ABD, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki egemenliğini tanımayı bırakacağı iddialarını yalanladı

İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri. (Reuters arşiv)
İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri. (Reuters arşiv)
TT

ABD, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki egemenliğini tanımayı bırakacağı iddialarını yalanladı

İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri. (Reuters arşiv)
İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri. (Reuters arşiv)

ABD Dışişleri Bakanlığı, resmi Twitter sayfasında yaptığı açıklamalarda, Washington Free Beacon haber sitesinde bir yetkiliden aktarıldığı belirtilen, Biden yönetiminin eski Başkan Donald Trump tarafından duyurulan Golan Tepeleri (işgal altındaki Suriye’de) üzerindeki İsrail egemenliğini tanıma kararını iptal edeceği yönündeki iddiaları yalanladı.
İsrail İç Güvenlik Bakanı Omer Bar Lev de söz konusu iddialara verdiği yanıtta Golan Tepeleri’nin, ABD’nin tanıması geri çekilse bile İsrail egemenliği altında kalacağını söyledi. Bar Lev, İsrail merkezli Maariv gazetesine verdiği demeçte “ABD’nin Golan Tepeleri’ne bu ABD tarafından bu yönde bir karar alınsa dahi daha az İsrailli olmayacak” dedi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın şubat ayında Biden yönetiminin konuyla ilgili görüşü hakkındaki sorulara verdiği yanıtta Dışişleri Bakanlığı’nın önceki yönetimin kararına bağlı kalmaya devam edip etmeyeceğini açıklamadığına, sadece Golan Tepeleri’nin İsrail'in güvenliği için halen çok önemli olduğunu belirttiğine ve resmi tutumunun net olmadığına dikkat çekildi. Bakanlık, Washington’ın Golan Tepeleri’nin kimsenin mülkü olmadığına ve üzerindeki kontrolün bölgedeki değişikliklere göre değişebileceğine inandığını bildirdi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Suriye’de Beşar Esed hüküm sürdüğü ve İran da Suriye’de bulunduğu sürece Tahran Esed rejiminin desteklediği silahlı gruplar İsrail için önemli bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Pratikte Golan’ın kontrolü İsrail’in güvenliği için öneme sahip olmaya devam ediyor.” i
Bar Lev de İsrail hükümetinin ABD yönetiminin Suriye’deki Golan Tepelerine yönelik tanıma kararını iptal etme niyetini bildiğine yönelik haberleri yalanladı. “Yeni hükümet Golan’daki yerleşimcilerin ve yerleşim birimlerinin sayısını iki katına çıkarmaya yönelik siyasi programına bağlı” ifadesini kullandı.
İsrail Kanal 13 televizyonu adını vermediği, Bennet’a yakın bir İsrailli yetkilinin şu açıklamalarını aktardı:
“Bu konu ABD ile diyalogda gündeme gelmedi ve Golan sonsuza kadar İsrail egemenliğinde kalacak. Naftali Bennett başkanlığındaki yeni hükümetin kurulmasından bu yana, hükümet liderlerinin son iki hafta içinde ABD yönetimiyle yaptığı kapsamlı bir dizi görüşmeye rağmen İsrail böyle bir tutumdan haberdar edilmedi. ABD’li yetkililerden herhangi biri toplantılarda bu konuyu gündeme getirmedi. Hükümeti oluşturan siyasi partilerin çoğunun programları, İsrail’in güvenliği ve stratejik çıkarları için bir gereklilik olarak Golan’a bağlı. Bunun yanı sıra bu partiler, hükümetin bölgedeki ihmaline son vererek 20’ye yakın yeni yerleşim yeri inşa etmeyi ve önümüzdeki yıllarda bölgedeki Yahudi nüfusun sayısını iki katına çıkarmayı hedefliyor.”
Trump yönetiminin Golan Tepeleri konusundaki kararının şekillenmesinde çok önemli bir rol oynayan eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da bakanlık açıklamalarına dair şunları söyledi:
“Mevcut yönetim, İran destekli militanların ülkenin kuzey şehirlerine saldırılar planlamaya devam ettiği bir zamanda İsrail’in güvenliğini tehlikeye atıyor. Golan Tepeleri İsrail tarafından işgal edilmedi. Bu bölge İsrail’in bir parçası. Egemenliğe sahip olması sebebiyle İsraillilerin orada hakları var. Bu toprakların Suriye rejimindeki değişikliklere bağlı olarak Suriye’ye geri verilmesinin önerilmesi, İsrail’in güvenliğine ve uluslararası hukuka aykırıdır.”
Golan İsrail tarafından 1967’de işgal edildi. Bölgede 25 bin Suriyelinin yaşadığı beş köy var. Diğer yandan 22 bin İsraillinin yaşadığı 21 yerleşim yeri daha kuruldu. İsrail Parlamentosu Knesset’te, 1981 yılında Golan’ı İsrail topraklarına katmak için bir yasa çıkarıldı. Buna rağmen İzak Rabin, Şimon Peres, Ehud Olmert ve Binyamin Netanyahu hükümetleri, Suriye ile tam ve kapsamlı bir barış karşılığında Golan’dan çekilmeye istekli olduklarını savundukları müzakerelere girdiler.
Ancak Başkan Trump’ın, Golan’ın İsrail topraklarına katılması kararını tanıdığını duyurması ile denklem değişti. Duyurunun yapıldığı gün Netanyahu hükümeti, Trump adına bir yerleşim yeri (Ramot Trump) inşa ettiğini duyurdu. Ayrıca bu bölgede 300 konut inşaatının başlandığını açıkladı.



UAEA Genel Direktörü Grossi: İran birkaç ay içinde yeniden uranyum zenginleştirebilir

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Grossi bir basın toplantısı sırasında (EPA)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Grossi bir basın toplantısı sırasında (EPA)
TT

UAEA Genel Direktörü Grossi: İran birkaç ay içinde yeniden uranyum zenginleştirebilir

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Grossi bir basın toplantısı sırasında (EPA)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Grossi bir basın toplantısı sırasında (EPA)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, İran'ın ABD ve İsrail’in saldırıları nedeniyle nükleer tesislerinde meydana gelen hasara rağmen ‘birkaç ay içinde’ zenginleştirilmiş uranyum üretimine başlayabileceğini açıkladı.

İsrail, 13 Haziran'da İran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemek amacıyla İran'ın askeri ve nükleer tesislerine bir dizi saldırı düzenledi. İran ise nükleer silah geliştirdiği iddiasını defalarca kez yalanladı.

Ardından ABD, İsrail'in saldırılarına katılarak İran'ın nükleer programını yürüttüğü üç önemli nükleer tesisi hedef aldı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi perşembe günü, İsrail ile 12 gün süren savaşın ardından ülkesinin nükleer tesislerinde meydana gelen hasarın ‘büyük’ olduğunu açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump ise İran'ın nükleer programının ‘onlarca yıl’ geriye gittiğini vurguladı.

Ancak UAEA Genel Direktörü Grossi, CBS News'ün ‘Face the Nation’ programına verdiği röportajda bazı santrifüjlerin çalışmaya devam ettiğini söyledi.

Grossi, dün yayınlanan röportajda, “Bildiğiniz üzere birkaç ay içinde birkaç santrifüj grubunu ya da daha azını çalıştırarak zenginleştirilmiş uranyum üretebilirler” dedi.

Yanıt bekleyen başlıca soru ise İran'ın saldırılardan önce 408,6 kilogram olarak tahmin edilen yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stokunun bir kısmını veya tamamını başka bir yere nakletmeyi başarıp başaramadığı sorusu.

İran söz konusu uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirdi, yani sivil kullanım için belirlenen seviyelerin üzerinde. Ancak nükleer silah yapımı için gereken seviyenin de altında. Eğer bu maddeler daha fazla zenginleştirilirse, teorik olarak dokuzdan fazla nükleer bomba üretmeye yetebilir.

Röportajda “Bu maddelerin nerede olabileceğini bilmiyoruz” diyen Grossi, “Bazı santrifüjler saldırıda hasar görmüş olabilir, ancak bazıları da taşınmış olabilir. Bir noktada bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Öte yandan İran Şura Meclisi, UAEA ile iş birliğini askıya alan kararı oyladı ve Tahran, Grossi'nin hasar gören tesisleri, özellikle de Fordo Nükleer Tesisi’ni ziyaret etme talebini reddetti.

Grossi, “Orada ne olduğunu doğrulayabileceğimiz ve teyit edebileceğimiz bir konumda olmalıyız” dedi.

Diğer taraftan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio dün, Washington'ın UAEA’nın İran'da yürüttüğü önemli doğrulama ve denetim çabalarını desteklediğini vurguladı. Rubio Grossi ve UAEA’ya ‘özverili çalışmaları ve profesyonellikleri’ nedeniyle övgüde bulundu.