Türk kuvvetleri Suriye’deki en büyük askeri gözlem noktasını boşalttı

Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de bulunan İblin köyünde dolaşan Türk askeri konvoyu (AFP)
Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de bulunan İblin köyünde dolaşan Türk askeri konvoyu (AFP)
TT

Türk kuvvetleri Suriye’deki en büyük askeri gözlem noktasını boşalttı

Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de bulunan İblin köyünde dolaşan Türk askeri konvoyu (AFP)
Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de bulunan İblin köyünde dolaşan Türk askeri konvoyu (AFP)

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Türk kuvvetlerinin Suriye’de konuşlandığı en büyük nokta olan, Kuzey Hama kırsalındaki Morek gözlem noktasını bu sabah tamamen boşalttı.
Morek kasabasındaki yerel kaynakların DPA’ya verdiği bilgiye göre Suriye ordusu tarafından bir yıldan fazla bir süredir kuşatılmış olan Kuzey Hama kırsalında bulunan Morek’teki gözlem noktasından bu sabah TSK’ya ait onlarca askeri araç ve kamyon ayrıldı.
Yerel kaynaklar, gözlem noktasını boşaltma çalışmalarının son iki gündür 24 saat boyunca devam ettiğini de ekledi.
Rejim güçlerine yakın kaynaklar ise Suriye ordusuna bağlı mühendislik ekiplerinin, Türk kuvvetlerinin Şam-Halep uluslararası yoluna bitişik üs yakınına yerleştirdiği tüm toprak siperleri bugün ortadan kaldıracağını bildirdi.
Türk kuvvetleri, Hama kırsalındaki Morek üssünü tahliye etmeye geçtiğimiz ay başladı ve askeri ve lojistik teçhizat taşıyan ilk araç konvoyu 20 Ekim’de hareket etti.
Türk güçleri ayrıca geçtiğimiz Çarşamba akşamı Kuzey Hama kırsalında yer alan Şir Mağar’daki bir başka Türk gözlem noktasını İdlib’in güney kırsalındaki Kavfakin noktasına doğru tahliye etmeye başladı.



İsrail'in Gazze'de gazetecilere ve hastanelere yönelik katliamı

Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)
Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)
TT

İsrail'in Gazze'de gazetecilere ve hastanelere yönelik katliamı

Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)
Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)

İsrail, dün medya mensuplarına, sağlık ve yardım çalışanlarına yönelik çifte katliam gerçekleştirdi. Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Tıp Merkezi'ni hedef alan saldırıda, 5 gazeteci ve 2 sivil savunma çalışanı da dahil olmak üzere 20 kişi hayatını kaybetti.

Saldırı, Arap dünyasında, uluslararası alanda ve BM'de yaygın bir kınamaya yol açtı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, İsrail işgalinin sağlık, yardım ve medya personelini hedef almasını kınayarak, Krallığın İsrail'in uluslararası hukuk ve normları ihlal etmeye devam etmesini reddettiğini vurguladı. Uluslararası toplumun İsrail'in suçlarına son vermesi çağrısını yineledi.

İsrail ordusu, tıp kompleksine düzenlediği baskında 5 gazeteciyi öldürdü. Bunlar arasında Independent Arabia muhabiri ve fotoğrafçısı Meryem Ebu Dekka ve Reuters, Associated Press ve El Cezire'de çalışan diğer meslektaşları da vardı. Independent Arabia yaptığı açıklamada, Ebu Dekka'nın "kuruluşa katıldığından beri özveri ve mesleki bağlılığın bir örneği olduğunu" belirterek, hayatını kaybettiğini duyurdu.

İsrail ordusu, tıbbi tesise saldırı düzenlediğini kabul etti ve soruşturma başlatacağını belirtti. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Nasır Tıbbi Tesisi, aylardır Güney Gazze Şeridi'ndeki tam faaliyet gösteren tek tıbbi tesisti.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), dün Cidde'de düzenlediği olağanüstü toplantının ardından yaptığı açıklamada, "İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçları sürdürmesini engellemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili tedbirlerin alınması, İsrail'in dokunulmazlığına son verilmesi, ihlalleri ve suçlarından dolayı hesap vermesi ve yaptırım uygulanması yönündeki çabaların desteklenmesi" çağrısında bulundu.


Maddi yardım... Mısır'dan Gazze'ye karmaşık transferlerin öyküsü

Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)
TT

Maddi yardım... Mısır'dan Gazze'ye karmaşık transferlerin öyküsü

Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)

Şeyma Saad, kendisi ve ailesinin aylar önce yerinden edildiği Gazze Şeridi'nin orta kesiminde, Mısır'dan kendisine doğrudan gönderilen maddi yardımlarla, yerinden edilmiş çocukları ve komşuları beslemek için yemek organizasyonları düzenliyor. Bu yardımlar, bölge sakinlerini desteklemek için bir girişim başlatan genç gazeteci Ahmed Muhammed (müstear ad) tarafından gönderiliyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Ahmed bu yöntemi, İsrail tarafındaki sınır geçişinde ‘engellerle’ karşılaşan veya ‘girişte bilinmeyen kişiler tarafından yağmalanan’ ve bu nedenle her zaman hak edenlere ulaşmayan yardım malzemelerinin teslim edilmesindeki uzun sürecin kısayolu olarak tercih ettiğini söyledi. Ancak, Gazze Şeridi'nde bu parayı alan ve amacına uygun şekilde harcayan biri olmadığı sürece, söz konusu yöntem belirsizliğini koruyor.

Genç gazeteci, Temmuz 2024'te bu fikrini, Gazze Şeridi'nde çocuklara psikolojik danışmanlık hizmeti veren Şeyma'ya sundu ve o da hemen kabul etti. Şeyma, Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Bu fikri beğendim… Kardeşimin Mısır'da oluşu, bu karmaşık transfer sürecini kolaylaştırıyor.”

Filistinli Şeyma Saad gıda dağıtımı yapıyor.Filistinli Şeyma Saad gıda dağıtımı yapıyor.

Transfer sürecinin en önemli noktası, resmi bankacılık piyasasını etkileyen felç durumu ve finansal likidite akışındaki düşüşte yatıyor. Mısır'da ve Gazze Şeridi’nde Şarku’l Avsat'a konuşan sekiz kaynağa göre, para transferleri artık sadece üç yönteme bağlı.

İlk yöntem, banka hesapları aracılığıyla para göndermek. Bankalar sistem olarak aksama yaşamasına rağmen, uygulamalar para transferi için halen iyi çalışıyor. İkinci yöntem, özellikle birçok segmenti olan ve sektörü kapsayan Vodafone Cash gibi e-cüzdanlar veya InstaPay uygulaması aracılığıyla para transferi. Üçüncü yöntem ise Mısır'dan para alan aracılar ve bölgede onlara bağlı diğer kişiler aracılığıyla, komisyon kesildikten sonra parayı şekel olarak alıcıya teslim etmek.

‘Aracılar’

Nakit akışının Gazze Şeridi’ne ulaşmasının önündeki en büyük engel, fonların tasfiyesi. İşte tam bu noktada devreye ‘aracılar’ giriyor. Aracılar genellikle savaş süresince yüzde 10 ila 50 arasında değişen bir komisyon alırlar.

Mısır'dan aktarılan fonlarla Gazze'de gerçekleştirilen bir beslenme girişiminin organizatörleri tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsüMısır'dan aktarılan fonlarla Gazze'de gerçekleştirilen bir beslenme girişiminin organizatörleri tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsü

Aktarılan fonları kullanmanın başka bir yolu da EFT yoluyla alışveriş yapmak. Yani malları satın alıp değerini satıcının hesabına aktarmak. Ancak bu yöntem, EFT yoluyla satın alınan malların nakit ile satın alınanlara göre daha pahalı olması nedeniyle başka bir engelle karşılaşıyor.

Genç gazeteci ilk yöntemi tercih etti ve arkadaşlarından topladığı 10 bin cüneyhi (1 dolar yaklaşık 50 cüneyh) Filistin banka hesabı olan Şeyma'nın kardeşine gönderdi. Kardeşi bu parayı kız kardeşine aktardı ve Gazze Şeridi'ndeki arkadaşlarının yardımıyla bu tutarı kız kardeşi için şekele çevirdi.

Şeyma, komisyon kesintisi olmadan parayı aldı ve bu sayede mümkün olduğunca çok insanı doyurabildi. Ancak zamanla, bunu bir ‘hizmet’ olarak yapmak isteyenlerin sayısı azaldı. Şeyma'ya göre bu iş ‘komisyoncular’ tarafından ele geçirildi ve bazı komisyoncular çok fazla ücret talep etti.

‘Kıtlık’

Girişim başlatıldı ve birkaç kez tekrarlandı, ancak sonra bir engelle karşılaştı: ‘kıtlık’. Ahmed, “Zamanla, Gazze Şeridi'nde kurulan sofraların fotoğraflarını gören daha fazla insan girişime katılmak istedi. Ancak kıtlık, pazarlarda mal sıkıntısına ve fiyatlarda keskin bir artışa yol açtığı için girişim bir süre askıya alındı” ifadelerini kullandı.

Şeyma, “Birkaç sofra kurulduktan sonra fiyatlar önemli ölçüde arttı. Öyle ki ekmek ve baklagillerden oluşan tek bir öğle yemeği yaklaşık 50 dolar tutuyordu. Havaleler artık fiyat artışlarını ve komisyon oranlarını karşılayamıyordu” şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz temmuz ayında Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze'ye yardımların yeniden girmesiyle birlikte, pazarlardaki fiyatlar düşmeye başladı. Şeyma bu durumu şöyle açıkladı: “Bir kilo unun fiyatı 100 şekele (Bin Mısır cüneyhi 70 şekel) ulaştıktan sonra, 10 ve 20 şekele düştü.”

Bu sayede girişimi yeniden başlatmaya hazırlanan Ahmed şu ifadeleri kullandı: “Yiyecek için gönderilen para yetmezse çocuklara şekerleme vermeyi düşünüyoruz. Transfer yönteminin başarılı olmasına rağmen, bölgede güvenilir bir kişi olmasaydı bu mümkün olmazdı. Çünkü hak edenlere göndereceğinden emin olmadığım birine para transferi yapmak mümkün değil.”

Gazze Şeridi'ndeki kıtlık sürerken Cibaliye'de yiyecek bir şeyler hazırlayan Filistinli bir aile (AFP)Gazze Şeridi'ndeki kıtlık sürerken Cibaliye'de yiyecek bir şeyler hazırlayan Filistinli bir aile (AFP)

Bazı aileler

Gazze Şeridi'ndeki bazı ailelerin Mısır'daki akrabalarından gelen para transferleri, birçok aile için hayati öneme sahip. Mısır'da yaşayan Filistinli aktivist Rami Eman, Şarku’l Avsat'a “Bin cüneyh gönderirseniz, alıcı 70 şekelin tamamını değil, en iyi ihtimalle 50 şekel, hatta 30 şekel alır” dedi.

Eman, parayı bankalar aracılığıyla göndermeyi tercih ediyor, ancak Mısır bankaları, savaştan sonra gelen Filistinlilerin ‘oturma izni’ olmadığı için hesap açmalarına izin vermiyor. Birçok aile akrabalarına Abu Dabi İslam Bankası aracılığıyla para gönderiyor. Eman da akrabalarına yardım göndermek için bu yöntemi kullanıyor.

Yüksek komisyon ücretleri engeli

Savaşın patlak vermesiyle Mısır'da mahsur kalan Gazzeli Sadık Naim, eşi, çocukları, babası, annesi ve kardeşleri dahil tüm ailesi Gazze Şeridi'nde olmasına rağmen, aylardır ailesine para gönderemiyor. Şarku’l Avsat'a konuşan Naim şunları söyledi: “Savaşın başında, birkaç bin cüneyhlik küçük meblağlar gönderiyordum. Komisyon halen yüzde 10 ila 20 arasındaydı. Ancak savaş ilerledikçe ve komisyon arttıkça, babam onlara hiçbir şey göndermeme izin vermedi. Port Said'de bir restoranda çalışarak elde ettiğim günlük kazancım 250 cüneyhi geçmiyor. Ayda 4 bin cüneyh biriktirebilsem bile, komisyon kesildikten sonra ailem 2 bin cüneyten az, yani yaklaşık 80 şekel alacak ve bu parayla sadece 3 kilogram un alabilecekler.”

Aynı durumla 60 yaşındaki Semr eş-Şeyh de karşı karşıya kaldı. O, aylardır Gazze'deki oğluna yardım gönderemediğini söyledi. Eş-Şeyh, Kahire'nin batısında bir kreşte çalışıyor ve Mısır'da kendisi ve kızının masraflarını zar zor karşılayan düşük bir maaş alıyor. Eş-Şeyh, “Ona bir kez 100 şekel karşılığı para transfer ettim. Yüksek komisyon ve kazandığım az miktar nedeniyle artık daha fazla para gönderemiyorum” ifadelerini kullandı.


Husiler, İsrail'in son saldırısında 10 kişinin hayatını kaybettiğini ve 92 kişinin yaralandığını açıkladı

İsrail'in Husilere misilleme olarak Sana'ya düzenlediği saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)
İsrail'in Husilere misilleme olarak Sana'ya düzenlediği saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)
TT

Husiler, İsrail'in son saldırısında 10 kişinin hayatını kaybettiğini ve 92 kişinin yaralandığını açıkladı

İsrail'in Husilere misilleme olarak Sana'ya düzenlediği saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)
İsrail'in Husilere misilleme olarak Sana'ya düzenlediği saldırının ardından yükselen alevler (Reuters)

İran destekli Husiler, son İsrail saldırılarında hayatını kaybeden ve yaralananların sayısının 102'ye yükseldiğini açıkladı. Hamas'a desteğini yineleyen Husiler, İsrail ve çıkarlarını hedef almaktan vazgeçmeyeceklerini ve saldırılarına devam edeceklerini bildirdi.

Husi hükümetinin Sağlık ve Çevre Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail'in Sana'nın güneyindeki 60. Cadde'deki petrol şirketi istasyonunu ve Haziz Elektrik Santrali’ni hedef alması sonucu 10 kişinin hayatını kaybettiğini, 7'si çocuk ve 3'ü kadın olmak üzere 92 kişinin de yaralandığını belirtti.

Ağır yaralıların sayısının fazla olması nedeniyle daha fazla vefat beklenirken, Husilerin siyasi bürosu saldırıları ‘Husilerin Gazze Şeridi'ne desteğini sürdürmesini engellemek için çaresiz bir girişim’ olarak nitelendirdi. Siyasi büro tarafından yapılan açıklamada, İsrail saldırılarının Husilerin kontrolünde bulunan bölgelerde iç cephenin bütünlüğünü etkilemeyeceği vurgulandı.

İsrail ordusu dün, 20 Temmuz 2024'ten bu yana Husilere karşı 14. misilleme saldırısını başlattı ve Yemen’in başkenti Sana'daki enerji tesislerini ve askeri kompleksleri hedef aldı.

İsrail'in Husilerin kontrolündeki Yemen'in başkenti Sana'ya düzenlediği saldırılar sonucu büyük yangın çıktı. (Reuters)İsrail'in Husilerin kontrolündeki Yemen'in başkenti Sana'ya düzenlediği saldırılar sonucu büyük yangın çıktı. (Reuters)

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, saldırının ‘doğru istihbarat bilgilerine dayanılarak’ gerçekleştirildiğini ve ‘Husi terör rejimine ait askeri altyapıyı’ hedef aldığını belirtti. Bu altyapı, grubun kontrolündeki Başkanlık Sarayı’nı, Haziz ve Asr elektrik santrallerini ve bir yakıt depolama tesisini içeriyordu.

İsrail'in açıklamasında, Sana'daki Başkanlık Sarayı’nın Husilerin askeri faaliyetlerini yönetmek için kullanıldığı ve iki elektrik santralinin hedef alınmasının, bu grubun enerjiyi askeri amaçlarla kullanma kabiliyetini sınırlayacağı belirtildi. Ayrıca örgüt, ‘İran'ın rehberliği ve finansmanı altında’ faaliyet gösterdiği ve Kızıldeniz'i uluslararası nakliye ve ticari gemileri tehdit etmek için kullandığı suçlamasıyla da karşı karşıya kaldı.

İsrail medyası Sana'da yaklaşık 50 hedefin vurulduğunu bildirirken, Husi milisleri sadece 60. Cadde'deki petrol istasyonunun ve Haziz Elektrik Santrali’nin hedef alındığını kabul ederek, hava savunma sistemlerinin ‘füzelerin çoğunu başarıyla etkisiz hale getirdiğini’ iddia etti.

Karşılıklı gerilim

İsrail ordusunun verilerine göre, mart ayından bu yana Husi milisleri İsrail'e 55'ten fazla balistik füze ve çok sayıda insansız hava aracı (İHA) ateşledi. İsrail ordusu, bu saldırıların çoğunun hedeflerine ulaşmadan engellendiğini doğruladı.

Husilerin deniz operasyonları, geçen ay iki Yunan gemisinin batırılması, dört denizcinin öldürülmesi ve 11 kişinin esir alınmasıyla sonuçlandı. Böylece gerilimin başlamasından bu yana batırılan gemi sayısı dörde yükseldi.

İsrail saldırıları, Husi milislerinin kontrolü altında bulunan Sana'daki merkezi yakıt istasyonunu tahrip etti. (EPA)İsrail saldırıları, Husi milislerinin kontrolü altında bulunan Sana'daki merkezi yakıt istasyonunu tahrip etti. (EPA)

Kasım 2023'ten bu yana Husi milisleri İsrail'e 200'den fazla füze ve İHA fırlattı. Ancak 19 Temmuz 2024'te Tel Aviv'deki bir apartmana isabet eden İHA’nın bir kişiyi öldürmesi dışında önemli bir sonuç elde edemediler.

Örgüt, deniz saldırılarının ‘İsrail gemilerini veya İsrail limanlarıyla bağlantılı gemileri’ hedef aldığını söylüyor. Ancak uluslararası toplum bunları ‘küresel ticareti ve uluslararası deniz güvenliğini tehdit eden ayrım gözetmeyen saldırılar’ olarak nitelendiriyor.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, daha önce Husilere Tahran'ı vuran saldırılara benzer bir ‘bedel’ ödeyecekleri konusunda uyarıda bulunmuştu. Önceki saldırı dalgaları, Sana Havaalanı’nı, yakıt depolarını, çimento fabrikalarını ve elektrik santrallerini hedef aldı.

Sana'daki bir petrol tesisini hedef alan İsrail hava saldırısının yol açtığı hasarı inceleyen insanlar (AFP)Sana'daki bir petrol tesisini hedef alan İsrail hava saldırısının yol açtığı hasarı inceleyen insanlar (AFP)

Yemen hükümeti, Husi saldırılarının grubun iddia ettiği gibi sadece ‘Gazze Şeridi'ne destek’ amacı taşımadığını, İran'ın Yemen'i bölgesel bir pazarlık kozu olarak kullanma ve Tahran'ın bölgedeki etkisini genişletme stratejisinin bir parçası olduğunu söylüyor.

Diğer yandan İsrail, Husi rejiminin saldırgan saldırılarına karşı güçlü bir şekilde hareket etmeye devam edeceğini taahhüt ederek, ‘vatandaşlarına yönelik her türlü tehdide, ne kadar uzak olursa olsun, karşılık verme kararlılığında olduğunu’ vurguladı.

Bu gelişme, Birleşmiş Milletler'in (BM) Husilerin kontrolü altında bulunan bölgelerdeki enerji tesisleri ve sivil depoların hedef alınmaya devam edilmesinin durumu daha da kötüleştireceği ve zaten temel hizmetlerin çökmesi ve yakıt ve elektrik kıtlığıyla karşı karşıya olan halkın acılarını daha da artıracağı uyarısında bulunmasının ardından geldi.