Irak’ın su rezervleri yüzde 50 azaldı

Bağdat’tan geçen Dicle Nehri’nin su seviyesinde belirgin bir düşüş var (AFP)
Bağdat’tan geçen Dicle Nehri’nin su seviyesinde belirgin bir düşüş var (AFP)
TT

Irak’ın su rezervleri yüzde 50 azaldı

Bağdat’tan geçen Dicle Nehri’nin su seviyesinde belirgin bir düşüş var (AFP)
Bağdat’tan geçen Dicle Nehri’nin su seviyesinde belirgin bir düşüş var (AFP)

Irak Su Kaynakları Bakanlığı Danışmanı Avn Diab, bu yıl yağış eksikliği ve komşu ülkelerden gelen nehir suyunun azalması nedeniyle Irak’taki su rezervlerinin 2021’e göre yüzde 50 azaldığını söyledi.
Diab, son üç yılda kuraklık yaşandığına dikkat çekerek, “Tüm bunların Irak’taki durum üzerinde güçlü bir etkisi oldu. Bu elbette önümüzdeki yaz ve kış döneminde suyun nasıl kullanılacağı konusunda bize bir uyarı veriyor. Biz de bu faktörleri dikkate alıyoruz ve tarım sezonu için bu verilere göre planlama yapıyoruz” dedi.
Petrol ve doğalgaz açısından zengin olan Irak, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dünyanın en savunmasız beş ülkesinden biri. 41 milyon insanın yaşadığı bu ülkede su önemli bir sorun olmaya devam ediyor.
Irak, başta Dicle ve Fırat olmak üzere birçok nehirden elde ettiği suları İran’ın yanı sıra Türkiye ve Suriye ile paylaşıyor.
Bağdat’a göre kaynak suyu üzerine komşuların barajlar inşa etmesi, Irak’a su akışını azaltıyor.
Nisan ayı ortasında Diab, mevcut su miktarının ülkenin ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olduğuna duyduğu güveni dile getirdi.
Kuraklık ve su kıtlığı, Irak’ı 2021-2022 kışı için ekili alanları yarıya indirmeye zorladı.
Dünya Bankası (WB), uygun politikaların yokluğu nedeniyle Irak’ın 2050 yılına kadar mevcut tatlı su kaynaklarında yüzde 20’lik bir azalma görebileceğini tahmin ediyor.
WB, savaşların altyapıyı harap ettiği, DEAŞ’a yönelik saldırıların ardından yeniden yapılanmanın yavaşladığı bir ülkede, yeni altyapı, barajlar ve sulama projeleri geliştirmek için 20 yılda 180 milyar dolar ayırmak gerektiğini bildirdi.
WB, Kasım ayında yaptığı açıklamada, 2018’de Su Kaynakları Bakanlığı’nın bütçesinin gerekli bütçenin %0,2’sinden daha az, 15 milyon dolar olduğunu belirtti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24