Libya: Uluslararası muhalefete rağmen Temsilciler Meclisi yeni Hükümette ısrarcı

Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi, büyükelçilere ve BM Temsilcisi Stephanie Williams’a ülke işlerine karışmamaları çağrısı yaptı

Libya Temsilciler Meclisi’nin 31 Ocak’ta Tobruk’taki toplantısı (Libya Temsilciler Meclisi Basın Ofisi)
Libya Temsilciler Meclisi’nin 31 Ocak’ta Tobruk’taki toplantısı (Libya Temsilciler Meclisi Basın Ofisi)
TT

Libya: Uluslararası muhalefete rağmen Temsilciler Meclisi yeni Hükümette ısrarcı

Libya Temsilciler Meclisi’nin 31 Ocak’ta Tobruk’taki toplantısı (Libya Temsilciler Meclisi Basın Ofisi)
Libya Temsilciler Meclisi’nin 31 Ocak’ta Tobruk’taki toplantısı (Libya Temsilciler Meclisi Basın Ofisi)

Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi (TM), 31 Ocak’ta yeni bir başbakan seçme yolundaki süreci işletiyor. ABD ve uluslararası tarafların Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) değiştirmeye gerek olmadığını vurgulamasına rağmen TM, Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki mevcut hükümetin, “seçimlerin ertelenmesi sonrasında görevini tamamladığını” savunuyor.
Akile Salih başkanlığındaki TM, 31 Ocak’ta gerçekleştirdiği toplantıda, bugün (1 Şubat Salı) itibarıyla ‘Başbakan adaylık dosyalarını teslim almaya başlama’ kararı aldıklarını açıkladı. TM, dosyaları teslim almadan önce gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak için inceleme yapılacağını ve özellikle Devlet Yüksek Konseyi ile temasa geçmek için Yol Haritası Komitesi’ne bu hususta bilgi verileceğini de söyledi.
TM, başbakanın 8 Şubat’taki meclis oturumunda seçilmesine karar verirken, 7 Şubat’ta ise adayların dinleneceğini belirtti.
Meclis’in kararları, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yetkililerin yeni bir başbakanın seçilmesine ilişkin yorumlarına karşı eleştirileri de içerdi. Öyle ki meclis, bazı büyükelçilere ve BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilcisine (Stephanie Williams) Libya’nın işlerine karışmama çağrısında bulundu.
Williams, TM’nin talepleri hakkında doğrudan yorum yapmasa da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Libya’daki siyasi aktörlerin ve sahada güç sahibi olanların, kişisel veya kurumsal çıkarlarının tehdit altında olduğunu hissettiklerinde yapıcılıktan engelleyici olmaya dönüş hızları dikkat çekicidir” ifadelerine yer verdi.
Williams, “Libya’daki söylem, anlaşmazlıkları güç kullanarak çözme söyleminden, anlaşmazlıkları siyasi ve barışçıl yollarla çözme söylemine dönüşmüştür” diyerek, bunun olumlu bir şey olduğunu ve bu yaklaşımın sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
BM Özel Temsilcisi ayrıca, İngiltere merkezli The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, Libyalı siyasilerin iktidarda kalmak için oynadığı ‘müzikli sandalye oyunu’ hakkında konuştu. Yetkili, Libyalı politikacıların ‘bu karar yerine Haziran ayında yapılması planlanan ülke genelindeki seçimlere odaklanması gerektiğine’ dikkati çekti.
Stephanie Williams, meclisin mümkün olan en kısa sürede ‘yaklaşık 3 milyon Libyalı tarafından sorulan ‘Seçimlerimize ne oldu?’ sorusunu yanıtlayan’ güvenilir bir siyasi süreç başlatmasını istediğini belirtti.
BM Özel Temsilcisi, yetkileri bilinmeyen yeni hükümeti tartışmadan önce meclisin, seçim tarihini belirlemesi gerektiğini söylerken, Libya’nın tam bir bölünmeye dönmesi halinde DEAŞ terör örgütünün geri dönebileceğine karşı da uyardı.
Libya kurumları arasında tırmanan siyasi gerginlik, 31 Ocak’taki Temsilciler Meclisi toplantısına gölge düşürdü. Öyle ki bazı üyeler, başsavcıya ‘meclis uçağının Mitiga Havalimanı’na inmesinin engellenmesini soruşturma’ çağrısı yaptı.  
TM Başkanı, dünkü toplantıda yaptığı açıklamada, “Tobruk’a çok sayıda milletvekilini taşıyan uçağın kalkışını geciktirmek, ulusal güvenliği ve ülke birliğini etkileyen bir eylemdir. Geçici hükümet, hareket özgürlüğünü kısıtlamakla suçlanmaktadır” dedi.
Aynı şekilde meclis, bugün düzenlenecek bir toplantıda hükümette görev yapan, şirket ve kurumlarda çalışan, kanuna aykırı olarak görevinden ayrılan ve görevlerini ihlal eden milletvekillerinin isimlerinin açıklanması kararı aldı. Bu çerçevede Salih, Meclis, büyükelçiliklere veya kamu şirketlerine atanan temsilcilerin üyeliklerini düşürecek” dedi.
Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, TM’nin yeni bir başbakan seçme ve Başbakanın görev süresini sonlandırma talebini görmezden gelerek, başkent Trablus’taki Üçüncü Çevre Yolu projesinin yanı sıra, diğer altyapı projelerinin tamamlanmasına izin verdiğini açıkladı.
Bu çerçevede 31 Ocak’ta Trablus’ta düzenlenen bir törende ülkenin 252 km doğusundaki ‘Ecdebiye- Calu’ yolunun ve 360 km güneyindeki ‘Ubari- Gat’ yolunun genişletilmesi için bir sözleşme imzalandı.
Törene, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, çok sayıda bakan, yürütme organı direktörü ve projeyi yürüten Mısırlı Şirketler Birliği de katıldı.
Dibeybe, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada “Mısır şirketlerini ülkenin güneyinde, batısında ve doğusunda bir dizi elektrik, kanalizasyon ve yol projesini uygulamaya çağırdık. Bu projeyi tamamlamak için en fazla sayıda Libyalı genci istihdam etmek ve proje üzerinde çalışmaya katılma görevlerini kolaylaştırmak istiyoruz” dedi.
Diğer taraftan Mısır Şirketler Birliği’nin temsilcisi Adil Abdulmuhsin, birliğin iki hafta içerisinde Libya’daki yol projelerinin uygulanması için zaman çizelgesini kabul edeceğini söyledi. Abdulmuhsin, Brezilyalı bir şirket tarafından daha önce yürütülen çalışmaların, ‘teknik sorun yaşamamak için yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ve koşulların incelenmesi için bu konuda bir ekip gönderileceğini’ belirtti.
Abdulmuhsin ayrıca, “Çevre Yolu projesinin hayata geçirilmesi için belirlenen süre, sahanın hazırlanması ve Libya tarafındaki tüm engellerin kaldırılması tarihinden itibaren 12 aydır” şeklinde konuştu.
Planlama Bakanı Fahir Ebu Ferna ise bakanlığının, Libya Merkez Bankası ile iş birliği dahilinde uygulama için gerekli finansmanı sağlayacağı taahhüdünde bulundu.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz