Suudi Arabistan’dan yenilenebilir enerji alanında yeni projeler

Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı, Krallığın enerji üretimindeki payını artırmayı hedefliyor. (Şarku’l Avsat)
Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı, Krallığın enerji üretimindeki payını artırmayı hedefliyor. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’dan yenilenebilir enerji alanında yeni projeler

Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı, Krallığın enerji üretimindeki payını artırmayı hedefliyor. (Şarku’l Avsat)
Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı, Krallığın enerji üretimindeki payını artırmayı hedefliyor. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan, yenilenebilir enerji üretimindeki payını artırma, Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı hedeflerine ulaşma yolunda ilerliyor. Dün yenilenebilir enerji üzerinden elektrik üretilmesi yönünde beş yeni projenin başlatıldığı duyuruldu. Bunun Enerji Bakanlığı tarafından denetlenen Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı projelerinin dördüncü aşaması kapsamına girdiği bildirildi.
Suudi Arabistan Enerji Tedarik Şirketi’nin aktardığına göre toplam kapasitesi 3 bin 300 megavat olan bu projeler, üç rüzgar enerjisi, iki de güneş enerjisi projesini içeriyor.
Bu aşamadaki rüzgar enerjisi üretim projelerinin toplam kapasitesinin 1800 megavat olduğu belirtiliyor. Yanbu’da 700, el-Gat’ta 600, kuzey kesimlerinde ise 500 megavat kapasiteli projeler bulunuyor.
Günel enerjisi üretim projelerinin toplamda 1500 megavata ulaştığı, el-Henakiya’da 1100, Tubarcal’da da 400 megavat kapasiteli projelerin yürütüldüğü bildirildi.
Söz konusu projeler, ülkenin yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi için en uygun enerji karışımına ulaşma ve 2030 yılına kadar enerjinin yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan üretme hedeflerinin bir parçası olarak, Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı kapsamında ortaya konuldu. 
Enerji ve Maliye Bakanlıkları geçtiğimiz ağustos ayında Suudi Arabistan Elektrik Şirketi’nin (SEC) Suudi Enerji Tedarik Şirketi’ndeki hisselerinin tamamı devlete ait olacak şekilde satın alınmasına yönelik tüm düzenlemeleri ve yasal prosedürleri tamamlanmıştı. Bu düzenlemeler, Bakanlar Komitesi tarafından onaylanan mali ve sistemsel reformların devamı niteliğinde, Elektrik Üretimi Yüksek Komitesi gözetiminde elektrik sektörünün yeniden yapılandırılması kapsamında kaydedildi.
Suudi Bakanlar Kurulu, geçtiğimiz kasım ayında SEC’in Suudi Enerji Tedarik Şirketi’ndeki hisselerinin tümüyle satın alınması ve devlet mülkiyetine devredilmesi yönündeki tüm yasal prosedürleri onaylamıştı.
Suudi Enerji Bakanlığı, Suudi Enerji Tedarik Şirketi’nin çalışmalarıyla ilgili varlık, yükümlülük ve ticari sözleşmelerin reformlar kapsamındaki devrini açıkladı. Bu gelişmenin Krallığın Vizyon 2030 hedeflerine ulaşmanın yanı sıra sürdürülebilirliğin sağlanmasına ve elektriğin verimliliğinin artırılmasına katkıda bulunacağı tahmin ediliyor.
Gerekli elektrik enerjisi üretim projelerinin planlanması ve başlatılması, satın alım anlaşmalarının yapılması, sektörün ticaret ve hizmet pazarları ve uluslararası elektrik borsasının geliştirilmesi, şirketin amaçlarına ulaşmak için akaryakıt satın alımı ve üreticilere tedarikine odaklanılıyor.
Enerji Bakanlığı; yeni atılan adımlar ile optimal enerji karışımı, akaryakıtların çevreye uyum seviyelerinin artırılması, yerli ve yabancı yatırımların teşvik edilmesi, yerelleştirmenin artırılması, malzemelerin güvenirliğinin artırılması, maliyetlerin ise düşürülmesi hedeflerine ulaşılacağını bildirdi.
Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı, Vizyon 2030 doğrultusunda yerel enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, ekonomik kalkınmanın teşvik edilmesi ve Krallık'ta sürdürülebilir ekonomik istikrarın sağlanması ile tutarlı bir şekilde ilerletiliyor. Vizyon 2030, yenilenebilir enerji endüstrisinin kurulmasını, ülkenin karbondioksit emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerinin yerine getirilmesi yönünde çalışılmasını ve böylece bu umut verici sektörün gelişiminin desteklenmesini kapsıyor.



Elektronik savaş riski, havacılık sektörünü endişelendiriyor

Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)
Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Elektronik savaş riski, havacılık sektörünü endişelendiriyor

Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)
Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), elektronik savaş riskinin havacılık sektörünü endişelendirdiğini yazıyor. 

Haberde, "GPS sahteciliğinin" dünya çapında her gün yapılan yüzlerce uçuşta, pilotlar ve yolcular için yeni riskler oluşturduğuna işaret ediliyor. 

Pilotlar ve havacılık sektörü yetkilileri, Rusya-Ukrayna cephe hattı ve Ortadoğu'daki aktif çatışma bölgelerinden yayılan sahte GPS sinyallerinin, kokpitlerdeki navigasyon ve güvenlik sistemlerinde bazen birkaç dakika bazen de tüm uçuş boyunca arızaya yol açtığını belirtiyor. 

Bu sinyaller, pilotların kokpitte kullandığı saatlerin sıfırlanmasına, navigasyon cihazlarının yanlış alarm vermesine ve uçuş yönlendirmelerinde hata yapılmasına neden olabiliyor.

Pilotlar ve havacılık uzmanları, saldırıların yaklaşık bir yıl önce başladığını belirtiyor. Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nin SkAI Data Services'la ortak analizine göre, sahte GPS sinyalleri nedeniyle olumsuz etkilenen günlük uçuş sayısı şubatta birkaç düzineyken, ağustosta 1100'ün üstüne çıktı.

Teksas Austin Üniversitesi'nden Todd Humphreys de sahte GPS sinyallerinin sayısının son 6 ayda arttığını söylüyor. Akademisyen, özellikle bu saldırıların Rusya, Ukrayna ve İsrail'deki elektronik savaş vericilerinden geldiğine işaret ediyor. 

Federal Havacılık İdaresi (FAA), ABD'de herhangi bir sahte GPS olayı yaşanmadığını bildiriyor. Fakat uzmanlar, Ekim 2022'de Dallas Fort Worth Uluslararası Havalimanı'ndaki hava trafiğinin aksamasında sahte GPS verilerinin rol oynamış olabileceğini düşünüyor. 

Kimliğinin açıklanmamasını isteyen bir FAA yetkilisi, bazı uçakların rotadan çıktığını ve pilotların iki gün boyunca piste iniş için elektronik navigasyon cihazlarını kullanamadığını belirtiyor. FAA ise kasıtlı müdahale olduğuna dair bir kanıt bulunmadığını, olayın nedenini anlamak için incelemelerin sürdüğünü açıklamıştı. 

Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) Genel Müdürü Florian Guillermet, sahte GPS sinyallerinin Avrupa'daki bazı havacılık faaliyetlerini aksattığını fakat şimdiye dek ciddi bir tehlike yaşanmadığını söylüyor. Guillermet, risk yaratan durumların her geçen gün arttığına da dikkat çekiyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Inside GNSS