Areş Aziz
Ortadoğu'daki çoğu ülkede olduğu gibi İran’da da Marksist solun ve sosyalist akımın uzun bir geçmişi var. Nitekim milliyetçiler ve İslamcılarla birlikte solun modern İran'daki üç önemli güçten biri olduğunu söyleyebiliriz. Burada İran solunun ve bir dizi örgütlenmesinin tarihini, geçtiğimiz yüzyıldaki zaferlerini ve yenilgilerini anlatmak niyetinde değiliz. Bu yazım, İslam Cumhuriyeti hakkındaki yazılar silsilesinin bir parçasıdır. Burada İran muhalefetindeki sol akımları tanıtmak istiyorum ve şu soruyu soruyorum:
Bu akımlar İran'ın geleceğinde bir rol oynayacak mı yoksa oynamayacak mı?
İran muhalefeti genellikle örgütlenme yokluğundan mustariptir. Öte yandan bu sorun özellikle solcuları ilgilendiriyor. Solun sorunu, hiçbir şekilde örgütlenme yokluğu değildir; bilakis çeşitli bir dizi şubeden türeyen sayısız örgüt ve oluşumun bulunmasıdır. Bu sorun elbette İran'a özgü değildir. Nitekim dünyada genel olarak solun böyle bir sorunu vardır. İran solu çatısı altında faaliyet gösteren düzinelerce örgütün birçoğunun 10’dan fazla üyesi yoktur. Bu örgütlerden en büyüğünün üye sayısı yüzü geçmez. İran’daki Kürt partilerinin de bundan daha geniş bir tabana sahip olduğunu düşünmüyorum. Kürt partileriyle ilgili daha önce ayrı bir yazı yazmıştım. Burada Kürt solcu örgütlerin, İran’daki büyük partilerin bir parçası olduğuna dikkat edilmelidir. Bu yazımda gelecekte bir rol oynayabilecek üç akıma atıfta bulunuyorum: Geleneksel sol, İran İşçi-Komünist Partisi ve İran içindeki sol.
Geleneksel sol, İran'daki sol hareketin tarihini takip eden akımlardan biridir. Elbette aralarında pek çok fark var. Geçtiğimiz yıllarda bazılarının İslam Cumhuriyeti'ne karşı tutumlarında pek çok değişim oldu. Örneğin bazıları reformu destekledi, diğerleri buna şiddetle karşı çıktı, üçüncü kısım sosyal demokrasiye yaklaştı ve bir diğer grup ise komünizm ve Marksizm-Leninizmin eski biçimleri üzerinde ısrar etmeye devam etti.
Bu akımlardan en önemlisini “İran Sol Partisi” olarak tarif edebiliriz. Bununla, 1957 devrimi sırasında kurulan Halkın Fedaileri Gerillaları Örgütü’nün kendisinden çıktığı Halkın Fedaileri’ni kastediyorum. Bu parti, İran'daki klasik Sovyet yanlısı partilerden olan Tudeh Partisi'ne yakın bir hareketin parçasıdır ve -muhalefetin geri kalanı gibi- Ayetullah Humeyni önderliğindeki devrimi savunanlar arasındaydı.
2018 yılında kurulan parti, farklı ideolojik eğilimler içermekle birlikte, genel olarak Alman veya İsveç Sol Partisi gibi Avrupa sol partilerine benziyor. Fedailer hareketi tarihinin önde gelen birçok ismi, örgüt üyesi olmak yahut örgüte olan yakınlık konusunda farklılık gösteriyor. Bu örgütün şu anda operasyonel gücü zayıf olmakla birlikte güçlü bir medya varlığı bulunmuyor. Diğer çoğu sol hareket gibi üyelerinin geneli yaşlı ve 1957 devrimci kuşağından. Ancak bir örgütün varlığı ve tarihi geçmişi düşünüldüğünde, gelecekte bir tür modern solu temsil etmesi muhtemeldir.
İkinci grup partilerin İranlı Marksist teorisyen Mansur Hikmet’in destekçileri olduğu bilinmektedir ve bu kimseler Hikmet’in 1991 yılında kurduğu İran İşçi Komünist Partisi’nin çeşitli kollarına mensuptur. Bu grup son yıllarda basında birtakım faaliyetlerde bulundu. Ayrıca ‘İslam düşmanlığını yaymak’ gibi bir çizgide çalışmalar yürütüyorlar. Parti, İran Sol Partisi'nin aksine, ülkedeki reformist eğilime şiddetle karşı çıkıyor ve yıllardır İslam Cumhuriyeti'nin tüm eklemlerine muaraza ediyor. Aynı zamanda modern sol parlamenter yönelimleri de reddediyorlar. Bu grup, güçlü iradesi ve ciddi çalışmaları dolayısıyla bir rol oynayabilir ve gelecekte önemli faaliyetlerde bulunabilir.
Şimdi İran içinde sol faaliyetlerde bulunan aktivistlerden oluşan üçüncü gruba geliyoruz. Bu kimseler, öğrenci aktivistleri, işçi hakları aktivistleri ve sivil toplum aktivistleridir. Bazılarının yıllardır dışarıdaki sol hareketlerle ilişkileri var. Ancak zaman zaman bu ilişkilerin bozulduğu olur. Bu kimseler bağımsız olarak da çalışıyorlar. Bu gruplardan bazıları dışarıdan geldi ve şu anda ülke içinde faaliyet gösteriyorlar. Bu aktivistlerin en önemli kalesi Berlin'dedir.
İran’ın bizzat kendi içinde de sol eğilim devam ediyor. Örneğin Tahran Üniversitesi'nden Leyla Hüseyin Zade, faaliyetleri nedeniyle defalarca tutuklandı. Huzistan’daki Haft Tapeh Örgütü’nün işçileri gibi işçi faaliyetlerini savunmalarıyla bilinen başka bir grup var. Siyasi faaliyetlerin serbest ve özgürce yapıldığı bir ortamda gelecekte rol oynamak için fırsat bulabilirler.
Bu yazımda ‘gelecek’ üzerine odaklandım. Aslında burada bahsettiğim hareketlerin hiçbiri şu anda İran siyasi sahnesinde önemli bir rol oynamıyor. Bu hareketler, gelecekte sol örgütler arasında rol alacaklar. Çünkü bu akımlar İran toplumunun merkezi bir parçasıdır. Dünya çapındaki sol hareketlerin yükselişi, İran içinde de sol akımlar için bir çalışma alanı ve fırsatlar yaratacaktır.
Burada dikkat çekilmesi gereken bir diğer husus ise sol siyasi örgütlerin pek fazla rol oynamamalarına rağmen sol eğilimli toplumsal hareketlerin, özellikle bahsettiğim Haft Tapeh gibi sendikal hareketlerin etkili olduğudur. Benzer bir duruma, geçtiğimiz dönemde etkili bir güç haline gelen “Tahran ve Banliyö İşçileri Sendikası Otobüs Şirketi” özelinde de tanık olduk.
İslam Cumhuriyeti'ne karşı sivil hareketlerin artması halinde sol örgütler ülke içinde ve dışında önemli bir rol oynayacaklar. Bu akımların başarısının anahtarı, solun önemli rol oynayabileceği işçi grevlerinde yatmaktadır. Muhalefet, sol güçleri İslam Cumhuriyeti'ne muhalefet eden diğer büyük güçlerle bir araya getirdiği zaman başarılı olacaktır.
* Areş Aziz’in Independent Arabia’da yer alan bu makalesinin çevirisi Şarku’l Avsat’a aittir.
Yirmi birinci yüzyılda İran'da sosyalist sol
https://turkish.aawsat.com/home/article/2513006/yirmi-birinci-y%C3%BCzy%C4%B1lda-i%CC%87randa-sosyalist-sol
Yirmi birinci yüzyılda İran'da sosyalist sol
Yirmi birinci yüzyılda İran'da sosyalist sol
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة