Abbas nihai statü meselelerini müzakere etmeye hazır

Mahmud Abbas, Guterres'e yazdığı mektupta gelecek yıl bir barış konferansı başlatılması çağrısında bulundu.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (Reuters)
TT

Abbas nihai statü meselelerini müzakere etmeye hazır

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, uluslararası mekanizma ve belirli bir zaman dilimi içinde nihai statü sorunlarına ilişkin çözüm müzakerelerine hazır olduğunu bildirdi.
Abbas, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e gönderdiği bir mektupta, önümüzdeki yılın başında uluslararası bir konferansın başlatılması çağrısında bulundu.
Filistin Devlet Başkanı, uluslararası konferans düzenlemenin ve çok taraflı bir mekanizma kurmanın “iki tarafa kalıcı statü sorunlarına çözüm müzakerelerinde yardımcı olacağını ve bu müzakereleri uluslararası hukuk ve ilgili Birleşmiş Milletler kararları temelinde, belirli bir zaman diliminde yürütülmesini sağlayacağını söyledi. Bu hedefe ulaşmak için Genel Sekreterlik ile yakın koordinasyon sağlamanın yanı sıra New York'taki Filistin Misyonu ile de irtibata geçmenin gerekliliğini vurguladı.
Abbas, BM Genel Sekreteri’nden önümüzdeki yılın başında tüm ilgili tarafların katılımıyla bir uluslararası barış konferansı düzenlemek için Uluslararası Dörtlü ve Güvenlik Konseyi ile iş birliği içinde acil istişarelerde bulunmasını talep etti. Filistin lideri açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu konferans, ciddi bir barış sürecine girmemizin önünü açacaktır. Uluslararası hukuk, Birleşmiş Milletler kararları ve ilgili referanslar temelinde, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'nde işgalin sona ermesine ve Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlıklarına kavuşmasına imkan tanıyacak, aynı zamanda 194’üncü karar uyarınca başta mülteci sorunu olmak üzere tüm kalıcı statü sorunlarının çözülmesini sağlayacaktır.”
Abbas, iki devletli çözümün mutabık kalınan uluslararası çözüm olduğunu vurguladığı açıklamasında "uluslararası toplum bunu açık ve etkili önlemlerle savunmadığında bunun altının oyulacağı" uyarısında bulundu. Filistin Devlet Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararlarına dayalı olarak, halkımızın kendi kaderini tayin hakkını koruyacak bir çözümdür. 1988'den bu yana iki devletli çözüme kendimizi adadığımız Filistin çözümüdür. Taahhüdümüz n değişti ne de azaldı. Sadece iki devletli çözümden bahsetmek yeterli değil. Bunun yerine Ortadoğu’da, uluslararası bir barış konferansı aracılığıyla çatışmayı uluslararası hukuk ve ilgili Birleşmiş Milletler kararları temelinde sona erdirmek için güvenilir ve çok taraflı bir yaklaşım formüle etmemiz gerekiyor.”
Abbas, uluslararası barış konferansı başlatma girişiminin pazartesi günü Güvenlik Konseyi’nin danışma toplantısında desteklenmesi üzerine mesajını Guterres’e gönderdi.
Güvenlik Konseyi'ndeki devletlerin tutumları, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" olarak bilinen barış planını başlatmasından bu yana alternatif uluslararası bir konferans düzenlemek isteyen Filistinliler için büyük bir manevi destek oldu.
Filistinliler, ülke topraklarının 1967'de işgal edildiğini vurgulayan 1515 sayılı Güvenlik Konseyi kararına dayalı uluslararası meşruiyet temelinde, kendileriyle İsrailliler arasında müzakerelere destek olacak çok taraflı bir mekanizma başlatmak için dörtlü, diğer ülkelerin de katıldığı uluslararası bir konferans başlatmak istiyor.
Abbas, birçok ülkeyi uluslararası bir barış konferansı çağrısı yapmaya ikna etmeye çalıştı. Ağustos ayında gönderilen heyetin Uluslararası Dörtlü'nün müzakerelerine dönmeye hazır olduğunu belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Sınırlı sayıda silahlanmak ve güçlü polisimizle kanunlara uyulmasını sağlamak için devletimizi kurmaya hazırız. Müzakerelerde üçüncü tarafın varlığını da kabul ediyoruz. Metin ‘uluslararası kuvvetlere komuta etmek’ için NATO'ya atıfta bulunuyor ve İsrail'in Batı Şeria'yı işgal etmeye başladığı tarih olan 4 Haziran 1967 sınırları temelinde ikili bir anlaşma yapılması koşuluyla sınırlarda küçük değişiklikler öneriyor.”
Abbas, Guterres'e de şunları söyledi:
“Güvenlik Konseyi'nin son toplantısında güçlü devletlerin çoğunluğu, mevcut Genel Kurul toplantısından önceki konuşmamızda duyurduğumuz önerimizi desteklemeyi ve önümüzdeki yılın başında uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak Ortadoğu'da barış için müzakerelere dönüşü sağlayan uluslararası bir konferans düzenlemeyi istedi. BMGK’nın son toplantısında, BM’nin temsil ettiği ortak değerlerle uyumlu yasal, siyasi ve diplomatik tedbirler alarak iki devletli çözümü korumanın küresel bir hedef olarak önemini vurguladım.”
Abbas açıklamasında ayrıca iki devletli çözüme ve hukuka dayalı uluslararası sisteme yönelik ciddi tehditlerin göz önüne alınarak ortak çıkarların savunulması için yakın iş birliğinin önemine de dikkat çekti.



Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."


Rubio ve Şeybani, Palmira saldırısını iki ülke arasındaki "yeni gelişmekte olan" ilişkiyi istikrarsızlaştırma girişimi olarak değerlendiriyor

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)
TT

Rubio ve Şeybani, Palmira saldırısını iki ülke arasındaki "yeni gelişmekte olan" ilişkiyi istikrarsızlaştırma girişimi olarak değerlendiriyor

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)

Suriye ve ABD dışişleri bakanları dün yaptıkları telefon görüşmesinde, Suriye'nin merkezindeki Palmira kentinde iki Amerikalı asker ve bir sivil tercümanın ölümüne yol açan saldırının, iki ülke arasındaki yeni gelişen ilişkileri baltalama girişimi olduğu konusunda hemfikir oldular.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Bakan Esad eş-Şeybani'nin Amerikalı mevkidaşı Marco Rubio ile yaptığı görüşmede, terörle mücadele alanında "Suriye ile uluslararası ortakları, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, birlikte çalışmanın" önemini vurguladığı belirtildi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Rubio'nun, ABD hükümetinin Suriye'ye terörle mücadele, istikrarın sağlanması ve ekonomik toparlanma için uygun koşulların oluşturulmasına katkıda bulunma da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda desteğinin devam edeceğini teyit ettiği belirtildi.