Suudi Arabistan'ın gelecek yıl için ulusal yatırım stratejisi ve uzmanlaşmış ekonomik şehirler kurma planı

Suudi Arabistan başkanlığındaki G20 Zirvesi, ilk kez sanal olarak düzenlendi. (Fotoğraf: Meşal el-Kadir)
Suudi Arabistan başkanlığındaki G20 Zirvesi, ilk kez sanal olarak düzenlendi. (Fotoğraf: Meşal el-Kadir)
TT

Suudi Arabistan'ın gelecek yıl için ulusal yatırım stratejisi ve uzmanlaşmış ekonomik şehirler kurma planı

Suudi Arabistan başkanlığındaki G20 Zirvesi, ilk kez sanal olarak düzenlendi. (Fotoğraf: Meşal el-Kadir)
Suudi Arabistan başkanlığındaki G20 Zirvesi, ilk kez sanal olarak düzenlendi. (Fotoğraf: Meşal el-Kadir)

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, önümüzdeki yıl yabancı yatırımların hacmini artıracak ulusal yatırım stratejisi geliştirildiğini açıkladı. Falih aynı zamanda, 2020’nin ilk altı ayındaki yabancı yatırımların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 arttığını bildirdi.
Başkent Riyad'da dün düzenlenen G20 2020 Zirvesi'nde konuşan Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih, grubun gücünü üye ülkelerin bireysel yeteneklerinden aldığını ve grubun dünya ekonomilerini ilerletmek için çözümler bulmaya yönelik çabalar gösterdiğini belirtti.  "G20, dünyaya rehberlik etmek ve gelecekle nasıl başa çıkılacağını göstermek amacıyla büyük bir çaba gösteriyor ve bu yönde adımlar atıyor.”
Bakan Falih, doğrudan yabancı yatırım geliştirme hedefinin "çok daha yüksek" olacağını belirterek, Krallığın yatırım geliştirme çabaları çerçevesinde Yatırım Bakanlığı’nın önümüzdeki yıl içeride yatırım fırsatlarını artırmayı içeren bir ulusal yatırım stratejisi üzerinde çalıştığını açıkladı.
Krallığın bu bağlamda attığı ciddi adımlara dikkati çeken Falih, bölgesel ve yabancı yatırımcıların yer aldığı sanayi kentleri ve çok faaliyetli özel ekonomik bölgelerin kurulması planlarından bahsederek, "Suudi ve yabancı yatırımcılara tam mülkiyet hakkı verilecek" dedi.
Falih açıklamasında, cazip ve hedeflenen sektörlerin, çalışmak için uygun ve sağlıklı bir yatırım ortamının yaratılması dikkate alınarak Krallığın bir dizi bölgesinde kurulacak bu şehirler içinde yer alacağını, bu sektörler arasında turizm, kültür, spor, sanayi, yapay zeka, teknoloji ve sağlık olduğunu belirtti. 
Yatırım Bakanı, söz konusu planın tarihi hakkında yaptığı açıklamada, "Suudi Arabistan önümüzdeki yıl açılışını yapacak. Ayrıca, daha büyük miktarlarda yatırım çekme hedeflerinin yanı sıra, başta yenilenebilir enerji, bulut bilişim ve eğlence gibi alanlar olmak üzere Suudi Arabistan'ın hedeflediği bir dizi alanda nitel büyümeye de odaklanılacak" dedi. 
Söz konusu alanların ülke üzerindeki etkisi konusunda iyimser açıklamalarda bulunan Falih, "Suudi Arabistan'ın 2023 Vizyonu projesi, ülkenin petrol üzerinde yoğunlaşan ekonomi odağını yeni ekonomik bölgeler oluşturarak çeşitlendirmeye odaklanıyor. Ülke, güçlü bir ekonomi ve güçlü bir özel sektör ile Kovid-19 salgınıyla baş edebiliyor” diye konuştu. Suudi Arabistan’ın mevcut enerji durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Falih, "Dünyanın hala tüm enerji kaynaklarına ihtiyacı olduğunu, son petrol krizinin Suudi Arabistan'ın aştığı ilk sorun olmadığını” vurguladı.
Suudi Arabistan’ın ekonomik durumu hakkında açıklamalarda bulunan Falih, Suudi Arabistan'ın bu yıl yarım trilyon dolarlık uluslararası rezerve sahip olduğunu belirterek, Krallığın ekonomisinin dünyadaki en esnek ekonomilerden biri olduğunu ifade etti. Falih açıklamasında, 2020 yılında Suudi ekonomisinin performansına ilişkin doğru tahminlerde bulunan IMF beklentilerine atıfta bulunarak, "Suudi Arabistan bir kez daha krizlere karşı mücadeledeki yeteneğini kanıtladı. Hükümetimiz dünyanın en iyileri arasında” dedi.
Bakan Falih, gelişmekte olan ülkelerin borçlarıyla alakalı yaptığı açıklamada, G20 ülkelerinin koronavirüs nedeniyle ülke borçlarının yüzde 40'ını askıya alarak ve aynı zamanda dünya ülkelerini pandeminin etkilerinden kurtarmayı hedefleyerek çok önemli bir adım attığını vurguladı.
Dünyanın yaşadığı krizlere ve özellikle mevcut koronavirüs salgını koşullarına karşı mücadele etmek için dünya ülkeleri arasında uyumlu çabaların gerekli olduğunu belirten Falih, koronavirüse karşı aşı geliştirme çabalarını desteklemek için 21 milyar dolar tahsis edildiğini açıkladı. Falih, “Koronavirüs krizi hala mevcut ve bununla mücadele etmek için en iyi çözümleri bulma çalışmaları devam ediyor" diye konuştu.
Suudi ekonomisi dünyadaki en dayanıklı ekonomilerden biri 
Koronavirüs salgınıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Falih, G20 ülkelerinin bu yıl salgınla mücadele etmek için yoğun çabalar gösterdiğini vurgulayarak, Riyad'ın koronavirüs krizi ve petrol fiyatlarındaki büyük düşüşün zorluklarıyla mücadele ederek Suudi ekonomisinin dünyadaki en dayanıklı ekonomilerden biri olduğunu kanıtladığını kaydetti.
Suudi Arabistan’ın kriz karşısında sağlık sektörünün yeterliliğini ve rekabet gücünü kanıtladığını belirten Falih, Suudi Arabistan hükümetinin erkenden kapanma kararı almasının salgını kontrol altına almasına yardımcı olduğunu vurguladı. Hükümetin aldığı kararlar sayesinde salgınla baş etmede başarılı olduğunu kanıtladığını belirten Falih, "Koronavirüs krizi, ülkelerin krizlerle başa çıkma konusundaki farklılıklarını gösterdi" dedi.
Yatırım Bakanı, bu yılki G20 zirvesinin dünyayı koronavirüsün zorluklarıyla mücadele kapsamında geleceğe hazırlama noktasında önemli olduğunu vurgulayarak, 2020 yılını zorlukların büyüklüğü açısından istisnai bir yıl olarak nitelendirdi. Suudi Arabistan'ın G20 zirvesine başkanlık ettiği dönemin, eşi görülmemiş bir zorlukla karşı karşıya olduğunu ve dünyayı içinde bulunduğu krizlerden kurtarmak için çifte roller üstlendiğini ifade etti.
Dünyadaki büyük ekonomik kayıplarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Falih, "Suudi Arabistan'ın, G20 başkanlığı nedeniyle uyumlu çabalar üzerinde çalışmasını ve uluslararası ve çok taraflı kuruluşların rolünü yeniden canlandırmasını gerektirdiğini, herkesin katılımının etkisinin doğal olarak ülkelerin bireysel rollerinden çok daha büyük olacağını" belirtti.
Son olarak Falih, Suudi Arabistan'ın başkanlığını yaptığı G20 ülkelerinin bu yıl oynadığı rolle ilgili olarak, "Bu yılki G20 zirvesinin attığı adımlar sadece pandeminin etkileri ile sınırlı kalmayacak” dedi. Falih, “Dünya Ticaret Örgütü’nün 12 ülkenin gümrük vergilerini düşürmeye başladığını ve ekonomik gerilemenin azaltılmasının G20 ülkelerinin ekonomiyi koruma adımlarından olduğunu” belirtti.



NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

TT

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) sahibi olduğu NEOM'daki gelişme hızı, Oxagon ve NEOM Yeşil Hidrojen projelerinin üretim ve işletmeye yaklaşmasıyla birlikte hızlanıyor. Söz konusu projeler, Suudi Arabistan’ın temiz enerji ve ileri endüstrilere geçişinde önemli bir rol oynuyor. Bu adım, karbon emisyonlarının azaltılması ve ulusal ekonominin çeşitlendirilmesini hedefleyen Vizyon 2030 çerçevesindeki çalışmalar kapsamında atılıyor. Yenilenebilir enerji ve teknolojik yenilik temelli entegre sanayi ve teknoloji ekosistemlerinin inşası yoluyla, NEOM’un sürdürülebilir sanayiler ve geleceğin teknolojileri alanında küresel bir merkez olarak konumunu güçlendirmesi amaçlanıyor.

İşletme ve bakım

NEOM Yeşil Hidrojen Şirketi CEO'su Visam el-Gamidi, şirketin 2026'da test ve devreye alma aşamalarını tamamladıktan sonra 2027'de ticari üretime başlamaya hazırlandığını duyurdu. Bu projenin, Suudi Arabistan’ın temiz enerjiye geçişinin en önemli dayanaklarından biri olduğunu ve karbonsuzlaşma ve net sıfır emisyon hedefleri olan Vizyon 2030 hedefleriyle uyumlu olduğunu açıkladı.

Şirketin ACWA Power, Air Products ve NEOM arasında bir ortak girişim olduğunu ve NEOM projesi kapsamındaki sanayi şehri Oxagon'da bulunduğunu belirtti. Proje üç ana tesisten oluşuyor: Oxagon'daki hidrojen üretim tesisi, yaklaşık 80 kilometre doğuda bulunan güneş enerjisi sahası ve yaklaşık 120 kilometre kuzeydeki rüzgâr türbini sahası.

El-Gamidi, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, projenin toplam üretim kapasitesinin 2026 yılı sonuna kadar hidrojen tesisine güç sağlamak için 4 gigawatt olacağını ve ticari üretimin ertesi yıl 2027'de başlayacağını açıkladı. Tesis, günde 600 ton hidrojen üretebilecek; bu hidrojen, yılda 1,2 milyon ton amonyağa dönüştürülecek ve projenin bir parçası olarak inşa edilen deniz rıhtımı da dahil olmak üzere tesise ait özel bir liman üzerinden sevk edilecek. El-Gamidi, şirketin yaklaşık iki yıl önce inşaat aşamasına girdiğini ve şu anda inşaat aşamasının yüzde 80'inden fazlasını tamamladığını, güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin ise ileri aşamalarda olduğunu ve 2026 yılında hidrojen tesisine test ve işletme için enerji sağlamaya hazır olduğunu bildirdi.

El-Gamidi, şirketin sadece fabrikayı inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda kurumsal yapısını da kurduğunu, bugüne kadar yaklaşık 350 çalışanı istihdam ettiğini, operasyonlar, bakım ve tüm destek fonksiyonları için gerekli yetenekleri çektiğini açıkladı. Şirket ayrıca, bu gelecek vaat eden sektöre katılmak üzere yeni mezunları eğitmek ve nitelik kazandırmak için özel eğitim programları başlattı.

El-Gamidi, şirketin Oxagon bölgesinde bulunmasının ve limanın hidrojen tesisine yakın olmasının projenin başarısında belirleyici bir rol oynadığını belirtti. El-Gamidi’ye göre, tüm rüzgâr türbinleri Neom Limanı ve Oxagon hizmetleri üzerinden ithal edildi. Ayrıca hidrojen tesisinin ana ekipmanları ve birçok diğer ekipman da Neom Limanı ve Oxagon üzerinden getirildi.

Oxagon'un sanayi bölgesindeki yatırımcılara NEOM'da lisans ve izinler, liman hizmetleri, mühendislik ve lojistik hizmetlerini içeren entegre bir sistem sağladığını ve bunun da projenin uygulama aşamalarında önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladığını belirtti.

El-Gamidi, bugün inşa edilenin sadece bir istasyon değil, küresel bir model haline gelecek yeni bir endüstrinin başlangıcı olduğunu vurgulayarak, büyük ölçekli bir hidrojen endüstrisi kurmanın ve onu geleceğe taşımanın mümkün olduğunu dünyaya kanıtladığını ifade etti.

Projenin ekonomik ve sosyal etkisi hakkında konuşan el-Gamidi, şirketin NEOM Yeşil Hidrojen Projesi kapsamında 300 ila 350 arasında doğrudan istihdam sağlayacağını ve bunların çoğunun halihazırda doldurulduğunu, ayrıca destekleyici sektörlerde bu sayının 6 ila 7 katı arasında dolaylı istihdam yaratacağını açıkladı.

Projenin NEOM'da yer almasının, tesisin bakımını ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini desteklemek için sürekli endüstriyel hizmetlere ihtiyaç duyulacağı anlamına gelen, yukarı ve aşağı akış hizmetlerinin geliştirilmesine kapı açacağını belirtti. Suudi Arabistan'daki hidrojen endüstrisinin yapay zekâ, dijitalleşme ve mühendislik çözümleri gibi alanlarda uzmanlaşmış birçok şirketi çekeceğini ve Suudi ekonomisinin çeşitlendirilmesi için yeni bir dayanak noktası olacağını vurguladı.

Gelecekteki fırsatlar

Oxagon CEO'su Vishal Wanchoo ise projenin NEOM'da ileri ve temiz endüstrilere ev sahipliği yaptığını ve bölgenin ana ekonomik itici güçlerinden biri olduğunu vurguladı. Oxagon'daki çalışmaların 2021'de planın başlatılmasından bu yana önemli ilerleme kaydettiğini açıkladı. Şehrin, Neom limanı çevresindeki Kızıldeniz'de, özellikle Avrupa ve Afrika olmak üzere birçok coğrafi bölgeye mükemmel erişim sağlayan stratejik bir konumda bulunduğunu ve bu nedenle ürün ihracatı ve Suudi Arabistan'a hizmet vermek için ideal bir yer olduğunu belirtti.

Wanchoo, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Neom Limanı’nın halihazırda faaliyete geçtiğini ve endüstriyel şirketleri Oxagon'da iş kurmaya çekmek için çabaların sürdüğünü, Neom Yeşil Hidrojen Projesi’nin ise yeşil hidrojenin büyük ölçekli üretimi için ilk büyük proje olduğunu bildirdi. Ayrıca, Oxagon'un endüstriyel şehir için odaklandığı temel alanlar olan yapay zekâ veri merkezlerini genişletmenin ve genel olarak yapay zekâ sistemini geliştirmenin yanı sıra entegre bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak için çalıştığını da doğruladı.

Wanchoo, Neom Limanı’nın şu anda Yeşil Hidrojen Projesi’ne malzeme tedarik ederek ve karmaşık sevkiyatlar gerçekleştirerek hizmet verdiğini açıkladı ve projenin gelecekteki fırsatlarına yönelik büyük heyecanı vurguladı. Ayrıca, Oxagon'un önceliklerinden birinin kapsamlı bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak olduğunu belirterek, yeşil hidrojen alanındaki çalışmaların yaklaşık dört yıl önce başladığını ve geleneksel enerjiden temiz enerjiye geçişin devam ettiği göz önüne alındığında, Krallığa hizmet etmek ve ihracat kapasitesini artırmak için yenilenebilir enerji sisteminin tüm unsurlarının geliştirilmesinin önemini vurguladı.

Wanchoo, Oxagon’un odaklandığı ilk üç temel sütunun, rüzgâr enerjisi teknolojisinin geniş ölçekte yerli üretimi, güneş enerjisi teknolojisinin orta ve nihai aşamalarda yerli olarak üretilmesi ve yüksek üretim kapasitesine sahip bu tesislerin hem Suudi Arabistan’ın yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılaması hem de ihracat pazarlarına hizmet etmesi olduğunu belirtti. Ayrıca, yenilenebilir enerji ekosisteminin kilit unsurlarından biri olarak batarya teknolojilerinin geliştirilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü ifade eden Wanchoo, bu alanda projenin önemli bir ilerleme kaydettiğini vurguladı.

Temiz ve teknik endüstrilerle ilgili olarak, Oxagon'un tüm faaliyetlerinin doğası gereği temiz enerji olan yenilenebilir enerji etrafında döndüğünü açıkladı. Hedefin yenilenebilir enerji bileşenlerinin üretimi ile sınırlı olmadığını, Oxagon'daki tüm endüstrilerin tamamen yenilenebilir enerji kullanarak çalıştırılmasına kadar uzandığını vurguladı. NEOM Yeşil Hidrojen Projesi'nin en büyük yenilenebilir enerji üretim projelerinden biri olduğunu ve tamamen temiz enerjiyle çalıştığını, bu sayede Oxagon'daki diğer endüstrilere de aynı enerjiyi sağladığını belirtti.

Wanchoo, teknik alandaki odak noktalarının yapay zekâ olduğunu belirterek, yapay zekâ ile yenilenebilir enerji arasında yakın bir bağlantı bulunduğunu vurguladı. Günümüzde yapay zekânın karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu, zira bu alanın soğutma amaçlı büyük miktarda enerji ve su tükettiğini söyledi. Bu nedenle, Oxagon, sürdürülebilir çözümler benimsemeye özen gösteriyor. Şehirde kurulacak dev yapay zekâ veri merkezi, yenilenebilir enerji ile çalışacak ve soğutma için deniz suyu kullanılacak; böylece operasyonların ve kullanılan teknolojilerin sürdürülebilirliği sağlanmış olacak.

Wanchoo ana hedefin bu görüşmeleri ilerletmek ve şirketlerin faaliyetlerine başlayabilmeleri için anlaşmaları sonuçlandırmak olduğunu vurguladı. Yenilenebilir enerji ve yapay zekâ projelerinin hızlı büyümesi göz önüne alındığında, planın 2026 yılı sonundan önce endüstriyel üretime başlamak ve 2027 yılına kadar tam üretime ulaşmak olduğunu belirtti.


Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
TT

Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve ABD kara kuvvetleri arasındaki ortak askeri tatbikat "Quincy-1" dün Fort Irwin askeri üssünde başladı.

Tatbikat, operasyonel hazırlığı artırmayı, uzmanlık alışverişinde bulunmayı ve çeşitli muharebe ortamlarında ortak operasyonların entegrasyonunu amaçlıyor.

Resim   Ortak tatbikat manevraları “Quincy-1” Fort Irwin askeri üssünde başladı, (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Yaklaşık bin 200 mil karelik bir alanı kaplayan dev Fort Irwin askeri üssü, Kaliforniya ve Nevada eyaletleri arasında, Mojave Çölü'nün kalbinde yer almaktadır.


Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)

ABD, Suudi Arabistan'ın 48 adet F-35 savaş jeti satın alma teklifini değerlendiriyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan ABD'li yetkililer, Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) teklif üzerinde aylardır çalıştığını belirtiyor. 

Pentagon'daki politika departmanından geçen teklifin, bakanlıktaki üst düzey yetkililer tarafından değerlendirmeye alındığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan nihai satış kararı için kabine düzeyinde ilave onaylar, Kongre'ye bildirim ve Donald Trump'ın imzası gerekecek.

Haberde, Suudi Arabistan yönetiminin, uçakları satın almak için doğrudan Trump'la iletişime geçtiği aktarılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 18 Kasım'da Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Sürecin bu görüşmeden önce hızlandırıldığı ifade ediliyor. 

Analizde, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı koymak amacıyla Riyad yönetiminin yıllardır bu savaş uçaklarını istediğine işaret ediliyor. 

Washington'ın Riyad'la savunma işbirliğini geliştirmeye açık olduğunu göstermesi üzerine Suudi Arabistan'ın jetler için tekrar teklifte bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nde Boeing yapımı F-15'ler ve Avrupa menşeli Tornado ve Typhoon savaş jetleri yer alıyor. 

Trump, mayıstaki Ortadoğu turunda Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş, iki ülke arasında 142 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştı. Beyaz Saray'ın "tarihin en büyük savunma satış anlaşması" diye nitelediği anlaşma hava ve füze sistemlerinden iletişim teknolojilerinin 

geliştirilmesine kadar birçok kalemi içeriyordu. 

Öte yandan satışın gerçekleşmesinin, ABD'nin Ortadoğu'daki politikasında önemli bir değişime işaret edeceği belirtiliyor. 

Ortadoğu'da filosunda F-35 bulunan tek ülke İsrail. Washington silah satışlarıyla İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğünü" sağlama politikası yürütüyor ancak bu jetlerin Suudi Arabistan'a da satılmasının, bölgedeki "askeri dengeleri değiştirebileceğine" dikkat çekiliyor. 

Israel Hayom'daki analizde de bu hamlenin "İsrail'in bölgedeki askeri hakimiyetine meydan okuma" anlamına geleceği yazılıyor. 

Riyad yönetimi, F-35'leri satın almak için eski ABD Başkanı Joe Biden'la da görüşmüştü. Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi çerçevesinde bu satışların gerçekleştirilebileceği bildirilmişti. Ancak iki ülke arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. 

Independent Türkçe, Reuters, Israel Hayom