Hollywood Yabancı Basın Birliği'nin (Hollywood Foreign Press Association-HFPA) düzenlediği, televizyon ve sinema dünyasının en iyileri için verilen Altın Küre Ödülleri dün sahiplerini buldu.
Bu yıl 80.si düzenlenen tören, ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki The Beverly Hilton gerçekleştirildi.
HFPA üyeleri hakkında ırkçılık, cinsiyetçilik ve çıkar çatışmalarının ortaya çıkması sebebiyle Altın Küre Ödülleri son iki senede boykot edilmişti. Tören geçen sene televizyonda da canlı yayımlanmamıştı.
Üyeler arasında çeşitliliğin artırılmasının ardından bu sene pek çok yıldız törene geri döndü. Etkinlik NBC'den canlı yayımlandı. The New York Times organizatörlerin, izleyicilerin ve oyuncuların güvenini tekrar kazanmış gibi göründüğünü yazdı.
"Buradayım çünkü siyahım"
Sunuculuğu üstlenen komedyen ve oyuncu Jerrod Carmichael konuşmasına ayrımcılık tartışmalarına atıfla "Buradayım çünkü siyahım" ifadesiyle başladı.
Ünlü yönetmen James Cameron kırmızı halıda Variety'ye yaptığı açıklamada dijital yayın platformlarını hedef aldı. En çok hasılat yapan 5 film arasında üç eseri bulunmasıyla ilgili hisleri sorulan sinemacı, "duruma bu açıdan bakmadığını" söyledi. İzleyicilerin sinema salonlarına dönmesinden mutlu olduğunu ifade eden Cameron, "Bu kadar dijital yayın platformu yeter. Popomun üstüne oturmaktan yoruldum" diye konuştu.
Her Şey Her Yerde Aynı Anda'yla (Everything Everywhere All at Once) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Ke Huy Quan, duygusal bir teşekkür konuşması yaptı. Quan ilk kez kamera karşısına geçtiği 1984 yapımı Indiana Jones: Kamçılı Adam'ın (Indiana Jones and the Temple of Doom) yönetmeni Steven Spielberg'e teşekkür etti:
Nereden geldiğimi ve bana ilk fırsatı veren kişiyi de unutmadan büyüdüm. Bu gece Steven Spielberg'i burada gördüğüm için çok mutluyum. Teşekkürler Steven.
Vietnam asıllı ABD'li aktör "Kariyerime bir çocuk oyuncu olarak Indiana Jones: Kamçılı Adam'la başladım, büyüdükçe de bu role seçildiğim için çok şanslı hissettim. Acaba bu sadece şans mıydı diye merak etmeye başladım" dedi. "Yıllarca sunacak başka bir şeyim olmadığından ve ne yaparsam yapayım çocukken başardıklarımı asla geçemeyeceğimden korktum" diyen Quan, Her Şey Her Yerde Aynı Anda'nın yönetmenleri Dan Kwan ve Daniel Scheinert'e şükranlarını sundu:
Neyse ki 30 yılı aşkın bir süre sonra iki adam beni düşündü. O çocuğu hatırladılar ve bana yeniden deneme fırsatı verdiler.
Quan, Altın Küre tarihinde yardımcı erkek oyuncu dalında zafere ulaşan ikinci Asya asıllı oyuncu oldu. Bunu başaran ilk aktör, 1984 tarihli Ölüm Tarlaları'ndaki (The Killing Fields) performansıyla Haing S. Ngor'du.
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne Black Panther: Yaşasın Wakanda'daki (Black Panther: Wakanda Forever) performansıyla layık görülen Angela Bassett, Marvel filmindeki rolüyle önemli bir bireysel oyunculuk ödülü kazanan ilk isim oldu. Bassett ayrıca Altın Küre'de aday gösterildiği ikinci dalda da ödüle ulaşmayı başardı. 64 yaşındaki aktris, 1993 yapımı What's Love Got to Do with It'le En İyi Kadın Oyuncu (Müzikal veya Komedi) ödülünü evine götürmüştü.
Bassett ayrıca kabul konuşmasını cep telefonundan yardım alarak yaptı.
Oyuncular piyanoya kızdı
Bazı oyuncularsa teşekkür konuşması esnasında piyano çalmaya başlayan besteci Chloe Flower'a taş attı. En İyi Erkek Oyuncu (Müzikal veya Komedi) dalında zafere ulaşan Colin Farrell, konuşurken piyano çalmaya başladı. İrlandalı oyuncu bunun ardından "O piyanoyu unutabilirsiniz" dedi.
En İyi Kadın Oyuncu (Müzikal veya Komedi) ödülünü alan Michelle Yeoh ise "Sesini kes. Seni dövebilirim. Ciddiyim" diye konuştu.
En İyi Erkek Oyuncu (Dram) seçilen Austin Butler, Elvis Presley'nin parçasını hatırlatarak "En azından Suspicious Minds falan çalabilirsin" ifadesini kullandı.
Son dönemin popüler oyuncularından Zendaya ise törene katılmadı. Euphoria'daki başrolüyle dizi alanında En İyi Kadın Oyuncu (Drama) seçilen Zendaya adına ödülü Glen Powell ve Jay Ellis aldı.
Popüler dizi Yellowstone'daki oyunculuğuyla En İyi Erkek Oyuncu (Drama) ödülüne layık görülen Kevin Costner ise sel sebebiyle etkinliğe gelemedi. Costner adına ödülü Regina Hall kabul etti.
Eddie Murphy'den Will Smith'e gönderme
Ünlü oyuncu Eddie Murphy, ömür boyu başarı için verilen Cecil B. Demille ödülünü kazanırken kabul konuşmasında Oscar tokadını diline doladı. Murphy şöyle konuştu:
Hayatta başarı, refah, uzun ömür ve huzur elde etmenin kesin yolu belli; bu basit bir plan ve ben de tüm kariyerim boyunca bu planı takip ettim. Yapmanız gereken sadece üç şey var: Vergilerinizi ödeyin, işinize bakın ve Will Smith'in eşinin adını ağzınıza almayın.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski de Altın Küre töreninde bir konuşma gerçekleştirdi. Videolu mesajında Zelenski, "Savaş henüz bitmedi ama gidişat değişiyor. Kimin kazanacağı şimdiden belli oldu. Üçüncü dünya savaşı olmayacak. Ukrayna, topraklarımıza yönelik Rus saldırganlığını durduracak ve bunu tüm özgür dünyada birlikte başaracağız" dedi.
2022 Altın Küre Ödülleri'nin kazananları şöyle:
Sinema
En İyi Film (Müzikal veya Komedi): The Banshees of Inisherin
En İyi Film (Dram): Fabelmanlar (The Fabelmans)
Yabancı Dilde En İyi Film: Arjantin, 1985 (Argentina, 1985)
En İyi Animasyon Filmi: Guillermo del Toro sunar: Pinokyo (Guillermo del Toro's Pinocchio)
En İyi Senaryo: Martin McDonagh - The Banshees of Inisherin
En İyi Yönetmen: Steven Spielberg - Fabelmanlar
En İyi Şarkı: Naatu Naatu, Kala Bhairava, M. M. Keeravani ve Rahul Sipligunj - RRR
En Özgün Film Müziği: Justin Hurwitz – Babil (Babylon)
En İyi Aktör (Dram): Austin Butler - Elvis
En İyi Aktris (Dram): Cate Blanchett - Tár
En İyi Aktör (Müzikal veya Komedi): Colin Farrell - The Banshees of Inisherin
En İyi Aktris (Müzikal veya Komedi): Michelle Yeoh - Her Şey Her Yerde Aynı Anda
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ke Huy Quan - Her Şey Her Yerde Aynı Anda
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Angela Bassett - Black Panther: Yaşasın Wakanda
Televizyon
En İyi Dizi (Dram): House of the Dragon
En İyi Dizi (Komedi): Abbott Elementary
En İyi Mini Dizi veya Televizyon Filmi: The White Lotus: Sicily
En İyi Aktör (Müzikal veya Komedi): Jeremy Allen White - The Bear
En İyi Aktris (Müzikal veya Komedi): Quinta Brunson - Abbott Elementary
En İyi Aktör (Dram): Kevin Costner - Yellowstone
En İyi Aktris (Dram): Zendaya - Euphoria
En İyi Aktör (Mini Dizi, Antoloji Dizisi ya da TV Filmi): Evan Peters - Canavar: Jeffrey Dahmer'ın Hikâyesi (Monster: The Jeffrey Dahmer Story)
En İyi Aktris (Mini Dizi, Antoloji Dizisi ya da TV Filmi): Amanda Seyfried - The Dropout
Müzikal-Komedi veya Drama Dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Julia Garner - Ozark
Müzikal-Komedi veya Drama Dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Tyler James Williams - Abbott Elementary
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Mini Dizi, Antoloji Dizisi ya da TV Filmi): Jennifer Coolidge - The White Lotus
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Mini Dizi, Antoloji Dizisi ya da TV Filmi): Paul Walter Hauser - Black Bird Independent Türkçe, Time, NME, Variety, USA Today, NBC News, The New York Times, The Daily Beast
Yeraltı dünyasının karanlık yüzü: MobLand'i sevenlerin beğeneceği 10 dizihttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5156622-yeralt%C4%B1-d%C3%BCnyas%C4%B1n%C4%B1n-karanl%C4%B1k-y%C3%BCz%C3%BC-moblandi-sevenlerin-be%C4%9Fenece%C4%9Fi-10-dizi
Yeraltı dünyasının karanlık yüzü: MobLand'i sevenlerin beğeneceği 10 dizi
MTV Entertainment ve 101 Studios ortak yapımı MobLand, birer saatlik 10 bölümden oluşuyor (Paramount+)
Londra'nın yeraltı dünyasında geçen MobLand, ilk bakışta alışıldık bir suç dizisi gibi görünebilir. Ancak Tom Hardy, Helen Mirren ve Pierce Brosnan gibi dev isimlerin yer aldığı kadrosu ve Top Boy'un yaratıcısı Ronan Bennett’in kalemi sayesinde çok daha fazlasını sunuyor. Pierce Brosnan, Harrigan ailesinin sert ve karizmatik lideri Conrad rolüyle öylesine güçlü bir performans sergiliyor ki, izleyiciyi adeta koltuğa mıhlıyor.
Dizi Harrigan ve Stevenson aileleri arasındaki amansız güç savaşını işlerken, izleyiciyi sadakat, yozlaşma ve şiddet üçgenine çekiyor. Hardy'nin canlandırdığı Harry Da Souza karakteri, bu savaşın tam ortasında, karmaşık ve tehlikeli bir rol üstleniyor.
Bu iddialı yapım, klasik suç anlatılarına farklı bir enerji getiriyor. Sokakların dili, güç sahiplerinin dünyası ve kaybedecek hiçbir şeyi olmayan adamların hikayesi çarpıcı bir şekilde ekrana taşınıyor. Bu yüzden MobLand, sadece bir suç hikayesi değil; aynı zamanda aile, güç ve intikam üzerine bir karakter draması.
Dizinin açılış müziği ise İstanbul konserine gün saydığımız Fontaines D.C.'nin Starburster adlı parçası. Kaotik, tehditkâr ve karanlık sözleriyle bu şarkı, dizinin hem atmosferini hem de karakterlerinin iç dünyasını fazlasıyla yansıtıyor; bir yandan içsel çöküşü anlatırken, bir yandan da dış dünyanın şiddetini fısıldıyor.
İlk sezonuyla büyük ilgi gören yapım, şimdiden ikinci sezon için beklenti yaratmış durumda. Yeni bölümler gelene kadar MobLand’in evrenine benzeyen başka dünyalara dalmak isteyenler için seçenek çok. Yeraltı imparatorlukları, acımasız hesaplaşmalar, çelişkilerle dolu anti-kahramanlar...
Peşinen uyaralım, bu listede The Sopranos ve Peaky Blinders gibi kült dizilere yer vermedik çünkü onların bu türün mihenk taşları olduğu tartışılmaz. Ama bu, onların yok sayıldığı anlamına gelmiyor, aksine bu listeyi onların açtığı yolda ilerleyen yapımlarla genişletiyoruz.
Yani MobLand sizi içine çektiyse, şimdi bahsedeceğimiz diziler de sizi kolay kolay bırakmayacak. Yaşamlarını yasalara aldırış etmeden sürdüren hatta kendi kanunlarını yazan karakterleri, kırılma anlarını ve kirli ittifakları sevenlere özel, kan revan içinde bir liste bu.
Biz yeni sezon onayının bir an önce çıkmasını umut ederken, MobLand'in yokluğunu en aza indirecek 10 diziyle karşınızdayız.
Power
50 Cent'in hem ilham verdiği hem de yapımcısı olduğu Power, New York'un karanlık yüzünü anlatırken bir yandan da meşru bir hayat kurma çabasının gerilimli rotasını çiziyor. Başroldeki James St. Patrick, namı diğer Ghost, hem gece kulübü sahibi hem de yeraltı dünyasının kilit figürlerinden biri. Ancak Ghost'un hayali, suç dünyasını geride bırakıp düzgün bir hayat kurmak. Ne var ki karşısına çıkan her engel, onu daha da derine çekiyor.
Fotoğraf: Starz
Dizideki çift yaşam teması, karakterlerin sadakat sınavları ve sürekli artan tehditlerle birleşince ortaya nefes kesen bir anlatı çıkıyor. Özellikle Ghost'un eşi Tasha, suç ortağı Tommy ve hem aşkı hem düşmanı olan savcı Angela Valdes, anlatıya dinamik bir derinlik katıyor.
6 sezonluk hikayenin her bölümü, yeni bir tehlike ve ihanetle örülmüş. Sürükleyici senaryosuyla Power, suç dizileri arasında kendine özel bir yer açıyor. Üstelik bu başarının, 4 ayrı yan diziyle büyüyen bir evrene dönüşmesini sağladığını hatırlatalım.
Power, sokakların gücüyle sistemin içindeki gizli oyunları ve entrikaları aynı potada eriten, karanlık ama fazlasıyla cazip bir dünya sunuyor.
Nereden izlenir: Amazon Prime Video
IMDb: 8.1
Banshee
MobLand'in organize suç dünyasını sevdiyseniz ama daha küçük ölçekli, çarpık ve karakter odaklı bir hikayeye hazırsanız, Banshee tam size göre. Başroldeki isimsiz eski mahkum, Pennsylvania'nın Banshee adlı küçük kasabasına gelip sığınıp ölü bir şerifin kimliğine bürünüyor. Böylece hem kendi geçmişiyle yüzleştiği hem de kasabanın karanlık güçleriyle mücadele ettiği bambaşka bir hayata adım atıyor.
Fotoğraf: Cinemax
Dizi, yalnızca dövüş sahneleri ya da çete savaşlarıyla değil, karakterlerinin iç çatışmaları ve aidiyet duygusuyla da dikkat çekiyor. Amiş mafyasından beyaz üstünlükçülere kadar her kesimden tehlikenin kol gezdiği Banshee kasabası, bir suç hikayesi için ideal zemin.
Ana karakter Lucas Hood, tıpkı MobLand'in Harry'si gibi, olayların dışında kalmak istese de sevdiklerini korumak için çizgiyi aşmak zorunda kalıyor. Şiddetin dozu kimi zaman çizgi roman estetiğine kaçsa da Banshee'nin asıl gücü, noir ve western etkilerini başarıyla harmanlamasında yatıyor.
Kimi zaman delice, kimi zaman şaşırtıcı şekilde duygusal olan Banshee, suç dizilerine başka bir pencereden bakmak isteyenler için keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazine.
Nereden izlenir: Türkiye'de bir platformda yer almıyor
IMDb: 8.4
Londra Çeteleri (Gangs of London)
Eğer MobLand'in dünyası hoşunuza gittiyse, bir sonraki durağınız Londra Çeteleri olmalı. Londra Çeteleri, gerçek bir hikayeye ya da romana dayanmıyor, ilginç şekilde bir video oyunundan uyarlanmış. Ama bu sizi yanıltmasın çünkü karşında ekranlardaki en acımasız ve stilize suç dizilerinden biri var.
Dizinin Baskın (The Raid) serisiyle tanınan ortak yaratıcısı Gareth Evans sayesinde Londra Çeteleri, organize suçun şiddet dolu gerçeklerine yaptığı vurguyu tamamlayan bolca aksiyona sahip.
Fotoğraf: Sky Atlantic / AMC+
Dizi, Londra'nın yeraltı dünyasındaki güç savaşlarını şiddetin filtresiz haliyle anlatıyor. Açılış sahnesiyle birlikte şehirdeki en güçlü mafya babasının öldürülmesiyle taşlar yerinden oynuyor. Dizi, sadece sürükleyici kurgusuyla değil, Evans imzasını taşıyan etkileyici dövüş sahneleriyle de dikkat çekiyor.
İzlerken zaman zaman nefesini tutmak zorunda kalıyorsun çünkü her sahne, bir başka patlamaya dönüşebiliyor. Londra Çeteleri, uluslararası suç ağlarını da işin içine katarak kapsamını genişletiyor ve MobLand'in gidebileceği yöne dair ipuçları da veriyor. Joe Cole, Colm Meaney ve Michelle Fairley gibi isimlerle oyuncu kadrosu da göz kamaştırıyor. Üçüncü sezonu Mart 2025'te izleyiciyle buluşan dizinin 4. sezonu da yolda.
Nereden izlenir: Amazon Prime Video
IMDb: 8.0
The Penguin
Süper kahraman maskesini çıkarıp doğrudan yeraltı dünyasına inen The Penguin, Gotham'ın gölgelerinde yükselen karanlık bir mafya anlatısı sunuyor. Matt Reeves'in The Batman evreninde geçen dizi, çizgi roman kökenlerini unutup daha çok bir suç dramasına dönüşüyor. Colin Farrell, Oswald "Oz" Cobblepot rolünde sadece karizmatik değil, aynı zamanda ürkütücü bir yükseliş öyküsünün merkezinde yer alıyor. Şehirdeki güç boşluğunu doldurmak için sokağa inen Oz, her adımda daha tehlikeli, daha acımasız biri haline geliyor. Özellikle Falcone'un kızı Sofia'yla kurduğu dengesiz ittifak ve genç Victor'ı himayesine alışı, dizinin dramatik gerilimini artırıyor.
Fotoğraf: HBO
The Penguin, kanlı hesaplaşmalarla örülü, sadakat ve ihaneti sınayan klasik bir "zirveye tırmanma" öyküsü. Gotham belki çizgi romanların şehri ama bu anlatı, gerçek bir suç hikayesi. Farrell'ın sessiz ama yoğun performansı, onu bir Emmy yarışçısına dönüştürmekle kalmıyor, diziye sinema kalitesinde bir derinlik de katıyor.
Şiddet, entrika ve güç oyunlarını seven Mobland izleyicileri için The Penguin, karanlığın içinden gelen güçlü bir alternatif. Mafya dizilerini sevenlerin kaçırmaması gereken, atmosferi yoğun, karanlık bir yapım.
Nereden izlenir: Max
IMDb: 8.6
Top Boy
Top Boy, Londra'nın doğusundaki Hackney sokaklarında geçen, yalnızca suçun değil, sistemin içindeki adaletsizliğin de başrol oynadığı bir dizi. MobLand'in yaratıcısı Ronan Bennett imzası taşıyan bu yapım, uyuşturucu ticaretiyle hayatta kalmaya çalışan Dushane ve Sully'nin hikayesini anlatıyor. Ancak dizi yalnızca sokak çatışmalarına odaklanmıyor; eşitsizlik, gentrifikasyon ve sistematik adaletsizlik gibi derin meseleleri de ele alıyor.
Fotoğraf: Netflix
Karakterlerin kişisel çatışmaları, hayatta kalma çabaları ve aile ilişkileri hikayeye duygusal bir katman kazandırıyor. Dizinin başrolündeki Ashley Walters ve Kane Robinson kadar, etkileyici yardımcı oyuncu kadrosu da diziyi güçlü kılıyor.
Dizinin 2011-2013'te ekranlara gelen iki sezonunun ardından iptal edilmesi hayranlarını üzse de Kanadalı rap yıldızı Drake'in projeye sahip çıkması Top Boy'u küresel bir fenomene dönüştürdü. Netflix'e geçişle birlikte üç sezon daha kazanan yapım, etkisini katlayarak devam ettirdi. Yeni sezonlar, hikayeyi daha da derinleştirdi ve Top Boy'u sadece bir suç dizisi olmaktan çıkarıp dönemin ruhunu yansıtan politik bir anlatıya dönüştürdü. Gündelik hayattaki travmalar, aile bağları ve güç oyunları arasında sıkışan karakterlerin portresi rahatsız edici derecede gerçekçi.
Top Boy, sadece "tepeye çıkmak" için verilen bir mücadele değil, aynı zamanda bir toplumun aynası. Mobland'in karanlığını sevenler için bu dizi, son derece derin bir anlatı vaat ediyor. Sokakların diliyle yazılmış ama vicdanla izlenmesi gereken bir hikaye.
Nereden izlenir: Netflix
IMDb: 8.4
Love/Hate
İrlanda'nın karanlık suç dünyasına içeriden bir bakış sunan Love/Hate, yıllar içinde sessiz sedasız bir efsaneye dönüştü. Başlangıçta hak ettiği ilgiyi göremese de üçüncü sezonuyla birlikte bir milyona yakın izleyiciye ulaşarak İrlanda televizyonunun en çok konuşulan yapımlarından biri haline geldi. Dizi, Dublin'in yeraltı dünyasında hayatta kalmaya çalışan üç eski arkadaşın yükselişini ve kaçınılmaz çöküşünü anlatıyor.
Fotoğraf: RTÉ One
MobLand'de olduğu gibi burada da dostluk, ihanet, güç savaşları ve suça bulaşan hayatların psikolojik yıkımı ön planda. Harrigan ailesi gibi Love/Hate'in suç örgütü de yalnızca dış tehditlerle değil, içten içe parçalanmayla mücadele ediyor. Darren, Nidge ve John Boy'un etrafında örülen hikayede, sokakların şiddetiyle baş etmeye çalışan gençlerin nasıl karanlığa çekildiğine tanık oluyoruz.
Dublin'de geçen dizi, gerçekçi çekimleri ve etkileyici performanslarıyla sadece bir suç draması değil, aynı zamanda bir şehir portresi. 19 İrlanda Film ve Televizyon Ödülü kazanan Love/Hate, 2013'teki 12 adaylıkla da rekor kırmıştı. Oyuncu kadrosunda Aidan Gillen, Robert Sheehan ve Tom Vaughan-Lawlor gibi isimlerin yer alması da yapımı unutulmaz kılan unsurlardan.
İrlanda suç dizilerinin en iyilerinden biri olarak kabul edilen Love/Hate, hem atmosferi hem de anlatımıyla MobLand sonrası izlemeniz gereken yapımların başında geliyor.
Nereden izlenir: Türkiye'de bir platformda yer almıyor
IMDb: 8.5
Gomorrah
Eğer MobLand’deki aile içi savaş, iktidar oyunları ve sokakların acımasızlığı sizi etkilediyse, Gomorrah'ya bayılacaksınız. İtalyan mafyasının gerçekçi ve cilasız bir portresini çizen dizi, Napoli'nin suçla örülü atmosferinde geçiyor. Gerçek olaylardan esinlenen ve Roberto Saviano'nun aynı adlı kitabından uyarlanan Gomorrah, Savastano ailesinin yavaş yavaş çözülen iktidar düzenini ve bu çöküşün etrafında dönen kanlı hesaplaşmaları anlatıyor.
Fotoğraf: Sky Atlantic
Tıpkı MobLand'de olduğu gibi, burada da çatışmanın tam ortasında kalan karakterler sadece hayatta kalmakla kalmıyor, aynı zamanda ailelerini ayakta tutmaya çalışıyor. Ciro ve Gennaro'nun arasındaki sürükleyici ilişki, Harry ve Kevin arasında gelişen gerilimi andırıyor. Her iki dizide de dışarıdan gelen tehditler kadar içeriden gelen ihanete karşı verilen savaş ön planda.
Gomorrah, mafya dizilerinde alışık olduğumuz "karizmatik suçlular" kalıbını yıkıyor ve çamura batmış, sert gerçeklikte yaşayan karakterlerle karşımıza çıkıyor. Eleştirmenler tarafından "İtalya'nın Breaking Bad'i" yakıştırması yapılan dizi "The Sopranos'un daha karanlık ve olgun bir versiyonu" diye tanımlanıyor. Birleşik Krallık'ın Guardian gazetesiyse diziyi anti-kahraman hikayeleri arasında "mükemmel bir örnek" olarak öne çıkarıyor.
Gerilimi, atmosferi, oyunculukları ve yazımıyla övgü toplayan Gomorrah, 5 sezon boyunca gücünü hiç kaybetmeyen ender yapımlardan biri. Eğer MobLand sonrası boşluğa düştüyseniz, Napoli sokaklarına adım atmanın tam sırası.
Nereden izlenir: Türkiye'de bir platformda yer almıyor
IMDb: 8.6
Ray Donovan
MobLand'in The Donovans ismiyle Ray Donovan'ın yan dizisi olarak planlandığını biliyor muydunuz? Bu bilgi, iki dizi arasındaki bağı daha da anlamlı kılıyor. Ray Donovan, Hollywood'un perde arkasında skandalları temizleyen profesyonel bir iş bitiricinin öyküsünü anlatıyor. Ray, işinde son derece başarılı olsa da aile ilişkileri darmadağın. Geçmiş travmaları ve babası Mickey'nin gelişiyle her şey daha da sarpa sarıyor.
Fotoğraf: Showtime
Tıpkı MobLand'deki Harry Da Souza gibi Ray de suç dünyasında sessizce ipleri elinde tutan bir gölge kahraman. Ancak Harry sorunlarını bastırıp işine devam edebilirken, Ray'in iç dünyası dışarı taşıyor ve tüm dengeler sarsılıyor. Her iki karakter de sistemin çarklarını döndürürken kendi hayatlarında parçalanıyor.
Liev Schreiber'ın Ray'e kattığı ağırlık ve Jon Voight'un çarpıcı Mickey performansı, diziyi klasik bir suç hikayesinin ötesine taşıyor. Showtime tarihinin en çok izlenen ilk bölümüyle başlayan dizi, 7 sezon boyunca sadık bir izleyici kitlesi oluşturdu. 2022'de yayımlanan filmle veda eden Ray Donovan, eleştirmenlerden de yüksek not aldı.
Tempolu anlatımı, karanlık atmosferi ve güçlü karakter çalışmalarıyla Ray Donovan, MobLand'deki suç ve güç eksenli evreni, daha derinlikli duygusal çatışmalarla keşfetmek isteyen izleyiciler için biçilmiş kaftan.
Nereden izlenir: Türkiye'de bir platformda yer almıyor
IMDb: 8.3
The Gentlemen
The Gentlemen, Guy Ritchie imzasını taşıyan o tanıdık, keskin suç mizahını Netflix'e taşıyor. Dizi, 2019 tarihli aynı adlı filmin evreninde geçiyor ama yepyeni karakterlerle, başlı başına ayakta duran bir hikaye sunuyor. Theo James'in canlandırdığı Eddie Horniman, babasından görkemli bir malikaneyle birlikte gizli bir uyuşturucu imparatorluğu da devralıyor. Üst sınıf görgüsünün arkasında dönen kirli işler, MobLand'deki Harrigan ailesini hatırlatacak kadar vahşi ve kurnazca. Tıpkı Harry Da Souza gibi Eddie de kendini suç dünyasında istemeden bulan ama kısa sürede bu oyunun kurallarını öğrenen biri.
Fotoğraf: Netflix
İki yapım da aile, miras, sadakat ve gücün karanlık yüzünü incelikle işlerken, kara mizahı da eksik etmiyor. Özellikle Guy Ritchie'nin klasik stiline aşina olanlar için The Gentlemen, zekice yazılmış diyalogları, bol entrikalı öyküsü ve tempolu yapısıyla cezbedici. Dizi, Ateşten Kalbe Akıldan Dumana (Lock, Stock and Two Smoking Barrels) ve Snatch gibi kült işlerden aşina olduğumuz Vinnie Jones'u da kadrosuna katarak hayranlarını memnun etmeyi başarıyor. Giancarlo Esposito ise her zamanki gibi karizmatik ve tehditkar.
The Gentlemen, ilk sezonuyla son derece iyi eleştiriler aldı ve yeni bölümler için yeşil ışık çoktan yakıldı. Suçun incelikle işlenmiş hallerine, stilize şiddete ve incelikli karakter çatışmalarına ilgi duyanlar için The Gentlemen tam bir ziyafet.
Nereden izlenir: Netflix
IMDb: 8.0
Mayor of Kingstown
Mayor of Kingstown, yozlaşmış bir sistemin tam ortasında kalmış, karanlık bir arabulucunun hikayesi. Jeremy Renner'ın hayat verdiği Mike McLusky, tıpkı MobLand'deki Harry gibi düzenle suç arasındaki ince çizgide yürüyen, güç dengelerini yönetmeye çalışan bir bir iş bitirici. Hapishanelerle çevrili, Kingstown adındaki bu hayali kasaba, suçun kol gezdiği bir başka paralel evren gibi.
Fotoğraf: Paramount+
Tıpkı Harry gibi Mike da sadece profesyonel görevlerle değil, kişisel travmaları ve ailesinin mirasıyla da mücadele ediyor. Her iki karakterin de amacı benzer: Patlamak üzere olan bir barutu kontrol altında tutmak. Ancak zamanla bu görev, onları da içten içe yutan bir şiddet sarmalına dönüşüyor.
Taylor Sheridan ve Hugh Dillon imzalı dizi, sistemin iç yüzünü acımasızca gösteriyor; ırkçılık, adaletsizlik ve gücün yozlaştırıcı etkisi üzerine cesur şeyler söylüyor. MobLand'in sokakları nasıl tehdit ve entrikayla örülüyse, Mayor of Kingstown da hapishane duvarlarının içinde ve dışında benzer bir gerilim kuruyor.
Eleştirmenlerden hem olumlu hem de olumsuz yorumlar alsa da dizi, izleyicisini her sezonda daha fazla içine çekiyor. Eğer MobLand'in gergin atmosferini sevdiyseniz, Mayor of Kingstown da sizi benzer şekilde kendine bağlayacak. Zira bu iki yapım, yasaların ötesinde adalet arayan adamların iç dünyasına aynı karanlık ışıkla bakıyor.