Kral Selman bin Abdulaziz’in yardımcısı, Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın Hac sürecindeki rolünü hafife alan kötü niyetli taraflar siyasi iç güdülerle hareket ediyor

Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)
Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)
TT

Kral Selman bin Abdulaziz’in yardımcısı, Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın Hac sürecindeki rolünü hafife alan kötü niyetli taraflar siyasi iç güdülerle hareket ediyor

Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)
Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in yardımcısı, Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, hacıların karşılanacağı kutsal mekanlarda yapılan hazırlıkları denetledi. Mina'daki Merkez Hac Komitesi toplantısına başkanlık eden Faysal, gösterdikleri özen ve ilgi, aynı zamanda hacılara hizmet etmede sunulan imkanların bolluğu dolayısıyla âkil liderlere teşekkürlerini sundu.
Prens Faysal, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte kendilerinin yapılanlardan emin olmalarına rağmen Suudilerin hacılara hizmet etmedeki rolünü sorgulayanların siyasi amaçlarla hareket ettiklerini vurguladı. “Hacılara hizmet yolundaki bu yüce görevi yerine getirmekle meşgul olduğumuz için bu art niyetli seslere kulak asmıyoruz” vurgusunda bulundu.
41’den fazla devlet kurumu tarafından gerçekleştirilen Hac planlarından bahseden Prens Faysal, her biri 417 yolcu kapasiteli 35 trenin hacıları Mekke ile Cidde arasında taşımak üzere hazırlandığını, her gün gerçekleştirilecek 30 seferin artırılabileceğini belirtti. 790 bin hacının taşınması için 16 bin modern otobüs sağlandığını, Sağlık Bakanlığının Mekke ve kutsal mekanlarda 171 sağlık merkezinin desteklediği 3 bin 700'den fazla yatak kapasiteli 18 hastaneyi, aynı zamanda Cidde ve Taif’teki hastaneler ve sahra hastanelerini de hazır hale getirdiğini kaydetti.
Bu yıl hacılar için yeni özelliklerin yer aldığı bir milyon kartın çıkarılacağı bilgisini veren Prens Faysal, içerisinde kişisel bilgilerin, sağlık bilgilerinin, haca dair verilerin bulunduğu bir barkodun bulunacağını bildirdi. Bu tarz bir uygulamanın düzensiz Hac sürecinin önlenmesine yardımcı olduğunu söyleyen Faysal, güvenlik servislerinin şuana dek sahte Hac kampanyaları ilanı paylaşarak maddi gelir elde etmeye çalışan 30 kişinin tutukladığını bildirdi.

Hac planı
Suudi hükümetinin her Hac mevsiminde hacılara ‘barınma, ulaşım, yemek ve gruplara ayırma’ hususlarında en iyi hizmetleri sunmaya istekli olduğunu vurgulayan Prens Faysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm bunlar Allah’ın bu ülkeye bahşettiği, hacılara hizmet etme ayrıcalığından kaynaklanıyor. Bu, eşi benzeri olmayan bir onur. Merkez Hac Komitesi olarak, kutsal topraklara gelenlere hizmette her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğini daima vurgulayan Suudi liderliğinin direktiflerini uygulamak için çalışıyoruz.”
Yıl boyunca yapılan heyet toplantılarında Hac planlarının görüşüldüğünü, verilen ve verilecek hizmetlerin değerlendirdiğini aktaran Prens Faysal, “Hacıları memnun etme yolunda hizmetleri geliştirmek ve yükseltmek için kazanımları ve olumlu yönleri artırıyor, gözlemlere yönelik çözümler geliştiriyoruz” dedi. 
Hacılara hizmet etmede var gücüyle çalışan, kadroları ve maddi imkanları bu asil amaç için kullanan 41'den fazla devlet kurumu olduğuna işaret eden Prens Faysal, Mekke’de hacıların barındırılacağı binalar için 2 bin 300'den fazla ruhsat verildiğini, böylece bir buçuk milyon hacının bu yapılarda kalabileceğini ifade etti. Cebel-i Rahme çevresinin yenilenmesi için 200 bin metrekarelik bir alanı kaplayan geliştirme projesi olduğu bilgisini veren Prens Faysal, Cebel-i Rahme ve çevresinin aydınlatılması, otobüs ve ziyaretçi araçları için halka açık otoparkların kurulması, sistemlerin işletim ve bakımı, Cemerat bölgesinin denetlenmesi gibi faaliyetlerin gerçekleştirildiğine dikkat çekti.

Çadırların geliştirilmesi
İlgili makamların tüm Hac sürecinin daha gelişmiş bir düzeyde gerçekleştirilmesi yönünde çalıştığına değinen Prens Faysal, Mina'daki ibadet mekanlarının Mekke ve Kutsal Mekanlar Kraliyet Komisyonu gözetiminde geliştirilmesi projesinin de bu kapsamda geldiğini, buranın yarım milyon metrekarelik bir alana kurulu olduğunu ve mevcut ibadet alanlarının yüzde 20’sini içerdiğini ifade etti. Ayrıca Arafat'ta altyapı geliştirme çalışmalarının henüz ilk aşamasında olduğunu, bu projelerin önümüzdeki birkaç yıl içinde tamamlanacağını da sözlerine ekledi.

Hizmetler
Mekke’de ve ibadet yapılan alanlarda elektrik enerjisinin 3 milyar riyali aşacak değerde artırılmasına yönelik projelerin hayata geçirildiğini aktaran Prens Faysal, Zilhicce ayında yaklaşık 20 milyon metreküp suyun pompalanmasının hedeflendiğini belirtti. Aynı zamanda en az 7 bin 400 destekli işçi çalıştıran 28 servis merkezinin 65 binden fazla ekipmanla donatıldığını kaydetti.  

Hacılar ve sağlık önlemleri
Bu yıl yurtiçinden 150 bin, yurt dışından da 850 bin hacının karşılanacağını hatırlatan Prens Faysal, İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin her bir ülkenin payını her milyon kişi için bin hacı olarak belirlediğini aktardı. Koronavirüs salgınının Hac mevsimini iki yıl üst üste kısıtlamasının ardından bu yılki hacı sayısındaki artışın hacıların güvenlik ve emniyetlerini sağlama yönünde sağlık önerileri ve ülkelere verilen kotalara dayandırıldığını vurguladı.  
Küresel sağlık durumunu izleyen özel komitelerin varlığına işaret eden Mekke Emiri Faysal, bu komitelerin pandeminin ya da herhangi bir hastalığın yansımalarını incelemek, hacıların güvenliğini sağlamak için mekanizmalar ve önleyici tedbirler almakla görevli olduklarını ifade etti. Nitekim Suudi Arabistan Krallığı’nın bilgeliği sayesinde bu salgın hastalıklarla baş etme konusundaki üstün yeteneğini kanıtladığına işaret eden  Faysal, koronavirüs pandemisinin birçok etkinliğin askıya alınmasına neden olduğunu ancak Hac sürecine hiçbir zaman ara verilmediğini vurguladı. “Müslümanlar Allah’a şükür ki iki yıl içerisinde herhangi bir salgın hastalık kaydedilmeden ibadetlerini gerçekleştirdiler” ifadelerini kullandı.

Mekke yolu girişimi
Mekke yolu girişiimi, başta hacıların Hac ibadetlerini yerine getirmesi için uygun bir iklim yaratılması olmak üzere birçok amaç için ortaya atıldı. Şarku’l Avsat’ın bu girişimden faydalanan ülkelere dair sorusunu yanıtlayan Prens Faysal, “Beytullah misafirlerine en iyi hizmetin verilmesini amaçlayan bu girişime her yıl yeni ülkeler ekleniyor” dedi.
Söz konusu hizmetlerin Krallığa giriş prosedürlerinin tamamlanması, buraya vardıklarında özel bir salonda karşılanmaları ve havaalanında beklemeden ikamet yerlerine transfer edilmeleri yoluyla sunulduğunu belirten Prens Faysal şu an beş ülkenin bu hizmetlerden faydalandığını ancak bu sayının artırılacağını kaydetti.

Teknoloji
Suudi Arabistan Hac sürecinin teknoloji ile pekiştirilmesi yönünde yoğun bir çaba sarf ettiğini belirten Prens Faysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teknolojiyi misafirlerimize hizmet etme yönünde yıllar önce kullanmaya başladık. Hacıların Krallığa girişlerinden Allah’ın izniyle buradan selametle çıkışlarına kadar tüm süreçlerde teknoloji hakim. Bu konuda öne çıkan çalışmalardan biri de hacılara verilen akıllı kartlar. Yıllar önce başlatılan bu girişim, sürekli olarak geliştirilmekte, hacıların ülkeden ayrılıncaya dek yolculuklarını düzenlemeye katkıda bulunmaktadır.”
Hacıların kaldıkları çadırlar, ulaşım saatleri ve toplanma yerleri hakkında bilgiler içeren bu kartların kalabalıkları organize etmeye ve yönetmeye yardımcı olduğunu belirten Prens Faysal, bu yıl içerisinde barkodların bulunduğu yeni özelliklere sahip bir milyon kartın daha çıkarılacağını ifade etti. Aynı zamanda görevlilere de hacılarla iletişim kurmalarına, onlara rehberlik etmelerine, olaylarla başa çıkmalarına, hacıların verilerini güncellemelerine imkan sağlayacak hızlı müdahale özelliğine sahip kartların dağıtılacağını kaydetti.

Varış ve ayrılış
Havalimanında gelen hacıları ağırlamak üzere belirlenen salonların varışta misafirleri ağırlayacak şekilde genişletilerek 34 adet klimalı salona dönüştürüldüğünü, seyahat işlemlerinin tamamlanması yönünde 498 platformun sağlandığını belirten Prens Faysal, ayrıca 116 otobüs durağının hacıların kutsal mekanlara iletilmesi için hazır olduğunu ifade etti.
Yetkili makamların hacıların varış ve ayrılışları, gruplara ayrılmaları yönünde zaman çizelgeleri hazırladığını söyleyen Prens Faysal, bu yıl Hac ve Umre şirketleri ile Sivil Havacılık Otoritesi arasında, hacıların bavullarının teslim alınması yönünde koordinasyon kurulacağını ifade etti. Bavulların Mekke’de teslim alınacağı salonların seyahat işlemlerinin hızlandırılması için kurulduğunu da ekledi.

Hacıların kutsal mekanlara aktarılması
Hacıların kutsal mekanlara aktarılması için kullanılacak ulaşım araçları konusunda da açıklamalarda bulunan Prens Faysal, Cidde ile Mekke şehri arasında kalan Harameyn Hızlı Treni'nin sunduğu hizmetlere dikkat çekti. Her biri 417 yolcu kapasiteli 35 trenin hacıları Mekke ile Cidde arasında taşımak üzere hazırlandığını, her gün gerçekleştirilecek 30 seferin artırılabileceğini aktaran Prens Faysal, el-Meşair el-Mukaddese Metro Hattı’nın 210 bin hacıyı taşıyacağından, aynı zamanda 16 bin modern otobüs ile 790 bin hacının taşınabileceğinden bahsetti. Hacıların Mescid-i Haram'da beş vakit namaz kılabilmeleri için Mekke’de 9 istasyonun hazır edildiğini, Zilhicce’nin 10 ve 11. günlerinde Mina eteklerindeki beş bölgeden Mescid-i Haram’a götürülmeleri yönünde planların yapıldığını da sözlerine ekledi.

Sahte kampanyalar
İlgili makamların sahte kampanyalar düzenleyerek hacıları kandırmaya çalışan taraflara darbe indirdiğini vurgulayan Prens Faysal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Haccı manipüle edenlere ve bu yöndeki dolandırıcılara müsamaha etmiyoruz. Bu kapsamda güvenlik yetkilileri, Hac yapmak isteyenleri dolandırmaya çalışan tarafları takip ediyor. Bu faaliyetlerin sınırlanması kapsamında Hac Bakanlığı, farz olan Hac ibadetlerini gerçekleştirmek isteyenler için internet platformunu ve Eatmarna uygulamasını tahsis etti. Hacı adayları böylece lisanslı şirketlerden kendilerine uygun olanları seçebiliyor. Şuana dek sahte Hac kampanyaları ilanı paylaşarak maddi gelir elde etmeye çalışan 30 ihlalci güvenlik çabaları kapsamında tutukladı.”

Şüpheler
Prens Faysal, her yıl Hac mevsiminde Suudi Arabistan’ın Hac hizmetlerindeki rolünü sorgulayan, aynı cümleleri her seferinde tekrarlayanlar konusunda ise şunları söyledi:
“Bu seslerin her yıl duyulması şaşırtıcı değil. Suudi Arabistan’ın Hac sürecindeki rolünü hafife alan kötü niyetli taraflar siyasi iç güdülerle hareket ediyor. Krallığın çabalarını gölgede bırakmak, hacılara ve umrecilere verilen hizmeti küçümsemek isteyenler aslında bu kapsamda sarf edilen çabaların derecesini çok iyi biliyorlar. Tüm sektörler verilen hizmetleri geliştirme yönünde durmak bilmeden çalışıyor. Hiçbir şey bizi bundan alıkoyamaz. Daha önce de söylediğim gibi; ev sahipliğimiz Allah’ın bu ülkenin liderlerine bahşettiği bir şereftir. O nedenle bizler bu seslere kulak asmıyoruz. Zira söz konusu yüce görevimizi yerine getirmekle ve bu kapsamda her türlü imkanı sağlamakla meşgulüz.”



Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla
TT

Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla

Abdullah Faysal er-Rabih

Gözlemciler ve ekonomistler, Suudi Arabistan'ın gelecekteki büyük dönüşümlerini geriye dönüp bakarak incelediklerinde, ekonomiyi yeniden şekillendiren en önemli dönüm noktası olarak 2016 yılında başlatılan ‘Vizyon 2030'u uzun uzun ele alacaklar, onu ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendiren ve ülkeyi tek bir kaynağa bağımlılıktan çeşitlilik ve sürdürülebilirlik beklentilerine kaydıran en önemli dönüm noktası olarak değerlendireceklerdir. Ancak, modern Suudi Arabistan sahnesini yalnızca bu dönüm noktasına indirgemek, 2026’nın gelişiyle, Vizyon 2030 hedeflerine doğru yolun yarısını geride bırakırken kümülatif gelişimin bağlamını anlamada bir eksikliğe yol açabilir. Objektif bir okuma yapılması için 21. yüzyılın ilk çeyreğinin tamamını kapsayacak şekilde zamansal merceğin genişletilmesi gerekir.

Riyad, NEOM ve ülkenin tüm bölgelerinde büyük inşaat projeleri ve teknolojik ve lojistik dönüşümler açısından tanık olunanlar, birdenbire ortaya çıkan bir olgudan ziyade uzun ve dikkatle düşünülmüş bir modernleşme sürecinin meyvesidir. Bu süreç, milenyumun ilk on yılında eğitim ve altyapı temellerinin atılması aşamasından, ikinci on yılda ve sonrasında dijital dönüşümün başlatılması ve kapsamlı ekonomik çeşitlendirme aşamasına geçti. Sadece finansal politika mühendisliği yoluyla değil, aynı zamanda veri, yapay zeka (AI), turizm ve yaşam kalitesine dayalı bir petrol sonrası ekonomi kurarak kaynaklarını akıllıca yeniden yatıran bir ülkenin hikayesine tanık oluyoruz.

Bu çeyrek asırlık süreç, küresel ölçekte rekabetçi bir ekonomi inşa etme stratejik hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan iki aşamaya ayrılabilir. Milenyumun başlarından 2015 yılına kadar süren ilk aşama, burs programları ve üniversitelerin kurulması yoluyla insan sermayesine yapılan yoğun yatırımlarla öne çıkıyor. 2016 yılında başlayan ikinci aşama ise, bu yatırımların meyvelerinin toplandığı ve bu beyinlerin ve enerjilerin modern bir ekonomik ve teknolojik sistem kurmak için kullanıldığı, Suudi Arabistan’ın G20'nin en güçlü ekonomileri arasındaki etkili konumunun pekiştirildiği bir dönemdi.

Kaynak yönetiminden kurumsal performans verimliliğine

Bu dönüşümün altında yatan dinamikleri anlamak için, öncelikle hükümet yönetimi felsefesinde meydana gelen değişimin özünü incelemeliyiz. Gelişmeler, devlet kurumlarının kapsamlı bir rasyonalizasyonu (rationalisation) olarak tanımlanabilir. Daha önce, odak noktası geleneksel kalkınma istikrarını sürdürmek için doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin dağıtılmasıydı. Suudi Arabistan bugün, bu vizyonun mimarı olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde, hedef odaklı yönetim modeline (management by objectives) geçerek, başarı ve değerlendirme için temel gösterge olarak temel performans göstergelerini (KPIs) benimsedi.

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri de 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan, bu gerçeği erken dönemde fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi.

Hükümet projeleri artık sadece bütçelerinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda somut ekonomik ve sosyal etkileriyle ve sıkı zaman çizelgelerine bağlılıklarıyla da değerlendiriliyor. Yönetimde yaşanan bu radikal değişim, büyük küresel teknoloji şirketlerinin hızı ve esnekliğiyle rekabet eden dinamik bir çalışma ortamı yaratırken geleneksel bürokrasiye alternatif olarak liyakati esas alan bir sistem kurdu.

Devletin idari yapısı, merkezi planlama ve hızlı karar alınması amacıyla çok sayıda kurumun kaldırılması ve yetkilerinin biri Ekonomi ve Kalkınma Konseyi diğeri Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi olmak üzere iki ana konseyde birleştirilmesi ile yeniden düzenlendi. Bu yapısal gelişme, devletin büyük bir dijital dönüşüm gerçekleştirmesini sağlayan sağlam bir temel oluşturmuş ve Suudi Arabistan’ın dijital devlet hizmetleri için küresel göstergelerin ön saflarına taşımıştı. ‘Absher’ ve ‘Tawakkalna’ gibi platformlar, teknolojiyi ekonomi ve topluma hizmet etmek için kullanmanın küresel modelleri haline gelmiş ve zaman ve kaynak israfının azaltılmasına ve ulusal üretkenliğin artırılmasına doğrudan katkıda bulunmuştu.

Tek sektöre bağlılığın sonlandırılıp ekonominin çeşitlendirilmesi

Gelecekte en büyük bir etkiye sahip olacak olan ikinci dönüşüm, petrole dayalı tek sektörlü ekonominin sonlandırılıp küresel şoklara karşı yüksek dirençli, çeşitlendirilmiş ve esnek bir ekonominin kurulmasıydı. Rakamlar, bu başarının ölçeğini gösteren en doğru gösterge olmaya devam etmektedir. Petrol dışı faaliyetler hızlı ve istikrarlı bir büyüme kaydederken, petrol dışı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesi son üç yılda ortalama yüzde 4,5'i aşarak 2024 yılında yüzde 4'e yaklaştı. Tüm bunlar, enerji piyasalarının oynaklığından uzak yeni büyüme motorları yaratma konusunda ekonomik çeşitlendirme politikalarının başarısını yansıtıyor.

Bu dönüşümün merkezinde yer alan Kamu Yatırım Fonu (PIF), geleneksel devlet fonu işlevinin ötesine geçerek piyasa yapıcı ve etkili bir küresel yatırımcı haline gelip stratejik bir rol oynuyor.

Son veriler, fonun yönettiği varlıkların 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 3,4 trilyon riyal (yaklaşık 925 milyar dolar) yükseldiğini ve iç yatırım portföyünün büyüklüğünde yüzde 50'nin üzerinde dikkat çekici bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, fonun ulusal ekonominin damarlarına likidite pompalamaya olan bağlılığını teyit ediyor.

sdvd
Suudi Arabistan'ın Riyad'da 2034 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma adaylığı kapsamında düzenlenen medya turu sırasında NEOM kentindeki The Line projesinin maketi, 30 Ekim 2024 (AFP)

PIF, (Ceer ve Lucid Motors şirketleri aracılığıyla) elektrikli araç endüstrisi, temiz teknolojiler, askeri üretim, eğlence, turizm ve küresel spor yatırımları gibi Suudi Arabistan ekonomisinde daha önce hiç duyulmamış olan gelecek vaat eden sektörlere odaklandı. Bu strateji sadece finansal kazanç elde etmeyi değil, aynı zamanda teknoloji ve bilginin aktarılması ve yerelleştirilmesini ve Suudi gençler için kaliteli iş fırsatları yaratılmasını da amaçlıyor.

Dijital dönüşüm ve yapay zeka: Tüketimden ihracata

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan bu gerçeği erken fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi. Suudi Arabistan teknoloji ithalatıyla yetinmedi, küresel teknoloji devlerini (Google, Microsoft ve Oracle gibi) çekerek ve onlarla ortaklık kurarak bulut bölgeleri ve devasa veri merkezleri oluşturmak suretiyle bölgesel bir teknoloji merkezi haline gelmeyi hedefledi ve böylece üç kıtayı birbirine bağlayan dijital bir köprü olarak konumunu güçlendirdi.

Dijital göstergelerin okunması, bunların temel itici gücü olan insan faktörü dikkate alınmazsa eksik kalır. Suudi Arabistan’ın işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel bir değişimden öteye geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor.

Düzenleyici rolünün ötesine geçerek dijital dönüşümün ulusal düzeydeki başlıca destekçisi haline gelen Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu’nun (SDAIA) hayati rolünü en iyi göstergesi de buydu. SDAIA, devletin kaynaklarını benzeri görülmemiş bir verimlilikle yönetmesini sağlayan sağlam bir dijital altyapı kurmayı başardı.

Karar destek platformu ‘İstişraf’ın büyük verileri analiz ederek ve hükümet harcamalarının verimliliğini artırma fırsatlarını belirleyerek 50 milyar riyali aşan mali tasarruf ve getiriye katkıda bulunması, bunun en iyi örneğiydi.

Öte yandan Suudi Arabistan'ın bu alandaki hedefleri, yurt içi kullanımın ötesine geçiyor, zira artık teknolojisini ihraç etmek ve başarılı dijital deneyimini dünyayla paylaşmak istiyor.

Suudi Arabistan’da 22 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Nefaz ve 33 milyondan fazla kullanıcısıyla kapsamlı bir ulusal uygulama veya Süper Uygulama haline gelen Tawakkalna gibi platformlar değerlerini ve yüksek güvenilirliklerini kanıtladıktan sonra, bu çözümler akıllı dijital hükümet için modeller olarak ihraç edilebilir ürünlere dönüştü.

Suudi Arabistan, belirli girişimler ve ‘Made in Suudi Arabistan’ teknoloji programı aracılığıyla kendisini 2030 yılına kadar teknoloji ve inovasyonun küresel merkezi haline getirmeyi amaçlayan iddialı bir veri ve yapay zeka stratejisiyle ulusal şirketlerin küresel pazarlarda rekabet edebilmesini sağlamaya çalışıyor. Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın yükselen bir teknoloji gücü olarak jeopolitik konumunu güçlendirmekle kalmayıp, petrol dışı GSYİH'ye katkıda bulunacak yeni ve sürdürülebilir bir ekonomik akış da oluşturuyor.

Yaşam kalitesi ve yeni bir gerçekliği yansıtan rakamlar

Önceki kalkınma modelinde, vatandaşlar ve ekonomi arasındaki ilişki, hizmet tüketiminden kalkınma ve değer yaratmada ortaklığa doğru ilerlerken, uluslararası standartlara uygun bir yaşam kalitesi sağladı.

Devletin kronik sorunları umut verici ekonomik fırsatlara dönüştürme becerisinin parlak bir örneği olan konut programının yıllık raporundaki verilere göre vatandaşların ev sahipliği oranı, vizyonun başlatılmasından önce yüzde 50'nin altındayken, 2024 yılı sonunda yüzde 65'in üzerine çıktı. Bu rakam sadece istatistiksel bir gösterge değil, entegre ve akıllı konut projeleri inşa eden ROSHN gibi büyük şirketlerin öncülüğünde inşaat, gayrimenkul finansmanı ve kentsel gelişim sektörleri için hayati bir itici güç oldu.

sdfrg
Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma teklifi sunumundan bir kare (Reuters)

Aynı zamanda, turizm Krallığın en önemli başarı öykülerinden biri olarak öne çıkıyor. Suudi Arabistan, onlarca yıl uluslararası toplumdan tecrit edildikten sonra, engelleri aşmayı başardı ve yeni rekorlar kırdı. 2023 yılında (yerli ve yabancı) 109 milyondan fazla turist ağırlayan ülkede bu rakam 2024 yılında 116 milyona ulaşarak yükselmeye devam etti. Turizmdeki bu ivme, sadece otel ve havacılık sektörlerini canlandırmakla kalmadı, aynı zamanda 255 milyar riyali aşan gelirlerle yerel ekonominin yanında çeşitli bölgelerde binlerce mevsimlik ve kalıcı iş olanağının yaratılmasına katkıda bulundu ve tarihi şehirlerdeki ve köylerdeki yerel ekonomileri canlandırdı.

En değerli yatırım olarak işgücü

Bu rakamlar, temel itici güçleri olan insan faktörü dikkate alınmadan tam olarak anlaşılamaz. Suudi işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel değişikliklerin ötesine geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor. Pastoral zihniyetin ve devlete olan tam bağımlılığın yavaş yavaş ortadan kalkarak, üretkenlik ve bireysel inisiyatif kültürünün yerini aldığını görüyoruz.

İyi düşünülmüş Suudileştirme politikaları, iyileştirilmiş eğitim verimliliği ve küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen destek, bir araya gelerek yaratıcı ve girişimci bir nesil yarattı. Genç Suudilerin kariyer hedefleri artık geleneksel devlet işleriyle sınırlı değil, inovasyon, finansal teknoloji (FinTech) ve yaratıcı endüstriler gibi sektörlere de açıldı.

Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor.

Bu çerçevede kadınların güçlendirilmesi dönüşüm sürecini taçlandırdı. Devlet bu konuyu sadece insan hakları perspektifinden ele almakla kalmadı, aynı zamanda acil bir ekonomik gereklilik (womenomics) olarak da değerlendirdi. Bu vizyon, kadınların işgücüne katılımının vizyonun başlatılmasından önce yaklaşık yüzde 17'den bugün yüzde 35'in üzerine çıkmasıyla gerçeğe dönüşürken başlangıçtaki hedefleri yıllar öncesinden aştı.

Ekonomik açıdansa bu, toplumun yarısını fiili üretim döngüsüne entegre etmek, ulusal rekabet gücünü artırmak ve kalkınmanın damarlarında atıl durumda olan belirli beceri ve yetenekleri devreye sokmak anlamına geliyor.

Ekonomik bir kaynak olarak yumuşak güç olarak kültür

Gözlemciler için belki de en çarpıcı dönüşüm, kültür ve mirasın yeniden konuşlandırılmasıydı. Sessiz bir yerel mirastan, küresel bir ürüne ve karlı getiriler sağlayan bir eğlence ve turizm endüstrisine dönüştü.

Önceki dönemde, kültürel faaliyetler içe dönüklükten dolayı gölgede kalmış ve bu da Krallığı küresel turizm haritasından uzaklaştırmıştı. Ancak bugün, denklem tamamen yeniden yazıldı. Kültür, yumuşak gücün kaynağı ve stratejik bir ekonomik varlık haline geldi.

c
Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde düzenlenen NEOM adlı yeni şehirle ilgili sergide 3D sunumu izleyen ziyaretçiler, 25 Ekim 2017 (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Devlet, cesurca bir açıklık stratejisi izlemeye başladı. Artık küreselleşmeden korkmuyor, aksine küreselleşmenin araçlarına yatırım yapıyor. Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor. Sanat, eğlence ve sinemaya yönelik bu açıklık, ‘geçici eğlence’ alanında değil, aksine, binlerce kişiye istihdam sağlayan ve yaşam kalitesini artıran yeni bir ekonomik sektörün temelini oluşturuyor. Esasen, bu durum doğrudan yabancı yatırımların en önemli itici güçlerinden biri. Yabancı yatırımcılar ve küresel yetenekler sadece iş fırsatları ve finansal getiri değil, aynı zamanda canlı ve çekici bir yaşam ortamı da arıyor.

Mühendislik, mega projeler ve geleceğin şehirleri

NEOM, Kızıldeniz, Qiddiya ve New Square gibi mega projelerden bahsetmeden bu tabloyu tamamlamış olmayız. Bu projeler, geleneksel gayrimenkul geliştirme kavramının ötesine geçiyor. Geleceğin endüstrisinde inovasyon için kuluçka merkezleri haline geliyor. Örneğin NEOM, sadece yeni bir şehir değil, yüzde 100 yenilenebilir enerjiden akıllı ulaşım sistemlerine ve biyoteknolojiye kadar yarının teknolojileri için bir ‘yaşayan laboratuvar’ olarak karşımıza çıkıyor. Özetle NEOM, 21. yüzyılda ‘şehir’ ve kentsel yaşam kavramını yeniden tanımlamaya yönelik cesur bir girişimdir.

Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor.

Bununla birlikte başkent Riyad da radikal bir dönüşüm geçiriyor. Yaklaşık 15 milyon kişiyi barındırmayı planlayan şehir, toplu taşıma (şehrin arterlerini birbirine bağlayacak Riyad Metrosu'nun açılmasıyla), yeşil alanlar (Kral Selman Parkı projesi gibi) ve ikonik mimari projelerle entegre edilen hareketli bir şantiyeye dönüşüyor. Bu entegre sistem, ‘ekonomiyi yerelleştirmeyi’ amaçlıyor. Devlet, vatandaşların daha iyi bir yaşam ve iş fırsatlar arayışıyla dünyanın dört bir yanındaki başkentlere göç etmelerini sağlayacak şekilde artık dünyayı onlara getiriyor.

Gelecekteki haklar ve verimlilik taahhüdü

2025 yılı sona ererken, Suudi Arabistan artık kendisini yalnızca petrol mirasıyla değil, mevcut başarıları ve gelecekteki hedefleriyle tanımlıyor. Bu bağlamda, Expo 2030'a ev sahipliği yapma yarışını kazanmak ve 2034 Dünya Kupası'nı düzenlemek için dünyanın güvenini kazanmak, ulusal sistemi (hem kamu hem de özel) sıkı zaman kısıtlamalarıyla karşı karşıya bırakırken çalışmaların en yüksek verimlilik ve disiplin standartlarıyla yürütülmesini gerektiriyor.

g
Kızıldeniz'deki mega proje NEOM şehrinin kalbinde yer alan iki adet 500 metre yüksekliğindeki paralel yapıya ilişkin önerilen tasarımı gösteren fotoğraf, 26 Temmuz 2022 (AFP)

Bu uluslararası etkinlikler, sadece kutlamalardan ibaret olmamakla birlikte altyapı çalışmalarının tamamlanmasını hızlandırmak, ulaşım ağlarını geliştirmek ve yeni şehirler kurmak için akıllı yönetim araçları ve stratejik katalizörler olarak işlev görürler. Kısacası bu, Suudi Arabistan'ın, gelişmiş ülkelerden muadillerine eşdeğer ve hatta onları aşan bir verimlilikle büyük etkinlikleri organize etme ve yönetme kapasitesine ve finansal gücüne sahip, güvenilir bir uluslararası ortak olduğunu dünyaya açıkça gösteren mesajlar.

İnovasyonda küresel bir ortak olarak Suudi Arabistan

Suudi Arabistan'ın son çeyrek yüzyılda ve son on yılda hızlanan bir şekilde tanık olduğu gelişmeler, modern kalkınma devleti kavramının kapsamlı bir şekilde yeniden kurulmasını temsil ediyor. Devlet, sınırlı doğal kaynaklara bağımlılıktan, yenilenebilir insan ve teknik kaynaklara yatırım yapmaya geçti. Geleneksel bir ekonomiden rekabetçi bir dijital ekonomiye dönüştü. İçine kapanık bir kültürden, açıklık ve inisiyatif alan bir kültüre adım attı. Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor. Rakamlar ve başarılarla bir dönüşümün hikayesi yazılırken geleceğe ve insanlara yatırım yapmanın her zaman kazançlı bir yatırım olduğu gözler önüne seriliyor.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.