Yukarı Mısır’da dolandırıcılara yönelik öfke arttı

Yukarı Mısır’da dolandırıcılara yönelik öfke arttı
TT

Yukarı Mısır’da dolandırıcılara yönelik öfke arttı

Yukarı Mısır’da dolandırıcılara yönelik öfke arttı

Mısır Savcılığı’nın ‘Asvan’da toplanma, güç ve şiddet kullanma, mülke zarar verme’ suçlamalarıyla, dolandırıcılığa uğrayan 19 kişi hakkında önlem olarak hapis kararı verdi. Ardından Yukarı Mısır’daki dolandırıcılık mağdurları arasında beklenti başladı.
Vatandaşlar hafta başında Asvan’da birçok köyde, paralarını işletecekleri ve büyük kârlar kazanmalarını sağlayacaklarını iddia ederek kendilerinden para alan kişilerin ortadan kaybolmasının ardından toplandılar. Polisler vatandaşları dolandıran kişilerden üçünü yakaladı ancak diğerleri kaçmayı başardı.
Yukarı Mısır’daki dolandırıcılar meselesi son haftalarda Mısır kamuoyunu da etkisi altına aldı. Dolandırıcılar, Mısır’da aylık büyük kârlar kazanacaklarını belirterek vatandaşlardan para topluyorlar. Bu dolandırıcılar mümkün olduğunca fazla insandan para topladıktan sonra ortadan kayboluyorlar. Söz konusu olgu ülkede yıllardır yaygın. Köylerde ve kırsal kesimlerde daha sık bir şekilde görülüyor.
Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında şu açıklamada bulundu:
“19 sanık, kamu huzurunu tehlikeye atan, amacı güç ve şiddet kullanarak suç işlemek olan bir toplantıya katıldı. Sanıklar, Necaa el-Şurfe’de aile sağlığı merkezine aile iki konut ateşe verdiler. Kamu yolunu keserek ulaşım kasıtlı olarak kesintiye uğrattılar. Polis memurlarına karşı güç ve şiddet kullanıdılar. Haksız yere polislerin görevlerini yapmaktan alıkoymaya çalıştılar, kamu hizmetlerinin işleyişi kasıtlı olarak aksattılar ve mülklere ve araçlara zarar verdiler.”
Dolandırıcılık operasyonuna maruz kalan çok sayıda Asvan vatandaşı Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda oluşan öfkeye dikkat çektiler. Edfu şehrinden Mustafa el-Ferha “Asvanlılar dolandırıcılık ve yağmalamalarının yanı sıra hapis cezasına da maruz kalıyorlar” dedi. Durumlarının göze alınarak, haklarında af kararı çıkarılmasını talep etti. Diğer yandan Mustafa Abdulal, tutuklanan mağdurların dolandırıcıların tuzağına düştüğünü ve devletin onları tutuklamak yerine kendilerine yardım etmesi gerektiğini belirtti.
Söz konusu 19 kişiden üçü hakkında ‘otomatik ateşli silah ve mühimmat bulundurmak, ateşli silah kullanarak trafiğe açık yollarda araba çalmaya teşebbüs etmek’ suçlamasında bulunuldu. Sanıklar, soruşturma ve sorgulama sürecinde haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.
Savcılık önceki gün, dolandırıcıların yatırım vaadi ile paralarını ellerinden almasının ardından mağdurların toplandığını, yolu kapattıklarını, kamu ve özel mülkleri tahrip ettiklerini, içindekileri çaldıklarını, bazılarının ateşli silah ve mühimmat taşıdıklarını ve yakalandıklarında polise saldırdıklarını ayrıca kalabalığın arasından 19 kişinin gözaltına alındığını belirten bir bildirinin alındığına işaret etti.
Devlet mülklerinin tahrip edildiğini, Necaa el-Şurfe aile sağlık merkezinin yanı sıra ambulansın tahrip edildiğini ve iki konutta yangınların meydana geldiğini belirten savcılık ayrıca devlete ait olmayan bir aracın parçalandığının ve başka bir arabanın daha yakıldığının tespit edildiğini bildirdi.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.