Mısır, Mareşal Hüseyin Tantavi’nin yasını tutuyor

Mısır eski Savunma Bakanı ve Silahlı kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi (EPA)
Mısır eski Savunma Bakanı ve Silahlı kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi (EPA)
TT

Mısır, Mareşal Hüseyin Tantavi’nin yasını tutuyor

Mısır eski Savunma Bakanı ve Silahlı kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi (EPA)
Mısır eski Savunma Bakanı ve Silahlı kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi (EPA)

Mısır eski Savunma Bakanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi için dün düzenlenen askeri cenaze törenine Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve ordu liderleri katıldı. Tantavi, 25 Ocak 2011’de başlayan Mısır devrimiyle birlikte Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı sıfatıyla Hüsnü Mübarek sonrası yönetimi devralan isimdi.
85 yaşında hayatını kaybeden Tantavi, 1991 yılında Savunma Bakanı olarak göreve başladı. İhvan’ın  (Müslüman Kardeşler) yönetimi devralmasıyla birlikte eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi tarafından verilen bir kararla 2012 yılından görevden alındı.
Tantavi’nin ölümü açıklanır açıklanmaz Sisi, “Babamı, öğretmenimi ve ülkesini seven birini kaybettim. Kendisini ülkeye hizmet etmeye adamasından çok şey öğrendim” diyerek Tantavi’nin Mısır’ın çağdaş tarihinde ciddi zorluklarla karşılaştığını söyledi. Mısır Cumhurbaşkanlığı, 1935’de doğan, 1956’da Mısır Askeri Koleji’nden mezun olan 1956’da İsrail’e karşı Sina Savaşı, 1967’de Altı Gün Savaşı ve 1973’te Ekim Savaşı’na katılan Tantavi’nin ölümü nedeniyle üç günlük ulusal yas ilan edildiğini duyurdu. Tantavi, İkinci Sahra Ordusu liderliği ve Muhafız Kolordu liderliği dahil olmak üzere 90’lı yılların başında önemli görevlerde yer alırken, takvimler 1991’i gösterirken Savunma Bakanlığı görevine getirildi. Tantavi’nin Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı sıfatıyla ülkenin cumhurbaşkanlığını üstlendiği geçiş döneminin istisnai koşulları sebebiyle o dönem ülkede bir karmaşıklık vardı. Sisi dün bir dizi projenin açılış töreni sırasında o dönemki bu karmaşıklığa ithafen halka yaptığı konuşmada, “Vallahi, burada bir yetkili olarak söylüyorum ki o adam (Tantavi)  Muhammed Mahmud, Maspero, Port Said Stadyumu ve bilimsel kompleks olaylarında masum.  Devleti alaşağı etmek için meydana gelen her türlü olayda masum, o dönemki tüm görevliler de masum. Açığa çıkar” ifadelerini kullandı.
Sisi konuşmasında, Mübarek sonrası dönemde onlarca kişinin hayatını kaybettiği şiddet olaylarına da atıfta bulundu.
Tantavi’nin Mısır yönetimi dönemini destekleyen Sisi, ülkeyi kaos ve iç savaştan koruduğunu belirtti.
Tantavi’nin yönettiği Şubat 2011-Haziran 2012 geçiş döneminde yasama ve yürütme yetkileri birleştirilirken, anayasayı değiştirme, siyasi hakları kullanma, cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenleme mekanizmalarını tanımlayan anayasa bildirileri yayınlandı. Bu duyurulardan en dikkat çekini ise 17 Haziran 2012’de yapılan duyuru oldu.  Muhammed Mursi, Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’nin ilan ettiği anayasal düzenlemeleri iptal etti. 12 Ağustos 2012’de önceki bildirgeyi yürürlükten kaldırarak başka bir deklarasyon yayınlayan Mursi, Tantavi ile Genelkurmay Başkanı Sami Annan'ı emekliye sevk etti.
Tantavi’nin görevden alındığı duyurusu, Kuzey Sina’daki Refah şehrinde yaklaşık 16 Mısırlı askerin öldüğü terör olayından günler sonra geldi. Ancak Mursi ve diğer partiler tarafından temsil edilen Mısır Cumhurbaşkanlığı olaydan Tantavi’yi sorumlu tutmadı. O dönem sadece Genel İstihbarat Müdürü, Askeri Polis Komutanı, Cumhuriyet Muhafızları Komutanı ve Kuzey Sina Valisi görevden alındı.
30 Haziran 2013 gösterilerinin ardından ise Tantavi için iadei itibar denilecek bir dönem yaşandı. Tantavi’nin adı Süveyş Kanalı'ndaki dev bir tarak gemisi, Kahire'deki büyük bir cami ve hayati bir ulaşım merkezi de dahil olmak üzere bazı önemli tesislere verildi. Sisi dün, Tantavi’nin adını Kahire'de daha önce "Hykestep" olarak adlandırılan büyük bir askeri üsse verme kararı aldığını duyurdu.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.