Çocuklara yas ile başa çıkmayı öğreten 7 film

Oscar ödüllü animasyon filmi "Coco"
Oscar ödüllü animasyon filmi "Coco"
TT

Çocuklara yas ile başa çıkmayı öğreten 7 film

Oscar ödüllü animasyon filmi "Coco"
Oscar ödüllü animasyon filmi "Coco"

Bunu hafifletecek bir şekilde söylemenin bir yolu yok, koronavirüs salgını tüm dünyaya büyük acılar ve derin üzüntüler getirdi. Salgın Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) çoğu büyükanne ve büyükbaba olan 290 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu. United Hospital Fund tarafından yayınlanan araştırmaya göre, bu yıl Mart ve Temmuz ayları arasında sadece New York Eyaleti’nde salgın sebebiyle 4 bin 200’de fazla çocuk, ebeveynleri veya onlara bakan kişileri kaybettiler. (Bu sayılar, koronavirüs sebebiyle hayatını kaybeden ebeveynlerin şu anki istatistikler.)
Salgın bu yıl ölüm nedeni fark etmeksizin sevdiklerini kaybeden tüm bir ailelerin kayıplarının yasını düzgün bir şekilde tutmalarına mani oldu. Şimdi tatil sezonun da yaklaşması ile bu durum özellikle çocukların daha fazla üzülmesine neden olabilir.
Ebeveynlerinden birini kaybeden çocukların, anksiyete ve depresyon gibi kalıcı ruh sağlığı sorunları yaşamaları daha yüksek bir olasılık olarak görülmekte. Yas tutan bir çocuğu destekleme ve ona yardım etme görevleri arasında çocuğun bu acı ile başa çıkmasını ve duygularının normalleşmesi sağlayacak araçlar verilmesi yer alıyor. Zira direkt olarak ölüm hakkında konuşulması çocuğun sıkıntı yaşamsına neden olabilir. Ebeveynler ve çocuklar böylesine zor bir konuda konuşmada tereddüt edebilirler ancak ebeveynlerin, çocuklarının duyguların kendi duyguları kabul etmeleri ve benimsemeleri için fırsatlar sağlamaları önemlidir. Filmler böyle zamanlarda değerli hediyeler olarak görülebilirler. Çoğu zaman, ölüm konusunu ele alan bir film, verimli bir konuşma için bir fırsat sağlayabilir.
Çocuklara, sevdiklerini kaybeden başka kişilerden canlı örnek verilmesi onların acılarını hafifletmeye ve gidermeye yardımcı olabilir. Filmde bu durumda olan bir karakteri izlemek, çocuğun kendi yolculuğunu ve bununla başa çıkmak ve uyum sağlamak için kullanabileceği araçları düşünmesini sağlayabilir.
Aşağıda önerilen filmler 6 yaş ve üzeri çocuklar için uygundur. Bu filmler ebeveynlerinin kaybı hakkında konuşmak için bir fırsat sağlarken çocuklar için ölümü ve beraberinde getirdiği duyguları keşfetmek için yararlı yollar sunar. Söz konusu filmlerin bazı içeriklerinin küçük çocuklar için sorun teşkil edebileceğini de belirtmek gerekiyor.

Coco (2017)
Film süresi: 109 dakika. Bazı içerikleri, çocuklar için uygun olmayabilir. Disney+ platformu üzerinden izlenebilir.
Bu Oscar ödüllü animasyon filminin hikayesi, 12 yaşındaki Miguel’in Meksika’daki “Ölüler Günü’nde” Ölüler Diyarı'na yaptığı yolculuğu ve çıktığı yolculukta ailesinin sırlarını keşfederken ölülerin yaşayanların hatıralarında var olmaya devam ettiğini öğrenmesini konu alıyor.

The Black Stallion (1979)
Film Süresi: 118 dakika. Her yaştan izleyici için uygun. Amazon üzerinden izlenebilir.
Bu film, Alec adında bir çocuğun babasının ölümüne neden olan bir gemi kazasının gerçekleşmesinin ardından gemideki siyah bir at ile bir adaya ulaşmalarını ve kısa bir süre sonra çocuk ile at arasında oluşan güçlü bağın hikayesini ele alır.
Çocuk ve atın kazadan kurtulmasının ardından çocuk, yaşlı bir koçun yardımıyla atını yarış atına dönüştürmeye karar verir. Alec'in atıyla olan bağı, babasının yasını tutarken onu teselli eder ve bu acı ile başa çıkmasına yardım eder.

Fly Away Home (1996)
Film Süresi: 107 dakika. Bazı içerikleri, çocuklar için uygun olmayabilir.
Annesinin bir araba kazasında hayatını kaybetmesinin ardından, 13 yaşındaki Amy (Anna Paquin tarafından canlandırılmıştır), Yeni Zelanda'dan babasıyla birlikte yaşamak için Kanada'ya gönderilir. Amy orada terk edilmiş kaz yumurtalarından oluşan bir yuva sahiplenir. Kazlar yumurtadan çıktıklarında, kış geldiğinde güneye nasıl uçacakları da dahil olmak üzere onlara hayatta kalma becerilerini öğretmede kendisini sorumlu tutar. Amy kendisine belirlediği bu kazların annesi olma rolü ile, kendi annesini kaybetmenin acısı ile başa çıkar.
Uyarı: Lütfen yukarıda önerilen filmin açılışı sahnesinde trafik kazası sahnesinin net bir şekilde görüldüğünü aklınızda bulundurun.

Summer 1993 (2017)
Film süresi: 100 dakika.
Annesinin ölümünden ardından 6 yaşındaki Frida, teyzesi, amcası ve küçük kuzeniyle yaşamak için Barselona'dan taşraya taşınması gerekir. Kısa süre sonra küçük kız, yeni aile içinde üzüntü ve sıkıntı duyguları ile mücadele eder.
Frida'nın bakış açısından, kulak misafiri olunmuş konuşmalar ve gövde hizası kamera açıları çekilen film, yönetmenin kayıplarla ilgili kişisel deneyimlerine dayanıyor.

A Monster Calls (2016)
Film süresi: 128 dakika. Bazı içerikler 13 yaş altı çocuklar için uygun olmayabilir. Ebeveynlerin rehberliği tavsiye edilir. Amazon üzerinden izlenilebilir.
13 yaşındaki Conor'un annesi çok hasta. Çocuk kızgınlık, üzüntü, suçluluk ve beklenti ve muhtemel bir kayıp verme duyguları ile mücadele ediyor. Conor bunların üstesinden gelmek için, ona 3 hikaye anlatan ve bunun karşılığında ondan gerçek hikayesini içermek zorunda olan bir hikaye isteyen bir canavar çağırır. Conor rolünü canlandıran aktör Lewis MacDougall, çelişkili ve karmaşık olmasına rağmen gerçekle nasıl yüzleşeceğini öğrenirken mükemmel bir performans sergiliyor.
Uyarı: Lütfen yukarıda önerilen filmde mülke zarar, fiziksel zorbalık ve sözlü taciz sahnelerinin olduğunu aklınızda bulundurun.

When Marnie Was There (2014)
Film süresi: 103 dakika.  Bazı içerikleri, çocuklar için uygun olmayabilir. HBO Max platformu üzerinden izlenilebilir.
Japon animasyon şirket Studio Ghibli’ne ait bu animasyonda, astım krizi geçiren Anna üvey annesi tarafından deniz kenarındaki akrabalarının yanına temiz hava alması için ziyarete gönderilir. Oraya vardığında terk edilmiş bir eve girer Anna, büyükannesinin hayaleti olabilecek -belki de değil- Marnie adında bir hayalet bulur. Daha sonrasında Anna ailesinin kaybı konusunda kaçındığı duygularla yüzleşmek zorunda kalır.

The Farewell (2019)
Film süresi: 98 dakika. Bazı içerikleri, çocuklar için uygun olmayabilir. Amazon üzerinden izlenebilir.
Çin’de bir anneye ölümcül bir hastalık teşhisi konulur ancak kimse ona gerçeği söylemez. Aile büyük bir düğün bahanesi ile son bir kez bir araya gelir ancak gerçek neden ona veda etmektir. Filmin yazar ve yönetmeni Lula Wang'ın kişisel öyküsüne dayanan film, ölüm ve hüzne ilişkin tutum ve davranışlardaki derin kültürel farklılıkları yansıtıyor.

*Şarku’l Avsat tarafından New York Times’tan tercüme edildi



Neandertaller 200 bin yıl önce tahta mızraklarla at avlamış

Neandertallerin tahta mızrakları kullanarak topluca avlandığı düşünülüyor (Volker Minkus/Aşağı Saksonya Eyaleti Anıtları Koruma Dairesi)
Neandertallerin tahta mızrakları kullanarak topluca avlandığı düşünülüyor (Volker Minkus/Aşağı Saksonya Eyaleti Anıtları Koruma Dairesi)
TT

Neandertaller 200 bin yıl önce tahta mızraklarla at avlamış

Neandertallerin tahta mızrakları kullanarak topluca avlandığı düşünülüyor (Volker Minkus/Aşağı Saksonya Eyaleti Anıtları Koruma Dairesi)
Neandertallerin tahta mızrakları kullanarak topluca avlandığı düşünülüyor (Volker Minkus/Aşağı Saksonya Eyaleti Anıtları Koruma Dairesi)

Bilim insanları, Neandertallerin 200 bin yıl önce tahta mızraklarla at sürülerini avladığını öne sürdü. Yeni çalışma modern insanların en yakın akrabasının geçmişinde az bilinen bir döneme ışık tutuyor.

Almanya'nın Schöningen bölgesindeki arkeolojik kazı alanında 1994'te yapılan çalışmalarda, Paleolitik dönemden kalma bugüne kadarki en sağlam tahta mızraklar keşfedilmişti. 

İlk başta 400 bin ve sonra 300 bin yıl önceye tarihlenen mızrakları, modern insanlar (Homo sapiens) ve Neandertallerin ortak atası Homo heidelbergensis'in yaptığı düşünülüyordu. 

Ancak bulguları hakemli dergi Science Advances'ta 9 Mayıs Cuma günü yayımlanan çalışmaya göre mızraklar daha yeni ve muhtemelen Neandertaller tarafından kullanıldı.

Yeni bir yönteme başvuran bilim insanları, mızraklarla aynı tortu tabakasında bulunan salyangoz kabuklarının amino asit analizini yaparak silahları tarihledi. Bulgular aletlerin yaklaşık 200 bin yıl önce yapıldığına işaret ediyor.

Neandertallerin kullandığı anlaşılan bu silahlar, bozulmamış haldeki en eski tahta mızrak olma özelliğini koruyor. 

Araştırmacılar Neandertaller hakkındaki bilgilerin büyük bölümü 60 bin ila 40 bin yıl önceden geldiği için yeni çalışmanın önem arz ettiğini söylüyor.

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden makalenin ortak yazarı Dr. Jarod Hutson "Schöningen, Neandertal davranışının daha eski yönünü gösteriyor ve bu da bir boşluğu dolduruyor ve 200 bin yıl önce Neandertallerin hayatında neler olup bittiğine dair çok net bir resim veriyor" diyor.

Dr. Hutson örneğin mızrakların "bu kadar eski bir şey için epey gelişmiş" seviyede olduğunu belirtiyor.

Kazı alanında, kesilerek öldürülmüş yaklaşık 50 atın kalıntıları da keşfedilmişti. Bilim insanları Neandertallerin bu hayvanları mızrakla avladığını düşünüyor. 

Araştırmacılar bölgenin, at ailelerinin hedef alındığı bir pusu ve avlanma alanı olduğunu öne sürerek makalede şöyle yazıyor:

Bu rutin başarı seviyesine ulaşmak için Schöningen'deki av saldırıları, ortak bir dizi hedefle tam bir işbirliği içinde gerçekleştirilmiş olmalı. 

Bu kadar koordineli bir avlanma stratejisinin varlığı, yaklaşık 200 bin yıl önce ciddi bir organizasyon ve iletişim becerisine işaret ediyor.

Ekip, bu dönemde yeni yeni ortaya çıkan Homo sapiens'le Neandertallerin birbirine daha önce düşünülenden daha fazla benzediğini tahmin ediyor.

Ancak bazı uzmanlar bulgulara şüpheyle yaklaşarak mızrakların ne zaman ve kim tarafından kullanıldığını anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Göttingen Üniversitesi'nden arkeolog Thomas Terberger, yer almadığı çalışma hakkında "Şu an için argümanları ilgi çekici buluyorum ama kesinlikle ikna edici değiller" diyor. 

Independent Türkçe, IFLScience, Interesting Engineering, AP, Science Advances