Filistin lideri Mahmud Abbas Cezayir’de

Filistin Devlet Başkanı Abbas mevkidaşı Tebbun ile görüşmek için Cezayir'i ziyaret ediyor

Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, Cezayir'deki Filistin Devleti Büyükelçiliği'nin (AFP) yeni binasının açılışını yaptı.
Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, Cezayir'deki Filistin Devleti Büyükelçiliği'nin (AFP) yeni binasının açılışını yaptı.
TT

Filistin lideri Mahmud Abbas Cezayir’de

Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, Cezayir'deki Filistin Devleti Büyükelçiliği'nin (AFP) yeni binasının açılışını yaptı.
Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, Cezayir'deki Filistin Devleti Büyükelçiliği'nin (AFP) yeni binasının açılışını yaptı.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, önümüzdeki Mart ayının sonunda Cezayir'in başkentinde yapılacak Arap Birliği Zirvesi hazırlıklarını tartışmayı amaçlayan iki günlük bir ziyaret için bugün (Pazar) Cezayir'e gidecek ve mevkidaşı Abdulmecid Tebbun ile görüşecek. Tebbun, İsrail'in Afrika Birliği'ne (AfB) gözlemci bir devlet olarak katılımını engellemişti.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki Ramallah'ta gazetecilere verdiği demeçte, Abbas'ın Cezayir ziyareti sırasında "Filistin sorununu ilk olarak gündeme getirmek için koordinasyon sağlanacağını" söyledi.
Maliki, “Müzakereler İsrail'in AfB'ye gözlemci bir devlet olarak katılımı konusunu ele alacak. Cezayir, İsrail’in katılımını önlemek için AfB içinde bir harekete öncülük ediyor. İsrail’in katılımı daha önce önümüzdeki Şubat ayında yapılması planlanan Afrika Zirvesi’ne ertelenmişti. Cezayir liderliğiyle olan Filistin görüşmelerinde İsrail'in AfB'ye girmesini engellemek için yapılacak zirveye kadar önümüzdeki günlerde iki taraf arasında rol dağılımı yapmak için acilen bir strateji geliştirmek konusu ele alınacak” dedi.
Maliki, “Abbas, Cezayir'den sonra Cumhurbaşkanı Kays Said'in daveti üzerine Tunus’a birkaç gün sürecek bir ziyaret gerçekleştirecek. Bu ziyarette Tunus’la ikili ilişkiler ve Tunus'un Birleşmiş Milletler ve bölgesel ve uluslararası örgütlerdeki rolü ele alınacak” diye konuştu.
Abbas, Tunus ziyareti sırasında ülkedeki Filistin Büyükelçiliği'nin yeni binasının açılışını yapacak.
Abbas'ın Cezayir ve Tunus ziyaretleri, İtalya ve Vatikan'ın ardından Rusya ve Katar'ı kapsayan yurt dışı gezisinin akabinde geliyor.
Filistinliler, ABD yönetiminin siyasi bir yolu desteklemekteki yavaşlığı sebebiyle giderek daha fazla hayal kırıklığına uğrarken Abbas diplomatik faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Fetih Hareketi'nin Merkezi Komitesi toplantılarında Abbas bu yavaşlıktan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.
Temel olarak Uluslararası Dörtlü’yü aktif hale getirmek ve Uluslararası Dörtlü ve diğer ülkelerden iki taraf arasındaki müzakerelere sponsor olmak için uluslararası bir barış konferansını başlatmak üzere Abbas, uluslararası toplumun planına yanıt vermesini umuyor.
Uluslararası Dörtlü, Filistin-İsrail müzakerelerine sponsor olmak amacıyla 2002 yılında kuruldu, ancak taraflar rolünün etkisiz olduğuna inandıkları için Uluslararası Dörtlü bağlamında çalışmayı bıraktı.
Abbas, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada bir girişim başlatmış ve İsrail'e işgalini sona erdirmesi için bir yıllık süre tanımıştı, aksi takdirde önlem alacağını ifade etmişti.
Filistin'in en yüksek yasama organı olan Merkez Konseyi, önümüzdeki ayın başlarında yapılacak bir toplantıda Filistin liderliğine sunulan seçenekleri tartışacak.
Filistin liderliğinin önünde “İsrail ile anlaşmaları durdurmak, İsrail'in tanınmasını askıya almak, işgal altında bir devlet ilan ederek geçiş aşamasını sona erdirmek ve uluslararası meşruiyet kararlarından geri çekilmek” gibi çeşitli seçenekler var. Bütün bunlar Merkez Konseyi toplantısında dikkatle incelenecek.
Abbas, Merkez Bankası'nın kararlarını Arap Birliği Zirvesi’ne taşıyacak. Filistin Devlet Başkanı, bir barış sürecini başlatma girişimi için mümkün olan en büyük Arap desteğini almak ya da bunun başarısız olması halinde tek taraflı önlemler almak istiyor.



Humus'taki Aleviler verilen güvencelere rağmen güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli

Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
TT

Humus'taki Aleviler verilen güvencelere rağmen güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli

Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)

Suriye'nin üçüncü büyük kenti Humus'ta, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in mensubu olduğu Alevi toplumu, yeni yetkililerin ‘rejim kalıntılarını’ aramak için mahallelerinde günlerdir sürdürdüğü ve yüzlerce kişinin gözaltına alındığı güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli.

Humus'un merkezindeki çarşı, kurşunlarla delik deşik edilmiş binaların arasında satıcılardan meyve ve sebze almaya gelen insanlarla dolup taşıyor. Ancak Alevilerin çoğunlukta olduğu mahallelerin girişlerinde, bu hafta sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından yeni kurulan kontrol noktalarında askeri üniformalı silahlı adamlar duruyor.

Humus'un Alevi bölgelerinin bazı sakinleri AFP'ye, genç erkeklerin hatta silahlarını teslim eden askerlerin bile gözaltına alındığını söyledi.

AFP'nin konuştuğu tüm kişiler güvenlik kaygıları nedeniyle isimlerinin açıklanmamasını istedi.

Şehirdeki iki kişi, kontrol noktasındaki silahlı adamların insanlara mezheplerini sorması üzerine bölge sakinlerinin şikâyeti sonrası bir kontrol noktasının kaldırıldığını belirtti.

Alevilerin çoğunlukta olduğu ez-Zehra mahallesinin bir sakini, “Şu ana kadar yaşadığımız ve hissettiğimiz şey korkunun gerçekliğiydi. İlk başlarda münferit vakalardı, ancak şimdi çok sayıda olduğu için böyle adlandırılamaz” ifadelerini kullandı.

Humus'ta bir kontrol noktasında nöbet tutan Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri (AFP)Humus'ta bir kontrol noktasında nöbet tutan Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri (AFP)

‘Büyük çoğunluk sivil’

Suriye'deki yeni yönetim 8 Aralık'ta iktidara geldiğinden beri azınlıklara güven vermeye çalışıyor. Ancak Aleviler, Esed ailesiyle olan uzun süreli ilişkileri nedeniyle kendilerine karşı bir tepki oluşmasından korkuyor. Yetkililer ise herhangi bir ihlal olduğunu reddetti.

Humus vilayetinden eski bir Halk Meclisi üyesi olan Şehade Meyhub, ez-Zehra mahallesi sakinleri tarafından bildirilen yüzlerce ihlal ve gözaltına alınmayı belgelediğini kaydetti.

AFP'ye, “Şu ana kadar elimde ez-Zehra mahallesinde gözaltına alınan 600 kişinin ismi var” diyen Meyhub, Humus kentinin tamamında ‘gözaltına alınanların sayısının bin 380’i aştığını’ ifade etti.

Meyhub, gözaltına alınanlar arasında ‘yerleşim merkezlerine müracaat etmiş emekli tuğgeneraller ve albaylar olduğunu, ancak en büyük oranın zorunlu hizmette bulunan siviller ve askerler olduğunu’ belirtti.

Esed'i deviren yeni yönetim Suriye'nin çeşitli kentlerinde uzlaşma merkezleri açarak, eski askerleri silahlarını teslim etmeye davet etti.

Meyhub, kentin es-Sebil mahallesinde bir grup subayın eşleri ve çocuklarının önünde dövüldüğünü söyledi.

Humus'taki yetkililerin vatandaşların şikâyetlerine yanıt verdiğini ve gözaltına alınanları kısa süre içinde serbest bırakma sözü verdiğini belirten Meyhub, ihlallerin arkasında Heyetu Tahriru’ş-Şam'a (HTŞ) bağlı bazı grupların olduğunu ifade etti.

Ez-Zehra mahallesindeki bir başka adam AFP'ye, eski bir asker olan oğlundan geçen hafta Hama kırsalındaki bir kontrol noktasında gözaltına alındığından beri haber alamadığını söyledi.

Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında motosikletli bir adamın kimliğini kontrol ediyor. (AFP)Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında motosikletli bir adamın kimliğini kontrol ediyor. (AFP)

‘Öfke’

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman geçen hafta AFP'ye yaptığı açıklamada, Humus kenti ve kırsalında çoğunluğu Alevi olan en az bin 800 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Esed'in devrilmesinden bu yana Alevilere yönelik şiddet Suriye genelinde artışa geçti. SOHR o tarihten bu yana çoğunluğu Humus ve Hama vilayetlerinde olmak üzere 150 Alevinin öldürüldüğünü kaydetti.

Çatışmaların başladığı 2011 yılında Humus, insanların gösteri yapmak için sokaklara döküldüğü ilk şehirlerden biri olduğu için ‘devrimin başkenti’ olarak adlandırılmıştı. Özellikle bu şehirdeki protestolar sert bir şekilde bastırıldı ve mezhepsel şiddet savaş sırasında zirveye ulaştı. Humus'ta Sünni Müslümanların çoğunlukta olmasının yanı sıra Alevi ve Hıristiyan azınlık da bulunuyor.

Son günlerde internette dolaşan videolarda silahlı kişilerin Humus'ta erkekleri topladığı ve onlara çömelmelerini emrettiği görüldü.

AFP bu videoların hepsini doğrulayamadı, ancak kendisini bazı tutuklularla konuşurken kayda alan 21 yaşındaki HTŞ üyesi Muhammed Ebu Ali ile konuştu.

Ebu Ali AFP'ye, “Videoda görünenler suçlular ve şebbihalar... Savaşın ilk yıllarında Humus'ta katliamlar yaptılar. Onları yakaladık ve ilgili makamlara teslim ettik” şeklinde konuştu.

Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında sürücülerin kimliklerini kontrol ediyor. (AFP)Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında sürücülerin kimliklerini kontrol ediyor. (AFP)

‘Savaştan yorulduk’

Humus'ta Ebu Yusuf kod adlı bir HTŞ yetkilisi, İçişleri Bakanlığı personelinin kentteki tarama operasyonları sırasında ‘üç silah zulası bulduğunu ve onlarca aranan ismi gözaltına aldığını’ söyledi.

Humus'taki Kamu Güvenliği Departmanı pazartesi günü, kentin mahallelerinde beş gün süren tarama operasyonunun sona erdiğini duyurdu. Ancak HTŞ yetkilisi tarama operasyonunun devam ettiğini ve bölgenin ‘rejim kalıntılarından tamamen temizlenmediğini’ söyledi. Yetkili, “Sünni, Alevi, Hıristiyan fark etmeksizin herkes için güvenlik ve emniyet istiyoruz” dedi.

Şehrin başka bir yerinde, 2012 yılında rejim ordusu tarafından ele geçirilen muhaliflerin kalesi Baba Amr mahallesinin yol kenarları yıkıntılarla dolu. Evlerin duvarlarında ve kapılarında kurşun izleri var.

On yıl önce Lübnan'a kaçan 46 yaşındaki Fayez el-Cemal, eşi ve yedi çocuğuyla birlikte evlerine döndüğünde evlerini yıkılmış, kapıları ve pencereleri olmayan bir halde bulmuş.

El-Cemal, yıkılan binalar arasında komşularının ve arkadaşlarının öldürüldüğü yerleri işaret ediyor ama intikam almak istemiyor. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre el-Cemal, “Savaştan ve aşağılanmaktan bıktık. Biz sadece herkesin kendi hayatını yaşayabilmesini istiyoruz. Biz mezhepçiliğe karşıyız” ifadelerini kullandı.