Pulp Fiction yıldızları Samuel L. Jackson ve Uma Thurman yeniden bir araya geliyor

Ünlü oyuncular suç ve kara komedi filmi The Kill Room için kamera karşısına geçecek

Ucuz Roman, 1994 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'ne layık görülmüştü (Screenrant)
Ucuz Roman, 1994 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'ne layık görülmüştü (Screenrant)
TT

Pulp Fiction yıldızları Samuel L. Jackson ve Uma Thurman yeniden bir araya geliyor

Ucuz Roman, 1994 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'ne layık görülmüştü (Screenrant)
Ucuz Roman, 1994 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'ne layık görülmüştü (Screenrant)

Deneyimli Hollywood yıldızları Samuel L. Jackson ve Uma Thurman yeni bir projeyle kamera karşısına geçecek. The Kill Room adlı yeni film, Quentin Tarantino'nun yönetmenliğini yaptığı ve ikilinin başrollerinde yer aldığı 1994 yapımı Ucuz Roman'ı (Pulp Fiction) andırıyor.
Ucuz Roman sinema tarihinin en popüler yapımlarından biri. The Kill Room bu nedenle hem oyuncuların hayranlarının hem de Ucuz Roman tutkunlarının ilgisini çekebilir. 
Kara komedi türündeki yeni film bir kara para aklama hikayesi anlatacak. 
The Hollywood Reporter'ın haberine göre Jonathan Jacobson'ın senaryosunu yazdığı, Nicol Paone'nin yöneteceği film bir tetikçinin yanlışlıkla sanat dünyasında sansasyon yaratmasını konu alacak. 
Hikayedeki tetikçinin patronunu Jackson, sanat simsarını da Thurman canlandıracak. 
Projeyle ilgili heyecanını dile getiren Paone şu ifadeleri kullandı:
"Uma Thurman ve Samuel L. Jackson'la zaten muazzam bir senaryo olan The Kill Room'u yapmak en çılgın hayallerimin bile ötesinde. Ekranda oldukları her an hem gıpta ettiriyorlar hem de göz alıcılar."
Yönetmen ayrıca şu ifadeleri ekledi:
"Kabul ettikleri için her ikisine de sonsuza kadar minnettarım ve bunu Anne Clements ve Yale Productions'la birlikte hayata geçirmekten heyecan duyuyorum."
Filmin merkezindeki suikastçiyi kimin canlandıracağıysa açıklanmadı. 
The Kill Room'un vizyon tarihi de henüz belli değil. 
Independent Türkçe, The Hollywood Reporter, Screenrant



Kafkas Dağları'ndaki 3 bin yıllık "mega kalenin" sırları açığa çıktı

Alacakaranlıkta çekilen atmosferik fotoğraf, iki geçidin birleştiği noktadaki konumu gösteriyor (Nathaniel Erb-Satullo)
Alacakaranlıkta çekilen atmosferik fotoğraf, iki geçidin birleştiği noktadaki konumu gösteriyor (Nathaniel Erb-Satullo)
TT

Kafkas Dağları'ndaki 3 bin yıllık "mega kalenin" sırları açığa çıktı

Alacakaranlıkta çekilen atmosferik fotoğraf, iki geçidin birleştiği noktadaki konumu gösteriyor (Nathaniel Erb-Satullo)
Alacakaranlıkta çekilen atmosferik fotoğraf, iki geçidin birleştiği noktadaki konumu gösteriyor (Nathaniel Erb-Satullo)

Kafkas Dağları'ndaki 3 bin yıllık bir kalenin daha önce düşünülenden neredeyse "40 kat daha büyük" olduğunu ortaya çıkaran yeni drone araştırması, Doğu Avrupa'daki Tunç Çağı yerleşimlerine dair anlayışımızı yeniden şekillendiriyor.

Dmanisis Gora adı verilen "mega kale", Avrupa, Avrasya Bozkırı ve Ortadoğu arasındaki sınırda yer alan Kafkasya bölgesinde MÖ 1500'le MÖ 500 arasında bir dönemde inşa edilmişti.

Özgün toplulukların kültürel kesişme noktası olan bölgenin uzun bir geçmişi var.

Cranfield Üniversitesi'nden Nathaniel Erb-Satullo, yer aldığı araştırma hakkında "Dmanisis Gora sadece Kafkasya'nın güney bölgesi için önemli bir bulgu değil, büyük ölçekli yerleşimlerin yapısındaki çeşitlilik açısından daha geniş bir öneme sahip" diyor.

Kazılar ilk kez 2023'te bölgedeki iki derin vadi arasındaki müstahkem bir bölümde başladı ancak yaz otlarının öldüğü sonbaharda yapılan bir sonraki ziyaret, yapının ilk başta düşünülenden çok daha büyük olabileceğini ortaya koydu.

Araştırmacılar daha sonra iç kale alanının dışında başka tahkimat ve diğer yapıların kalıntılarını buldu.

Alanın büyüklüğünü yerden anlamanın imkansız olduğunu fark ettiklerinde, bölgenin insan yapımı özelliklerini inceleyip haritalamak için drone kullandılar.

Dr. Erb-Satullo, "Drone yaklaşık 11 bin fotoğraf çekti ve bunlar gelişmiş yazılımlarla bir araya getirilerek yüksek çözünürlüklü dijital yükseklik modelleri ve ortofotolar (her noktayı dümdüz aşağıya bakıyormuşsunuz gibi gösteren birleştirilmiş resimler) üretildi" diyor.

Bu veri setleri, dikkat çekmeyen topografik özellikleri belirlememizi ve dış yerleşimdeki tüm sur duvarları, mezarlar, tarla sistemleri ve diğer taş yapıların doğru haritalarını çıkarmamızı sağladı.

Görsel kaldırıldı.
Ölçek olarak yakınında elektrik hattı direkleri bulunan 1 km uzunluğundaki dış sur duvarının fotoğrafı (Nathaniel Erb-Satullo)


Hakemli dergi Antiquity'de çarşamba günü detaylandırılan araştırma, kazı alanının daha önce düşünülenden 40 kat daha büyük olduğunu ve bir kilometre uzunluğunda bir sur duvarıyla korunan büyük bir dış yerleşime sahip olduğunu ortaya koydu.

Araştırmacılar, hangi özelliklerin yeni olduğunu anlamak için fotoğrafları Soğuk Savaş dönemi casus uydu görüntüleriyle karşılaştırdı.

Bu da eski yerleşimin bazı bölümlerinin modern tarım nedeniyle zarar gördüğünü ortaya çıkardı.
 

Görsel kaldırıldı.
Dış yerleşimdeki yapılar ve sol üstte görünen 1 km uzunluğundaki sur duvarı (Nathaniel Erb-Satullo)

Araştırmacılar, kalenin bölgedeki gezgin pastoral gruplarla etkileşimin ardından genişlediğinden ve dış kısımdaki büyük yerleşimin muhtemelen mevsime göre genişleyip daraldığından şüpheleniyor.

Bilim insanları, Asya, Avrupa ve Ortadoğu'nun kesişim noktasındaki kritik öneme sahip bu bölgenin nüfus yoğunluğu, hayvan hareketleri ve tarımsal uygulamalarına ışık tutacak daha fazla çalışma yapılmasını umuyor.

Bölgedeki yerleşimler üzerine gelecekte yapılacak araştırmalar, Geç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı toplumlarına ve bu toplulukların nasıl işlediğine dair yeni bilgiler de sağlayabilir.

Independent Türkçe