Mısır ve Etiyopya’nın Nahda Barajı konusundaki ihtilafı sürüyor

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)
TT

Mısır ve Etiyopya’nın Nahda Barajı konusundaki ihtilafı sürüyor

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)

Mısır ve Etiyopya’nın Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa edilen Nahda Barajı (Rönesans) konusundaki ihtilafı devam ediyor.
Addis Ababa ‘vatandaşları için elektrik geliştirme ve üretme’ hakkını savunurken, Mısır ‘sert bir ifadeyle’ barışçıl yollara bağlılığının zayıflık olmadığı konusunda uyardı.
Etiyopya, 2011’den beri inşa ettiği Nahda Barajı konusunda Mısır ve Sudan ile çatışıyor.
Mısır, uluslararası nehir sularındaki ‘haklarının’ tehdit edildiğine dikkat çekerek, doldurma ve işletme kurallarını önceden düzenleyen bağlayıcı bir yasal anlaşmaya varılması gerektiğini vurguluyor.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Cumartesi akşamı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Su güvenliği, özellikle Afrika Boynuzu ve Afrika kıtasında, bugün dünyamızın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biridir. İnsanların büyük acısı kaynak eksikliği veya azalan yağmur miktarları ile ilgili değil, daha ziyade uluslararası hukuka uymama ve bazı yukarı havza ülkelerinin su kaynaklarını tekelleştirme arzusuyla ilgilidir. Aşağı havzada ülkelerini herkese bahşedilen ilahi bir nimetten mahrum etmek, bir halkın diğerinden üstün olması değildir. Bazıları, uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için barışçıl yollara bağlı kalmanın bir tür zayıflık olduğunu düşünerek yanılıyor. Bu daha ziyade, güçten, kayıp veya ihmalden kaynaklanan hakları koruma yeteneğinden ve hükümetler nezdinde çatışmaların halklar üzerindeki olumsuz etkilerinin farkında olmaktan kaynaklanır.”
Mısır’ın Etiyopya halkının kalkınma hakkını tanıdığını dile getiren Şukri konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Barajın, tarihin başlangıcından beri medeniyetin beşiği ve can damarı olan Nil Nehri ile ilişkilendirilen varlığı, Mısır halkının hakkının ihmal edilmesi anlamına gelmeyecektir. Mart 2015 tarihli İlkeler Bildirgesi Anlaşması uyarınca Nahda Barajı’nı doldurmak ve işletmek için gecikmeden yasal ve bağlayıcı bir anlaşmaya varılması gerektiğini vurguluyorum. Bu üç ülke egemendir ve sözle değil, fiilen üzerinde anlaşmaya vardıkları şeylere uymalı, bunları uygulamalı ve uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına katkıda bulunmalıdırlar.”
Şukri ayrıca uluslararası toplumu, Mısır, Sudan ve Etiyopya vatandaşlarının haklarını korumak için ilgili uluslararası hukuk kurallarının uygulanması üzerinde çalışmaya çağırdı.
Mısır eski Dışişleri Bakanı Muhammed Urabi ise Şarku’l Avsat’a yaptığı özel açıklamada, Şukri’nin açıklamalarını ‘daha net bir mesaj’ olarak nitelendirerek, “Görünüşe göre Etiyopya için durumun gerçeği anlaması şok edici olmalı” dedi.
Urabi, Mısır davayı diplomatik olarak ele aldığını, ancak ‘Afrika Birliği Şartı’na saygı duymayan bir ülke’ olarak gördüğü Etiyopya’nın uzlaşmazlığıyla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Afrika Birliği himayesinde Nisan 2021’den itibaren yürütülen üç ülke arasındaki müzakereler, bir atılım yapamaması üzerine donduruldu.
Etiyopya politikası ve Mısır’ın herhangi bir tek taraflı önlemi durdurma taleplerini dikkate almaması nedeniyle çıkmaz devam ediyor.
Urabi, Etiyopya’nın baraj rezervuarının üçüncü dolumunu yaptığını ve geçen ay elektrik üretmek için ikinci türbini çalıştırdığını hatırlatarak, bu ülkenin uluslararası hukuk kurallarını hiçe saydığını vurguladı.

Arap Birliği: İstişareler sürüyor
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, bir yanda Mısır ve Sudan, diğer yanda uluslararası taraflar olmak üzere Nahda Barajı ile ilgili istişarelerin sürdüğünü bildirdi.
Ebu Gayt Al Hadath kanalına yaptığı açıklamada, “Uluslararası toplum veya aşağı havza ülkeleri, Etiyopya’nın uluslararası hukuka ve uluslararası nehirlerin kurallarına aykırı şekilde iradesini dayatmasını kabul edemez. Etiyopya’nın uluslararası hukuka saygı duyması gerektiğine vurgu yapılmalıdır” dedi.

Etiyopya’dan yorum
Etiyopya Dışişleri Bakanı Demeke Mekonnen BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Nahda Barajı projesinin bölgeye bir bütün olarak hizmet eden faydalar sağladığını ve evlere aydınlatma sağlamaya başladığını söyledi.
Nahda Barajı konusunda üçlü diyaloğa bağlı olduklarını dile getiren Mekonnen, “Ülkemizde çatışma çıkmasını önlemek için çaba gösterdik, ancak bu çabalar başarılı olmadı. İnsanlık çok sayıda ve karmaşık zorluklarla karşı karşıya ve küresel zorlukların ekonomik ve politik sonuçları var” diye ekledi.



Güvenlik Konseyi, Suriye Devlet Başkanı ve İçişleri Bakanı'na yönelik yaptırımları kaldırdı

TT

Güvenlik Konseyi, Suriye Devlet Başkanı ve İçişleri Bakanı'na yönelik yaptırımları kaldırdı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

BM Güvenlik Konseyi, pazartesi günü Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi planlanan Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'ya yönelik yaptırımları kaldırdı.

ABD tarafından dün hazırlanan bir karar tasarısı, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'a yönelik yaptırımları da kaldırdı.

Karar tasarısına 14 ülke destek verirken, Çin çekimser kaldı.

Güvenlik Konseyi, "Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine tam saygı" taahhüdünü yineledi. Ayrıca, Suriye'nin tam, güvenli, hızlı ve engelsiz insani yardım erişimi sağlama ve terörizmle mücadele etme taahhüdünü memnuniyetle karşıladı. Güvenlik Konseyi kararı ayrıca, Suriye'nin "yabancı terörist savaşçıların" oluşturduğu tehdidi ele almasını, tüm Suriyelilerin insan haklarını korumasını, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele etmesini, geçiş dönemi adaletini ilerletmesini, kalan kimyasal silahları ortadan kaldırmasını ve kapsayıcı, Suriye liderliğinde bir siyasi süreç başlatmasını beklediğini belirtti.

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, kararı memnuniyetle karşılayarak, "Konsey, bu metnin kabulüyle Suriye'nin yeni bir döneme girdiğine dair güçlü bir siyasi mesaj vermiştir" dedi. Çin ise oylamada çekimser kalırken, Çin Büyükelçisi Fu Cong, Suriye'de "kırılgan güvenlik durumundan" "faydalanabilecek" "yabancı terörist savaşçıların" varlığından özellikle endişe duyduğunu belirterek, Konsey'in durumu tam olarak değerlendirmemiş olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Suriye'ye Hoş Geldiniz

Suriye Dışişleri Bakanlığı ise Güvenlik Konseyi oylamasının ardından Suriye'ye ve halkına verdiği destekten dolayı ABD'ye teşekkürlerini iletti. Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, "X" platformunda yaptığı paylaşımda, "Suriye, ABD ve dost ülkelere Suriye'ye ve halkına verdikleri destekten dolayı teşekkürlerini sunar" ifadesini kullandı. Şeybani, Suriye diplomasisinin "engelleri ortadan kaldırma ve daha açık ve istikrarlı bir Suriye geleceğine giden yolu açmada aktif varlığını ve istikrarlı ilerleme kaydetme yeteneğini" bir kez daha teyit ettiğini belirtti.

Eş-Şara'ya yönelik yaptırımların resmen kaldırılması büyük ölçüde sembolik nitelikte; zira benzer adımlar, başkanlık görevi sırasında Suriye dışına çıkmak zorunda kaldığı her seferinde atılmıştı. Varlık dondurma ve silah ambargosu da kaldırılacak. ABD Başkanı Donald Trump, eş-Şara'nın savaştan zarar görmüş ülkesinde barışa doğru "iyi ilerleme" kaydettiğini söylemesinin ardından, 10 Kasım'da Suriye Devlet Başkanı'nı görüşmeler için ağırlayacak.

sdfg
Trump ve Eş-Şara'nın geçen mayıs ayında Riyad'da gerçekleştirdiği görüşmeden (AP)

Bu, eş-Şara'nın Washington'a ilk ziyareti olsa da eylül ayında Birleşmiş Milletler'e yaptığı ve on yıllardır New York'ta BM Genel Kurulu'na hitap eden ilk Suriye devlet başkanı olduğu tarihi ziyaretinin ardından ABD'ye yapacağı ikinci ziyaret olacak. Geçtiğimiz yılın sonlarında yönettiği güçler tarafından Beşşar Esed'i deviren eş-Şara, mayıs ayında ABD başkanının bölge turu sırasında Riyad'da Trump'la ilk kez bir araya geldi. Washington, eş-Şara liderliğindeki silahlı grup Heyet Tahrir eş-Şam'ı geçen temmuz ayında terör örgütleri listesinden çıkardı. Şam, pazar günü yaptığı açıklamada, Suriye devlet başkanının Washington'da kalan yaptırımların kaldırılması, yeniden yapılanma ve terörle mücadele gibi konuları görüşeceğini belirtti.


Refah tünelleri: Hamas militanlarının tahliyesi için ödenebilecek olası bir bedel

Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)
Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)
TT

Refah tünelleri: Hamas militanlarının tahliyesi için ödenebilecek olası bir bedel

Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)
Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)

Bilgi sahibi kaynaklar, Gazze Şeridi ile ilgili devam eden görüşmeler hakkında bir öneri sunulduğunu açıkladı. Öneri, İsrail kontrolündeki Refah bölgesinde (Gazze'nin güneyinde) konuşlanmış Hamas militanlarının, tünellerin imha edilebilmesi için tüneller hakkında bilgi vermelerini ve silahlarını teslim etmelerini öngörüyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre kaynaklar bu adımın, militanların Şeridin diğer bölgelerine tahliye edilmesi karşılığında olacağını söyledi. Kaynaklar, Hamas veya İsrail'in henüz öneriye yanıt vermediğini vurguladı.

Ateşkes anlaşmasında öngörüldüğü gibi, Hamas savaşçılarının İsrail kontrolü altındaki bölgelerde varlığını sürdürmesi, ateşkesin sürdürülebilirliğine tehdit olarak görülüyor. Refah, İsrail güçlerine karşı en az iki saldırıya tanık oldu. Hamas olaya müdahil olduğunu reddederken, İsrail onlarca Filistinlinin ölümüne yol açan saldırılarla misillemede bulundu.

Bu arada ABD, BM Güvenlik Konseyi'ne, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planını desteklemeyi amaçlayan bir karar tasarısı sundu. ABD misyonunun bir sözcüsü yaptığı açıklamada, Büyükelçi Mike Waltz'un öneriyi Konsey'in seçilmiş on üyesine ve birkaç bölgesel ortağa sunduğunu belirtti.

Ayrıca İsrail, "silah kaçakçılığını" önlemek amacıyla Mısır sınırında kapalı bir askeri bölge kurulacağını resmen duyurdu ve bu durum, iki ülke arasındaki artan gerilim konusunda yeni endişelere yol açtı.


Suriye, ABD'nin güneyde askeri varlık göstermesi yönündeki iddiaları reddediyor

Şam'ın güneydoğusundaki el-Mezza askeri hava üssü (Arşiv- Reuters)
Şam'ın güneydoğusundaki el-Mezza askeri hava üssü (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye, ABD'nin güneyde askeri varlık göstermesi yönündeki iddiaları reddediyor

Şam'ın güneydoğusundaki el-Mezza askeri hava üssü (Arşiv- Reuters)
Şam'ın güneydoğusundaki el-Mezza askeri hava üssü (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin güney Suriye'deki bir hava üssünde askeri varlığına dair haberleri yalanladı. 

Reuters dün, bilgili kaynaklara dayanarak, ABD'nin Suriye ve İsrail arasında Washington tarafından arabuluculuk edilen bir güvenlik anlaşmasının uygulanmasına yardımcı olmak amacıyla Şam yakınlarındaki bir hava üssünde askeri varlık kurmaya hazırlandığını bildirdi. Haberde, üssün, İsrail ve Suriye arasında olası bir anlaşma kapsamında silahsızlandırılmış bölge oluşturması beklenen güney Suriye bölgelerinin yakınında yer alacağı belirtildi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak, Reuters haberinin doğru olmadığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye Arap Haber Ajansı'ndan (SANA) aktardığına göre kaynak, "Mevcut aşamada, Amerikan tutumunda merkezi Suriye hükümetiyle doğrudan etkileşime geçme, ülkeyi birleştirme çabalarını destekleme ve herhangi bir bölünme çağrısını reddetme yönünde bir değişim yaşanıyor" ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın pazartesi günü Beyaz Saray'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüşmesi bekleniyor. Bu, bir Suriye devlet başkanının gerçekleştireceği ilk ziyaret olacak.