Suudi Arabistan, Ramazan’ın son 10 gününde umreci sayısının artışına yönelik hazırlıklarını tamamladı

Mashat’tan Şarku’l Avsat’a: Her gün 30 bin Umre vizesi veriliyor.

Fotoğraf  (Şarku’l Avsat)
Fotoğraf (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan, Ramazan’ın son 10 gününde umreci sayısının artışına yönelik hazırlıklarını tamamladı

Fotoğraf  (Şarku’l Avsat)
Fotoğraf (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan devlet kurumları, özellikle Ramazan’ın son 10 günü ve Kur’an-ı Kerim hatmi için belirlenen 27 Nisan’dan önce, Mescid-i Haram ziyaretçileri ve umrecilere hizmet vermeye yönelik hazırlıklarını tamamladı. Söz konusu hazırlıklar, umrecilerin ibadetlerini huşu ve huzur ile çevrili bir ibadet ve maneviyat ortamında gerçekleştirmelerini sağlama çerçevesinde geliyor.
Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri’nde Toplama ve Gruplara Ayırmadan sorumlu Usame Usame bin Mansur el-Huceyli, Mescid-i Haram’da verilen hizmetlerin, umrecilerin ve ibadet edenlerin ihtiyaçlarına uygun şekilde, en iyi hizmetin sağlanması için tamamlandığını ve yaşlılar ve engelliler için yolların yenilendiğini belirtti. İ'tamarna ve Tevekkelna uygulamalarından bir açıklama yayınlayarak, umrecilere kendileri için belirlenen vakitlere uyma çağrısında bulundu. Huceyli ayrıca tavaf alanının tam olarak umrecilere tahsis edildiği bildirdi.
Hac ve Umre Bakan Yardımcısı Dr. Abdulfettah Maşşat, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte yurt dışından gelen umrecilere verilen Umre vizesi sayısının günlük 30 bini aştığını ve toplam umreci sayısının 500 bini geçtiğini belirtti. Ayrıca Ramazan Ayı sonuna kadar bu sayının 700 bini geçmesi beklendiğini kaydetti.
Hac ve Umre Bakan Yardımcısı Maşşat, mübarek Ramazan Ayı’nda kaydedilen verilere ve rakamlara göre umreci sayısının 700 bine ulaşmasının beklenirken, Suudi Arabistan içinden günlük umreci sayısının yaklaşık 260 bine ulaştı ve Toplama ve Gruplara Ayırma İdaresi ve katılımcı tarafların, Ramazan Ayı’nın sonuna kadar toplam 4 milyon 200 binden fazla umreciyi gruplandırmış olmasının beklendiğini gösterdi.
Maşşat umrecilere hizmet verme yetkisine sahip şirketlerle ilgili olarak da bu sektörde çalışma konusunda ruhsatlı toplam firma sayısının 700 civarında olduğunu ancak faaliyet halinde 500 şirket olduğunu söyledi. Bakan Yardımcısı, Bakanlığın hacılara hizmet verecek 9 ulusal şirketin kurulumunu tamamladığını ve Umre ile ilgili olarak konunun halen incelenmekte olduğunu açıkladı.
Umre sezonunda hizmet veren firmaların performanslarının, teftiş turları ile daimi olarak takip altında olduğunu ayrıca iletişim merkezine gelen şikayetlerin de takip edildiğini vurgulayan Maşşat, tüm şirketleri ele alan teftişlerin, periyodik kontrol ve yönlendirilmiş kontrol olarak ikiye ayrıldığına dikkat çekti. Bakan Yardımcısı, Bakanlık çalışanlarının bir kusur fark etmesi halinde teftiş ekiplerinin derhal ilgili şirkete gönderildiğini ve bu teftişlerin umreciler ve hacılara yönelik hizmetleri sağlanmasının güvence aldığına alınmasını hedeflediğini belirtti.
Standartlar ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Maşşat, Bakanlık ile Rahman’ın misafirlerine hizmet sağlayan şirketler arasında, hizmetlerle ilgili olarak anlaşmaları düzenleyen ve denetleyen bir dizi standart olduğunu söyledi. Bunların umrecilerle yapılan anlaşmalara istinaden yapıldığını belirtti. Ayrıca alınan şikayetler ve teftiş turları sırasında gözlemcilerin doğruladığı durumlarla hizmetlere yönelik standartların uygulanma oranının takip edildiğini bildirdi. Bakan Yardımcısı Mekke ve Medine'de kabul ve uğurlama da dahil olmak üzere ulaşım, barınma veya yer hizmetleri dahil olmak üzere her hizmetin Bakanlık tarafından belirlenen standartlara sahip olduğunu söyledi.
Maşşat, ruhsatların geri alınmasını gerektiren durumlar hakkında, böyle bir adımın gerekli olduğu aşamanın, şirketin hacılara ve umrecilere kalacak yer bulamaması, hacıların ulaşımda büyük bir başarısızlığa uğraması ve çok sayıda umreciye yönelik bir ihlalin birden fazla kez tekrarlanması olduğunu, bu faktörlerin Bakanlığı ruhsatı geri almaya yönlendirdiğini vurguladı.
Hac ve Umre Bakanlığı, umrecilere konaklama ve ulaşım da dahil olmak üzere hizmet sağlayan şirketler üzerindeki kontrol prosedürlerini sıkılaştırıyor. Bakanlık, birkaç gün önce gerekli hizmetleri sağlayamayan 10 şirkete mali yaptırım uyguladı. Ardından, Umre alanında faaliyet gösteren şirketlerden birinin ruhsatını mevzuata, belirlenen hizmetlere ve umrecilerin takibine yönelik kurallara uymadığı gerekçesi ile askıya aldı.
Hac ve Umre Bakanlığı, umreci ve hacılara yönelik hizmeti etkileyecek herhangi bir kusura izin vermeyeceğini veya hoş görmeyeceğini belirtti. Bakanlık ayrıca tüm hizmet alanlarında kapsamlı teftiş turları ve umrecilerden alınan raporlar yoluyla, şirketleri ihlallerinden sorumlu tutmak için tüm yasal adımları atarak, hizmet sağlayıcılar karşısında Rahman’ın misafirlerinin haklarını korumaya kararlı olduğunu vurguladı. Bunun, Rahman’ın misafirlerine verilen hizmetlerin kalitesini yükseltmek ve onların güvenliğini sağlamak amacıyla yapıldığını kaydetti.  



Suudi Arabistan, BM'nin Filistin işgaline son verme kararını memnuniyetle karşıladı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline son vermesi çağrısında bulunan bir kararı kabul etti (AFP)
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline son vermesi çağrısında bulunan bir kararı kabul etti (AFP)
TT

Suudi Arabistan, BM'nin Filistin işgaline son verme kararını memnuniyetle karşıladı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline son vermesi çağrısında bulunan bir kararı kabul etti (AFP)
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline son vermesi çağrısında bulunan bir kararı kabul etti (AFP)

Suudi Arabistan dün (Çarşamba), BM Genel Kurulu'nun acil özel oturumunda oylanan “işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yasadışı varlığa son verilmesine” ilişkin kararı kabul etmesini memnuniyetle karşıladı.

Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Filistin halkının doğuştan gelen kendi kaderini tayin hakkını ve 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurmasını güvence altına almak amacıyla, Arap Barış Girişimi ve uluslararası meşruiyet kararları doğrultusunda Filistin meselesine adil ve kapsamlı bir çözüm bulunması için pratik ve inandırıcı adımlar atılması gerektiğini vurguladı.