İslamabad: Veziristan’da silah ve mühimmat depoları ele geçirildi

Pakistan ile Afganistan arasında, kanlı çatışmaların ardından kapatılan sınır kapısı yeniden açıldı

Pakistanlı tacirler ve Afgan vatandaşları, en az üç kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaların ardından kapatılan Spin Boldak Şaman sınır kapısı önünde toplandı (AFP)
Pakistanlı tacirler ve Afgan vatandaşları, en az üç kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaların ardından kapatılan Spin Boldak Şaman sınır kapısı önünde toplandı (AFP)
TT

İslamabad: Veziristan’da silah ve mühimmat depoları ele geçirildi

Pakistanlı tacirler ve Afgan vatandaşları, en az üç kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaların ardından kapatılan Spin Boldak Şaman sınır kapısı önünde toplandı (AFP)
Pakistanlı tacirler ve Afgan vatandaşları, en az üç kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaların ardından kapatılan Spin Boldak Şaman sınır kapısı önünde toplandı (AFP)

Pakistan’da üst düzey askeri bir yetkili, güvenlik güçlerinin Kuzey Veziristan’da çok sayıda baskın düzenlendiğini, bu baskınlarda terörist unsurlara ait silah ve mühimmat dolu depoları ele geçirmeyi başardığı açıklandı. Depolara el konulması teröristlerin bölgedeki operasyonlarına devam etmelerini imkansız hale getirdi.
Bu baskınların sonuncusu Kuzey Veziristan’ın Spinwam bölgesinde gerçekleşti. Spinwam’da güvenlik güçleri, teröristlerin çamurdan yapılmış sığınağına girmeden önce yoğun bir çatışmaya girdi. Pakistan güvenlik güçlerinin bulduğu mühimmatlar arasında makineli tüfekler, el bombaları, mayınlar, kelepçeler ve çok sayıda kalibreleri farklı mermiler yer alıyordu. Kuzey Veziristan’da başka bir bölgede silahların bulunduğu başka bir baskın düzenlendi. Pakistan ordusuna bağlı Hizmetler Arası Halkla İlişkiler (ISPR) yaptığı bir açıklamada “Güvenlik güçleri, bölgede bir terörist sığınağı olduğuna ilişkin istihbaratına dayanarak Veziristan kuzeyinde Ghulam Khan Khel'de, bir operasyon gerçekleştirdi.” ifadelerine yer verildi.
Orduya bağlı medya ofisi “Bölgede yapılan aramada, teröristlerin sığınaklarında çok miktarda silah, mühimmat ve patlayıcı madde bulundu.” açıklamasında bulundu. Bu baskınlar başlamadan önce bile, Pakistan medyasında, Taliban’ın zamanı gelince kullanmak için Pakistan ile Afganistan arasındaki sınır bölgesinde belirli noktalarda silah ve mühimmat depoladığına dair haberler yayınlanmıştı. Açıklamada “Pakistan, Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kabil’in kontrolünü ele geçirmesinden bu yana, Afgan sınırına yakın topraklarında yeni bir şiddet dalgasıyla yüzleşiyor. Geçtiğimiz iki haftada, Taliban’ın güvenlik güçlerine yönelik saldırıları her gün gerçekleşen bir hale geldi. Bu saldırılar Pakistan ve Afganistan arasındaki sınır boyunca gerçekleşti.”  ifadelerine yer verildi. Diğer yandan, Afganistan ile Pakistan arasındaki Spin Boldak Şaman sınır kapısı, perşembe günü iki ülkenin güvenlik güçleri arasında çıkan ve en az üç kişinin ölümüne neden olan çatışmalar sonrasında kapatılmasının ardından dün yeniden açıldı.
Pakistan Sınır Özel Kuvvetleri sözcüsü AFP’ye yaptığı açıklamada, “Sınır tüm faaliyetler için yeniden açıldı” dedi. Afganistan’ın Kandehar şehrini Pakistan’ın Ketta şehrine bağlayan Spin Boldak Şaman sınır kapısı, Torham sınırının ardından iki ülke arasındaki en önemli sınır kapısıdır.
Spin Boldak Şaman sınır kapısı, perşembe günü Taliban ile Pakistan güvenlik güçleri arasında çıkan ve en az üç kişinin ölümüne ve diğer kişilerin yaralanmasına yol açan çatışmalar sonrasında kapatılmıştı. Her iki tarafta olayda sorumluluk üstlendi. Güvenlik güçlerinden bir kaynak, sınır kapısının yeniden açılmasının, Pakistanlı yetkililer ile Afganistan’ın Kandehar şehri valisi arasındaki görüşmelerin bir sonucu olduğunu söyledi. Kandehar Valiliği Sözcüsü Mahmud Azzam, sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı. Taliban’ın geçen yıl Ağustos ayında Afganistan’da iktidara dönmesinden bu yana sınırdaki gerilimler giderek artıyor ve Pakistan, Afganistan’dan hükümet karşıtı silahlı grupların saldırılar planladığından şüpheleniyor. Taliban ise bu tür grupların ülkede barındığını reddediyor.
Bununla birlikte, Taliban, İslamabad’ın Durand Hattı olarak bilinen, sömürge döneminde belirlenen sınır boyunca 2 bin 700 kilometrelik tel örgü çekmesi sebebiyle kızgın. Her gün Afganistan’dan binlerce kişi tedavi, ticaret veya akraba ziyareti gibi çeşitli nedenlerle Pakistan sınırını geçiyor.



Bir Vatikan kaynağı Şarku’l Avsat’a konuştu: Vatikan, BM’nin Gazze'deki ‘soykırım’ raporunu kabul edebilir

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
TT

Bir Vatikan kaynağı Şarku’l Avsat’a konuştu: Vatikan, BM’nin Gazze'deki ‘soykırım’ raporunu kabul edebilir

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)

Papa 14. Leo, Katolik Kilisesi'nin lideri seçilmesinden bu yana verdiği ilk röportajda, ‘soykırım’ teriminin, Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi sakinlerinin İsrail işgal ordusunun elinde maruz kaldıkları durumları tanımlamak için her geçen gün daha fazla kullanıldığını söyledi.

‘Vatikan'ın bu konuda henüz resmi bir tutum almaya hazır olmadığını’ belirten Papa, “Soykırımın ne olduğunu tanımlayan çok teknik bir tanım var. Ancak bu terimi kullananların sayısı her geçen gün artıyor; bunların arasında İsrail'de insan haklarını savunan iki örgüt de var” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan üst düzey bir Vatikan kaynağı, Vatikan'ın Gazze Şeridi'nde yaşananları soykırım olarak nitelendiren Birleşmiş Milletler (BM) raporunun bulgularını benimseme olasılığını dışlamadı.

scdfr
Yerinden edilmiş Filistinli bir çocuk, ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden kaçarken, güneye doğru ilerleyen bir kamyonun içinden dışarıya bakıyor, 18 Eylül 2025. (Reuters)

Papa soykırımla ilgili açıklamalarını yaptığında BM raporu henüz yayınlanmamıştı. Bu açıklamalar, 10 Temmuz'da Peru'lu bir gazeteciye verdiği uzun röportajın bir parçasıydı.

Röportajın tamamı önümüzdeki ay ‘14. Leo: 21. Yüzyılın Küresel Vatandaşı ve Misyoneri’ başlıklı bir kitapta yayınlanacak.

Papa 14. Leo röportajda, Hıristiyanları ‘Filistinlilerin yaşadığı korkunç duruma’ seyirci kalmamaya çağırdı ve buradaki durumu değiştirmek için baskı yapmaya devam etmeleri için onları teşvik etti.

BM İnsan Hakları Konseyi tarafından oluşturulan bağımsız bir uzmanlar komitesi tarafından yayınlanan BM raporunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın Filistinlilere karşı ‘soykırım suçları’ işledikleri belirtildi.

Yahudilerle ilişkiler

Papa 14. Leo röportajda, Katolik Kilisesi için çok hassas bir konu olan Gazze Şeridi'ndeki olayların ardından Yahudilerle ilişkiler konusuna değindi.

dfg
Papa 14. Leo, bu ayın başlarında Vatikan'da İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'u kabul etti. (Reuters)

Papa, “Papalığımın ilk aylarında Yahudilerle ilişkiler konusunda hafif bir iyileşme oldu. Yahudilerin kendilerinin de yaptığı gibi, İsrail hükümetinin yaptıkları ile Yahudilerin bu konudaki tutumunu birbirinden ayırmak önemlidir. İki taraf görüşlerini yakınlaştırmak için yakın zamanda toplantılar yaptı. Hıristiyanlığın kökleri Yahudilikte yatmaktadır ve bunu görmezden gelemeyiz” ifadelerini kullandı.

İspanya'nın Gazze soruşturması

Madrid'deki İspanya Başsavcılığı bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki eylemlerinin ‘uluslararası hukuk, insan hakları ve uluslararası insani hukukun ciddi ihlalleri’ olup olmadığını belirlemek için resmi soruşturma açmaya karar verdiğini duyurdu.

Bu açıklamanın ardından, İspanya İnsan Hakları ve Demokratik Hafıza Başsavcısı Dolores Delgado, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları devam ederken, Gazze'de olası insan hakları ihlallerine dair cezai delillerin her geçen gün arttığını söyledi.

“Daha önce hiç bu kadar doğrudan bir uluslararası hukuk ve insan hakları ihlaline tanık olmamıştık” diyen Delgado, ‘mevcut mevzuat altında İspanya'nın kendi toprakları dışında bu tür suçları işleyenleri yargılamasının pratikte imkansız olduğunu’ ifade etti.

cdfvg
Madrid'deki Puerta del Sol'da İsrail tarafından öldürülen Filistinli çocukların isimlerinin okunması için düzenlenen etkinlikten, 15 Eylül 2025 (DPA)

İspanya Başsavcılığı, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkardığı için İspanyol mahkemelerinin Netanyahu'yu savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan yargılama yetkisi olmadığına karar verdi.

Ancak Başsavcılık, İspanya'nın UCM'nin kararlarını uygulamak ve gelecekteki davalara hazırlık amacıyla delil ve kanıtları korumak konusunda UCM ile iş birliği yapmakla yükümlü olduğunu açıkladı. Gazze Şeridi'ndeki sivil kurbanlar arasında İspanyol vatandaşlarının da olduğunu ve UCM'nin yargı yetkisinin cezasızlığı önlemek için bir araç olduğunu hatırlattı. Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, “Gazze'de işlenen bu tür suçları yargılamak herkesin görevidir. Çünkü bunlar medeniyete ve hepimize yönelik bir saldırıdır” denildi.

İşgalin destekçileri

Bu arada BM Genel Kurulu'nun 18 Eylül 2024 tarihli kararında İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi için belirlenen bir yıllık sürenin dolması vesilesiyle, Uluslararası Af Örgütü, İsrail ile iş yapan 15 uluslararası şirketin listesini yayınladı ve ‘bu şirketlerin yasadışı işgal, soykırım ve diğer insanlık suçlarına katkıda bulunduğunu’ belirtti. Bu şirketlerden bazılarına, BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin raporunda da değinilmişti.

Uluslararası Af Örgütü'nün bu hafta yayınladığı raporda, bu şirketlerin diğer kamu kurumları ve devletlerle birlikte ‘suç ortaklığı ve destekleriyle ya da eylemsizlikleriyle, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçları, tüm Filistin topraklarını işgali ve Filistin halkına karşı uyguladığı apartheid rejimi de dahil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal etmesine olanak sağladıkları" belirtildi.


Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail medyası dün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 29 Eylül'de Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceğini bildirdi.

Netanyahu dün, Trump'ın, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasının ardından bu ayın sonlarında kendisiyle görüşeceğini duyurdu.

Netanyahu basın toplantısında, "Trump beni Beyaz Saray'a davet etti. BM'deki konuşmamın ardından onunla görüşeceğim" dedi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Netanyahu, İsrail'in Gazze'deki savaş nedeniyle dünya sahnesinde giderek artan bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldığı ve önümüzdeki yıllarda daha yalnız bir devlet olmak zorunda kalacağı yönündeki açıklamasıyla tepkilere yol açtıktan bir gün sonra basın toplantısı düzenledi ve piyasaların olumsuz tepkisini "yanlış anlama" olarak nitelendirdi.

Netanyahu, "İsrail ekonomisine tam güven duyuyorum" diyerek, "İsrail ekonomisi son iki yıldır süren savaşta tüm dünyayı şaşkına çevirdi" ifadelerini kullandı.


İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
TT

İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)

İspanyol polisi dün, Senegal'den Kanarya Adaları'na doğru yola çıkan ve varışta en az 50 kişinin kayıp olduğu bildirilen bir teknede göçmenleri öldürüp işkence ettikleri iddiasıyla 19 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

24 Ağustos'ta, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları açıklarında harap bir tekneden göçmenler kurtarıldı. İspanyol polisine göre teknede 248 kişi bulunuyordu.

Reuters'ın haberine göre yetkililer yola çıktığı sırada teknede 300 kişinin bulunduğunu ve kayıpların çoğunun 11 günlük yolculuk sırasında denize atıldığını düşünüyor. Polis açıklamasına göre hayatta kalanlar soruşturmacılara, gözaltına alınanların çoğunun "onlarca kişiye saldırdığını, onları dövdüğünü ve çeşitli şekillerde darp ettiğini" söyledi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: "Bazı durumlarda göçmenleri diri diri denize attılar ve kazara suya düşenleri kurtarmayı reddettiler."

Polis, bazı cinayetlerin batıl inançlarla bağlantılı olduğunu ve mağdurların "büyücülük" yapmakla ve motor arızalarından, yiyecek kıtlığından ve fırtınalardan sorumlu olmakla suçlandığını belirtti. Diğerleri ise zorlu koşulları protesto ettikleri için öldürüldü.

Tutuklu yargılanan 19 şüphelinin tamamı yasadışı göç, cinayet, saldırı ve işkence suçlamalarıyla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son yıllarda binlerce göçmen, Kuzey Afrika'dan İspanya'ya, özellikle de Afrika'nın kuzeybatı kıyısındaki İspanyol Kanarya Adaları'na deniz yoluyla göç etmeye çalışırken hayatını kaybetti.

İspanya, İtalya ve Yunanistan ile birlikte Avrupa'ya giden düzensiz göçmenler için üç ana giriş noktasından biridir.