Hammadde fiyatlarının tüm dünyada yükselmesi, Türkiye'de zaten yüzde 102 pahalılaşan otomobil fiyatlarını nasıl etkileyecek?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Hammadde fiyatlarının tüm dünyada yükselmesi, Türkiye'de zaten yüzde 102 pahalılaşan otomobil fiyatlarını nasıl etkileyecek?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Dünyanın en büyük elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın CEO'su Elon Musk, şirketinin satışlarının yüzde 90'ını oluşturan 3 ve Y modellerinin fiyatlarının, marttan mayısa kadar beş defa yükselmesiyle ilgili Twitter'dan şu açıklamayı yapmıştı: 
"Fiyatlar, endüstrinin genelinde oluşan arz zinciri baskısı nedeniyle yükseliyor. Özellikle hammaddelerde…"
Tesla'nın bataryaları için kullandığı lityumdan kauçuğa, çelikten, plastiğe kadar tüm dünyada büyük bir hammadde krizi mevcut. 
Çünkü pandemi boyunca bekleyen talep, zirve yapmış durumda. 
Hammaddedeki yükseliş, nihai ürüne de yansıyor.
Tüm dünyada hem sıfır araçların hem de ikinci el araçların fiyatı yükselişte. 
Yani otomobil fiyatlarının yükselmesi Türkiye'ye özgü değil.
Ancak Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran fark, bu artışın daha fazla hissedilmesinin ardındaki neden, her şeyin üzerine döviz maliyetinin de eklenmesi. 

Hammadde artışını tetikleyen üç neden
Birleşik Krallık Ticaret Bakanlığı danışmanlarından Dr Maurizio Bragagni, Linkedin'de kaleme aldığı makalesinde üreticilerin, iki önemli sorunla başa çıkmaya devam ettiklerini yazdı: "Tedariğin yavaşlaması ve işgücünün pandemi nedeniyle hâlâ çalışmaya müsait olup olmadığı." 
Bragagni'ye göre hammadde fiyatlarını etkileyen üç trend var: 
1- Çin ekonomisinin V şeklindeki toparlanmasının da etkisiyle küresel talebin güçlenmesi hammadde kıtlığına yol açtı. 
Çin tek başına tüm dünyadaki demir cevherinin yüzde 70'ini, bakır üretiminin de yüzde 50'den fazlasını tüketiyor. 
Bunun yanı sıra Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) tahminlerine göre küresel ekonomi 2021'de yüzde 5,5, 2022'de yüzde 4,2 büyüme kaydedebilir. 
2- Kasım 2020'den bu yana petrol fiyatları yüzde 60'a yakın yükseldi. 
3- Talebe yetişemeyen lojistik sektöründe konteynır sıkıntısı baş gösterdi. Bu da Asya'dan Avrupa'ya ulaşım maliyetlerini artırdı. Avrupa'da arz kesintilerine yol açtı 
Bakır, platinyum, çeliğin üretildiği demir cevheri, sac gibi endüstriyel maddelerin yanı sıra polimer ve mısır ve soya gibi tarımsal ürünlerin de fiyatının arttığını söyleyen Bragagni, "Son bir yılda fiyatı ikiye katlanan bakır, dokuz yılın en yüksek seviyesine çıkarken, 'sıcak çekilmiş çelik' fiyatı Avrupa'da 2008'den bu yana en yüksek seviyede. Üreticiler ayrıca yükselen petrol fiyatlarıyla enerji maliyetine de katlanıyor" dedi. 

Kauçuk fiyatlarında yüzde 70 yükseliş
Dünya Bankası analistleri Jinxin Wu ve John Baffes konuyla ilgili 17 Haziran'da bir yazı kaleme aldı. 
Hammadde Fiyatları Endeksi'nin bir yıl öncesine göre yüzde 18 yükseldiğini hatırlatan Wu ve Baffes, artışa pamuk ve kauçuğun öncülük ettiğini söyledi. 

Dünya Bankası'nın raporuna göre hammadde fiyatlarının 2021'de ortalama yüzde 10 yükselmesi, 2022'de istikrara kavuşması bekleniyor. 
Tüm dünyada üretilen kauçuğun üçte ikisinin lastik endüstrisinde kullanıldığını söyleyen Jinxin Wu ve John Baffes, bu yıl doğal kauçuk fiyatlarındaki yükselişin ortalama yüzde 30 olacağını belirtiyor. 
"Pandemi sonrası, 2020'nin son çeyreğinde otomotiv sektöründe başlayan toparlanma kauçuğa olan talebi çok artırdı" diyen ekonomistler, "Doğal kauçuk fiyatları mayıs ayında, 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 70 yükselmişti" bilgisine yer verdi. 

Demirin ons fiyatı bir yılda yüzde 107 arttı
Demir cevherinin ons fiyatı (1 ons yaklaşık 30 gram), mayıs ortasında tarihin en yüksek seviyesine çıkarak 218 doları gördü.
Ancak Çin'den gelen haberlerle 212 dolar seviyesine kadar çekildi. 
Çin Ulusal Gıda ve Stratejik Rezervler İdaresi'nden geçen hafta yapılan açıklamada maliyetlerdeki artışın ardından ülkenin bakır, alüminyum ve çinko rezervlerinin piyasaya sürüleceği söylendi. Arzı serbest bırakılan maddeler arasında demir cevheri yoktu. 

Demir cevheri fiyatlarının bir yıllık değişimi/ Grafik: Financial Times
21 Haziran'da ülkenin en üst seviyedeki piyasa regülatörü ve planlama kurumu olan Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu'ndan (NDRC) yapılan açıklamada emtia fiyatlarını sabitlemek amacıyla demir cevheri fiyatları ve ticaret hacmi ile ilgili soruşturma başlatılacağı duyuruldu. 
NDRC ayrıca, olağandışı para transferleri ile spekülasyonları incelediklerini açıkladı. Münhasır anlaşmalar, fiyat artışı bilgisinin yayılması ve stokçuluğun incelemeler kapsamında olacağı ve ağır cezalandırmalara maruz kalacağı ifade edildi. 
Ons fiyatı bir yıl önce 102 dolar, sene başında 170 dolar olan demir cevheri, 210 dolar seviyesinin üzerinde seyretmeye devam ediyor. 

Türkiye çelik üretiminde ilk 10 ülke arasında 
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Şube Müdürü Uygar Tatar'ın açıklamasına göre Türkiye'de çelik sektörü, 2020'yi miktar bazında yüzde 3,8 azalışla 20,3 milyon ton ve değer bazında yüzde 8,6 düşüşle 12,6 milyar dolar ihracatla tamamladı. Salgının yanı sıra farklı ülkelerdeki korumacılık önlemleri de ABD, AB ve diğer bölgelere olan ihracatı daralttı. 
"Türk çelik sektörü yine de 2020 yılını en az düzeyde kayıp yaşayarak geride bırakabilmek için büyük çaba sarf etti ve ihracat tecrübesiyle önüne çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmesini bildi" diyen Tatar, küresel çelik ihracatının neredeyse yarısına hakim olan Çin ile ihracatın 2020'de yeniden başladığını söyledi. 
Uzak Doğu pazarını geri kazanabildiklerini, Afrika ve Güney Amerika'ya olan ihracatın da arttığını söyleyen Uygar Tatar, Avrupa ve Amerika'da yaşanılan kayıpların bu şekilde bir miktar telafi edildiğini belirtti. 
Uygar Tatar'ın açıklamasına göre Türkiye, 2020'de çelik üretimini artıran birkaç ülkeden biriydi. Çin ve İran ile birlikte dünyanın en fazla üretim yapan ilk 10 ülkesi arasına giren Türkiye'de çelik üretimi yüzde 6 yükselişle 35,8 milyon ton oldu. 
Tatar, "Bu artış ile Almanya'yı geride bırakarak dünyanın yedinci büyük çelik üreticisi olduk. Böylesi zor bir yılda Avrupa'nın ise en büyük çelik üreticisi olma başarısını elde ettik" bilgisini paylaştı. 

"Dünyanın en büyük hurda ithalatçısı Türkiye"
Çelik üretimin en önemli girdi maliyetinin hammadde olduğunu hatırlatan Çelik İhracatçıları Birliği Şube Müdürü Tatar, "Sıvı çelik üretiminde kullanılan ana hammaddeler cevher ve hurdadır. Dünyanın en büyük cevher ithalatçısı Çin ve en büyük hurda ithalatçısı Türkiye'dir" dedi ve ekledi: 
"2020 yılının ilk çeyreğinden başlayıp, 2021 yılının ortalarına kadar olan fiyat eğilimini değerlendirdiğimizde; küresel pandeminin tetiklediği artış trendi neticesinde cevher fiyatlarının 100 dolar bandından 200 dolar seviyesinin üzerine ve hurda fiyatlarının ise 200-300 dolar bandından 500 dolar seviyesinin üzerine yükselmiş olduğunu görüyoruz. 
Tüm dünyada meydana gelen ham maddedeki fiyat artışları, çelik ürün fiyatlarına doğrudan üretim maliyetleri oranında yansımaktadır ve hatta ek finansman maliyetleri de doğurmaktadır. Fiyatlardaki değişimler her çelik üreticisini etkilediği gibi çelik tüketen sektörleri de beraberinde olumsuz etkilemektedir."

Otomobil fiyatları bir yılda yüzde 102 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), her enflasyon açıklamasında, belli bazı maddelerin ortalama fiyatlarını da açıklıyor. 
Buna göre 2018 Mayıs'ında 87 bin 698 lira olan ortalama otomobil fiyatları, 2019'un aynı ayında 108 bin 730 liraya çıktı. 
Bu miktar, Mayıs 2020'de 139 bin 204, tam bir yıl sonra ise 295 bin 732 lira oldu. 
2020'nin haziran ayında başlatılan düşük faizli kredi kampanyaları otomobile olan talebi ve fiyatları hızla yükseltmişti. Hal böyle olunca haziranda 145 bin seviyesinde olan ortalama otomobil fiyatı 2021'in mayıs ayına kadar yüzde 102 artarak 300 bin lira sınırına dayandı. 
Tatar'a göre çelik fiyatlarındaki artış, çelik tüketen tüm sektörleri etkileyebilir. Ancak, otomobil gibi karmaşık sektörlerde etkisi kısıtlı seviyede kalması muhtemel. Zira hammadde fiyatlarındaki artışların ana maliyet unsurlarının gerisinde kalmaya devam etmesi öngörülüyor. 

Sacdaki 250 dolarlık artış, bir otomobile 2500 lira ekliyor 
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan'a göre de hammaddenin pahalılaşması, otomobil fiyatlarındaki artışın nedenleri sıralamasında "dövizin etkisinin" gerisinde kalıyor. 
Sac gibi bir yassı ürün fiyatının 550-600 dolar seviyesinden Avrupa'da 1200-1300 dolara, ABD'de 1500 dolara çıktığını söyleyen Yayan, bu fiyatların Türkiye'de bir miktar daha ucuz olduğunu belirtti. 
Veysel Yayan, "Örneğin bir otomobil için 500 kilogram yassı ürün kullanılıyorsa, 250 dolarlık artış sadece sacdan gelir. Türkiye'de 250 dolarlık artış 2500 liralık artış anlamına geliyor" ifadelerini kullandı. 
Yayan, "Bundan bir sene önce 100 bin lira olan otomobil fiyatı şimdi 300 bin lira. Otomobili satan, döviz, enerji gibi girdi maliyetlerini görüyor. Kâr marjını da koyuyor ve fiyat yükseltiyor" değerlendirmesinde bulundu. 

Hurda fiyatları 220 dolardan 530 dolara kadar yükseldi 
"Girdisi dolarla alınıp satılan bir şeyin fiyatının, dolarda yükseliş olduğunda artmaması mümkün mü?" sorusunu yönelten TÇÜD Genel Sekreteri, pandemide talebin daralmasıyla hurda fiyatlarının 220 dolara, demir cevherinin 80 dolara kadar gerilediğini hatırlattı. 
Yayan'ın açıklamasına göre talep, Haziran 2020 sonrası önce mütevazı bir şekilde artmaya başladı, yılın son çeyreğinde ise zirve yaptı. Hal böyle olunca demir cevheri üreticileri de hurda üreticileri de buna cevap veremedi. 
Talep, ocakta bir miktar yavaşlasa da şubat ayı geldiğinde girdi maliyetlerindeki yükseliş kendini göstermeye başladı. 
Hurdanın ton fiyatı önce 400 dolara daha sonra 525-530 dolara kadar yükseldi. 
Bu fiyat artışlarının üzerine bir de elektrik, personel gibi sabit masrafların da eklendiğini söyleyen Veysel Yayan, "Hurda fiyatının 526 dolar olduğu bir ortamda Türkiye'de demir fiyatları 700 küsur dolar. Eskiden beri de her halükârda 200 küsur dolarlık üretim maliyeti zaten vardı" diye konuştu. 

İnşaat demiri fiyatındaki yükseliş yüzde 50 oranında 
Hammaddedeki artış elbette ki yalnızca otomotivi etkilemiyor. İnşaat da yara alan sektörlerden. 
"İnşaat demirinin 500 dolardan 750 dolara çıktığı, yani yüzde 50 civarında arttığı iddiası doğru" yorumu yapan Veysel Yayan, sektörün girdilerinin dövizle alınıp satıldığını, Dolar/TL'nin şubatta 7 lira altına gerilediğini bugün ise 8 lira 78 kuruş ile rekor kırdığını hatırlattı. 
Yayan, "Döviz fiyatlarının ve girdi maliyetlerinin kontrol altına alınamadığı bir dönemde inşaat demiri fiyatlarını, yalnızca Türkiye'deki enflasyonla değerlendirmek makul mü?" diye sordu. 

Türkiye'de çelik ürünlerinin yüzde 70'i ithal 
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nin Türkiye'deki üretimin (inşaat demiri, yassı ürünler, vasıflı çelik ürünleri gibi) yüzde 95'ini temsil ettiğini söyleyen Veysel Yayan'ın açıklamasına göre bu girdilerin yüzde 70'i ithal, yüzde 30'u yurtiçinden temin ediliyor. 
Yurtiçindeki üreticiler de fiyatlarını belirlerken küresel piyasadan etkileniyor: 
"Diyelim ki ürün, yurtiçinde 200 dolara üretiliyor. Batı'da hurda fiyatları artınca Türkiye'deki üreticiye 'Sen bunu Türkiye'de Türk işçisini kullanarak üretiyorsun. Türkiye'de böyle bir artış olmadı. Sen neden bu kadar keskin şekilde artırma gayreti içerisindesin' diyemiyorsunuz.
Kendisi, 'Belçika'da, Rotterdam'da fiyatlar artıyor. Ben de bu sabah fiyatlara 100 dolar zam yaptım' diyebilir. 
Dünya küçük bir köy gibi. Belçika'da ne oluyorsa, Türkiye'deki üretici de kendini ona göre ayarlıyor. 
Orta vadeli biri inşaat işine girdiğinizde, demir fiyatlarının da diğer ürünler de olduğu gibi salt yurtiçi enflasyonla bağlantılı olmadığını dikkate alacaksınız. Ya önceden stok yapacaksınız ya önceden parasını ödeyip sağlama alacaksınız. Ki proje döneminde fiyatlardaki artış ya da düşüşlerle karşı karşıya kalmayalım."

"700-750 dolarlık saclarda, 400-450 dolarlık artış var"
Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSD) ve Ford Otosan'ın Yönetim Kurulu Başkanlıklarını yürüten Haydar Yenigün, nisan ayında Habertürk'e verdiği röportajda 2021'in ilk çeyreğinde sektörün toplam üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 1 yükseldiğini, artışta ticari araçların öncülük ettiğini söylemişti. 
Otomobil üretiminin ise yüzde 10 gerilediğini aktaran Yenigün, Türkiye'nin otomotiv genelinde Avrupa'da dördüncü olduğunu hatırlatmıştı. 
Küresel çapta konteyner bulmada sıkıntı yaşandığını, hammadde fiyatlarının inanılmaz seviyede arttığını söyleyen Yenigün, şöyle konuşmuştu: 
"Bazen, 'Araç fiyatları niye arttı?' gibi sorular geliyor. Bunun en önemli nedeni hammadde fiyat artışı. Örneğin 700-750 dolarlık saclarda, 400-450 dolarlık artışlar olmaya başlıyor. Ortalama rakam yüzde 80. Plastik hammaddesinde yüzde 100'lük artışlar var. Çok ciddi bir sıkıntılı süreç yaşıyoruz. Başka hiçbir değişiklik olmazsa, araçların fiyatlarının en azından enflasyon oranında artacağını öngörmemiz lazım."
Independent Türkçe



Küresel piyasalar sarsılıyor: ‘Yapay zekâ balonu’ korkusu Asya genelinde satış dalgasına neden oldu

Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
TT

Küresel piyasalar sarsılıyor: ‘Yapay zekâ balonu’ korkusu Asya genelinde satış dalgasına neden oldu

Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)

Asya borsaları bugün keskin bir düşüş yaşadı. Wall Street'te teknoloji sektörlerinin öncülüğünde başlayan satış dalgası, yapay zekâ şirketlerinin aşırı değerlendiğine dair artan endişelerle daha da şiddetlendi.

Bu durum, yatırımcıların yapay zekâ yatırımlarının bir balon haline gelip gelmediğine dair heyecandan temkinli bir tutuma geçtiklerinin küresel bir göstergesi. Söz konusu düşüş, Wall Street yöneticilerinin zayıf piyasaların olası bir düzeltmeyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulunduğu ABD'deki Standard & Poor's ve Nasdaq endekslerindeki düşüşün ardından geldi. Şarku’l Avsat’ın Financial Times'tan aktardığına göre yöneticiler, piyasaların ‘yüzde 10 veya yüzde 20 oranında yükseliştense, düzeltmeye uğrama olasılığının daha yüksek’ olduğunu belirttiler.

Fırtınanın merkezinde Asya teknoloji endeksleri

Yapay zekâ coşkusu sayesinde bu yıl güçlü bir performans gösteren Asya piyasaları en çok etkilenenler oldu. Bu yıl en iyi performans gösteren endekslerden biri olan Güney Kore'nin KOSPI endeksi, kayıplarını hafifçe azaltmadan önce yüzde 6,2 oranında keskin bir düşüş yaşarken, Japonya'nın Nikkei 225 endeksi işlemlerin başlangıcında yüzde 4,3 oranında düştü. Taipei'nin Taiex endeksi yüzde 2,4, Hong Kong'un Hang Seng endeksi yüzde 0,9 ve Çin’in CSI 300 endeksi ise yüzde 0,7 değer kaybetti. Bu daralma bugün ABD ve Avrupa piyasalarında daha fazla düşüş beklentisine yol açtı.

Çip üretimi devlerine doğrudan darbe

ABD'nin yapay zekâ ihtiyaçlarının ana tedarikçileri olan Asyalı çip üreticileri, en çok satılan hedefler arasındaydı. Yapay zekada kullanılan yüksek bant genişliğine sahip bellek çiplerinin en büyük üreticilerinden ikisi olan SK Hynix ve Samsung Electronics'in hisseleri sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 6,1 değer kaybetti. Dünyanın en büyük çip üreticisi Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) de değerinin yüzde 3'ünü kaybetti. Analistler, bölgesel çip üreticileri ile ABD yapay zekâ start-up'ları arasında yapılan bir dizi anlaşmanın desteğiyle, Kuzey Asya'da yapay zekâ beklentilerinin son zamanlarda önemli ölçüde arttığını belirtiyor.

Borsa piyasalarındaki çalkantıya rağmen, tahvil ve döviz piyasaları bir miktar istikrar gösterdi. 10 yıllık ABD hazine tahvillerinin getirileri hafifçe düştü ve dolar, bir dizi para birimi ve Japon yeni karşısında hafif değer kaybetti.


Trump döneminde dev servet transferi: En zengin yüzde 1 kazancını katladı

Amerika'nın en zengin isimlerinden bazıları yemin töreninde Trump'a eşlik etmişti (AFP)
Amerika'nın en zengin isimlerinden bazıları yemin töreninde Trump'a eşlik etmişti (AFP)
TT

Trump döneminde dev servet transferi: En zengin yüzde 1 kazancını katladı

Amerika'nın en zengin isimlerinden bazıları yemin töreninde Trump'a eşlik etmişti (AFP)
Amerika'nın en zengin isimlerinden bazıları yemin töreninde Trump'a eşlik etmişti (AFP)

Yeni bir rapora göre Donald Trump'ın bu yıl göreve dönmesinden bu yana Birleşik Devletler'deki en zengin 10 kişinin serveti 700 milyar dolar artıı ve başkanın politikaları "eşitsizliği yeni zirvelere taşıdı".

Başkomutanın en önemli icraatlarından biri, kurumlar vergisi oranlarını ve milyarderlerin vergilerini düşüren Büyük, Güzel Yasa Tasarısı'nı imzalamasıydı. Öte yandan en düşük gelirli hanelerin vergilerinin artması bekleniyor.

Oxfam America, Trump'ın tartışmalı yasa tasarısının "onlarca yıldır görülen en büyük servet transferlerinden birini" kolaylaştırdığını söylüyor.

Rapora göre en üst yüzde 1 içindeki en düşük gelirli hane halkı, son bir yılda en alt yüzde 20’lik dilimdeki en yüksek gelirli hane halkından 987 kat daha fazla servet kazandı. Ayrıca Başkan Joe Biden dönemindeki bazı ayları da içeren geçen yıl içinde ABD milyarderlerinin serveti 698 milyar dolar arttı.

fty
Donald Trump döneminde milyarderlerin serveti 698 milyar dolar arttı (ABD)

En zengin Amerikalıların servetindeki bu muazzam artışa rağmen ülkenin yüzde 40'ından fazlası düşük gelirli olarak sınıflandırılıyor ve federal yoksulluk sınırının iki katından daha az gelirle yaşıyor.

Senatör Elizabeth Warren, raporun önsözünde, "Aramızdaki en zenginler neredeyse hiç vergi ödemeden hayal edilemez servetler elde edebiliyor" diye yazdı.

Partisinin başkan adaylığı için yarışırken servet vergisini destekleyen Demokrat, raporun yeni bir yol sunabileceğini de öne sürdü.

Warren, "Bu rapor, Amerika'daki eşitsizliğin şiddetini inceliyor ve ileriye dönük bir yol çiziyor" diye yazdı.

Neyin işe yaradığını biliyoruz. Sıkı rekabet için büyük şirketleri bölmek, çalışanlarımızı desteklemek, vergi mevzuatını düzeltmek ve hizmetlere yatırım yapmak sadece ailelere yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm ekonomimizi de güçlendiriyor. Halkımıza yatırım yaptığımızda, kuralları adilce uyguladığımızda, en zenginlerden kendi paylarına düşeni yapmalarını istediğimizde hepimiz daha iyi olacağız.

grthy
Elizabeth Warren, "büyük şirketleri bölmenin" ABD ekonomisini güçlendireceğini söylüyor (AP)

Oxfam America Başkanı ve CEO'su Abby Maxman da Warren'la aynı fikirde.

Yaptığı açıklamada, "Veriler, ülkemizdeki insanların içgüdüsel olarak zaten bildiği bir şeyi doğruluyor: Yeni Amerikan oligarşisi burada" dedi.

Milyarderler ve mega şirketler hızla büyürken, çalışan aileler konut, sağlık hizmeti ve market alışverişi için para bulmakta zorlanıyor.

Ancak milyarderler, Trump'ın ikinci başkanlığında kilit bir rol oynadı.

Yemin töreni sırasında sahnede Elon Musk, Mark Zuckerberg, TikTok CEO'su Shou Zi Chew ve Jeff Bezos gibi CEO'lar da vardı.

Öte yandan Palantir, OpenAI, Google ve Lockheed Martin gibi şirketler, süregelen hükümet kapanmasına rağmen Trump'ın devam eden 300 milyon dolarlık projesinin en büyük fon sağlayıcıları arasında yer alıyor.

Hatta bir haberde Trump ailesinin, iki başkanlık dönemi boyunca kripto paralardan, MAGA markalı ürünlerden ve Mar-a-Lago konutundan gelen kârlar sayesinde 3,4 milyar dolar gibi dudak uçuklatan bir kazanç elde ettiği öne sürüldü.

Başkomutan, milyarder arkadaşlarının görev süresi boyunca kazandıkları parayla neşeyle övünmüştü.

Trump, sırasıyla 12,9 milyar dolar ve 5,6 milyar dolar servetleri olduğu tahmin edilen Charles Schwab ve NASCAR takımı sahibi Roger Penske'yi işaret ederek, onların hatırı sayılır servetleriyle böbürlenmişti.

Nisanda Oval Ofis'te düzenlenen bir basın toplantısında, "2,5 milyar dolar kazandı ve 900 milyon dolar kazandı! Bu hiç de fena değil!" demişti.

The Independent, yorum için Elizabeth Warren, ABD Hazine Bakanlığı ve Beyaz Saray'la iletişime geçti.

Independent Türkçe


OPEC Genel Sekreteri: Petrol talebine ilişkin görünüm olumlu olmaya devam ediyor

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Heysem el-Gays (Reuters)
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Heysem el-Gays (Reuters)
TT

OPEC Genel Sekreteri: Petrol talebine ilişkin görünüm olumlu olmaya devam ediyor

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Heysem el-Gays (Reuters)
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Heysem el-Gays (Reuters)

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Heysem el-Gays bugün yaptığı açıklamada, örgütün petrol talebine ilişkin olumlu işaretler görmeye devam ettiğini ve piyasada herhangi bir sürpriz beklemediğini söyledi.

El-Gays, Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı (ADIPEC 2025) kapsamında düzenlenen bir oturumda, petrol ve gaz talebinin devam edeceğini ve yakın zamanda talepte bir doruk beklemediklerini vurguladı. Bu nedenle, petrol ve gazın güvenli olduğunu ve piyasada arzlarının bol bulunduğunu belirtti.

OPEC+ ittifakının aralık ayı için petrol üretiminde hafif bir artış ve gelecek yılın ilk çeyreğinde artışların geçici olarak askıya alınması konusunda anlaşmaya varmasından bir gün sonra konuşan el-Gays, “Arz ve talep arasında bir denge sağlamak istiyoruz” dedi.

OPEC+ ittifakının sekiz üyesi dün, aralık ayı için petrol üretimini günde yaklaşık 137 bin varil artırma konusunda anlaştı.

Suudi Arabistan, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak, Kuveyt, Umman, Kazakistan ve Cezayir olmak üzere sekiz ülke, ‘mevcut elverişli petrol piyasası temelleri ve istikrarlı küresel ekonomik görünüm ışığında petrol piyasasını istikrara kavuşturma ve üretimlerini ayarlama taahhütlerini’ yineledi.

OPEC Sekreterliği, toplantının ardından yaptığı açıklamada, ‘küresel ekonomik beklentilerin istikrarlı olması ve piyasanın mevcut olumlu temel göstergeleri, bunun da petrol stoklarının düşüşüne yansıması ışığında’, Nisan 2023’te açıklanan gönüllü ek üretim kesintileri olan günde 1,65 milyon varil içindeki 137 bin varillik bir üretim ayarlamasının sekiz katılımcı ülke tarafından uygulanmasına karar verildiğini bildirdi. Açıklamada, bu ayarlamanın Aralık 2025’te yürürlüğe gireceği belirtildi.

Açıklamada, “Aralık ayından sonra, mevsimsel faktörler göz önüne alındığında, sekiz ülke ayrıca 2026 yılının ocak, şubat ve mart aylarında aylık üretim artışlarını askıya almaya karar verdi” denildi.

Diğer yandan BP CEO'su Murray Auchincloss, OPEC+ ittifakı dışındaki ülkelerden gelen petrol arzındaki artışın nisan ayına kadar duraklayacağını söyledi.

Auchincloss, petrol yatırımının uzun vadeli bir değer taşıdığını ve sektörün talep artışına ayak uydurmak için Abu Dabi, Irak ve Libya gibi bölgelerde genişlemesi gerektiğini ifade etti.