Koronavirüse karşı kullanılan ultraviyole ışınlar hasara yol açıyor

Ultraviyole ışınlar korneada ağrıya ve iltihaba neden oluyor. (Bascom Palmer Enstitüsü)
Ultraviyole ışınlar korneada ağrıya ve iltihaba neden oluyor. (Bascom Palmer Enstitüsü)
TT

Koronavirüse karşı kullanılan ultraviyole ışınlar hasara yol açıyor

Ultraviyole ışınlar korneada ağrıya ve iltihaba neden oluyor. (Bascom Palmer Enstitüsü)
Ultraviyole ışınlar korneada ağrıya ve iltihaba neden oluyor. (Bascom Palmer Enstitüsü)

Miami Üniversitesi Bascom Palmer Göz Enstitüsü’nden araştırmacıların yer aldığı ve“Immunology of Ocular Infection” dergisi tarafından yayımlanan bir çalışma, Kovid-19’a karşı sterilazyonda kullanılan ve ultraviyole ışınlar yayan cihazların, Keratit olarak bilinen, kornea dokusunun iltihaplanmasınayol açtığını ortaya koydu.
Ultraviyole ışınlar yayan bu cihazlar genellikle evlerde ve ofislerde, koronavirüse karşı kullanılıyor.
Çalışmada, pandemide insanları virüsten korumak için tasarlanan antiseptik aydınlatma cihazlarının virüsleri yok etmede etkili olup olmadığı bilgisi ise yer almıyor.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), yakın zamanda yayımlanan bir raporda ultraviyole ışınların kullanıldığı aydınlatma cihazlarının her zaman güvenli olmadığını ve virüsleri yok etmedeki performanslarının ne kadar etkili olduğunun bilinmediğini bildirdi. Ayrıca gözde ağrı ve iltihaba, ciltte ise yanık benzeri reaksiyonlara sebep olabileceği için ışınlara doğrudan maruz kalmamak gerektiği konusunda uyardı.
Miami Üniversite’sinin internet sitesinde 25 Kasım’da yayınlanan bir raporda çalışmanın baş araştırmacısı Jesse Sengillo’nun şu açıklaması yer aldı:
“Salgının zirve yaptığı dönemde tahriş, ağrı ve ışık hassasiyetinden şikayetçi hasta sayılarında artış olduğunu fark ettik. Bunların, virüsleri yok etmek için kullanılan ultraviyole (UV) ışınlar yayan aydınlatma cihazlarına doğrudan maruz kalınması sonucu oluşabileceğini düşündük. Bu durum hastalar için gerçekten çok acı verici olabilir. Hastalar genellikle topikal uygulama ve antibiyotik tedavileri ile iyileştiriliyor.”
Kar körlüğü (Fotokeratit), korneanın aşırı radyasyona maruz kalması sonucu oluşuyor. Bu durum, atmosfer tarafından daha az UV ışınlarının emildiği yüksek rakımlarda, ortamdaki su, kar veya diğer yansıtıcı yüzeylerin bulunduğu yerlerde olanlarda birkaç saat içinde görülebiliyor. Söz konusu duruma maruz kalan kişiler, gözlerinde yanma hissi ve bazen de ışığa karşı şiddetli hassasiyet yaşıyorlar.
Piyasada birçok antiseptik özellikte aydınlatma cihazı bulunuyor. Söz konusu cihazların evde kullanımı güvenli olsa bile müşterilerin gözlere ve cilde zararını önleme noktasında üreticilerin tavsiyelerini dinlemeleri oldukça önem taşıyor.
Çalışmada yer alan diğer bir diğer araştırmacı, Anne Kunkler konuya dair şunları söyledi:
“İletişimde olduğumuz birçok hastanın bu tavsiyelerden haberi yok. Birçoğu iş yerlerinde, bilgileri olmadan bu ışınlara maruz kaldı. Bu yüzden en iyisi UV ışınlar yayan cihazlar çalıştığı esnada kişilerin bulundukları alanları terk etmesidir. Farklı sürelerde bu ışınlara doğrudan maruz kalanlar ve bir kaç saat sonrasında kendilerini rahatsız hissedenler tıbbi yardım almak için başvuruyorlar.”
Dr. Sengillo ve meslektaşları, söz konusu cihazlara maruz kalan ve göz rahatsızlığı yaşayan herkese bir göz doktoruna başvurmasını tavsiye ediyorlar.
Sengillo, çalışmanın salgınla ilişkisine dair de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Son zamanlarda Kovid-19 ilgili birçok yayın yapılıyor. Önemli olan kamuoyundaki kafa karışıklığını önlemek için doğru ve sorumluluk sahibi bir şekilde bilgiler yayınlamak. Bizim çalışmamız bu soruları yanıtlamak için tasarlanmadı. Bu aydınlatma cihazlarını kullanacaksanız çeşitli hasarlara neden olmaması için üreticisinin önerilerini yakından takip ettiğinizden emin olmalısınız.”
Sertifikaları bulunan bu cihazlarla ilgili riskler olduğuna dikkat çekilen çalışmada üretici talimatlarına uyulması tavsiye ediliyor.
Konuya dair açıklamalarda bulunan Mısır Sağlık Bakanlığı’ndan Dr. Halid Kura, korona krizini kötüye kullanan ve sağlık açısından çok fazla yan etkisi bulunan birçok sahte aydınlatma cihazı çeşidi satıldığına dikkat çekti.
Kura, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi:
“Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) dahil birçok kurum, piyasada isim yapmış markalar tarafından üretilen cihazları dahi tavsiye etmiyor. Kaldı ki piyasada ismi bile bilinmeyen çeşitli şirketlerin sahte cihazları var.”



Netflix'ten gerilim dolu yeni dizi: Homeland'in ödüllü yıldızı başrolde

Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
TT

Netflix'ten gerilim dolu yeni dizi: Homeland'in ödüllü yıldızı başrolde

Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)

Netflix, Claire Danes ve Matthew Rhys'in başrollerini paylaştığı mini dizi The Beast in Me'nin ilk fragmanını yayımladı.

Gergin bir müziğin tüm fragmana eşlik ettiği etkileyici açılışta şu sözler duyuluyor:

Biz... Hepimiz... Canavarlara çekiliriz. Gerçekten hayatta olduğumuzu kanıtlamak için ölümle flört ederiz. Ve eğer duramazsak, yaktığımız o küçük ateş bir gün bütün evi yakabilir... Hem de biz içindeyken.

The Beast in Me, küçük oğlunun trajik ölümünden sonra inzivaya çekilen, yazamaz hale gelmiş ünlü yazar Aggie Wiggs'in hikayesini anlatıyor. Aggie, komşu eve taşınan ünlü ve acımasız emlak kralı Nile Jarvis'in geçmişte karısının ortadan kaybolmasında baş şüpheli olduğunu öğrenince yeni kitabı için beklenmedik bir ilham buluyor.

Hem dehşete kapılan hem de büyülenen Aggie, kendini gerçeğin peşine takıntılı biçimde düşerken buluyor. Ancak bu kedi-fare oyunu, sonunda ölümcül bir kovalamacaya dönüşebilir.

Dizinin ismi, efsanevi müzisyen Johnny Cash'in meşhur şarkısından geliyor. Ancak yapımcı Howard Gordon'a göre seçimin ardında daha derin bir anlam var. "Bu, hepimizin suç ortaklığıyla ilgili" diyor Gordon: 

İster Monica Lewinsky, ister Amanda Knox, ister Nile Jarvis... Bazen hızlıca varsayımlarda bulunuyoruz. Ama olaya başka bir açıdan bakmaya zorlandığımızda, anlatıyı değiştirmek için alçakgönüllülüğe ve şefkate sahip miyiz?

Oyuncu kadrosunda Brittany Snow ve Natalie Morales'in yanı sıra Jonathan Banks, David Lyons ve Tim Guinee gibi konuk yıldızlar da yer alıyor.

46 yaşındaki Claire Danes aynı zamanda dizinin yürütücü yapımcılarından biri. Gizem türündeki yapım, The X-Files'la tanınan Gabe Rotter tarafından yaratıldı ve yazıldı. 

Homeland'le tanınan Howard Gordon ise dizi sorumlusu, yazar ve yürütücü yapımcı koltuğunda oturuyor. Ekibin diğer yapımcıları arasında Jodie Foster, Conan O'Brien ve Severance'tan Caroline Baron da var. 

The Staircase'le tanınan Antonio Campos ise dizinin yönetmenliğini üstlenirken aynı zamanda yapımcı ekibinde de yer alıyor.

The Beast in Me, 13 Kasım Perşembe günü Netflix'te izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, Deadline, ScreenRant


X-Men yıldızı, Avengers: Doomsday'i övgüye boğdu

51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)
51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)
TT

X-Men yıldızı, Avengers: Doomsday'i övgüye boğdu

51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)
51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)

X-Men yıldızı James Marsden, Avengers: Doomsday hakkında ipuçları verdi. Cyclops rolüyle tanınan oyuncu, filmin "gerçekten özel bir yapım" gibi hissettirdiğini belirtti.

Marsden, bu yılki Emmy Ödülleri'nin kırmızı halısında Variety'ye yaptığı açıklamada, "Çok heyecan verici. Bunun özel bir şey olduğunu hissedebiliyorsunuz. Dünya bu filme ve bu dünyaların çarpışmasına hazır" dedi.

Marsden, 2006 yapımı X-Men: Son Direniş'ten (X-Men: The Last Stand) bu yana ilk kez Scott Summers yani Cyclops rolüne geri dönüyor. 

Oyuncuya, Avengers: Doomsday'de X-Men serisinden eski rol arkadaşları Patrick Stewart, Ian McKellen, Alan Cumming, Kelsey Grammer ve Rebecca Romijn eşlik edecek. Böylece bu mutantlar Marvel Sinematik Evreni'ne ilk kez adım atmış olacak.

Filmin dev kadrosunda ayrıca Robert Downey Jr., Chris Hemsworth, Anthony Mackie, Paul Rudd, Pedro Pascal, Vanessa Kirby, Joseph Quinn, Ebon Moss-Bachrach, Letitia Wright, Channing Tatum, Sebastian Stan, Florence Pugh, Lewis Pullman ve David Harbour gibi isimler yer alıyor. Avengers: Sonsuzluk Savaşı (Infinity War) ve Endgame'i yöneten Russo kardeşler bir kez daha yönetmen koltuğunda.

Deadpool & Wolverine'de Gambit rolünde izleyicinin karşısına çıkan Channing Tatum ise geçen hafta Variety'ye röportajda film için şunları söylemişti:

Devasa bir film demek bile yetersiz kalıyor. Daha büyük bir kelime bulamıyorum. Bu filmin ne kadar büyük olacağını anlatmaya kelimelerim yetmiyor. İnsanların aklını başından alacak.

Avengers: Doomsday, 18 Aralık 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, Variety


Bilim insanları 4 yaygın gıdanın alerjen listesine eklenmesini talep ediyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları 4 yaygın gıdanın alerjen listesine eklenmesini talep ediyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Fıstık, şiddetli alerjik reaksiyonlara yol açmasıyla en çok bilinen gıda ancak bilim insanları, yeni bir sorunlu gıda dalgasına karşı uyarıyor.

Birleşik Krallık ve AB'deki gıda ambalajlarında, insanların dikkat etmesi gereken en yaygın 14 alerjen halihazırda listeleniyor. Bunlar arasında fıstık, kabuklu deniz ürünleri, soya fasulyesi, süt ve yumurta da var.

Öte yandan Allergy Vigilance Network'ün baş araştırmacısı Dominique Sabouraud-Leclerc ve Fransa'daki Reims Üniversite Hastanesi'ndeki meslektaşlarının yaptığı bir araştırmaya göre, zorunlu risk listesine en az 4 gıda daha eklenmesi gerekiyor. 

Hakemli dergi Clinical & Experimental Allergy'de yayımlanan bulgular, keçi ve koyun sütü, karabuğday, bezelye-mercimek ve çam fıstığının risk listesine eklenmesi gerektiğini öne sürüyor.

Diğer endişe verici yiyecekler arasında kivi, elma ve bal, yenilebilir polen ve arı sütü gibi arı ürünleri yer alıyor.

2002'yle 2023 arasında Avrupa'daki Allergy Vigilance Network'e gıda kaynaklı 3 bin anafilaksi ( ciddi ve hayatı tehdit eden reaksiyon) vakası bildirildi. Bu vakaların 413'ü ve iki ölüm, araştırmacıların belirttiği 8 yeni gıda alerjisinden birinin neden olduğu reaksiyonlardan kaynaklanıyordu.

Çalışmanın yazarları şöyle diyor:

Bunların sıklığı, ciddiyeti, tekrarlanma olasılığı ve gizli maruz kalma potansiyeli göz önüne alındığında, keçi ve koyun sütü, karabuğday, bezelye-mercimek ve çam fıstığı olmak üzere 4 gıdanın listeye dahil edilmesini öneriyoruz.

Araştırmacılar bu yeni gıdalarda anafilaksinin artmasının, son 10 yılda beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikten kaynaklanabileceğini, daha fazla kişinin çeşitli kuruyemişler, tohumlar ve meyveler içeren bitkisel beslenme biçimlerini tercih etmesiyle tüketicilerin yeni alerji risklerine maruz kalabileceğini açıklıyor.

Örneğin bezelye halihazırda yasalarca listelenmesi gereken 14 alerjenden biri olmasa da bezelye proteini giderek daha fazla türden gıdaya ekleniyor.

Allergy UK CEO'su Simone Miles, araştırmanın "daha az bilinen alerjenlerin bile ciddi reaksiyonlara ve hayatı tehdit eden anafilaksiye neden olabileceğini gösterdiğini" söylüyor.

Allergy UK, Birleşik Krallık'taki alerjisi olan 21 milyon kişiye dikkatli davranma ve her zaman etiketi kontrol etme çağrısı yapıyor.

Miles birçok kişinin "net olmayan" gıda etiketleri ve "muğlak 'içerebilir' uyarıları"yla mücadele ettiğini ve bu durumun, gıdayı tüketmenin güvenli olup olmadığını anlamayı zorlaştırdığını ekliyor.

Gıda alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bir gıdaya aşırı tepki verip onu zararlı olarak algılamasıyla ortaya çıkıyor. Bu durum histamin üretimini tetiklerken bu kimyasal, deride kaşınma, dudakların şişmesi ve ciddi durumlarda anafilaksi ve nefes almada zorluk gibi semptomlara yol açıyor.

Independent Türkçe