Suudi Arabistan nasıl cazibe noktası oldu?

Suudi Arabistan, birçok liderin katıldığı çeşitli toplantılara ev sahipliği yapmaya devam ediyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Joe Biden, Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi’nde. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Joe Biden, Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi’nde. (SPA)
TT

Suudi Arabistan nasıl cazibe noktası oldu?

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Joe Biden, Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi’nde. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Joe Biden, Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi’nde. (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan’ın, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri, Mısır, Ürdün ve Irak'ın yanı sıra ABD’nin katılımıyla Suudi Arabistan'da düzenlenen Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi'nin ardından yaptığı basın toplantısında, ‘Bölgesel veya küresel bir ajandaya sahip olmak isteyenlerin, Suudi Arabistan ile ilişki kurmaları gerektiğini’ vurguladı. Bin Ferhan’ın açıklaması, Suudi Arabistan'ın son yıllarda ev sahipliği yaptığı çok sayıda önemli istisnai zirveyi hatırlattı. Koronavirüs salgını nedeniyle küresel çapta uygulanan kapanmaların sona ermesinin ardından kısa sürede yoğun bir hazırlık yapılarak Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi düzenlendi. Bu zirvenin Ukrayna krizinin doğrudan stratejik etkisi altında olduğu da aşikardır. Ukrayna’daki kriz, özellikle gıda tedarik zincirlerinde aksamalara ve küresel enerji piyasalarında dalgalanmalara ve anlaşmazlıklara yol açtı. Birçok gözlemci, ABD Başkanı Joe Biden’ın Cidde ziyaretinin öncelikli nedenlerinin başında ‘küresel enerji’ meselesi olduğunu değerlendiriyor. Biden’ın Beyaz Saray’a girmesinden bu yana Suudi Arabistan ve ABD arasında bir gerilim dikkati çekmekteydi.  

Küresel zirveler 
Suudi Arabistan'ın önemli ‘küresel zirvelerle’ olan hikayesi elbette Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi ile başlamış değildir. Suudi Arabistan son yıllarda büyük toplantılara, özellikle istisnai ve aciliyet içeren önemli toplantılara ev sahipliği yapmıştır. Bu bağlamda Suudi Krallığı, başta siyasi olmak üzere birden fazla düzeyde sayısız olağanüstü toplantıya da ev sahipliği yaptı. Gözlemcilere göre, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu’nun açıklanmasından bu yana, ülke adeta bir ‘açık atölyeye’ dönüşmüştür. Bu ‘açık atölyede’ birçok zirve, toplantı, forum ve konferans düzenlenmiş, siyaset, ekonomi, kalkınma ve teknoloji ile ilgili gündemler belirlenmiştir.    

Suudi Arabistan siyasi olmayan toplantılara da ev sahipliği yapıyor 
Suudi Arabistan’ın siyasi olmayan toplantılara ev sahipliği yapması, yabancı yatırımcılara ve turistlere kapıların açılması, daha önce ihmal edilen sektörlerin canlandırılması, yargı reformlarının ve yatırım yasalarının geliştirilmesi de dahil olmak üzere, son on yılda ülkede meydana gelen birçok değişim faktörü ile bağlantılı olarak ortaya çıkmaktadır. Suudi Arabistan, spor, sanat, müzik, dini yarışmalar, siber güvenlik ve yeni teknoloji alanlarında düzenlediği toplantılar ve aktivitelerle, ülkeyle ilgili uluslararası kanaatlerin de değişmesini sağladı. Artık Suudi Krallığı’nın, hemen her sektörde en önemli toplantılara ev sahipliği yapması olağan karşılanır oldu.

Temmuz 2018'de Cidde'dede düzenlenen Hackathon yarışmasının açılışından bir kare (SPA) 
Lübnanlı siyasi analist Nidal el-Seba, “bölgedeki birçok ülkenin, birçok istikrarlı ve gelişmekte olan ülkeyi vuran aşırıcılık da dahil olmak üzere, olumsuz toplumsal vakalara maruz kalmaya karşı savunmasız olduğunu” belirtiyor, ancak Suudi Arabistan'ın istisnalardan biri olduğuna inanıyor. Seba’ya göre, ‘Vizyon 2030’ sadece bölgede değil küresel düzeyde bir ‘rekabeti alevlendirmeyi başardı’. Olumsuz gündemleri adeta ortadan kaldıran 2030 Vizyonu, özellikle bölgede, ekonomi ve kalkınma alanlarında bölge halkının yararına olacak bir ‘rekabet gündemi’ oluşturdu. Suudi Arabistan’ın, siyasi, ekonomik ya da kalkınmayla ilgili bir toplantıya ev sahipliği yapması artık olağan hale geldi, bilakis böylesi toplantıların Suudi Arabistan’da gerçekleşmemesi artık tuhaf karşılanıyor.  

Çöl Davos’u  
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın Nisan 2016'da ‘Vizyon 2030’un’ lansmanını ilan etmesinin ardından, Riyad'da Dünya Ekonomik Forumu'na benzer şekilde, ‘Çöl Davos’u’ olarak bilinen ‘Future Investment Initiative- Geleceğe Yatırım Girişimi’ zirvesi düzenlendi. Çöl Davosu, Suudi Arabistan Varlık Fonu tarafından organize edilen ve uluslararası kuruluşlara Suudi Arabistan'da teknoloji, küresel yönetişim ve çevre dahil olmak üzere ekonomik kalkınma ile ilgili konuların tartışıldığı ve geniş çaplı iş anlaşmaları yapma imkânı sunan uluslararası bir zirveydi. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman önderliğinde gerçekleştirilen zirvede onlarca milyar dolarlık iş ve yatırım anlaşmaları yapıldı. Periyodik olarak bölgeye açılmakla ilgilenen büyük şirketler ve sermayedarlar zirveye ilgilerini sürdürmeye devam ediyor. 

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad’da düzenlenen Çöl Davosu’na iştirak ederken. (SPA)  

Bölgenin faydalanması  
G20 Liderler Zirvesi, 2020’de Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in dönem başkanlığında ülkenin başkenti Riyad'da düzenlendi. Riyad, Kasım 2020'de G20 zirvesine ev sahipliği yaparak, dünyanın en büyük 20 ekonomisini içeren grubu ağırladı. Körfez ülkeleri küresel enerji ihtiyacının üçte birini karşılıyor olsa da daha önce G20 üyesi olamamış ya da konuk olarak davet edilmemişlerdi. Suudi Arabistan’ın G20 Zirvesine ev sahipliği yapması, Körfez bölgesine önemli bir boyut kazandırdı. Söz konusu toplantıya yaklaşık 16 bin kişi iştirak etti, katılımın olağan toplantılardan yüzde 40 daha fazla olması dikkat çekti. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz açılış konuşmasında, ülkesinin Kovid-19 salgını şartlar altında zirveye ev sahipliği yapmasının önemine vurgu yaptı. Kral Selman, Suudi Arabistan’ın üç kıtayı birleştiren, gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeleri birbirine bağlayan jeostratejik konumuna da atıfta bulundu.  
Suudi Arabistan ayrıca, çevre ve iklim kriziyle ilgili uluslararası düzeyde kritik bir zamandan geçilirken, temiz enerji kullanımını etkinleştiren ve emisyonları azaltan bölgesel girişimin de öncülüğünü yaptı. Bu bağlamda Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından açıklanan ‘Yeşil Suudi Arabistan’ ve ‘Yeşil Ortadoğu’ girişimleri Riyad’da düzenlenen bir zirvede duyuruldu.  

2020 G20 Liderler Zirvesi’nin posteri. (SPA)  
Siyasi olarak, Suudi Arabistan, eski ABD Başkanı Donald Trump ve Körfez, Arap ve İslam ülkelerinin liderlerini, Haremeyn Hizmetçisi Kral Selman bin Abdülaziz’in davetiyle 2017’de bir araya getirmişti. Geçtiğimiz cumartesi günü ise ABD Başkanı Joe Biden ve Körfez ülkelerinin liderlerinin yanı sıra Mısır, Ürdün ve Irak cumhurbaşkanları bir kez daha Krallığın ev sahipliğinde bir araya geldi. Ürdün’ün eski İletişim Bakanı Semih el-Muatiye, “İstisnai nitelikteki forumlara ev sahipliği yapmak, Krallığın oynadığı rol hakkında göstergeler barındırıyor. ABD gibi büyük ülkeler, ancak ev sahibinin bölgesel bir ağırlığı olması durumunda bu tür forumlara iştirak etmeyi kabul edebiliyor. Çünkü o zaman toplantının gerçek ve uygulanabilir sonuçlar çıkarabileceğini biliyorlar’’ değerlendirmesinde bulundu. Şarku’l Avsat’a telefonda yorumda bulunan Muatiye, ‘’Suudi Arabistan’ın enerji alanındaki önemi yadsınamaz, ancak ev sahipliğinde düzenlenen toplantıların başarılı olması için bu yeterli değildir. Suudi Arabistan iç kalkınmasına ciddiyetle eğilmekte, başkalarının çıkarlarına saygılı davranırken kendi çıkarlarını da korumaktadır. Buna örnek olarak Filistin ve Ukrayna dosyalarını gösterebiliriz. Buna ek olarak, Krallık, enerji, iklim, yatırım ve diğer alanlarda her zaman dünyaya yeni bir şey sunabiliyor, bu da kendisiyle anlaşamayan ülkelerin nazarında dahi onu güvenilir kılıyor’’ diye konuştu.  

Arap ve Körfez zirveleri 
Arap bölgesi ve Körfez meseleleri ile ilgili olarak, Riyad'ın bölge politikalarında aktif ve temelde etkili bir taraf olarak rolünü pekiştirme yönündeki ilgisi biliniyor. Bu bağlamda Suudi Arabistan, Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) art arda beş zirvesine ev sahipliği yaptı. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in çağrısı üzerine 2019’da Mekke’de olağanüstü Arap Zirvesi düzenlendi. Hemen öncesinde KİK’in olağanüstü zirvesi düzenlenmiş, ardından da yine Mekke’de 14'üncü İslam İşbirliği Teşkilatı olağan zirvesi düzenlenmişti. Bu yoğun toplantılar, ‘Üç Mekke Zirvesi’ olarak adlandırılmıştı.  

2017’de düzenlene Arap-ABD Zirvesi katılımcılarının toplu hatıra fotoğrafı. (SPA) ​​​​​​​

Expo 2030 
Suudi Arabistan'ın, pek çok farklı düzeyde uluslararası etkinliklerin odak noktası olduğunu gösteren bu veriler ışığında, Riyad’ın Expo 2030’a ev sahipliği yapacak olması şaşırtıcı olmayacaktır. Suudi Arabistan, (Dünya Fuarı) 2030 Expo’ya ‘Değişim Çağı: Gezegenimizi Geleceğe Taşımak’ sloganıyla ev sahipliği yapacak. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes'e, Expo 2030'a Riyad'ın adaylığı ile ilgili gönderdiği mektupta, ülkesinin 2030 vizyon ve hedeflerine işaret ederek Expo adaylığı için belirledikleri tarihin manidar olduğunu belirtti. Bin Selman, "Bu adaylık Suudi Arabistan için önemli ve sembolik bir meydan okumadır, nitekim o tarihte 2030 Vizyonu’nu taçlandıracağız" ifadesini kullanmıştı.  
Moritanyalı gazeteci Halil Veled Ecdud, Suudi Arabistan’da düzenlenen birçok önemli zirve ve etkinliğe katıldığını, ancak her defasında yeni sunum teknikleriyle karşılaşarak şaşırdığını söylüyor. Ecdud’a göre, Suudi Arabistan’ın farklı etkinlikler için seçilmesi, sadece siyasi ağırlığı ya da konumu nedeniyle değil, aynı zamanda ileri teknolojileri kullanma yoğunluğu ve görsel bir şov sunabilme kabiliyeti ile de ilgili.  

Dubai’deki Expo 2020’de Suudi Arabistan’ın standı. (SPA)  
Dubai’de düzenlenen Expo 2020’de Suudi Arabistan standı rekor kırarak yaklaşık 5 milyon ziyaretçi ağırladı. Suudi standında ülkenin 2030 Vizyonu ve bölgelerinin görsel tanıtımları oldukça ilgi çekti.  
Bu soru önemini koruyor; Suudi Arabistan nasıl önemli randevuların cazibe noktası haline geldi?  



İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün saat 10:00'dan itibaren geçerli olacak askeri faaliyetler için yerel ve geçici ateşkes, tehlikeli savaş bölgesi olarak kabul edilen Gazze şehri bölgesini kapsamamaktadır” denildi.

Söz konusu ateşkes, yardım dağıtımını kolaylaştırmak için belirli bölgelerde günlük olarak uygulanan ateşkesi ifade ediyor.

İsrail ordusu geçtiğimiz temmuz sonunda, ‘Birleşmiş Milletler (BM) konvoylarının ve sivil toplum kuruluşlarının güvenli geçişini sağlamak’ amacıyla Gazze şehri ve kuşatma altında bulunan ve tahrip edilmiş Filistin topraklarının diğer bölgelerinde askeri faaliyetlerin ‘günlük olarak askıya alınacağını’ duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail ordusu bugün, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerine karşı kara manevraları ve saldırı faaliyetlerini sürdürürken, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çabalarını da desteklemeye devam edeceğini’ belirtti.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ise bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 33 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

İsrail'e savaşı sona erdirmesi için uluslararası ve ulusal baskıların artmasına rağmen, ordu dün, güçlerinin Gazze Şeridi genelinde ‘operasyonlarına devam ettiğini’ duyurdu.

İsrail hükümetinin ağustos ayı başında Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ardından, Gazze şehri sakinlerinin tahliyesinin ‘kaçınılmaz’ olduğu ifade edildi.


Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye topraklarındaki devam eden ihlallerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade ederek, bunları Suriye'nin içişlerine ‘açık bir müdahale’ ve Suriye'nin egemenliğinin ve 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın resmi tutumu, Süveyda vilayetinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak İsrail'in Suriye topraklarındaki gerginliği artırması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan bir açıklamada ortaya kondu.

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamak, sivil barışı korumak ve devletin ve kurumlarının tüm Suriye toprakları üzerindeki egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü ayrılıkçı çağrı veya girişimi kategorik olarak reddettiği vurgulanarak, Suriye halkının tüm bileşenlerine diyalog ve mantığa öncelik vermeleri ve birleşik ve güvenli bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan ayrıca, uluslararası topluma İsrail'in tekrarlanan ihlallerine karşı ciddi ve kararlı bir tutum sergilemesi ve Suriye'nin egemenliğini yeniden tesis etme ve topraklarının tamamında güvenliği sağlama çabalarına destek olması çağrısını yineledi.


Rusya Devlet Başkanı, Suudi Veliaht Prensi'ne Trump ile yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Rusya Devlet Başkanı, Suudi Veliaht Prensi'ne Trump ile yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile yaptığı son görüşmelerin sonuçları hakkında bilgilendirdi.

Salı günü Putin'le bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde diplomatik diyalog yolunu desteklemeye devam ettiğini vurgularken, Rusya Devlet Başkanı da Krallığın kararlı tutumu ve Veliaht Prens'in barışa yönelik yapıcı çabaları dolayısıyla memnuniyetini dile getirdi.

Kremlin'den yapılan açıklamada Başkan Putin'in Prens Muhammed bin Selman ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ve siyasi, ticari, ekonomik ve yatırım alanlarındaki Rus-Suudi işbirliğinin güncel konularını ele aldığı belirtildi. Açıklamada iki tarafın da Suudi Arabistan'ın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde diplomatik diyalog yolunu desteklemeye devam etmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdikleri ifade edildi.

Açıklamada ayrıca iki tarafın OPEC+ çerçevesinde küresel enerji piyasasının istikrarını sağlamaya yönelik ortak çalışmalardan duydukları memnuniyeti dile getirdikleri ve çeşitli alanlarda işbirliğini sürdürme konusunda mutabık kaldıkları belirtildi.

Trump ve Putin Pazartesi akşamı yaklaşık 40 dakika süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşme sırasında ABD Başkanı Rus mevkidaşına Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ve Avrupa ülkelerinin liderleriyle yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi.

Geçtiğimiz Cuma günü Putin ve Trump Alaska'da görüşmelerde bulunmuş, ABD Başkanı ve Rus mevkidaşı zirveyi yapıcı ve verimli olarak nitelendirmiş ve görüşmelerin olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini ifade etmişlerdi.