump Mayıs 2025’te tekrar Riyad’ı ziyaret etti ve uzun bir konuşma yaptı. Bu konuşmada terör ve savaşlardan söz etmedi; aksine bölgenin parlak geleceği ve Kral Selman ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın liderliğinde gerçekleşen büyük ve olağanüstü dönüşüm üzerinde durdu. Riyad’da Suriye yetkilileri de hazır bulundu, Suudi Arabistan’ın talebiyle yaptırımlar konusu kapatıldı ve Başkan Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’yla görüştü.

Konuşması sırasında Başkan Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a “Geceleri uyuyabiliyor musun?” diye sordu ve ardından Muhammed bin Selman’ın ‘işleri nasıl daha iyi hale getirebileceğini düşünerek bütün gece uykusuz kaldığını’ söyledi. “Suudi Arabistan’ın başarıları dışarıdan gelmedi, aksine liderleri ve halkının devletlerini geliştirme, vizyonlarını ilerletme ve kendi yollarıyla geleceklerini inşa etme kararlılığı sayesinde elde edildi” diyen Trump, bunu ‘Arap tarzında modern bir mucize’ olarak tanımladı.

Görsel kaldırıldı.
2025 yılının mayıs ayında Riyad'da düzenlenen Suudi Arabistan – ABD – Suriye üçlü toplantısından (SPA)

Bu konuşma bizi, Amerikan Life dergisinin 1943 yılının mart ayında Kral Abdulaziz ile yaptığı röportaja geri götürüyor. Röportajda Kral, ‘asla uyumayan gözlerle krallığının dizginlerini elinde tutan’ bir adam olarak tanımlanıyor. Dünün birleştirici büyükbaba hakkındaki konuşmaları, bugünün başarılı torun hakkındaki konuşmalarına benziyor.

Tüm bu bağlamlar ve bölgenin tanık olduğu dönüşümler ışığında, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Washington ziyareti, Başkan Trump ile görüşmesi ve bu görüşmeden çıkması beklenen anlaşmalar devreye giriyor. Ziyaretle ilgili manşetleri siyasi ve güvenlik konuları domine etse de, ekonomi ve yatırım konuları da gündemde olacak. Belki de en anlamlı tanım, Başkan Trump'ın bunun sadece bir toplantı değil, Suudi Arabistan ve genç prense bir övgü olduğunu belirten yorumudur.

Medya raporları ile bazı Amerikan siyasetçilere atfedilen sızıntılar ve açıklamalar hâlâ ABD himayesinde bir Suudi normalleşmesine bahis açıyor; ancak tüm baskılara ve girişimlere rağmen Suudi duruşu Filistin konusunda kararlı kalacaktır. Suudi Arabistan’ın en önemli ortağı olan ABD ile çıkarları -ki ABD’nin İsrail’i desteklemesi siyasi bir ilke olarak kabul edilir- hiçbir zaman Suudi Arabistan’ın Filistin’i destekleme konusundaki köklü siyasi ilkesi önüne geçmemiştir. Suudi dış politikası, 1967 sınırları üzerinde bağımsız bir devlet kurulmasını içeren kapsamlı bir çözüm sağlanmadan normalleşmeye gitmemek yönünde devam etmektedir.

İsrail’in katliam makineleri Gazze’de ne yaptıysa yaptı ve Filistin meselesini tasfiye etmeye çalıştı; ancak Kral Selman ve Veliaht Prens liderliğindeki Suudi çabaları, yalnızca ateşkes sağlamakla sınırlı kalmadı. İki devletli çözüm çabasında tarihi bir atılım gerçekleştirildi; ‘zorunlu çözüm’ ilan edildi ve Filistin, Balfour Vaadi’ni (Balfour Deklarasyonu) veren devlet başta olmak üzere birçok etkili ülkeden ve Birleşmiş Milletler’in (BM) bölünme kararının alındığı kürsüden tanınma hakkı kazandı. Aynı zamanda Suudi diplomatik mücadelesi, uzun yıllar boyunca Filistin hakkını savunmak yönünde devam etti.

ABD’nin karşı çıkmasına rağmen Filistin devletinin kurulmasını dayatma çabaları ve nükleer cephaneliğe sahip Pakistan ile ortak savunma anlaşması imzalaması gibi girişimlerine rağmen, Başkan Trump, Suudi Arabistan’a, liderliğine ve özellikle Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a birçok kez takdirini ifade etti. Çünkü güçlü ve net ilkelere sahip bir dost, bazı konularda görüşler farklı olsa bile saygıyı zorunlu kılar. Amerikan deneyimi yalnızca güçlüleri kutlar; miras veya sloganlarla değil, elde edilen başarılarla güçlü olanları…

İki ülke arasındaki olağanüstü görüşme sırasında hangi tür anlaşmalar yapılır veya hangi sonuçlar elde edilirse edilsin, kesin olan şudur ki bu sonuçlar stratejik ortaklığı pekiştirecektir. Gözlemciler, Washington’daki toplantıların bölge için güvenlik ve refah ile stratejik ilişkilerin geleceğine dair bir vizyon oluşturacağını ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın zekâsıyla, ‘brifingden başarıya’ dönüşen süreçle bu stratejik ilişkileri şekillendireceğini öngörüyor.