Irak halkı cumhurbaşkanlığı seçim oturumunun başarısız olmasından endişeli

Irak halkı cumhurbaşkanlığı seçim oturumunun başarısız olmasından endişeli
TT

Irak halkı cumhurbaşkanlığı seçim oturumunun başarısız olmasından endişeli

Irak halkı cumhurbaşkanlığı seçim oturumunun başarısız olmasından endişeli

Irak’ta Şii Koordinasyon Grubu çatısı altındaki siyasi parti ve bloklar ve onlara bağlı İran yanlısı silahlı gruplar, Vatanı Kurtarma İttifakı’nın kuruluşunun ilan edilmesine karşı tehditlerini sürdürüyor. İttifak, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Sünni Egemenlik İttifakı ve Şii Sadr Hareketi’nin bir araya gelmesiyle kuruldu. Söz konusu tarafların ittifaka yönelttiği tehditler, bu çekişmenin gruplar arası silahlı çatışmaya dönüşebileceği ihtimaliyle ilgili halkta ciddi endişelere yol açmaya başladı. Özellikle sıradan vatandaşlar, genel seçimlerin yapılmasının üzerinden 5 aydan uzun süre geçmesine rağmen siyasi partilerin hükümeti kurmak yerine aralarındaki hummalı rekabetin ve inatlaşmanın oldukça tehlikeli noktalara doğru ilerlediğinin tamamen farkında. Ülkede yıpranan altyapı, bocalayan ekonomi, işsizlik ve kırılgan güvenlikle ilgili biriken sorunları düzeltmek için çalışacak bir hükümetin kuruluşu gecikti.
Irak’ın eski Başbakanı ve Koordinasyon Grubu üyelerinden Haydar el-İbadi’nin dün Mesud Barzani, Muhammed el-Halbusi ve Mukteda es-Sadr’ın bir araya gelerek kurduğu Vatanı Kurtarma İttifakı’nı tebrik etmesi istisna edilirse Koordinasyon Grubu’nun geri kalan üyeleri ve onlara bağlı silahlı gruplar yaptıkları açıklamalarda ve paylaştıkları tweet’lerde, yarınki (cumartesi) meclis oturumunda KDP’nin cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’in seçilmesinde ısrar edilmemesi çağrısında bulunarak, Vatanı Kurtarma İttifakı ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) çeşitli tehditlerde bulundu.
Vatanı Kurtarma İttifakı ilan edildiğinde Koordinasyon Grubu, ittifakın cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’in seçilmesini garantilemek için vekillerin üçte ikisinin oyunu alabileceğine şüpheyle yaklaştı. Koordinasyon Grubu üyelerinden Asayib Ehlil Hak Genel Sekreteri Kays el-Hazel, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, söylentilerin ve psikolojik savaşın sona ermesinin ardından Koordinasyon Grubu’nun oturumun düzenlenmesini engelleyecek üçte birlik çoğunluğu elinde tuttuğu iddiasının gerçek olduğunun ortaya çıkacağını ifade etti. Hizbullah Tugayları Sözcüsü Ebu Ali el-Askeri, sert bir dille hedef aldığı Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi’yi ‘palyaço’ diye niteledi. Askeri, Halbusi’yi KDP’nin ‘ayrılıkçı’ adayı Reber Ahmed’in meclisteki oylamadan geçmesine karşı uyardı. Askeri, dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Irak’ın batısındaki ‘Haşdi Şabi ve direniş güçlerine’ seslenerek, ‘tehditlerin boyutlarına uygun olarak yeniden konuşlanmalarını’ talep etti.
İmam Ali Tugayı Komutanı Şibli ez-Zeydi, Sadr’ın Kürt ve Sünni partilerle kurduğu ittifakı eleştirdi. Zeydi açıklamasında, “Bu ittifakla Şiilerin siyasi karar üzerindeki hakimiyetine ateş açılmıştır. (KDP’ye atıfla) Ayrılıkçı güç, merkezi zayıflatıyor ve hayal kırıklığı yaşayan safın birliğini dağıtıyor” ifadesini kullandı.
Şii Koordinasyon Grubu çatısı altındaki parti ve grupların çoğu Vatanı Kurtarma İttifakı’nı ‘siyasi süreç içinde ülkenin en büyüğü olan Şii bileşenin nüfuzunu baltalayan ve onu ülkenin en üst yürütme makamı olan başbakanlıktan mahrum bırakan benzeri görülmemiş yeni bir bidat’ olarak tanımlıyor. Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki, Vatanı Kurtarma İttifakı’nın kuruluşuyla ilgili dün yaptığı açıklamada, “Teamüle göre cumhurbaşkanlığı Kürtlerin, meclis başkanlığı Sünnilerin, başbakanlık Şiilerindi ve başbakan adayını bu makamın tahsis edildiği bileşenden sayıca en büyük meclis bloku seçerdi ancak bu tur alışılanın dışına çıktı; zira ortaklarımız Kürtlerle ve Sünnilerle ittifaklar kurdular” dedi. Bununla birlikte Sadr ve ‘ulusal çoğunluk hükümeti’ formülünü destekleyen siyasi gruplar ise Vatanı Kurtarma İttifakı’nın ülkeyi ‘kota bataklığından ve mezhepçilikten’ kurtaracağı görüşünde.



Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.


Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.