Trablus’ta yeni gerilim, Sirte’de ise askeri seferberlik suçlamaları var

Mısır Askeri İstihbarat şefi Tümgeneral Halit Mügaver dün, ABD’nin Libya büyükelçisini kabul etti
Mısır Askeri İstihbarat şefi Tümgeneral Halit Mügaver dün, ABD’nin Libya büyükelçisini kabul etti
TT

Trablus’ta yeni gerilim, Sirte’de ise askeri seferberlik suçlamaları var

Mısır Askeri İstihbarat şefi Tümgeneral Halit Mügaver dün, ABD’nin Libya büyükelçisini kabul etti
Mısır Askeri İstihbarat şefi Tümgeneral Halit Mügaver dün, ABD’nin Libya büyükelçisini kabul etti

ABD ve Mısır’ın Libya krizinin çözümüne ilişkin önemli hamlelerde bulunmalarına rağmen Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güçler, Libya’da stratejik öneme sahip Sirte kenti yakınlarında gerçek askeri mühimmatlar kullanarak tatbikat yaptı. UMH’ye bağlı güçler ayrıca Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nu (LUO) şehrin çevresinde ‘askeri seferberlik ilan etmekle ve mevcut konumlarını güçlendirmekle’ suçladı.
Bu gelişmeler, yerel halk Tacura Aslanları Taburu, Tacura'daki Rahabe ed-Diru Tugayı’nın desteğiyle dün Tacura'daki Ed-Diman Tugayı’nın karargahına gerçekleştirdiği ani baskından sadece saatler sonra Seka Caddesi üzerinde bulunan UMH merkez binası önünde UMH’ye bağlı bir milis grubun olduğunu doğrulaması üzerine Trablus'ta ortaya çıkan yeni bir gerginlikle aynı zamana denk geldi. Her ikisi de UMH’ye bağlı milislerden oluşan tugaylar dün, Tacura'daki Ed-Diman Tugayı’nın karargahını ani bir baskınla kontrol altına alırken, Ed-Dimam Tugayı unsurlarını da şehrin doğu kırsalındaki Tacura bölgesi dışına sürdüler.

UMH’ye bağlı gruplar arasında çatışma çıktı
UMH ve Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) bu gelişmeler karşısında sessizliğini koruyor. Tacura bölgesinde dün sabah erken saatlerde Rahba ed-Duruu Tugayı ile Ed-Dimam Tugayı arasında çatışmalar çıktı. Rahabe ed-Diru Tugayı’na ait bir dizi silahlı ve zırhlı aracın bulunduğu büyük bir konvoy, Trablus'un merkezine doğru Suk el-Cuma Bölgesi’ne giden yol üzerinde görüldü. Yerel kaynaklar ve bölge sakinleri, Tacura Aslanları Tugayı ve Rahabe ed-Diru Tugayı milislerinin Tacura bölgesinin tamamının kontrolünü ele geçirdiğini, UMH İçişleri Bakanlığı’na bağlı Ed-Dimam Tugayı milislerinin kendi karargahlarını kaybetmelerinin ardından şehrin güneyindeki Ayn Zara bölgesindeki başka bir milis karargahına sığındıklarını aktardılar.
UMH Savunma Bakanı Salah en-Nimruş, son dönemde meydana gelen nüfuz ve yetki alanlarıyla ilgili anlaşmazlıklar nedeniyle başkentin tanık olduğu kanlı çatışmaların ardından, Ed-Diman ve Tacura Aslanları tugaylarını feshetme ve komutanlarını askeri soruşturmaya sevk etme kararı aldı.  Ed-Dimam Tugayı Komutanı Ali Adridar, kendisini Savunma Bakanlığı'na teslim etmeyi reddeden İçişleri Bakanlığı'na teslim olmayı tercih ederken bu gelişme, İçişleri ve Savunma bakanları arasında anlaşmazlıkların arttığının bir göstergesi oldu.
Öte yandan Trablus Cumhuriyet Başsavcısı, UMH Maliye Bakanlığı Müsteşarı Ebubekir el-Cefal hakkında kamu parasını israf etmek ve görevini kötüye kullanmak suçlamasıyla hapis karar verildiğini duyurdu. Libya’da yolsuzlukla mücadele çerçevesinde son dönemde bakanlara ve diğer hükümet yetkililerine yönelik bir takım adımlar atılırken Belediye Muhafızları Birimi Başkanı de yolsuzluk şüphesiyle soruşturmaya sevk edildi. Bununla birlikte UMH’ye bağlı Sirte ve Cufra'nın Güvenliğini Sağlama ve Koruma Operasyon Odası, Misrata Kalkanı Tugayları’nın tanklar ve zırhlı araçlarla askeri tatbikat başlattıklarını duyurdu. Operasyon Odası dün, Sirte ve Cufra’da yoğun eğitimler gerçekleştirildiğini ve tatbikatın amacının ‘önümüzdeki dönemde yeni gelenler için hazırlık’ olduğunu belirtti.
Operasyon Odası Sözcüsü Abdulhadi Dırah yaptığı açıklamada, “Hafter, Fas ve İsviçre'deki siyasi müzakerelere rağmen halen askeri seferberlik girişimlerinde bulunuyor” ifadelerini kullandı. Dırah, Cumartesi akşamı yaptığı açıklamalarda MiG-29 tipi savaş uçaklarının Sirte ve Cufra hava sahasında görüldüklerine işaret ederek Rusya’ya ait kargo uçakları, Sirte'deki el-Kardabiye Askeri Hava Üssü’ne paralı asker ve mühimmat getirmeye devam ettiğini’ öne sürdü.
Dırah ayrıca başkentin 300 kilometre güneybatısında bulunan Eş-Şuveyrif bölgesinde Hafter’e bağlı güçlerin olduğunu öne sürerken, dün yerel basına organlarına yapılan bir açıklamayla bu iddia yalanlandı. Dırah açıklamasında el-Geylaniye bölgesinde içinde ‘Hafter’e bağlı paralı askerler’ olduğunu söylediği yaklaşık bin adet silahlı aracın seferber edildiğini iddia etti.
Dırah, ‘Suriyeli paralı askerleri taşıdığını’ söylediği bir Rus kargo uçağının Sirte'deki el-Kardabiye Askeri Hava Üssü’ne indiği ve LUO güçlerinin geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana taraflar arasında ilan edilen ateşkesin devam ettiği, ancak aynı zamanda karşılıklı askeri seferberlik suçlamalarında bulundukları Sirte ve Cufra bölgelerinde ‘askeri takviyeler’ gerçekleştirdiğini öne sürdü.
Bununla birlikte, LUO’ya ait iki adet MiG-29 model savaş uçağının Sirte semalarında keşif uçuşu yaptıklarını gösteren video görüntüleri yayınlandı.
Öte yandan LUO’lu kaynaklar, UMH’ye bağlı silahlı milislerin ve Türkiye'ye sadık Suriyeli çetelerin, ülkenin batısındaki Misrata şehrinin doğusunda bulunan mevzilerinde bir hareketlilik gözlendiğini aktardılar. 
Bir diğer gelişmede ise Libya Kızılayı, Sirte'deki ‘bölgesinde mahsur kalan’ iki Türk’ün şehirdeki Misrata’daki Türk konsolosluğuna teslim edildiğini duyurdu. Libya Kızılayı, iki Türk vatandaşının, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile yapılan koordinasyon ve ilgili makamlar ve arabulucularla günler süren görüşmelerin ardından bölgeden kurtarıldıklarını kaydetti.
Diğer yandan ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard B. Norland, Mısır’ın Hurgada şehrinde Libya Siyasi Diyalog Komitesi toplantısı ile ilgili olarak Mısırlı üst düzey yetkililerle görüşmeler yapmak üzere dün Kahire'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Norland bu ziyaret sırasında, Hurgada toplantısının sonuçlarını ele almak üzere Mısır İstihbarat Teşkilatı'nın Libya dosyası sorumlusu olan İstihbarat Teşkilatı Başkan Yardımcısı Eymen Bedi ile bir araya geldi.
 Norland, dün ABD Büyükelçiliği tarafından, Mısır Askeri İstihbarat şefi Tümgeneral Halit Mügaver ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafıyla beraber dağıtılan kısa açıklamasında, mevcut ziyareti sırasında ‘istişarelere’ devam edeceğini söyledi. Norland açıklamasında ayrıca, “Libya'da güvenlik konusunda yapılan başarılı görüşmelere ev sahipliği yaptığı için Mısır'a teşekkür ederim. Libya Siyasi Diyalog Komitesi’ni daha iyi nasıl destekleyebileceğimiz konusunda görüş alışverişinde bulunacağız” dedi.
Norland’ın ziyareti, Mısır'da askeri isimler de dahil olmak üzere Libyalı taraflar arasında üst düzey bir görüşme için yapılan düzenlemelerle aynı dönemde gerçekleşti. Bu yüzden Libya Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih'in de Norland ile bir görüşme gerçekleşmesi bekleniyor. Salih, ülkedeki mevcut krizi sonlandırmak ve siyasi bir çözüm üretmek amacıyla düzenlenmesi planlanan İkinci Sirte Konferansı için yapılan son hazırlıklar hakkında kendisine bilgi veren Libya'nın doğusundaki geçici hükümetin Dışişleri Bakanı Abdulhadi el-Huveyc ile yaptığı görüşme sırasında Kahire’ye gidebileceğini belirtmişti.
Bir başka gelişmede ise UMH’den kaynaklar, dün UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ın ‘iki taraf arasında istişare ve koordinasyonun sürekliliği’ çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye'ye daha önce belirtilmeyen sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdiğini söylediler. Türk basında yer alan haberlerde, Serrac’ın Libya siyasi diyalogunun barış anlaşmasına varması halinde istifa etme niyetinde olduğunu açıklamasının ardından gerçekleşen bu ilk toplantıda ‘başkanlık konseyinin yeni bir yapıya dönüşmesi ve yönetimi devralması konusundaki mevcut düzenlemelerin’ ele alındığı belirtildi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, UMH Başkanlık Konseyi’nin yeni bir yapıya dönüşebileceğini söyledi. Serrac’ın henüz konsey başkanlığından ayrılmadığını belirten Kalın, Serrac’ın Libya'daki ‘bazı tartışmalı meselelere karşı’ televizyondan yaptığı bir açıklamayla bu ayın sonunda istifa edebileceğini söylediğini vurguladı.



DEAŞ'lı sanılıp İslam düşmanı çıkan Noel pazarı saldırganı Talib Abdulmuhsin

Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
TT

DEAŞ'lı sanılıp İslam düşmanı çıkan Noel pazarı saldırganı Talib Abdulmuhsin

Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)

Dünya yeni yıla coşkuyla girmeye hazırlanırken 20 Aralık akşamı Almanya'dan gelen haber pek çok kişiyi üzüntüye boğdu. Ülkenin kuzeydoğusundaki Saksonya-Anhalt eyaletinde yer alan Magdeburg kentinde sivillere saldırılmıştı.

Umutla geleceğe hazırlananların aklına bir anda geçmişin dehşet dolu hatıraları üşüştü. Yine bir Noel pazarı hedef alınmıştı. Bir otomobil sivillerin üzerine sürülmüş ve 200'den fazla kişi yaralanmıştı. Ölenler de vardı. 

Avrupa'daki El Kaide ve DEAŞ saldırılarını iyi hatırlayanların aklına ilk olarak Ortadoğu veya Kuzey Afrika kökenli, Batı'da tutunacak bir dal bulamamış genç bir radikal İslamcının bu eylemi gerçekleştirmiş olması ihtimali geldi. 

Evet saldırgan, Suudi Arabistan'da doğmuş biri çıktı. Ancak 50 yaşındaki bir doktor olması beklenmiyordu. Talib Abdulmuhsin'in sosyal medyada çizdiği İslam karşıtı profil kafaları iyice karıştırdı. 

Elon Musk ve sosyal medya platformu X'te (Twitter) bu profil yok sayılarak radikal sağı besleyen argümanlar ortaya atıldı. Şüphelinin takiye yaptığı öne sürüldü. 

Radikal sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de zanlının kendilerine yönelik destek mesajlarını görmezden gelerek bu olayı göçmenlik karşıtı propaganda için kullandı.

Elon Musk, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un "derhal istifa etmesi gerektiğini" savunarak "Yalnızca AfD bu saldırıyı önleyebilirdi" ifadesini kullanan bir paylaşıma destek verdi.

Peki eylemiyle siyasi tartışmalara yol açan Talib Abdulmuhsin gerçekte kim?

Şii ailenin doktor oğlu

1974'te Suudi Arabistan'ın doğusundaki Hüfuf'ta doğdu. Çoğunlukla Şiilerin yaşadığı El-Ahsa bölgesine bağlı kentte yaşayan Abdulmuhsin ailesi de bu mezhepten. 

Talib, 2006'da Almanya'ya gitti. Stralsund kentinde yaşadığı 2011-2016'da uzmanlığını tamamladı. 2016'da mülteci statüsüne kavuştu. 

Alman basını, 2013'te ülke dışındaki eğitiminin tanınmasıyla ilgili bir sorun çıktığında Talib Abdulmuhsin'in tabipler birliğini arayarak tehditler savurduğunu ve 2013'taki Boston Maratonu'na yapılan saldırıyı hatırlattığını aktarıyor. 

Abdulmuhsin'in 2014'te de maddi destek isteyerek intihar tehdidinde bulunduğu bildiriliyor. 

Yetkililer, soruşturmalarında İslami aşırılıkçılık şüphesi yaratmayan Talib Abdulmuhsin'in zararsız olduğunu düşünmüş.

Talib Abdulmuhsin, Mart 2020'den beri Magdeburg'un 40 kilometre güneyindeki Bernburg'daki bir rehabilitasyon kliniğinde psikiyatrist olarak çalışıyordu.  

Bağımlılık sahibi suçlulara odaklanan klinik, saldırı sonrasında Talib Abdulmuhsin hakkında yaptığı açıklamada "Ekim 2024 sonunda beri tatil ve hastalık gerekçeleriyle çalışmıyor" ifadesini kullandı.

fbghtjyukı
Talib Abdulmuhsin olay yerinde kiralık BMW'sinin içinde yakalandı (RAIR Foundation/Reuters)

Şüpheli, 30 bin kişilik bir kasaba olan Bernburg'un merkezinin yakınlarındaki sakin bir sokakta yer alan üç katlı bir apartmanda yaşıyormuş. 

Alman medyası, hastaların Talib'in bozuk Almancasından, iş arkadaşlarınınsa tıp bilgisinden rahatsız olduğunu bildiriyor. 

Dr. Google adını taktıkları şüphelinin zaman zaman yanlış ilaçlar vererek hastaların hayatını tehlikeye attığı da iddialar arasında. 

Amacı neydi?

Yetkililer saldırının gerekçesine dair net bir şey söyleyemiyor. Ellerindeki kayıtların bir radikal İslamcıya işaret etmediğini belirtirlerken İçişleri Bakanı Nancy Faeser, şüphelinin İslamofobisinin apaçık ortada olduğunu bildirdi. 

Magdeburg Savcısı Horst Nopens, "Suudi mültecilere Almanya'nın gösterdiği muameleden rahatsızlık duyduğu için" Talib'in bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi. 

ZDF kanalı 2015'in başından beri federal yetkililerin Talib Abdulmuhsin'in saldırı hazırlığı sinyali verdiğini bildiğini aktardı.

Ağustosta yaptığı ve "Almanya'nın Suudi mültecilere yönelik işlediği suçlardan" şikayetçi olduğu paylaşımdaki şu ifadeler dikkat çekiyor:

Bir Alman konsolosluğunu patlatmadan ya da Alman vatandaşlarını rastgele katletmeden adalete ulaşmanın bir yolu var mı? Ocak 2019'dan beri barışçıl bir yol arasam da bulamıyorum. Bilen biri varsa bana haber versin.

Yine aynı ay içinde "Almanya bizi öldürmek istiyorsa onları katledip öleceğiz ya da onurumuzla hapse gireceğiz" ifadesini kullanıyor.

Mayısta da "Alman terörizmi adaletle yüzleşecek. Bu yıl yüksek ihtimalle adaleti getirmek isterken öleceğim" demiş. 

Talib Abdulmuhsin dünya medyasının da bildiği biri. "İslam'ı terk eden Suudi Arabistanlıların Avrupa'ya kaçışına yardım eden bir aktivist" olarak BBC'ye dahi konuşmuş. 

Temmuz 2019'da yayımlanan bir belgeselde wearesaudis.net adlı bir site kurarak kendisi gibi ateist olan Suudi Arabistan yurttaşlarına yardım etmeye çalıştığını anlatıyor. 

Günde 10-16 saatini iltica etmek isteyen Suudlara yardım için harcadığını ve kendisine ulaşanların yüzde 90'ının kadın olduğunu söylüyor.

Haziran 2019'da Almanya'nın FAZ gazetesine konuşarak "İyi İslam yoktur" gibi ifadeler kullanmış.

Fransız haber ajansı AFP, 2022'de konuştukları Abdulmuhsin'in "Katı İslami yetiştirme biçimi, Müslümanların özellikle de kadınların tüm sorunlarının sebebi" dediğini aktarıyor.

Frankfurter Rundschau adlı gazeteye verdiği röportajda da dinden çıktığı için ölüm tehditleri aldığını söylüyor.

X hesabı da göçmen karşıtı AfD gibi radikal sağ partileri, Elon Musk'ı ve İsrail'i sevdiğini, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u ise yerdiğini ortaya koyuyor. 

Saldırının hemen sonrasında tutuklanmadan önce yaptığı bir paylaşımda Alman polisinin e-posta adresini ele geçirdiğini öne sürdüğünü söylemiş. 

Almanya Federal Kriminal Dairesi Başkanı Holger Münch, Suudi Arabistan'ın Kasım 2023'te kendilerini uyardığını ancak şüpheliyle ilgili net bir bilgi vermediğini olaydan sonra açıkladı. 

CNN'in Suudi Arabistan'daki kaynaklarından biri, 2007'de radikal görüşlerinden dolayı Abdulmuhsin hakkında Almanya'yı uyardıklarını ve "firari statüsünde" olduğunu belirterek onun iadesini istediklerini söyledi. Almanya, Abdulmuhsin'in Suudi Arabistan'a dönmesi halinde güvende olmayacağını düşünerek bu talebi reddetmiş.

cdfgthy
Otomobilde bulunan vasiyette saldırgan tüm varlığını Kızılhaç'a bağışladığını yazmış (AP)

Bir diğeriyse en az 4 resmi bildirim yaptıklarını aktardı. 

Washington Post'un kaynaklarıysa Abdulmuhsin'in genç kadınları dinden çıkıp Almanya'ya iltica etmek üzere ayarttığı gerekçesiyle Riyad'ın radarına girdiğini söyledi. 

Takiye mi yapıyor?

Talib Abdulmuhsin'in radikal İslamcı örgütlerle bilinen bir bağı yok. Ancak Noel pazarını hedef alarak tam da bu örgütlerin düzenleyebileceği tarzda bir eylem gerçekleştirdi. 

Göçmen karşıtları şüphelinin paylaşımlarının gerçek düşüncelerini yansıtmadığını iddia ediyor. Abdulmuhsin'in "takiye yaptığını", aslında İslam'ı hiçbir zaman terk etmediğini ve hatta Suudi Arabistan adına yurtdışındaki muhalifleri fişlediğini öne sürenler dahi var. 

X'te onbinlerce takipçisi bulunan saldırganın açık açık destek verdiği AfD'nin eş başkanı Alicia Weidel de tüm bu paylaşımları bir kenara atarak pazartesi günü Magdeburg'da bir miting düzenledi. "Güvenli yaşam için değişim" çağrısı yaparken kalabalıklar da "Onları sınır dışı et" sloganları attı. 

Şehirde AfD karşıtı gösteriler düzenleyen protestocular, radikal sağcı partinin olayı "siyasi istismar aracı olarak kullandığını" savunuyor.

Zanlıyı tanıyanlar onun hakkında ne diyor?

Almanya'daki Suudi diyasporasının iyi tanıdığı bir isim olan Abdulmuhsin iltica başvurusunda bulunanlara, özellikle de kadınlara yardımcı olmaya çalışan bir kişi gibi görülüyormuş.

Profesyonel yaşamında birlikte çalıştığı kişilerse, onun kadınlara kötü davrandığını söyleyerek buna inanamıyor. 

Berlin merkezli Avrupa Suudi İnsan Hakları Örgütü'nün hukuk direktörü Taha el Hacı, tüm çabalarına rağmen Abdulmuhsin'in Suudi toplumunda "bir parya" gibi görüldüğünü söylüyor. 

"Kendini çok büyük gören ve psikolojik olarak sorunlu biri. Bu kesinlikle İslami gerekçelerle düzenlenmiş bir saldırı değil" diyor. 

CNN de 2019'da Suudi Arabistan'dan Gürcistan'a kaçan iki kadın hakkında haber hazırlarken Abdulmuhsin'le temasa geçtiklerini bildiriyor. Onunla iletişimde olan CNN çalışanı, önceki aylarda agresif mesajlar ve asılsız iddialarla dolu mesajlar almaya başlayınca onu engellemiş. 

CNN'e gönderilen mesajlarda Atheist Refugee Relief adlı Almanya merkezli insan hakları örgütü de hedef alınmış.

Abdulmuhsin, kadınlara "İltica talebinde bulunurken İslam'ı terk ettiğinizi söyleyin" gibi bir telkinde bulunup bulunmadığını örgütün kendisine sorduğunu belirtmiş. 

Atheist Refugee Relief, sosyal medyada da kendilerini hedef alan Abdulmuhsin'i 2019'da polise şikayet ettiğini ve davanın temyiz aşamasında olduğunu bildiriyor.

Abdulmuhsin'in Suudi Arabistan'dan kaçanların kimliğini kamuyouna duyurarak destek toplamaya çalışması da eleştirilmiş. İltica başvurularının reddedilmesi durumunda Suudi Arabistan'da sıkıntı yaşanacağını belirtenler olmuş. 

zx vfdb
Suudi Arabistan onu insan kaçakçılığı ve terörizmle suçluyordu (AFP)

Council of Ex-Muslims adlı bir başka sivil toplum kuruluşunun başkanı Mina Ahadi, şüpheli için "Yıllardır bizi terörize ediyordu" diyor. Örgütün solcu eğilimlerini eleştirerek onları gizlice İslamcılığı desteklemekle suçluyormuş. 

Kanadalı aktivist Yasmine Mohammed de onu internet üzerinden tanıyanlardan. Olay sonrasında verdiği röportajda Abdulmuhsin'in kendisine "4-5 yıldır saplantılı bir şekilde İngilizce mesajlar gönderdiğini" ve son yıllarda dengesiz sözleri yüzünden ondan uzaklaştığını söylüyor.

Tanıdığı kişilerin Suudi Arabistan'dan kaçmasına yardım ettiğini ve bunlar arasında Rahaf Mohammed'in de olduğunu belirtti. Rahaf Mohammed, Kanada'ya sığındıktan sonra OnlyFans hesabı açarak Türkiye'de de gündem olmuştu. 

Yasmine Mohammed, "narsisist, agresif, sinirli ve talepkar" diye tanımladığı Abdulmuhsin'in takiye yapmadığı görüşünde:

Bence aklı karışmıştı ve şaşkındı. Tartışmalı şeyler söylemeyi seviyordu. Hamas'ı desteklediği bir tweet var ama orada alaycı konuşuyor.  Sahte bir eski Müslüman olduğunu düşündürecek hiçbir şey görmedim. Gerçekten o dinden nefret ediyordu ve ondan kaçanlara yardım etmek istiyordu. Maalesef sonunda Alman halkından da nefret eder oldu. Müslümanların geçmişte yaptığı eylemlerin yöntemini benimseyerek sahte bayrak operasyonu düzenlemiş olabilir.

Kaynaklar: AFP, AP, BBC, CNN, Middle East Forum, N-TV, Reuters, Spiegel, Wall Street Journal, Washington Post