The Walking Dead'in dokunaklı finali, her zaman harika bir dizi olduğunu kanıtladı

AMC'nin zombi dizisi sona erdi ve izleyicilerin sınırlarını test etmiş olsa da bazı en iyi anları izleyiciler diziyi bıraktıktan sonraydı

(AMC Studios)
(AMC Studios)
TT

The Walking Dead'in dokunaklı finali, her zaman harika bir dizi olduğunu kanıtladı

(AMC Studios)
(AMC Studios)

Bugünlerde The Walking Dead'den bahsedildiğinde genellikle dudak bükülüyor. Sonra da bir inilti geliyor. Ve ardından da şu kelimeler: "Bu dizi çok ama çok kötü oldu!" Başlangıçta hayran olunan dizilerde bu çok sık görülüyor. Lost, Homeland ve ER ilk sezonlarında gönülden benimsenmişti fakat sürdükçe "İlerledikçe uyduruyorlardı!", "Zirveyi ilk sezonda gördü!", "Yıllardır iyi değildi!" gibi basit eleştirilerle karşılaştılar. Ancak bu yakınmalar sadece hayal gücünden yoksun değil, aynı zamanda yanlış da.
Doğru olan şu ki, The Walking Dead orta büyüklükte bir çizgi roman uyarlaması olarak başladı ve karakterlerinin defalarca kaçmaya çalıştığı zombi sürüsü kadar devasa bir seriye dönüştü. AMC için Mad Men ve Breaking Bad'in ardından, pek beklenmese de, eleştirmenlerin sevdiği sağlam bir yapım oldu. 6 sezon boyunca bu başarıyı sürdürdü ve o noktada ABD'nin en çok izlenen dizisiydi. Sonra 7. sezon geldi.
The Independent'ta yer alan habere göre 2016'da yayımlanan 7. sezonun gereksiz şiddet içeren prömiyerinin dizinin izlenme oranını net yarı yarıya düşürdüğü, belgelerle iyi şekilde ortaya kondu. Jeffrey Dean Morgan'ın canlandırdığı, beyzbol sopası savuran rakip karakter Negan'ı konu alan iki sezonluk bir yan hikayeye önayak olan bölüm, dizinin şimdiye kadarki en yüksek reytingini getiren 17 milyon kişi tarafından izlendi. 9. sezona gelindiğinde her hafta sadece 4 milyon izleyici diziyi takip ediyordu.
2019'da The Walking Dead'in sona ereceği açıklandı ve 20 Kasım Pazar günü dizinin nihai bölümü yayımlandı. "Berbat dizi finali" listelerinde yer almaktan kaçınacağı kesin olan, yıldırım hızında, nostaljik bir bölümdü. Ancak daha da önemlisi final, diziyi bırakanların çok şey kaçırdığını kanıtladı.
İnsanlar, durumun gerçekten böyle olup olmadığını araştırmadan The Walking Dead'in kötü kaldığını varsaymakta acele ediyor. Seçeneklere boğulduğumuz bir dönemde, izleyicilerin izleme listelerinden dizi seçmek için nedenlere ihtiyacı var ve The Walking Dead'in fena 7. sezon prömiyeri, dizinin eski hayranlarını buna karşı bir silahla donattı. Ancak bir dizinin bir bölümü o dizinin mirasını değiştirmemeli, özellikle de o dizi ihtişamlı günlerinin ruhunu yeniden yakalayıp bir kez daha zaman ayırmaya değer bir şey haline gelmişse.
Dizi, hemen hemen kurtarıcı faktör olan dizi sorumlusu Angela Kang'ın rehberliğinde hatalarından ders aldı ve 6 harika sezon boyunca izleyicileri diken üstünde tutan, başlangıçtaki sezon içinde sezon formatına kendinden emin bir şekilde 9. sezonla birlikte geri döndü. Hatta son yıllarda Rick ve Michonne rollerinden ayrılan iki başrol oyuncusu Andrew Lincoln ve Black Panther'den Danai Gurira olmadan da ayakta kalabileceğini gösterdi.
Kötüden iyi de çıktı: Diziden ayrılmalara neden olan vahşet, finalin en dokunaklı sahnelerinden bazılarını mümkün kıldı ve Negan diziyi The Walking Dead'in en ilginç karakteri olarak bitirdi. Başka herhangi bir dizi, böylesine alçakça eylemlerde bulunmuş bir karakteri düzeltme fikrinden kaçınabilirdi ama The Walking Dead onu oyunda tuttu ve onun ölümcül alışkanlıklarını hatırlayan karakterler arasında varlığının yarattığı çetrefilli sonuçlardan asla kaçınmadı. Sonuç olarak, zombi kıyametini konu alan bir dizide yeri olmayacağını düşüneceğiniz zekice yazılmış hesaplaşmalarda, affetme ve kefaretle ilgili karmaşık ve çoğu zaman zorlu sorular gündeme geldi. Bu, o sefil 7. ve 8. sezonların sürekliliğiyle etkisi daha da artan bir nihai finaldi.
Gelecekteki spin-off'lar için utanmaz hazırlıklar da dahil olmak üzere finaldeki diğer anlar, düpedüz dizinin uzunluğu sayesinde hedeflerine ulaştı. Dizi 2010'da başladı ve bu yazarın hayatının neredeyse yarısı boyunca ekranlarda kaldı, gözyaşlarına şaşmamak gerek.

Negan, The Walking Dead'in en karmaşık ve ilginç karakteri oldu (AMC Studios)

Yine de her izleyicinin bir sınırı vardır ve The Walking Dead bunu kesinlikle test etti. Steven Yeun'un canlandırdığı Glenn'i öldürür gibi yapan dizi, onu bölümler sonra geri getirip akla gelebilecek en rahatsız edici şekilde gerçekten de öldürdükten sonra neredeyse diziyi bırakıyordum. Ama o zaman yenileyici 5 yıllık zaman atlamasını ve ölü aylakların yüzlerinden yapılmış maskeler takarak kendilerini ölümsüz sürülerinin içinde gizleyen bir grup olan Fısıldayanlar'ın gerçekten korkutucu gelişini göremeyecektim.
Dizinin her zaman bazı izleyicilerin düşündüğü kadar kötü kaldığını varsaymak haksızlık ve böyle düşünmek kişilerin izlemeyi bırakma kararlarını yanlış bir şekilde doğruluyor. Elbette, diziyi bırakanları geri dönüp arayı kapatmaları için ikna etmeye çalışmıyorum ama The Walking Dead'in uzun zaman önce öldüğü iddialarının bitmesi gerektiğini söylüyorum. Ölmedi ve aslında eski hayranlar daha fazlası için pişmanlıkla geri dönmeyerek acayip müthiş bir TV programını kaçırdı.



150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
TT

150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)

İtalya'nın başkenti Roma'da elektrikçilik yapan Davide Renzoni geçen sene rutin kontrol için çağrıldığı bir müzenin en üst katına çıktığında tavanın üstünde daha eski bir çatı buldu. 

16. yüzyılın başlarında inşa edilen Villa Farnesina'daki unutulmuş freskler böylece keşfedildi.

Bu bina, Rafael'in Eros ve Psihe freskleriyle biliniyor. Ancak yeni bulunan fresklerin klasik barok döneminin son ustalarından Carlo Maratta tarafından yapıldığı tahmin ediliyor.

1713'te ölen İtalyan ressamın, 17. yüzyılın sonlarında Eros ve Psihe'nin restorasyonu sırasında öğrencileri Girolamo Troppa ve Francois Simonot'yla birlikte bu freskleri yaptığı bildiriliyor. 

Renzoni, neredeyse 200 yıl boyunca unutulan bu eserleri bulmasıyla ilgili "İlk hissim şaşıp kalmak oldu" diyor. 

Elektrikçinin çatıya çıkardığı Villa Farnesina'nın küratörü Virginia Lapenta da benzer bir şaşkınlık yaşamış. 

Lapenta'nın dikkatini, binaya adını veren Farnese ailesinin arması çekmiş.

gthyujı
Alanın darlığından dolayı freskler halkın ziyaretine açılamadı (AFP)

Banker Agostino Chigi için 1506-1510'da inşa edilen binanın, 1579'da Farnese ailesinin eline geçtiği biliniyor. 

Papalar ve prenslere hizmet veren banker, binaya Rafael gibi meşhur sanatçıların fresko yapmasını sağlamış.

1735'te Elisabetta Farnese binayı İki Sicilya Kraliyeti'nden Kral IV. Carlo'ya bırakmış. 

Villa Farnesina'nın 1861'de İspanyol soylu Salvador Bermúdez de Castro'ya 99 yıllığına kiralanmasından sonra yapılan değişikliklerle birlikte Maratta'nın freskleri de göz önünden kaybolmuş.

1927'de Benito Mussolini ve partisinin kontrolündeki devlet, binayı İspanyol dükün mirasçılarından alıp İtalya Kraliyet Akademisi'nin kullanımına sunmuş. 

Dünyanın en saygın akademik kurumlarından biri olan Accademia dei Lincei (Vaşaklar Akademisi) 1944'ten beri Villa Farnesina'ya sahip. 

Independent Türkçe, New York Times, Euronews