Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ulusa seslendi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
TT

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ulusa seslendi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)

Azerbaycan Ordusu, Karabağ’da elde ettiği zafer sonrası yapılan anlaşma kapsamında 28 yıl Ermenistan’ın işgali altında kalan Laçın’a girdi. Ordunun Laçın’da Azerbaycan bayrağı dalgalandırmasının ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, halka hitap etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ulusa sesleniş konuşmasında, Laçın'ın Ermeni işgalinden kurtarılmasıyla ilgili Azerbaycan halkını tebrik ederek, “Laçın'da işgal 28 yıl sonra sona erdi. Laçın bölgesinin kurtuluşu tarihi bir olaydır. Tek bir kurşun atmadan Laçın bölgesine döndük. Düşmanı buna zorladık. Savaş sahasında elde ettiğimiz parlak zaferimiz bu harika sonuca yol açtı. Üç bölgemiz Ağdam, Kelbecer ve Laçın bize geri döndü. Tek el ateş etmeden, şehit vermeden bu bölgelere döndük” dedi.
Laçınlıları kısa süre içinde kentlerine geri dönmeleri için çalışmalara başlanacağını belirten Aliyev, “İşgal edilen topraklarda karşılaştığımız manzara büyük üzüntüye neden oldu. Çünkü her şey yıkıldı, altyapı tahrip edildi, binalar yıkıldı, idari binalar yıkıldı. Şu anda, o yerlerde yaşamaya elverişli koşullar yok. Ama o bölgeleri, tüm ilçeleri restore edeceğiz, vatandaşlarımızın normal yaşamı için her adımı atacağız. Bildiğiniz gibi ilk projeler çoktan uygulandı. İlgili fonlar Başkanın yedek fonundan tahsis edilmiştir. Fuzuli-Şuşa karayolu ve Berde-Ağdam demiryolu inşaatına başlandı. Bu da bizim bu çalışmayı maksimum verimlilikle ve aynı zamanda kısa sürede planladığımızı gösteriyor ki tüm işleri zaman kaybetmeden organize edebiliyoruz. Hâlihazırda ilgili bir devlet kurumu oluşturulmuş ve tüm bu çalışmalar koordineli olarak yürütülecektir” diye konuştu.

“Koridor Rus barış gücünün kontrolüne verildi”
Laçın kentinin stratejik öneminin söz konusu bölgeden ve şehir merkezinden Laçın koridorunun geçme olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Bu koridor, Rus barış gücünün kontrolüne verildi. Koridor uzun yıllar Ermeni silahlı kuvvetlerinin, işgalcilerin kontrolündeydi. 10 Kasım'da imzalanan ortak bildirinin ilk versiyonunda, bu koridorun Ermeni silahlı kuvvetlerinin kontrolü altında kalmasına ilişkin bir madde vardı. Ben buna karşı çıktım ve sonuç olarak koridor Rus barış gücünün kontrolüne verildi. Bunun büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. Laçın koridoru Ermeni işgalci güçlerinden temizlendi. Ayrıca, özellikle Şuşa'nın kurtuluşundan kısa bir süre sonra, anlaşmanın ilk versiyonu üzerinde aktif çalışmaların sürdüğünü de belirtmeliyim. Anlaşmanın ilk versiyonunda Laçın koridorunun genişliğinin 30 kilometre olması öne sürüldü. Buna şiddetle karşı çıktım ve Ermeni tarafının bu iddiasının tamamen asılsız olduğunu söyledim. Koridor içinde güvenlik önlemlerini sağlamak için bu kadar geniş bir koridora ihtiyaç yok. Bu nedenle bunu tamamen kabul edilemez bir teklif olarak değerlendirdim ve fikrimi dile getirdim. Daha sonra ikinci seçenekte Laçın koridorunun genişliği 10 kilometreydi. Bunu da kabul etmedim ve sonuç olarak 5 kilometre genişliğinde bir koridorda anlaşmaya varıldı. 5 kilometre hem bizim hem de Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermeniler için ve güvenliğin sağlanması için yeterli genişlikte” dedi.

“Laçın, Kelbecer ve Şuşa Azerbaycan'a dönmezse anlaşma olmaz”
Ermeni yönetiminin Laçın bölgesini Azerbaycan'a iade etme niyetinin olmadığını belirten Aliyev,“ Bize doğrudan söylenmemiş olsa da, Laçın bölgesinin bir şekilde Ermenistan'da kalması gerektiği düşüncesi her zaman vardı. Ermeni tarafı genel olarak Laçın bölgesinin tamamının kendilerine bir koridor olarak verilmesi gerektiğine inanıyordu. Ne yazık ki bazı Batılı çevreler bu görüşü destekledi. Bu, Ermenistan'ın konumunu daha da uzlaşmaz hale getirdi ve düşman neredeyse tamamen ahlaksız hale geldi. Sonuç olarak Laçın bölgesinde çok ciddi bir yerleşim politikası izlendi. Hep söyledim, Laçın, Kelbecer ve Şuşa Azerbaycan'a dönmezse anlaşma olmaz. Bu tutumum yabancı ülkelerde pek çok kişiyi rahatsız etti. Toprak bütünlüğümüzün yeniden sağlanması gerektiğini söyledim. Savaş seçeneğinin asla göz ardı edilmediğini söyledim. Biz güç topluyorduk, bu gücü demir yumruk haline getirdik, düşmanın belini kırdık ve bugün yeni bir gerçeklik oluşturduk. Bir yıl önce bile bazı insanlar bize mevcut gerçeklikle uzlaşmamızı söyledi, bugün de ben herkesin mevcut gerçeklikle uzlaşması gerektiğini söylüyorum” ifadelerini kullandı.
Yeni koridorun parametreleri belirlendikten sonra, Laçın şehir merkezinin Azerbaycan’a geri verileceğini ifade eden ve 10 Kasım'da imzalanan üçlü anlaşmada yer alan 6. maddeden bahseden Azerbaycan Cumhurbaşkanı, “6. maddede, Ermenistan'ın 15 Kasım'da Kelbecer'i, 1 Aralık'ta ise Laçın'ı boşaltacağı belirtiliyordu. Bildiğiniz üzere Rusya tarafı bize başvuruda bulunarak biraz zaman istedi. Kelbecer kentinin bize dönüşü 15 Kasım'da değil 25 Kasım'da sağlandı. 6. maddenin bu kısmı uygulandı. Laçın kenti Azerbaycan'a verildi. Laçın koridoru, Şuşa kentine dokunmayacak şekilde 5 kilometre genişliğinde Rus barış gücünün kontrolünde kalıyor. Bu maddeden zaten bahsetmiştim. Anlaşmanın ilk versiyonda koridorun genişliği 30 kilometre, daha sonra 10 kilometreydi ve Rus barış gücünün değil, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin kontrolü altında kalıyordu, ancak biz bunu anlaşmadan çıkardık. Anlaşmaya göre tarafların onayı ile, Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasında iletişimi sağlayan Laçın koridoru konusunda yeni bir güzergahın inşası için önümüzdeki üç yıl içinde bir plan belirlenecek. Böylece, söz konusu güzergâhın korunması için Rus barış gücünün gelecekte yer değişimi öngörülüyor. Ben bu konuyu da yorumlamak istiyorum. Artık herkes Laçın koridorunun Laçın şehir merkezinden geçtiğini biliyor. Öyle ki Laçın şehir merkezi bu koridorun ortasında kalır. Rusya Devlet Başkanı ile görüşmelerimde Laçın şehir merkezinin de bizde kalması gerektiğini söylüyordum. Bu nedenle biz yeni bir koridor inşa edilmesini öneriyoruz. Dağlık Karabağ'ı Ermenistan'a bağlayan yeni bir koridorun güzergâhı belirlenerek inşa edilsin. Maddede süre de belirtiliyor 3 yıl içinde. Fakat ben bunu daha kısa bir sürede yapabileceğimizi düşünüyorum. Yeni koridorun parametreleri belirlendikten sonra Laçın şehir merkezi de bize geri verilecek. Bu çok önemli bir konu. Çünkü ben bunun anlaşmada yer almasını sağlamasaydım, Laçın koridoru her zaman Laçın şehir merkezini de içine alacaktı” ifadelerini kullandı.

“Bu anlaşma Paşinyan tarafından imzalandı”
Aliyev sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Biz yeni gerçeklik oluşturduk. Zafer kazanarak, düşmanın kafasını ezerek, düşmanı topraklarımızdan kovarak yeni bir gerçeklik oluşturduk. Herkes bu gerçekliği kabullenecek, kabullenmek zorunda kalacak. Tıpkı Ermenistan'ın yaptığı gibi. Bu anlaşma Paşinyan tarafından imzalandı. Paşinyan aslında teslimiyet belgesi imzaladı. Ermenistan ya tamamen yıkılacak ya da anlaşma imzalanacaktı. 10 Kasım'da imzalanan anlaşmaya müdahale etmek isteyen olursa sert mukavemetimizi görecektir. Böyle girişimler var. Bu girişimlerin amacı anlaşmayı ihlal etmektir. Çünkü bu anlaşmayla, yeni bir güvenlik formatının ortaya çıkmış olması bazı insanları rahatsız ediyor. Türk-Rus Ortak Merkezinin kurulması yapılan açıklamayla onaylandı. Düşmanın başını ezmeseydik, kendi rızasıyla bu topraklardan çıkmazdı. Yaklaşık 5 bin kilometre kareyi savaşarak kurtardık, aynı zamanda yaklaşık 5 bin kilometrekareye barışçıl bir şekilde geri döndük. Düşmanın kafasını ezmeseydik, bu topraklardan asla gönüllü olarak çıkmazdı. Düşman bu işgali devam ettirmek istedi ve tüm çirkin işleri bu amaca hizmet etti.”

“Dağlık Karabağ'da bugün yaşayan herkes Azerbaycan vatandaşıdır”
Dağlık Karabağ'da bugün yaşayan herkes Azerbaycan vatandaşı olduğuna vurgu yapan Aliyev, “Tek bir Azerbaycan devletinde hayatlar güzel olacak, sefaletten kurtulacaklar. Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermeniler ve oraya mutlaka dönecek olan Azerbaycanlılar yeniden iyi komşuluk koşullarında yaşayacak. Pratik aşamaya girildi. Değerlendirme süreci yakında başlayacak ve hasar hesaplanacak. Yasal düzeyde adımlar atılıyor. Detayları henüz açıklamak istemiyorum. Ancak bu artık bir niyet değil, pratiğe geçmiş bir aşamadır. Onları ifşa etmeye devam edeceğiz. Biz hakkı ve adaleti yeniden kurduk, tarihi adaleti tesis ettik” dedi.
Bu savaşın Azerbaycan’ın şanlı zaferi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “Gururluyuz. Bizim görevimiz Ermeni faşizminin bir daha bu bölgede yükselmesini önlemektir. Fransa parlamentosunun bizim meselemizle ne ilgisi var? Fransa, kaç yıldır AGİT Minsk Grubu'nun eş başkanlığını yapıyorsun? Elinizi taşın altına koydunuz mu? Bir sorunu çözmek için pratik bir adım attınız mı? Şimdi sorun çözüldükten sonra neler olduğuna bakın. Fransa Senatosu, Dağlık Karabağ'ı tanıyan bir karar kabul etti. Onlardan hoşlanıyorsanız, savaş sırasında demiştim, Marsilya şehrini verin, adını değiştirin, orada ikinci bir devlet kurun dedim. Ama bizim işimize kimse karışamaz. ‘Dağlık Karabağ sorunu’ teriminin bittiğini bir kez daha söylemek istiyorum. Bu terimin dillerde olmasını tavsiye etmiyorum. Ancak tarih söz konusu olduğunda, terim elbette kullanılabilir” ifadelerini kullandı.

“Ermenistan'ın dış borcu 8 milyar dolar”
Ermeni ordusunun yok edildiğini belirten Aliyev, “Ordularını mahvettik. Bu ordu onlarca yıl içinde kuruldu. Bu orduya ücretsiz silah, cephane, en modern teçhizat verildi. Tüm bunların maliyeti 3 milyardan fazla olarak hesaplanıyor. Bu fakir ülkede bu kadar çok para nereden geliyor? Ermenistan'ın dış borcu 8 milyar dolar. Bu ülke borç içinde. Bu ülkedeki tüm ekonomi şimdi yok ediliyor. Savaştan sonra ulusal para birimi iflas etti. Burası iflas etmiş bir ülke. Bu kadar parayı nereye ödedi? Size bu para transferlerini nasıl yaptığını göstereyim. Bu paranın hangi sözleşmelerle ödendiğini bize bildirmeleri için uluslararası kuruluşlara da başvuracağız. Ödenmiş mi? Ödenmemişse, ücretsiz olarak alınmıştır. Ermenistan'ın otuz yıldır monte ettiği teçhizatı 44 günde imha ettik. Ermeni ordusu artık yok. Şimdi ölen askerler konusunda yanlış rakamlar veriyorlar. Gerekirse, işgal gücünün ne kadar asker kaybettiğini, bu bilgileri dile getireceğiz. Ermeni ordusunu yok ettik. Bu yüzden önümüzde diz çöküp teslimiyet anlaşmasını imzalamak zorunda kaldılar. Bu herkes için bir ders olmalı” diye konuştu.

“Azerbaycan Türkiye ile birleşiyor”
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev konuşmasını şöyle sürdürdü:
“10 Kasım'daki imza töreninin ardından bu anlaşmayı Azerbaycan halkının dikkatine sundum ve tüm çalışmalarımızın şeffaf olduğunu bir kez daha gösterdim. Anlaşmayı halkın önünde imzaladım, büyük bir gururla imzaladım, kazanan olarak imzaladım. Bu açıklamanın tamamını Azerbaycan halkının dikkatine sundum. Azerbaycan, ayrılmaz parçası olan Nahçıvan ile birleşmiştir. Azerbaycan Türkiye ile birleşiyor. Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran ve isterse Ermenistan bu ulaşım koridoruna katılabilir. Böylelikle bölgede beş taraflı yeni bir işbirliği platformu oluşturulabilir. Bu fikri hem Rusya hem de Türkiye Cumhurbaşkanlarına ilettim. Hem Recep Tayyip Erdoğan hem de Vladimir Putin bunu memnuniyetle karşıladı. Bölgede kalıcı barış istiyoruz. Bunu başarmak için güvenlik önlemleriyle birlikte işbirliği geliştirilmelidir. İşbirliği yapmaya hazırız. Bizim için bir numaralı konu, Azerbaycan'ı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile birleştirmek ve aynı zamanda Azerbaycan ile Türkiye arasında yeni bir ulaşım koridoru oluşturmak bizim için bir numaralı konu. Bu proje gerçekleşirse, eminim yeni bir bağlantı olacak ve bundan beş ülke faydalanabilir. Bölgesel güvenlik ve işbirliği için daha iyi bir proje olabilir mi? Hayır. Bunu başlatan kim? Biz. Bu paragrafı buraya kim koydu? Ben.”
Azerbaycan için yeni bir dönemin başladığını belirten Aliyev, “Ülkemiz için yeni bir dönem başlıyor. Yeni bir kuruculuk dönemi, bir gelişim dönemi, kurtarılmış bölgelerimizin yeniden tesisi dönemi başlıyor. Bu dönemde de Azerbaycan halkının birlik, beraberlik ve güçlü irade göstereceğine inanıyorum. Azerbaycan halkı yeniden birleşecek ve bu yıkılan şehir ve köyleri yeniden kurmak için ellerinden geleni yapacaklar. Bundan sonra büyük ve gururlu bir millet olarak yaşayacağız. Uluslararası arenada söz sahibi olduk, bölgede söz sahibi olduk. İstediğimizi başardık ve bundan sonra halkımızın güvenli ve mutlu bir yaşama sahip olacağına inanıyorum” diye konuştu.
Aliyev, “Eminim ki bundan sonra pek çok durumda halkıma sözlerimi söyleyeceğim. Ama bu dönem hakkındaki seslenişimi her Azerbaycan vatandaşının istediği sözlerle tamamlamak istiyorum. Cebrayıl bizim, Fuzuli bizim, Zengilan bizim, Gubadlı bizim, Ağdam bizim, Kelbecer bizim, Laçın bizim, Şuşa bizim, Karabağ bizim! Karabağ Azerbaycan'dır! Azerbaycan halkına sevgiler! Çok yaşa Azerbaycan!” diye konuştu.



İsrail ordusu, Hamas’ın mali sorumlusunu öldürdüğünü açıkladı

Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
TT

İsrail ordusu, Hamas’ın mali sorumlusunu öldürdüğünü açıkladı

Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)
Şubat ayında Han Yunus’ta dört İsrailli rehinenin cenazelerinin teslimi sırasında İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (DPA)

İsrail ordusu, bugün yaptığı açıklamada, Gazze’de Hamas’ın askerî kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın finans bölümünde görevli olduğu belirtilen Abdülhay Zakkut’un öldürüldüğünü duyurdu.

Ordunun sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail Savunma Kuvvetleri ile iç istihbarat servisi Şin Bet’in ortak faaliyeti kapsamında, yaklaşık iki hafta önce Gazze kentinde yaşayan ve Hamas’ın askerî kanadının mali yapılanmasında yer alan Abdülhay Zakkut etkisiz hâle getirildi” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Zakkut’un Raid Saad adlı kişiyle birlikte bulunduğu sırada aracında hedef alındığı belirtildi. Son bir yıl içinde Zakkut’un, Hamas’ın askerî kanadına aktarılmak üzere onlarca milyon dolar toplamak ve transfer etmekten sorumlu olduğu, bu kaynakların İsrail’e karşı yürütülen çatışmaların sürdürülmesi amacıyla kullanıldığı öne sürüldü.

İsrail ordusu, yaklaşık iki hafta önce Gazze kentinde bir araca düzenlenen hava saldırısında Raid Saad’ın da öldürüldüğünü açıklamış, Saad’ı 7 Ekim 2023’teki saldırıların planlayıcılarından biri olarak tanımlamıştı.

Saad’ın, ekim ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana Hamas içinde öldürülen en üst düzey isim olduğu belirtilirken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yisrael Katz, söz konusu saldırının Gazze’nin güneyinde iki İsrail askerinin el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralanmasına misilleme olarak gerçekleştirildiğini ifade etmişti.

Cibaliya’da bir kişi hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı

Filistin kaynakları, İsrail ordusunun bugün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya’da düzenlediği saldırılarda bir Filistinlinin hayatını kaybettiğini, dört kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı SAFA’ya göre İsrail güçleri Cibaliya beldesindeki el-Curn bölgesinde bir Filistinliyi ateş açarak öldürdü. Ayrıca İsrail topçusunun sabah saatlerinde Gazze Şeridi’nin doğusundaki bölgelere yoğun atışlar yaptığı, savaş uçaklarının ise Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’un doğusuna iki hava saldırısı düzenlediği aktarıldı.

Ajans, Han Yunus’ta çok sayıda sivil yerleşimin geniş çaplı yıkıma uğradığını da kaydetti.


Trump'ın Grönland Büyükelçisi: Washington Danimarka adasını işgal etmeyecek

Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)
Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)
TT

Trump'ın Grönland Büyükelçisi: Washington Danimarka adasını işgal etmeyecek

Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)
Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)

ABD Başkanı Donald Trump tarafından Grönland'a atanan özel temsilci, dün yaptığı açıklamada, Cumhuriyetçi yönetimin stratejik öneme sahip bu bölge için en iyi yol haritası konusunda yarı özerk Danimarka adasının sakinleriyle diyalog başlatmayı hedeflediğini söyledi.

Louisiana Valisi Jeff Landry, bu hafta göreve başlamasından bu yana yaptığı ilk kapsamlı açıklamasında, Trump yönetiminin "kimseyi işgal etmeye çalışmak için oraya gitmediğini" ve "kimsenin ülkesini ele geçirmeye çalışmadığını" söyledi. Valinin yorumları, ABD'nin adayı "ABD ulusal güvenliği gerekçesiyle" kontrol etmesi gerektiğini defalarca dile getiren ve mineral bakımından zengin, stratejik konumdaki Arktik adasını ele geçirmek için askeri güç kullanmayı da dışlamayan Trump'ın bazı görüşleriyle çelişiyor gibi görünüyordu.

Landry, Fox News'un "The Will Can Show" programına verdiği röportajda, "Bence görüşmelerimizi Grönland'daki gerçek insanlarla, Grönlandlıların kendileriyle yapmalıyız" dedi. "Onlar ne istiyor? Hangi fırsatlardan mahrum kaldılar? Ve neden gerçekten hak ettikleri korumayı almadılar?" Trump'ın Landry'yi Grönland elçisi olarak ataması, Danimarka ve Avrupa'da endişeleri yeniden alevlendirdi.

Danimarka Dışişleri Bakanı yerel medyaya yaptığı açıklamada, ABD Büyükelçisini bakanlığına çağıracağını söyledi.


Washington, Sudan'daki çatışmanın her iki tarafını da kendi girişimini kabul etmeye çağırıyor

Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)
Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)
TT

Washington, Sudan'daki çatışmanın her iki tarafını da kendi girişimini kabul etmeye çağırıyor

Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)
Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)

Amerika Birleşik Devletleri, Sudan'daki çatışmanın her iki tarafını da önerdiği insani ateşkesi derhal kabul etmeye çağırdı ve insani acıların devam etmesi nedeniyle ateşkesin acil bir öncelik olduğunu belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Jeffrey Bartos, pazartesi akşamı BM Güvenlik Konseyi üyelerine yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin ileriye dönük bir yol olarak insani ateşkes teklif ettiğini belirterek, "Her iki savaşan tarafı da bu planı derhal ve ön koşulsuz olarak kabul etmeye çağırıyoruz" dedi. Bartos ayrıca, "Darfur ve Kordofan bölgesindeki korkunç şiddeti ve hem Sudan Silahlı Kuvvetleri hem de Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından işlenen vahşetleri şiddetle kınıyoruz; sorumlular mutlaka hesap vermelidir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin tutumu, Sudan geçiş hükümetinin başkanı Kamil İdris'in 1000 gündür süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir barış girişimini BM Güvenlik Konseyi'ne sunmasıyla eş zamanlı olarak geliyor. İdris, Sudan'ın "varoluşsal bir krizle" karşı karşıya olduğunu belirterek, uluslararası gözetim altında bir ateşkes, HDK’nin kontrol ettikleri bölgelerden çekilmesi ve silahsızlandırılması çağrısında bulundu ve BM'nin benzeri görülmemiş insani acılara ilişkin uyarılarını yineledi.