İran Yemen’i Husiler aracılığıyla uyuşturucu pazarına dönüştürdü

Ele geçirilen uyuşturucu miktarları, İran ve Husiler arasında büyük bir yatırım yapıldığını gösteriyor

Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)
Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)
TT

İran Yemen’i Husiler aracılığıyla uyuşturucu pazarına dönüştürdü

Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)
Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)

ABD Donanması’nın Umman açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir İran gemisini ele geçirdiklerini açıklamasından altı hafta sonra Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında Husilere gitmekte olan uyuşturucu yüklü bir İran gemisini daha ele geçirdiklerini açıkladı. Bu durum, İran - Husi uyuşturucu yatırımının hızlandığının bir göstergesi olarak kabul edildi.
İki gün önce Sokotra takımadalarındaki Yemen donanma kuvvetleri, Sokotra Adası kıyılarında çok miktarda uyuşturucu taşıyan bir İran gemisini ele geçirmeyi başardı. Öte yandan ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Eylül ayı başlarında Umman Körfezi’nde bir devriye sırasında 20 milyon dolar değerinde uyuşturucu taşıyan başka bir İran gemisine el koymuştu.
Yemen haber ajansı SABA’ya göre Yemen güvenlik kaynakları, Yemen’in doğusundaki el-Mahra ilinde bulunan güvenlik birimlerinin, Ekim ayı sonlarında teknelerinin denizde yanması sonrasında ABD Donanması tarafından kurtarılan üç Yemenli denizci ile soruşturma yürüttüğünü belirtti. Soruşturmalar ise uyuşturucu yüklü İran gemisinin Sokotra’nın merkezinde ele geçirilmesine katkıda bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Associated Press’ten (AP) aktardığı habere göre ABD Donanması, 27 Ekim’de Aden Körfezi’nde batmadan hemen önce yanan bir tekneden 3 Yemenli balıkçıyı kurtardı.

Husi suç ortaklığı
Husi işgalindeki Sana’da bir yargı kaynağı, gerçeklerin bu ticaretin geçmişte popülaritesinin arttığını gösteriyor olmasına rağmen, uyuşturucu kaçakçılığı ve satışı davalarının, milislerin kontrolündeki bölgelerdeki mahkemelerde büyük ölçüde azaldığını söyledi. Kaynağa göre bu, muhtemelen milislerin kaçakçılık ve satış eyleminde suç ortaklığından kaynaklanıyor.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen yargı kaynağı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada uyuşturucu ticareti veya kötüye kullanımından tutuklananların çoğunun, savcılığa sevk edilmeden serbest bırakıldığını belirtti.
Kaynak, milislerin zaman zaman çok miktarda uyuşturucunun halkın gözü önünde alenen yakıldığı iddialarıyla dalga geçerken, “Tonlarca hizmet dışı lastik yakılıyor ve bu lastiklerin yanında hangi malzemelerin yakıldığı bilinmiyor” dedi. Kaynak ayrıca, el koyma ve imha kayıtlarının çoğunun sahte olduğunu belirtirken, bu kayıtların milisler ve yönetimleri altındaki güvenlik birimleri yetkilileri tarafından tutulduğunu vurguladı.
Darbeci Husilerin kontrolündeki bölgelere birçok yeni uyuşturucu türü yayılmış durumda. Bu uyuşturucular, piyasada açık olarak satılıyor. Yemenliler, milisleri bir yandan mali gelirlerinden yararlanmak için uyuşturucu satmak ve tanıtmakla, diğer yandan da toplum nesillerini yozlaştırmakla, onları kolay kontrol etmek ve yönlendirmek için milisler arasında uyuşturucu içmeyi teşvik etmekle suçluyor.

ABD Donanması tarafından ele geçirildi
Haziran ayı başlarında el-Mahra ilindeki güvenlik güçleri, Havf kasabası kıyılarında narkotik maddeleri indirmek amacıyla karaya yanaşan bir İran gemisine el koydu. El-Mahra polisine göre ‘metamfetamin’ tipi uyuşturucular taşıyan bir deniz botunu ele geçirebilmek için soruşturma ve takip süreci yaklaşık bir ay sürdü.
Bu operasyondan yalnızca iki hafta önce ABD Donanması, Umman Körfezi’ndeki uluslararası sularda İranlı bir mürettebat tarafından işletilen bir balıkçı teknesinden 39 milyon dolar değerinde uyuşturucu ele geçirildiğini duyurdu.
ABD Donanması, o sıralarda bir ABD Sahil Güvenlik ekibinin, suç örgütleri tarafından insan, silah, uyuşturucu ve kömür kaçakçılığı yapmak için kullanılan bir rotayı tespit ettikten sonra teknede 640 kilogram metamfetamin ele geçirdiğini belirtti.
ABD Donanması’nın o zamanki açıklamasına göre mürettebat üyeleri, USS Momsen destroyeri tekneye yaklaşırken, ele geçirilen 60’tan fazla uyuşturucu paketini imha etmeye çalıştı.
Bu operasyondan iki gün önce ABD Sahil Güvenlik’e ait hızlı müdahale ekibi, aynı bölgede 17 milyon dolar değerinde uyuşturucuya el koydu.
ABD Donanması, ‘USCGC Glen Harris’ gemisinin 182 kilogram eroin, 182 kilogram metamfetamin, 27 kilogram amfetamin tableti ve 568 kilogram esrar ele geçirdiğini, üç gün önce ise ‘USCGC Emlen’ gemisinin, Umman Körfezi’nde 10 bin dolar değerinde metamfetamin ve esrar taşıyan bir balıkçı teknesini ele geçirdiğini belirtti.
Aynı ayın 5’nde ise İngiliz Donanması, Umman Körfezi’ndeki bir balıkçı teknesinden 4 milyon dolar değerinde 95 kilogram eroine, bir başka operasyonda ise bin 41 kilogram eroine el koydu.
ABD Donanması, bu yıl ve önceki yıllarda en fazla uyuşturucu sevkiyatına el koyan güvenlik ve askeri teşkilat olarak biliniyor. Ocak ayı sonlarında Umman Körfezi’nde bir balıkçı gemisinde 150 kilogram eroin, 250 kilogram metamfetamin ve 665 kilogram esrardan oluşan ve toplam değeri 18 milyon dolar olan uyuşturucu sevkiyatı ele geçirildi.
Bir hafta öncesinde ise Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı, Umman Körfezi’ndeki bir gemide 15 milyon euro değerinde bir tondan fazla uyuşturucuya el konulduğunu açıklarken, ABD Donanması da aynı dönemde başka bir operasyon gerçekleştirildiğini açıkladı.
Öte yandan geçen Aralık ayının ortalarında ABD Donanması, Umman Körfezi’nde botlarının patlaması sonucu yaralanan 5 İranlı denizciyi kurtardı. Ayrıca bir uyuşturucu sevkiyatına da el konuldu. Sevkiyat, bin 745 kilogram esrar, 500 kilogram metamfetamin ve 30 kilogram eroin de dahil olmak üzere 14,7 milyon dolar değerinde 2 ton uyuşturucu içeriyordu.
Aynı ayın başlarında ABD Donanması, Basra Körfezi yakınlarındaki birçok bölgede değeri 189 milyon doları aşan 67 tondan fazla uyuşturucuya el koydu. ABD Donanması, bu sevkiyatı görev gücü için bir rekor olarak nitelendirdi.

Kolombiyalı kaçakçılar
Beş yıl önce Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü, İran ve Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçıları arasında silahların, eğitmenlerin ve uyuşturucuların Husi milislere ulaşmasını kolaylaştırmak için işbirliğinin var olduğunu ortaya çıkardı. Enstitü ayıca, işbirliği kapsamında Meksika’ya uyuşturucu kaçakçılığı yapmak için kullanılan küçük denizaltılar ve dalgıç teknelerin inşa edildiğini de belirtti.
Güvenlik uzmanları ve Yemen meselelerinin gözlemcileri, İran gemileriyle taşınan uyuşturucu sevkiyatlarının Yemen’in Kızıldeniz’e uzanan batı kıyısının büyük bir bölümünü kontrol eden Husi milisler başta olmak üzere İran Devrim Muhafızları’nın bölgedeki kollarına yönlendirildiğine inanıyor.
İran Devrim Muhafızları’nın yardımı ve rehberliği ile Husi milisler, her türlü kaçak mal ticaretine yatırım yapıyor. Yerel güvenlik kaynaklarına göre milisler, güvenlik birimlerini kontrol etmelerinden yararlanarak yerel kaçakçıları kendileri için çalışmaya zorladı.
Güvenlik kaynaklarının geçmiş yıllarda ‘milislerin uyuşturucu kaçakçılığı ve satışı yapan onlarca mahkûmu serbest bıraktığına’ dair açıklamaları sık sık gündeme geldi. Aktarılana göre serbest bırakılmaları karşılığında kendileri için çalışmaları şart koşuldu.
Yemen yerel basını, Eylül 2016’da milislerin 80’den fazla uyuşturucu satıcısını yargı emri olmadan serbest bıraktığını bildirdi. Suudi Arabistan Krallığı ile sınır Saada ve el-Cevf vilayetlerinde Yemen’de uyuşturucu satmak ve komşu ülkelere kaçakçılık yapmak amacıyla Husilerin yararına çalıştırılan yüzlerce esrar satıcısı tutuklandı.



Trump'ın “son” uyarısı, Gazze’de ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı sona erdirecek mi?

İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)
İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)
TT

Trump'ın “son” uyarısı, Gazze’de ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı sona erdirecek mi?

İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)
İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)

Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması yönündeki çabalarda ABD’nin ivmesi artıyor. Son olarak ABD Başkanı Donald Trump, Hamas'tan İsrail'in kabul ettiğini doğruladığı kapsamlı bir öneriyi kabul etmesini istedi. Trump, bu öneriyi Hamas’a yönelik ‘son uyarı’ olarak değerlendirdi.

Hamas ise bu öneriye yanıt vermedi. Hamas, bu öneriden aylar önce, ABD'nin savaşı sona erdirme sözünü yerine getirmeden, geçtiğimiz nisan ayında ABD vatandaşı İsrailli rehine Edan Alexander'ın serbest bırakılması için Washington ile bir anlaşma imzalamıştı.

Bu senaryonun geleceği hakkında Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Washington'ın ciddiyetini ve ‘yakında’ kısmi veya kapsamlı bir ateşkesin sağlanabileceğini düşünenler ile yakın zamanda bir anlaşma olasılığı olmadığını düşünenler olarak ikiye bölünmüş durumda. Onlar bunu Hamas için en önemli pazarlık kozunu elinden alacak ve savaşın devam etmesini engellemeyecek bir tuzak olarak görüyorlar.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social'da pazar günü yaptığı bir paylaşımda şunları söyledi:

“Herkes rehinelerin eve dönmesini ve bu savaşın sona ermesini istiyor. İsrailliler benim şartlarımı kabul etti, şimdi Hamas'ın da bunları kabul etme zamanı geldi.”

Trump, Hamas’ı “Bu son uyarım. Bundan sonra başka uyarı olmayacak” diye uyardı.

Bu açıklama, 18 Ağustos'ta Hamas’ın kabul ettiği, ancak ABD'nin yorum yapmadığı ve İsrail'in onaylamadığı Mısır-Katar önerisine yanıt vermemesinin yanı sıra Hamas'ın önerdiği bazı maddeleri de reddetmesinin ardından Washington'ın geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında İsrail ile birlikte Doha'daki ileri düzey müzakerelerden çekildiğini açıklamasından bu yana beş gün içinde attığı bazı adımlardan sadece biriydi.

sdfdd
İsrail’in düzenlediği hava saldırısı sonrası Gazze şehrinin er-Rimal Mahallesi’ndeki bir binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail Yayın Kurumu (IBA) pazar günü, ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un müzakereleri sürdürmek amacıyla bir aracı aracılığıyla Hamas'a ön genel ilkeleri ilettiğini bildirdi. Bu ilkeler arasında kapsamlı bir anlaşma önerisi de yer alıyor.  Netanyahu'nun yakın arkadaşı olan İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in bu hafta bazı görüşmeler için Washington'a gitmesi bekleniyor.

ABD’nin bu yeni adımı Trump'ın cuma gecesi ABD'nin Hamas ile ‘çok yoğun müzakereler’ yürüttüğünü ve Hamas'ın tüm rehineleri serbest bırakması gerektiğini söylemesinin ardından attı.

Trump’ın açıklamalarından bir gün önce ABD'nin Hamas ile ilişkilerinden sorumlu koordinatörü Bashar Bahbah televizyon ekranlarında bir açıklama yaptı. Bahbah, ABD'nin savaşı sona erdirmek ve Gazze'de tutulan tüm rehineleri serbest bırakmak için kapsamlı bir anlaşma hazırladığını doğruladı. Şarku’l Avsat’ın The Times of Israel’den aktardığına göre Witkoff perşembe günü Paris'te Katarlı yetkililerle ateşkes konusunu görüştü.

Öneri uyarınca, Gazze şehrinde devam eden askeri operasyonun durdurulması karşılığında, 48 rehine ve yaralı ile birlikte binlerce Filistinli mahkum anlaşmanın ilk gününde serbest bırakılacak. İsrail televizyon kanalları Kan 12 ve Kanal 13 pazar günü, Trump’ın önderliğinde savaşı sona erdirmek için acil müzakerelerin başlayacağını duyurdu.

Mısır Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Halid Ukkaşe, Mısır'ın Witkoff ile yaptığı son görüşmelerin ardından ABD'nin müzakere masasına geri dönmesiyle Trump'ın bu kez ciddi olduğunu düşünüyor. Washington'ın üçlü arabuluculukta kilit bir rol oynadığını belirten Dr. Ukkaşe, savaşı sona erdirmek için uluslararası baskıların artması ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantılarının birkaç hafta sonra başlayacak olması ve bu toplantılarda Filistin devletinin tanınması olasılığı göz önüne alındığında, Washington'ın bir anlaşma yoluyla savaşı sona erdirmekle daha fazla ilgilenebileceğini belirtti.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, Trump'ın ilk kez bu tür açıklamalarda ve tehditlerde bulunmadığını ve Hamas'ın, özellikle Washington'ın savaşı sona erdirme sözünü tutamadığı ve geçtiğimiz mart ayında İsrail'in ocak ayında varılan ateşkesi ihlal etmesine sessiz kaldığı Edan Alexander anlaşmasıyla ilgili krizin ardından, Trump'ın sözlerine güvenmediğini düşünüyor. Nazzal, anlaşmanın hayata geçmeyeceğini, özellikle de Netanyahu'nun rehineleri geri alıp İsrail'i tekrar savaşa sokmak için bir tuzak kuruyor gibi göründüğünü ifade etti.

Çatışmanın taraflarına gelince, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, Hamas'ın uzlaşmaz tutumunu sürdüreceğini öngörürken, Trump'ın önerisini ciddi olarak değerlendireceğini açıkladı. Ancak Kanal 13, Hamas'ın öneriye ilişkin olumlu mesajlar gönderdiğini ve öneriyi kategorik olarak reddetmediğini vurguladı.

Bu arada İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, sosyal medya platformu X hesabından dün yaptığı bir paylaşımda, Hamas'ın teslim olmaması halinde yok edileceği tehdidinde bulunarak, bunun Hamas'a yönelik ‘son uyarı’ olduğunu belirten Trump'ın açıklamasını yineledi.

ık
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Kahire'de ABD Merkez Komutanlığı Komutanı General Brad Cooper ile bir araya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı ve Katarlı arabulucular ise Trump'ın açıklamalarına henüz yanıt vermediler. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Kahire'de ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Brad Cooper ile yaptığı görüşmede, ‘acil ateşkes sağlanması amacıyla Mısır, ABD ve Katar tarafından yürütülen arabuluculuk çabalarının önemini’ vurguladı.

Dün Brezilya'da düzenlenen BRICS zirvesine telekonferans aracılığıyla katılan Sisi, Mısır'ın Gazze Şeridi’nde acil ateşkesin sağlanması, insani yardımın ulaştırılması ve rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması için yoğun çabalar sarf ettiğini ve Gazze Şeridi’nin yönetimi ve yeniden inşası için hazırlıkların başlaması konusunda çalışmalar yaptığını doğruladı.

Dr. Ukkaşe, Hamas'ın özellikle arabuluculardan Mısır’a yeni bir senaryoya kapıyı aralaması için baskı yaptığından, Hamas'ın yakın zamanda bir anlaşmayı kabul edebileceğine dair işaretler olduğunu düşünüyor. Dr. Ukkaşe’y göre Hamas, talep ettiği garantiler konusunda tavizler verdi ve bu gelişmeler çerçevesinde kısmi veya kapsamlı bir anlaşmanın yakında sağlanması bekleniyor.

Öte yandan Nazzal, Hamas'ın Trump'ın şartlarına yumuşak tavizlerle değil, özel çekincelerle yanıt vereceğini, çünkü tavizlerin son aşamasına geldiğini ve yeni bir tuzağa düşmek ya da en önemli ve güçlü kozlarını kaybetmek istemediğini düşünüyor. İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşı sürdüreceğine inanan Nazzal’a göre Hamas'ın Trump'ın önerisini reddetmesi beklendiğinden bu sadece bir örtbas ve gerilimi meşrulaştırma girişiminden ibaret kalıyor.

Yaklaşan bir sonraki aşamada kısmi veya kapsamlı bir anlaşma yapılmayacağını öngören Nazzal, Gazze'deki durumun ve orada yaşanan gelişmelerin bir sonraki aşamayı belirleyeceğini ve müzakere masasına giden yolu değil, bir anlaşmaya giden yolu açacağını vurguladı.


Tunus, Gazze'ye giden yardım filosuna ait bir teknenin İHA saldırısına uğradığı haberini yalanladı

Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)
Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)
TT

Tunus, Gazze'ye giden yardım filosuna ait bir teknenin İHA saldırısına uğradığı haberini yalanladı

Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)
Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)

Tunus, bu sabaha karşı İspanya'dan Gazze'ye yola çıkan Küresel Sumud Filosu’nun başkent Tunus yakınlarında demirlemişken gemilerinden birinde bir insansız hava aracı (İHA) ile vurulduktan sonra yangın çıktığı iddiasının ‘gerçeği yansıtmadığını’ ve ‘düşmanca bir eylem veya dış saldırı olmadığını’ vurguladı.

Tunus Ulusal Muhafız Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ve Fransız Haber Ajansı AFP tarafından yayınlanan bir açıklamada, bazı sosyal medya sayfalarında bu geminin bir İHA tarafından hedef alındığına dair dolaşan haberlerin tamamen asılsız olduğu belirtildi.

Açıklamada ön soruşturmalara göre yangının nedeninin gemide bulunan can yeleklerinden birini tutuşturan çakmak veya sigara izmaritinden çıkan kıvılcım olduğu kaydedildi.

Açıklamada, ‘düşmanca bir eylem veya dışardan bir saldırı olmadığı’ vurgulandı.

Gazze'ye yardım ve aktivistleri taşıyan Küresel Sumud Filosu’nun, pazartesi gecesi ile salı sabahı gemilerinden birinin İHA saldırısına uğradığını ve gemide yangın çıktığını duyuruldu, ancak Tunus, bunu yalanladı.

İsrail’in Filistin topraklarına uyguladığı ablukayı kırmak amacıyla İspanya'nın Barselona kentinden yola çıkan filo, gemilerinden birinin Sidi Bou Said Limanı yakınlarında İHA ile vurulduğu ve bunun sonucunda gemide yangın çıktığınu duyurdu.

AFP muhabiri, geminin etrafını saran birkaç tekne gördüğünü, ancak yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Filo, yangın çıktığında teknede altı kişinin bulunduğunu, hepsinin de güvende ve sağlık durumlarının iyi olduğunu açıkladı.

Filo, teknenin maddi hasar gördüğünü de ekleyerek, Gazze'de ‘insani yardım koridoru açmak ve Filistin halkının devam eden katliamına son vermek için yürüttüğü görevi engellemeye yönelik saldırı eylemlerini’ kınadı.

Reuters muhabiri, olayın ardından Sidi Bou Said Limanı önünde onlarca kişinin toplandığını, Filistin bayrakları salladığını ve ‘Özgür Filistin’ sloganları attığını bildirdi.

hvh
Sidi Bou Said Limanı dışında Filistin bayrakları taşıyan protestocular (EPA)

Filoda insani yardım malzemeleri ve Filistin yanlısı aktivistler bulunuyor.

Filonun eylül ayı ortalarında Gazze'ye varması bekleniyor. İsrail, geçtiğimiz haziran ve temmuz aylarında bu girişime katılan aktivistlerin Filistin topraklarına deniz yoluyla yardım ulaştırma girişimlerini iki kez engellemişti.

Küresel Sumud Filosu, kendi internet sitesinde kendisini ‘hiçbir hükümet veya siyasi partiye bağlı olmayan bağımsız’ bir kuruluş olarak tanımlıyor.


Bin 800 sinemacıdan Gazze nedeniyle İsrail film kurumlarını boykot etme kararı

Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)
Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)
TT

Bin 800 sinemacıdan Gazze nedeniyle İsrail film kurumlarını boykot etme kararı

Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)
Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)

Aralarında Hollywood yıldızlarının da olduğu bin 800'den fazla sinema sanatçısı ve yapımcı dün, İsrail'in Filistinlilere karşı ihlallerinde suç ortağı olduklarına inandıkları İsrailli film şirketleriyle çalışmayacaklarına dair bir ortak bildiri yayınladı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik askeri saldırısı ve çocuklar da dahil olmak üzere açlık çeken Filistinlilerin görüntüleri küresel öfkeye yol açarken, Gazze'deki insani krizin kötüleşmesi üzerine bazı şirketler İsrail hükümetiyle olan bağları nedeniyle boykot ve protesto çağrılarıyla karşı karşıya kaldı.

Söz konusu ortak bildiride şu ifadeler yer aldı:

“Apartheid rejimi sürerken filmlerini Güney Afrika'da göstermeyi reddeden United Filmmakers Against Apartheid (Apartheid'a Karşı Birleşik Film Yapımcıları) örgütünden esinlenerek, Filistin halkına karşı soykırım ve apartheid suçuna ortak olan İsrail film kurumları (festivaller, sinemalar, yayıncılar ve yapım şirketleri dahil) ile çalışmayacağımızı, bu kurumların filmlerini göstermeyeceğimizi taahhüt ediyoruz.”

Ortak bildiride kimsenin İsraillilerle çalışmayı bırakmaya zorlanmadığını, aksine film endüstrisi çalışanlarını İsrail'in insan hakları ihlallerine ortak olan İsrail kurumlarıyla çalışmayı reddetmeye çağırdığını belirtildi.

İsrail film kurumlarının Filistinlilerin maruz kaldığı ihlalleri ‘gizlemeye veya haklı göstermeye’ katkıda bulunduğu belirtildi.

Reuters’ın aktardığına göre ortak bildiride İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin yasadışı olduğuna dair Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) geçtiğimiz yıl verdiği kararı ve İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırısının soykırıma eşdeğer olduğuna dair birçok insan hakları uzmanının ve araştırmacının değerlendirmelerine atıfta bulunuldu.

Ortak bildiride taahhütte bulunan aktörler arasında Olivia Colman, Emma Stone, Mark Ruffalo, Tilda Swinton, Riz Ahmed, Javier Bardem ve Cynthia Nixon da yer alıyor.

xcdfrgth
Mark Ruffalo (Ruetes)

İsrail hükümeti daha önce İsrail kurumlarını boykot etme çağrılarını ‘ayrımcılık’ olarak nitelendirerek reddetmişti.  İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas üyelerinin düzenlediği ve İsrail’in açıkladığı rakamlara göre bin 200 kişinin ölümüne ve 250'den fazla kişinin rehin alınmasına neden olan saldırının ardından Gazze'deki eylemlerinin ‘meşru müdafaa’ olduğunu söylüyor.

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırı on binlerce kişinin ölümüne, Gazze'nin tüm nüfusunun yerinden edilmesine ve kıtlığa neden oldu.

Geçtiğimiz hafta, geçen yıl Gazze'de İsrail güçleri tarafından öldürülen beş yaşındaki Filistinli küçük bir kızı anlatan ‘The Voice of Hind Rajab’ (Hİnd Receb’in sesi) filmi, Venedik Film Festivali'nde büyük beğeni topladı. Filmin yapımcıları arasında Brad Pitt ve Joaquin Phoenix yer alıyor.