Lübnan’dan Suriye’ye ekmek kaçakçılığı gündemde

Lübnan doğusundan Suriye’ye ekmek kaçakçılığına engel olmak için güvenlik önlemleri alındı

Lübnan - Suriye sınır kapısından bir kare (Reuters_Arşiv)
Lübnan - Suriye sınır kapısından bir kare (Reuters_Arşiv)
TT

Lübnan’dan Suriye’ye ekmek kaçakçılığı gündemde

Lübnan - Suriye sınır kapısından bir kare (Reuters_Arşiv)
Lübnan - Suriye sınır kapısından bir kare (Reuters_Arşiv)

Lübnan’ın yaşadığı ekonomi krizi ve yaşamsal sıkıntıların gölgesinde, Suriye’ye ekmek kaçakçılığı yapıldığının duyurulması, ülkede akaryakıt sübvansiyonlarının kaldırılmasının ardından geçen sonbaharda gerileyen sınır ötesi kaçakçılığı yeniden gündeme getirdi.
Cebel-i Lübnan Fırın Sahipleri Sendikası Başkanı Antoine Seyf, Suriye’ye binlerce ekmek paketinin yanı sıra un kaçakçılığının da yapıldığını açıklarken, devlete bu konuyu kontrol altına alma çağrısında bulundu. 
Bekaa’nın kuzeyindeki kaynaklar ise Şarku’l Avsat’a, binlerce paket ekmeğin kaçakçılığına ilişkin konuşmaların “doğru olmadığını” söyledi. Kaynaklar, Suriye’deki ekmeğin fiyatlarının Lübnan’daki fiyatından çok daha düşük olduğuna dikkat çekti. Bu noktada, her iki ülkede ekmeklerin hükümet tarafından sübvansiyon sağlandığını edildiğini hatırlatmak gerekiyor. Kaynaklar bununla birlikte, Suriye’deki restoranlarda tüketilmek üzere Lübnan’dan “turist ekmeği” olarak bilinen ekmeklerin kaçakçılığının yapıldığına dikkati çekerek, “miktarın büyük olması beklenmiyor, çünkü bu ticaret kârlı değil” dedi. Suriye’deki restoranlarda tüketilen ekmeğin, Lübnan’da yaklaşık 10 bin Lübnan lirasına satıldığını, Suriyelilere ise yaklaşık 18 bin Lübnan lirasına (0,5 dolar) satıldığını söyledi.
Kaynaklar, Suriye’ye küçük miktarlarda Lübnan unu kaçırıldığından bahsederken, kaçakçılığın kuzeydoğu Lübnan’daki Bekaa Vadisi’nin kuzey sınır köylerinden, Lübnanlıların yaşadığı Kuseyr bölgesi köylerinden kaçırıldığını ancak, bu miktarların Lübnan makamları ve Lübnan ordusu tarafından, kuzeydoğu Lübnan’a un taşıyan kamyonlara getirilen kısıtlamalar sebebiyle çok büyük olmadığını belirtti.
Lübnan geçen hafta, depo ve değirmenlerdeki buğday stoklarının azalması nedeniyle ekmek sıkıntısı yaşadı. Ekmek sıkıntısını sebeplerinden biri olarak, dolar kurundaki yükselişe paralel olarak bir paket ekmeğin fiyatı da arttı. Fırınlarda ekmek fiyatı 10 bin Lübnan lirasına (yaklaşık 30 sent) ve dağıtım yapan dükkanlarda 12 bin Lübnan lirasına ulaştı. Bu artış, un maliyeti sübvanse edilse de, ekmek imalatında ve ambalajlanmasında kullanılan yakıt, şeker, maya ve naylon gibi malzemelerdeki sübvansiyonların kaldırılması sebebiyle geldi.
Kaçakçılık faaliyeti iki faktöre bağlı olarak düştü. Bunlardan ilki, Lübnan’daki fiyatların yükselmesi, ikincisi ise özellikle Lübnan’ın kuzey doğusunda, Suriye sınırı olan Uyun Urguş’taki kaçakçılık yollarının, kar yağışı nedeniyle kapanmasaydı zira ekmek kamyonları Hrabta beldesinde Lübnan ordusunun büyük bir kontrol noktasından geçmek zorunda kaldı.
Lübnan’ın doğusundaki güvenlik kaynakları Şarku’l Avsat’a, Uyun Urguş’taki yolun kar nedeniyle kapanmasının ardından, Lübnan iç taraflarından Humus’a giden uluslararası yol arasında, merkezi bir noktada bulunan Hrabta kontrol noktasından geçilmesinin zorunlu hale geldiğini söyledi. Kaynaklar, ordu istihbaratının ve 9.uncu Tugay’ın “Suriye sınırına giden yoldan geçen un kamyonlarını ve diğer kamyonları incelediğini” vurguladılar. Aynı zamanda, ordu üyelerinin kaçakçılıkla mücadele planları kapsamında, sürücülerin belgelerini ve unun hangi belde veya fırına götüreceklerini kontrol ettiklerini açıkladı.
Lübnan makamları, sınır beldelerindeki fırınların ve un ihtiyaçlarının listelerini hazırladı. Un yüklü kamyonların sürücüleri destinasyonlarının yer aldığı resmi belgeler taşıyor ve belgeleri göstermelerinin ardından, önceden hazırlanan listelere göre geçişlerine izin veriliyor. Bölgedeki kaynaklar, sınır bölgelerine giden gaz sevkiyatlarda da Suriye’ye kaçakçılık yapılmasına engel olunması için çalışıldığını söylediler.
Lübnan’dan Suriye’ye yönelik kaçakçılık faaliyetleri, temel olarak akaryakıtlar ve gaz üzerindeki sübvansiyonların kaldırılmasının ardından geriledi. Lübnan’dan Suriye’ye yapılan kaçakçılık faaliyetlerinde akaryakıt, canlı hayvan ve sebze kaçakçılığına kıyasla, en önemli kaçakçılık faaliyetiydi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.