Tunus siyasal diyaloğunda eski hükümet ortakları olmayacak

Tunus Cumhurbaşkanı Said: “Halkın onları reddetmesi sonrasında artık bu tarafların bir yeri yok”

Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarını destekleyen protesto gösterilerinden bir görüntü (DPA)
Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarını destekleyen protesto gösterilerinden bir görüntü (DPA)
TT

Tunus siyasal diyaloğunda eski hükümet ortakları olmayacak

Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarını destekleyen protesto gösterilerinden bir görüntü (DPA)
Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarını destekleyen protesto gösterilerinden bir görüntü (DPA)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, fehsettiği hükümetin ortakları olan partilerin siyaset sahnesine dönme umutlarını azalttı. Öyle ki Said, geçen pazartesi günü hükümeti kurmakla görevlendirdiği Necla Buden ile yaptığı görüşmede, bazı tarafların “halkın onları reddetmesi sonrasında artık Tunus’ta yerleri olmadığını” ifade etti. Duruşundan geri adım atmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı, halkı aç bırakan ve onlara eziyet edenlerle muhatap olmayacağını vurguladı. Kays Said, Raşid el-Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi’nin liderlik ettiği iktidar koalisyonuna açık bir göndermede bulundu.
Muhaliflerine seslenen Said, “Halkı suiistimal etmek isteyene, onunla sert bir şekilde mücadele edileceğini ve ağır bir bedel ödeyeceğini söylüyorum” dedi. Tunus Cumhurbaşkanı, “yeni hükümetin, partiler arasında keskin bir siyasi tartışmaya yol açan fırsatçılardan ve onların açgözlülüğünden uzak duracağını” dile getirdi.
Devlet başkanının aldığı istisnai kararlara ve olağan üstü hale destek veren Halk Hareketi lideri Zuheyr el-Magzavi, Nahda’nın siyasi diyalogdan dışlandığını belirterek, “Yeni hükümetin kurulması sonrasında Kays Said’in başlatmayı planladığı diyalogda Nahda taraf olmayacak” dedi.
Tunus Cumhurbaşkanı ile birkaç kez görüşen Magzavi, yeni hükümet kurulur kurulmaz, yakın zamanda siyasi diyalog çağrısında bulunduğunu kendisine bildirdiğini dile getirdi. Magzavi ayrıca, “Tunus halkının gücün tekelde toplanmasına dair endişesi haklılığını koruyor” dedi.
Tunus Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz'da Meclisin çalışmalarını dondurması ve başbakanı azletmesinden sonra, 22 Eylül'de yetkilerini genişleten yeni kararnameler yayımladı. Son iki ayda yaşanan olağanüstü hal süreci, ülkede demokratik sürece geri dönüş çağrıları yapan siyasi kesimlerle Said’i destekleyen cephelerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Gözlemcilere göre bu durumun, siyaset sahnesinde değişikliklere neden olması muhtemel. Nahda ise kendi içerisinde sürece dair nasıl bir tutum belirleneceğine dair tartışmalar yaşıyor. Söz konusu saflaşmada Nahda’nın tavrı belirsizliğini koruyor.
Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Said, geçen pazartesi günü Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Yusuf Buzaher ile bir araya geldi. Said, “onurlu insanlar” ve “diğer tarafların lehine çalışan ötekiler” olarak ayrım yaptığı Tunus hakimlerine hitaben, “Devlete karşı suç işleyen taraflar var. Bunlar, Tunus’un dört bir yanında, iki gün içinde yoksullardan hesap sorulan adalet saraylarına sızdı. Devlete karşı komplocular yargılanmadı ve Savcılık onlara karşı dava açmadı” dedi. Ülkede kötülük isteyen hainler olduğunu belirten Buzaher, “Ancak sebze çalan bir yoksulun tutuklanması dışında Cumhuriyet Savcılığı harekete geçmiyor. Meydan ise herhangi bir soruşturma olmadan, milyonlarca kişinin yağmalayanlara kalıyor” dedi.

‘Said insan haklarını ihlal ediyor’
Öte yandan Said’i eleştiren Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliği Başkanı Cemal Muslim, “Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanması, toplanma yasağı ve hareket özgürlüğünün kısıtlanması; mevcut otoritenin ‘özgürlüklere ve haklara saygı göstermeye devam edeceğine’ dair güvencelerinden geri adım atacağını önceden haber veriyor” değerlendirmesinde bulundu. Muslim, faaliyetleri askıya alınan ve dokunulmazlıkları kaldırılan parlamentodaki milletvekillerinin yargılanması, bir milletvekili ve bir televizyon aktivistinin askeri mahkemede tutuklanması da dahil olmak üzere Cumhurbaşkanının, açıkladığı bazı güvenceler hususunda ihlallerde bulunduğunu belirtti. İçişleri ve Savunma Bakanlıklarını, ‘anayasada güvence altına alınan bir hak olarak toplanma özgürlüğüne saygı duymaya’ çağıran Cemal Muslim, getirilen yeni yasakların toplanma özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olduğunu ve bunların, Birliği endişelendirdiğini söylerken, Cumhurbaşkanını da verdiği sözlere saygı duymaya çağırdı.
Cumhurbaşkanı Kays Said 22 Eylül’de çıkarttığı yeni kararnameler ile kendisinin yasama ve yürütme yetkisine yönelik olağanüstü düzenlemeler yaptı ve yasa tekliflerinin anayasaya uygunluğunu denetleyen geçici komisyon da feshedildi.
Resmi Gazete'de yayımlanan kararnamelerde, Kays Said’e Bakanlar Kurulunun görüşünü aldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla “kanun metinlerini” çıkarma yetkisi verildi.
Kararnameye göre, Hükümet artık Meclise değil, Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu olacak. Cumhurbaşkanı, başbakanı atayacak, bakanları, hükümetin siyasetini ve kararlarını belirleyecek.
Cumhurbaşkanı'na ayrıca her türlü Cumhurbaşkanlığı kararını halk oylamasına sunma yetkisi de verildi.



İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
TT

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera vilayeti kırsalında yer alan Yermuk Havzası'ndaki çeşitli noktaları işgal etti.

Suriye devlet televizyonu, ‘İsrail güçlerine ait altı aracın Dera'nın batısındaki Yermuk Havzası'nda bulunan Saysun köyüne girdiğini’ duyurdu.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi, ‘üç araçtan oluşan bir İsrail kuvvetinin Yermuk Havzası'ndaki Ayn Zikr köyünün eteklerinde bulunan devrik rejim güçlerinin 112. Tugayı’na ait eski bir askeri alana girdiğini’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçlerinin söz konusu bölgeye girmesi, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşen ikinci ihlal. Zira daha önce de askeri bölgeye girmişler ve içinde sabotaj ve buldozer operasyonları gerçekleştirmişlerdi.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre İsrail güçleri, 2 Temmuz'da Kuneytra'nın güneyindeki Mezraa el-Basali'de gözaltına aldıkları üç Suriye vatandaşını birkaç saat sonra serbest bıraktı.

İsrail ordu güçleri çarşamba günü güney Kuneytra kırsalındaki bir çiftliğe saldırı düzenleyerek üç vatandaşı gözaltına aldı; Tel Aviv bu kişilerin İran'la bağlantılı olduğunu iddia etti.

28 Haziran'da bir İsrail ordu gücü güney Kuneytra kırsalındaki Ruveyhine köyünü işgal ederek evlerde arama yaptı ve evlerin içini tahrip etti.

Dera 24 televizyon kanalı, iki tank ve iki araçtan oluşan bir İsrail gücünün köye girdiğini ve bazı evlerde arama yaptığını bildirdi.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları Esed rejiminin devrilmesinden sonra önemli ölçüde arttı. İsrail ordusu Suriye ordusuna ait askeri mevzileri hedef alarak buraları imha etti. İsrail ayrıca, Şam, Kuneytra ve Dera kırsalında kara saldırılarıyla eş zamanlı olarak tampon bölgeyi kontrol altına aldı, ardından sınır bölgelerinde operasyonlar düzenlemeye başladı.