Rusya’nın Suriye’den çekildiği iddialarına yalanlama

Palmira harabeleri yakınında bulunan Rus aracı (AFP)
Palmira harabeleri yakınında bulunan Rus aracı (AFP)
TT

Rusya’nın Suriye’den çekildiği iddialarına yalanlama

Palmira harabeleri yakınında bulunan Rus aracı (AFP)
Palmira harabeleri yakınında bulunan Rus aracı (AFP)

Suriyeli bir kaynak, Rus ordusunun Suriye’deki bazı mevkilerinden çekildiği iddialarının asılsız olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada bu iddialarda bulunan kişilerin ‘insanların kafasını karıştırmak istedikleri’ belirtildi.
Suriye Ordusu Sözcüsü Ömer Rahmun, DPA’ya yaptığı açıklamada “Kamışlı, Tel Tamer, Ayn İsa, Halep ve İdlib’e kadar Rus üsleri ve noktaları boşaltılmamıştır. Bugün beni ziyaret eden Rus heyeti ile bu iddialar üzerine konuştuk. Heyet, ABD ve Batı'nın bu iddiaları kafa karışıklığı yaratmak için ortaya attığını ve Rus askerlerinin transfer edilmediğini söyledi. Rus ordusunun dünyanın en önemli en büyük ordularından birinin zaafta olduğuna dair bir propaganda olduğu söyledi” dedi.
Suriye Ulusal Kurtuluş Cephesi’nden (UKC) bir komutan, Rus güçlerinin İdlib, Hama ve Lazkiye kırsalında Türkiye ile mutabık kalınan yerlerden çekilmeyeceğini belirtti.
Komutan DPA’ya yaptığı açıklamada, “Rus kuvvetleri hala tüm noktalarda çalışmalarına devam ediyor, bir geri çekilme gözlemlemedik. Aksine Hama kırsalındaki Halfaya üssünü ve İdlib’teki Serakib ve Maarat el-Numan noktalarını ziyaret ediyorlar” dedi.
Rusya, Suriye’nin güneyindeki Dera ve kuzeyindeki Malikiye şehrine kadar onlarca askeri mevzilerde bulunuyor. Rus birlikleri, Lazkiye’de bulunan ve ülkenin en büyük hava üssü olan Hmeymin Hava Üssü’nün ve Tartus’taki deniz üssünün kontrolüne sahip. Basında çıkan haberlere göre ülkede 50 binden fazla Rus askeri bulunuyor. Rusya’nın 2015 yılının Eylül ayında Suriye rejimini yanında savaşa girmesinden bu yana 100’den fazla Rus askeri hayatını kaybetti.



İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
TT

İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları, bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde olağanüstü bir toplantı düzenleyerek İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırıları, soykırım ve açlık suçları ile Gazze halkını yerinden etme girişimlerini görüşecek.

İİT, Tel Aviv'in Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol kurma girişimleri ışığında, toplantının çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini ve ‘soykırım, açlık, yerinden edilme ve İsrail ablukası’ olarak nitelendirdiği konularda İslam dünyasının ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. İİT, siyasi ve bölgesel koşullardaki değişikliklere bakılmaksızın Filistin meselesinin gündemindeki ‘merkezi mesele’ olmaya devam edeceğini belirtti.

Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

İİT yaptığı açıklamada, ‘uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler (BM) destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması'nın (IPC) Gazze Şeridi'nde yayılan kıtlık hakkındaki değerlendirmesine yanıt olarak yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini’ ifade etti. Ayrıca, işgalci güç olan İsrail'i ‘bu suç ve sonuçlarından tamamen sorumlu’ tutarak, bunu ‘açlık politikalarının, yasadışı ablukanın, sistematik yıkımın ve yardım erişimini engellemenin doğrudan bir sonucu’ olarak nitelendirdi. İİT, bu uygulamaların savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini kaydetti.

İİT, kıtlık ilanının ‘insani, siyasi ve hukuki bir suçun küresel uyarısı’ olduğunu ve acil uluslararası eylem gerektirdiğini vurgulayarak, kuşatma altındaki sivillerin hayatlarını kurtarmak için insani yardımların derhal ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak üzere acil durum mekanizmalarının devreye sokulmasını talep etti. Ayrıca, kuşatma ve kasıtlı aç bırakma suçlarıyla ilgili dosyanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi gerektiğini vurguladı ve tüm ülkeleri, İsrail'e yaptırımlar uygulamak, silah tedarikini yasaklamak ve suçlarından sorumlu tutulması için uluslararası adalet mekanizmalarını desteklemek dahil olmak üzere, hukuki, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.

Suudi Arabistan'ın çabaları önemli sonuçlar verdi

Siyasi analist Dr. Nayef el-Vaka, ‘Suudi Arabistan'ın Arap ve İslam çerçevelerinde yürüttüğü çabaların önemli siyasi sonuçlar verdiğini’ belirtti. El-Vaka, “Arap Birliği ve İİT zirvelerinin sonuçları ve Filistin'i tanıyan veya tanımak üzere olan bazı Avrupa ülkeleriyle uluslararası ilişkilerde yapılan yatırımların tümü, kabul edilebilir bir siyasi performansı yansıtmaktadır” dedi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in politikalarını sürdürmeye devam etmesinin uluslararası dokunulmazlığı ve çifte standartları yansıttığını’ vurgulayan el-Vaka, “Tepkiyi siyasi ve medya çerçevesine sınırlamak, Tel Aviv'e saldırganlığını bedelsiz sürdürmesi için yeşil ışık yakacaktır” uyarısında bulundu.

Tutumların koordinasyonu

Yazar ve siyasi araştırmacı Mubarek Al Ati ise toplantının ‘tutumların koordinasyonu, safların sıkılaştırılması ve ortak çabaların birleştirilmesi çerçevesinde, İsrail'in işgali zorla pekiştirmeyi ve İsrail savaş makinesi tarafından tahrip edilen Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol sağlamayı amaçlayan karar ve planlarına karşı koymak için yapıldığını’ söyledi.

Al Ati'ye göre, soykırım, açlık, yerinden edilme, İsrail kuşatması ve Gazze Şeridi'ndeki eşi görülmemiş insani kriz suçları, İİT dışişleri bakanlarının, İsrail'in oldubitti politikasıyla dayatmaya çalıştığı ve tüm Filistin davasını baltalamaya çalıştığı durumla sorumlu bir şekilde ilgilenmelerini zorunlu kılıyor.

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Al Ati, ‘İİT çatısı altında düzenlenen toplantının, Filistin davasının tüm İslam ülkelerinin öncelikli meselesi olmaya devam ettiğini ve bu davayı desteklemenin İslam'ın ayrılmaz bir sorumluluğu olduğunu teyit ettiğini’ düşünüyor.

Toplantının sonuçlarına ilişkin olarak Al Ati, toplantının ‘Gazze Şeridi'nde derhal ve koşulsuz ateşkes, insani yardım malzemelerinin sağlanması, su ve elektrik tedariki ve Gazze Şeridi'ne yeterli miktarda acil yardım ulaştırmak için insani koridorların açılması’ çağrısında bulunmasını bekliyor. Al Ati ayrıca toplantının, açlık, su ve yakıtın kesilmesi dahil olmak üzere soykırım ve etnik temizlik suçlarının devam etmesinin tehlikesine karşı uyarıda bulunacağını tahmin ediyor.

Al Ati'ye göre toplantı, Filistin halkını topraklarından sürmek, yerinden etmek veya zorla nakletmek için yapılan her türlü girişimi kategorik olarak reddettiğini ve her türlü yolla karşı çıktığını teyit edecektir.


Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
TT

Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)

Filistin medyası bugün yer alan haberlerde, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şafak vaktinden bu yana 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirildi.

Eş-Şifa Tıp Merkezi'nden bir sağlık kaynağı, Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin kuzeybatısındaki el-Kerame bölgesindeki bir eve düzenlediği hava saldırısında en az iki sivilin öldüğünü, çok sayıda kişinin de yaralandığını söyledi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısında 1 kadın öldü, 7 kişi yaralandı. Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yardım sağlayan bir ekibe düzenlenen hava saldırısında da 3 vatandaş öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Zerka ve Cibeliye bölgelerinde yoğun bombardıman operasyonları gerçekleştirdi. Ayrıca, Gazze Şehri'nin güneydoğusundaki Zeytun semtinde çok sayıda sivilin evini imha etti.

Şarku’l Avsat’ın Gazze Şeridi Sağlık Bakanlığı’ndan aktardığına göre son 24 saatte kıtlık ve yetersiz beslenme nedeniyle 11 kişi daha hayatını kaybetti. Yetkililer, Gazze Şeridi'nde kıtlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 117'si çocuk olmak üzere 300 kişiye yükseldiğini bildirdi.


SDG, Suriye hükümetine bağlı silahlı grupları kendisine saldırmakla suçladı

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)
TT

SDG, Suriye hükümetine bağlı silahlı grupları kendisine saldırmakla suçladı

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dün yaptığı açıklamada, Suriye hükümetine bağlı silahlı grupların Deyrizor'un doğu kırsalındaki bir askeri noktayı hedef aldığını bildirdi.

SDG açıklamasında, güçlerinin "saldırıya cesurca ve ateş kaynaklarına güçlü bir şekilde karşılık verdiğini" belirterek, saldırganlar arasında yaralananlar olurken, beş savaşçısının da yaralandığını kaydetti.

SDG, saldırıyı "DEAŞ'ın saldırılarını tırmandırdığı bir dönemde, kaos yaratma ve bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik umutsuz bir girişim" olarak nitelendirdi.

SDG, “Şam hükümetini bu grupların eylemlerinden doğrudan sorumlu tuttu” ve Şam hükümetini “elemanlarını dizginlemeye ve saldırılarını derhal durdurmaya” çağırdı.