Fransa, Rus oligarkların malvarlıklarına ilişkin soruşturma başlattı

Fransa polisi (Reuters arşiv)
Fransa polisi (Reuters arşiv)
TT

Fransa, Rus oligarkların malvarlıklarına ilişkin soruşturma başlattı

Fransa polisi (Reuters arşiv)
Fransa polisi (Reuters arşiv)

Fransız yetkili, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkileri bulunan kişilerin malvarlıklarına ilişkin soruşturmanın 1 Temmuz’da başlatıldığını açıkladı.
Konu hakkında bilgi sahibi bir ismin AFP’ye yaptığı açıklamaya göre söz konusu soruşturma Ulusal Mali Savcılık tarafından açıldı ve Ağır Mali Suçları Önleme Merkez’ine devredildi.
Soruşturma, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Mayıs ayının sonunda Putin’e yakın iş adamları ve üst düzey yetkililerin Fransa’da elde ettikleri yasadışı malvarlıklarına ilişkin şikayetinin ardından açıldı.
Örgüt, kara para aklamanın yanı sıra mal varlıklarının kaynağını araştırıyor. Yapılan açıklamada Putin’e yakın isimlerin yasadışı kazanç elde etmesinin kınandığı belirtildi.
Örgüt, hedef alınan kişilerin isimlerini açıklamadı.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü, “Rusya’ya karşı cezai tedbirler alma ve malvarlıkların dondurulmasına karşı duyulan istek, diğer ülkelerde olduğu gibi Fransa’da da yaptırım uygulanan kişilerin malvarlıklarının tespit edilmesinde zorluk yaşanmasına neden oluyor. Varlıklı kişilerin ve Rus rejimine yakın isimlerin malvarlıklarının izini sürmek zor. Aracı kişiler ve paravan şirketler var” açıklamasında bulundu.
Örgüt Başkanı Patrick Lefas, kaynaklar sayesinde Fransa’da birçok varlıklı Rus’un ve Rus rejimine yakın isimlerin sahip olduğu gayrimenkulün listesinin hazırlandığını ve bu kişilerin malvarlıklarını elde etmesini sağlayan yasadışı gelir kaynağı hakkında delil toplandığını belirtti.
Fransa, Nisan ayının sonunda, tahmini değeri 573,6 milyon olan gayrimenkul dahil olmak üzere ülkede Ruslara ait 23,7 milyar euroluk malvarlığını dondurdu.
Hükümet, değeri 125,2 milyon euroyu geçen 4 yük gemisi ve 4 yat, değeri 60 milyon euroyu geçen 6 helikopter ile 7 milyon euro değerindeki esere el koydu.
Korsika, Cap d’Antibes, Cap Ferrat ve Courchevel, varlıklı Rus isimlerin Fransa’daki favori bölgeleri.
AFP’nin Nisan ayında yayınlanan soruşturmasında, bir emlak müdürü, Nice ve Monako arasında bulunan Cap Ferrat’ta 50 milyon euro değerinde bir evin Ruslara satıldığını belirtti.
Rus milyarderlere ait mülkler arasında Courchevel veya diğer kayak merkezlerindeki fiyatları yaklaşık 100 milyon euro olan lüks dağ evleri bulunuyor.
Varlıklı Ruslar, Guernsey veya Bahamalar’daki paravan şirketleri aracılığıyla çalışıyor.
Müfettişler, mülk sahiplerinin kimliklerinin ortaya çıkmaması için başka isimler kullandığından şüphe ediyor.  



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.