Libya’nın geleceği Türkiye’de ele alınacak: Dibeybe ve Başağa’nın görevden alınması, ‘yürütme erki’ dosyası masadaki konular

Başağa hükümetinde revizyon ya da bir başka hükümetin görevlendirilmesi tartışılacak  

İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa. (İstikrar Hükümeti) 
İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa. (İstikrar Hükümeti) 
TT

Libya’nın geleceği Türkiye’de ele alınacak: Dibeybe ve Başağa’nın görevden alınması, ‘yürütme erki’ dosyası masadaki konular

İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa. (İstikrar Hükümeti) 
İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa. (İstikrar Hükümeti) 

Türkiye, Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ve Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Halid el-Mişri arasında bir görüşme yapılması için girişimde bulundu. Anadolu Ajansı’na (AA) bilgi veren bir Başkanlık Konseyi üyesi, şu anda Ankara’da bulunan Salih ve Mişri arasında gerçekleşecek görüşmede ‘yürütme erki’ dosyasının ele alınacağını söyledi.
Görüşmede, Fethi Başağa hükümetinde revizyona gidilmesi ya da bir başka hükümetin oluşturulmasının değerlendirileceği öğrenildi. Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ve İstikrar Hükümeti Başbakanı Başağa’nın birlikte görevden el çektirilmesinin tartışılması da muhtemel. Temsilciler Meclisi, Dibeybe hükümetinin görev süresi dolduğu için meşruiyetini yitirdiğini duyurmuş ve Mart ayında Başağa’yı hükümeti kurmakla görevlendirmişti. Ancak Dibeybe iktidarı sadece seçilmiş bir hükümete devredeceği hususunda ısrarcı oldu. Adının anılmasını istemeyen Başkanlık Konseyi üyesi, Akile Salih ve Halid el-Mişri’nin, anayasa dosyasını da ele alacağını ve seçimlerle ilgili anayasal zemin oluşturulması konusunu tartışacağını aktardı.  
Halid el-Mişri ile Akile Salih arasında geçen ayın başlarında bir görüşme gerçekleşmesi planlanmaktaydı, ancak Mişri, Libya genelinde tüm siyasi erkin istifasını talep eden halk gösterileri nedeniyle, görüşmenin ertelenmesini talep etmişti.

Trablus Büyükelçisi Yılmaz: Ziyaret büyük önem taşıyor
Öte yandan Türkiye‘nin Trablus Büyükelçisi Kenan Yılmaz, Libya’yı bir bütün olarak gördüklerini, doğu ve batı arasında ayrım yapmayarak, bu ülkede istikrar ve siyasi uzlaşıdan yana olduklarını ifade etti. AA’ya konuşan Yılmaz, Temsilciler Meclisi Başkanı Salih’in Türkiye ziyaretine değinerek, “İlişkilerimizin her veçhesi ve diğer siyasi boyutlarıyla ele alınması bakımından bu ziyaretin büyük önem taşıdığını düşünmekteyiz. Ocak ayında Libya’nın Kubbe kentindeki görüşmemizde Salih’i şifahi olarak Türkiye’ye davet ettik, Haziran ayında ise TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un davetini kendilerine ilettik” dedi. Salih’in Türkiye ziyaretini Temmuz ayının ilk haftasında planladıklarını belirten Büyükelçi Yılmaz, ancak 1 Temmuz’da Libya’da patlak veren protestolar ve Tobruk’taki Temsilciler Meclisi binasının tahrip edilmesi nedeniyle bu ziyaretin ertelenmek zorunda kaldığını kaydetti.  
Türkiye’nin Libya’nın tamamıyla çok köklü tarihi ilişkilerinin mevcut olduğunu ifade eden Yılmaz, 19 Ocak’ta Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile son derece verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve gayet sıcak karşılandıklarını anlattı. 29 Ocak’ta ise Bingazi Belediye Başkanı Sakr Bucevari’nin davetlisi olarak bir grup Türk iş insanı ile Bingazi’ye gittiklerini belirten Yılmaz, görüşmelerde geçmişte Libya’nın doğusunda çalışmalar yürütmüş olan Türk firmalarının yarım kalan projelerine devam etmeleri ve yeni projelerde yer almaları, halihazırda kapalı olan Türkiye’nin Bingazi Başkonsolosluğunun yeniden faaliyete geçirilmesi ile Türk Hava Yollarının (THY) Bingazi seferlerinin yeniden başlaması konularını ele aldıklarını söyledi.
Türkiye’nin Libya’daki çözüm girişimleri ile ilgili tutumuna ilişkin Yılmaz, “Libya’da biz başından beri ilkeli ve meşruiyete dayalı çözüm bulunması yönünde bir yaklaşım sergiliyoruz. Libyalıların öncülüğünde meşruiyet temelli, Libyalıların sahiplendiği çözümü destekliyoruz” dedi.  
Yılmaz ayrıca, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) arasında yürütülen görüşmelerde birçok madde üzerinde anlaşmaya varıldığını, birkaç ihtilaflı husus kaldığını ve bu görüşmeleri Türkiye olarak desteklediklerini dile getirdi. 
Libya’da bir an evvel anayasal zeminin hazırlanması ve ülkenin seçimlere götürülmesinde yarar gördüklerini vurgulayan Büyükelçi Yılmaz, “Türkiye’nin yaklaşımı Libya’da istikrar ve siyasi uzlaşmanın tesisi ve doğal olarak güvenliğin hakim olmasıdır. Siyasi figürlerden ziyade Libya’nın tamamını kapsayan bütüncül ve ülkeyi bir bütün olarak gören bir yaklaşımdır. Biz doğu, güney veya batı bölgeleri arasında herhangi bir ayrım yapmadan Libya’yı bir bütün olarak görüyoruz. İlkelerimizden bir tanesi de ülkede iktidar boşluğu oluşmamasıdır. Birbirini takip eden geçiş hükümetleri ihdas edilmesi yerine, bütün tarafların uzlaşıyla bir araya gelmesi ve seçime odaklanması Libya’nın en hayrına olacak seçenektir” diye konuştu.  
Türkiye, daha önce de geçtiğimiz Mmart ayında Antalya Diplomasi Forumu’nun oturum aralarında, Dibeybe ve Başağa’yı bir araya getirmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştı.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.