Lübnanlı şarkıcı Machaalani, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Hobbak Me'zi, gerçek hikayesiyle beni ağlattı’

Pascale Machaalani, merhum şarkıcı Sabah’ın bir şarkısını yeniden seslendirmeye hazırlanıyor.

Pascale Machaalani’nin yeni klibi Hobbak Me'zi büyük beğeniyle karşılandı. (Machaalani özel)
Pascale Machaalani’nin yeni klibi Hobbak Me'zi büyük beğeniyle karşılandı. (Machaalani özel)
TT

Lübnanlı şarkıcı Machaalani, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Hobbak Me'zi, gerçek hikayesiyle beni ağlattı’

Pascale Machaalani’nin yeni klibi Hobbak Me'zi büyük beğeniyle karşılandı. (Machaalani özel)
Pascale Machaalani’nin yeni klibi Hobbak Me'zi büyük beğeniyle karşılandı. (Machaalani özel)

Pascale Machaalani, yeni şarkısı Hobbak Me’zi’nin başarısı karşısında şaşırmış değil. Şarkının klibi, yayınlandığı andan itibaren bir milyon kez tarafından izlendi.
Şarkı, Machaalani’nin bir arkadaşının gerçek hikayesini anlatıyor. Machaalani bu hikayeyi ilk kez duyduğunda büyük üzüntü yaşamış. Kaydını yeni bitirdiği popüler bir şarkıyı yayınlamak yerine şair Hasan Halife’yi arayarak ondan arkadaşının durumunu anlatan bir şarkı sözü yazmasını istemiş.
Lübnanlı şarkıcı Machaalani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Birkaç gün sonra şarkının bestecisi, eşim Mülhim Şedid’in şarkının sözlerini mırıldandığını ve melodiyi piyanoda çaldığını duydum. Şarkıya aşık oldum ve yaklaşık üç saat prova yaptık. Kaydetmek için stüdyoya gittiğimizde, şarkının yürek burkan sözleri beni ağlattı. Ben kolay kolay gözyaşı dökmeyenlerdenim. Şarkıda pek çok kadına hitap eden duygular var.”
Şarkı, kocasına olan büyük aşkına rağmen ondan ayrılmaya karar veren bir kadının hikayesini anlatıyor. Kadın, kocasının narsisizmi yüzünden artık onunla yaşamaya devam edemeyecek duruma geliyor. Hobbak Me’zi, bazı insanların muzdarip olduğu ve iyileştirilemeyen psikolojik bir durumu konu alıyor. Bu, konuyu net bir şekilde anlatan ilk Arapça şarkı nitelğinde. Şarkıda şu ifadeler yer alıyor:
“Kör oluncaya kadar seni gözlerime koydum. Aşkın, acı verici; bedeni ve ruhu yıktı ve sen yaraladığında bundan zevk alıyorsun.”
Machaalani konuya dair şunları söyledi:
“Arkadaşım bana hikayesini anlattığında bu beni çok şaşırttı. Evliliği boyunca yaşadığı narsist ve incitici tavırlar onu yormuştu. Bana üzgün olduğunu ve yaşadığı şeyin aşk olmadığını, onu üzdüğünü, kalbini kırdığını ve sürekli kendisine zarar verdiğini söylediğini çok iyi hatırlıyorum. Bir yandan yeni, diğer yandan gerçek acılardan bahsettiği için bu fikre bağlı kaldım.”
Şarkının video klibi, Pascale Machaalani'yi sade ve güzel bir şekilde ekrana taşıyan yönetmen Ziyad Khuri imzası taşıyor. Lübnanlı sanatçı, ülkesinin güzelliğini vurgulamak için klibi Lübnan'ın birçok yerinde çekmeyi tercih etti. Şarkıcı, Chouf bölgesindeki ünlü turistik yerlerden Deyr el Kamer, Erz el-Baruk ve Deyr el Umera kasabalarını seçti. Machaalani, Lübnan'ın mirasını, turizmini ve büyüleyici doğasını gözler önüne sermek istedi. ‘Lübnan'ı ziyaret eden insanlardan ülke hakkında birçok şikayet ve eleştiri duyduğunu ve kendisini Lübnan’dan göç etmeye teşvik ettiklerini’ söyleyen Machaalani, bu durumun kendisini kışkırttığını belirtti. Bu durum onu, Lübnan topraklarına giderek daha fazla bağlanmaya ve ülkenin güzelliğini göstermeye sevk etti. Şarkıcı, Şarku’l avsat’a verdiği röportajını söyle sürdürdü:
“Şarkılarımda her zaman Lübnan’ın gerçek güzelliğini yansıtan ve herkesin hakkında konuştuğu bölgelerini gösterme kararı almıştım. Ayrıca bu dönemde Lübnan şarkılarını diğer lehçelerden uzak sunmaya karar verdim. Bugün Lübnan'ın bize çok ihtiyacı var. O halde sıkıntı içindeyken onu bırakalım mı?”

Lübnanlı şarkıcı Pascale Machaalani. (Machaalani özel)
Son zamanlarda Pascale Machaalani’nin takipçileri bu konuda anlattılarının farkına vardılar. Machaalani, geçen yaz başında çıkardığı ‘Aa Beirut’ adlı şarkısıyla turistleri ve gurbetçileri yeniden Lübnan'a davet etmek istedi. O gün de müzik piyasası için hazırladığı başka bir şarkının çıkışını erteledi. Machaalani, Ziyad Khuri’ye, Beyrut onun için ne ifade ediyorsa onu yansıtması gerektiğini özellikle söyledi. Klipte, başkentin merkezinde turist taşıyan otobüs kullanıldığı gibi klipte yer alanlar üzerinde Beyrut yazan tişörtler giydi. Machaalani, “Böylece, başladığım işi, Hobbak Me’zi ile bitirmiş oldum” dedi.
Machaalani, yeni bir klip için kıyafet ve aksesuar seçimi konusunda da şunları söyledi:
“Genellikle bir moda uzmanından yardım alırım. Hangi moda çizgisini takip etmek istediğim konusunda sık sık fikrimi söylerim. Son zamanlarda, bu işi kendim yapıyorum. Pascale'ı ondan iyi kim tanıyor ve ona ne yakıştığını kendisinden iyi kim biliyor? Dolabıma yöneldim ve sade ama parlak kombinler seçtim. Şarkının acı içerdiği doğru ama zor bir karar veren sağlam bir kadın imajı sunuyor. Yani arkadaşımın bahsettiği bakış buydu. Daha önce bir kez bana Lübnan'ın ve köyün mirasını hatırlattığı için Istanna şarkısında uzun bir kadın elbisesi giymiştim.”
Pascale Machaalani diğer yandan da merhum şarkıcı Sabah’ın bir şarkısını yeniden seslendimeye hazırlanıyor. Bu şarkıyı da yine Lübnan başlığı kapsamında sunacağını belirten Pascale şu açıklamada bulundu:
“Çok sevdiğim efsaneye ait bir şarkıyı yenileyeceğim. Önümüzdeki iki ay içinde piyasaya sürmeyi planlıyorum. Özellikle Lübnan folklorundan geldiği ve güzel Lübnan'ı tanıtma fikrini yansıttığı için başarılı olmasını bekliyorum.”
Pascal, siyaset hakkında konuşmayı sevmediği için medyaya pek çıkmadığını belirtti:
“Beni konuk etmeyi teklif eden programların çoğunda siyasi bir kesim de var ve ben de bundan kaçmaya çalıştım. Ben bir sanatçıyım ve siyaset hakkında konuşmayı hiç sevmiyorum. Bana yakışan görünümler sunmayı istiyorum, fazlasını değil. Bu yüzden kaostan kaçınan ve kendisini sosyal medyada tanıtabilecek şeyler aramayan barışçıl bir sanatçı olarak kalmaya devam ediyorum. Bazen bazıları ismimin sosyal medyada dolaşması için benzer durumlar uydurmamı tavsiye ediyor ama ben reddediyorum. Yakında, Anneler Günü vesilesiyle Karla Haddad ile birlikte yer aldığım program gibi, seyirciyi neşelendiren çeşitli programlara konuk olacağım.”
Pascale Machaalani açıklamasının devamında romantik ve pop şarkıları seslendireceğini belirtti. "Şarkıları, mini albümde birlikte sunmak için uygun bir zaman gelmediği sürece bu şekilde tek tek yayınlamaya devam edeceğim" ifadelerini kullandı.

Machaalani, estetik cerrahiye karşı olmadığını vurguladı. (Machaalani özel)
Machaalani, bugün yaptıklarının deneyim ve sanatsal olgunluğun meyvesi olduğunu ve kariyerine ve yaşına uygun bulduğunu vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“30 yıllık deneyimin ardından bugün beklentilerime uygun olanı nasıl seçeceğimi bilmemem çok ayıp olurdu. Zaman zaman karanlık şarkılar söylüyorum ama adıma ve Lübnan'a yakışır bir düzeyde kalmayı seviyorum.”
Machaalani, Hobbak Me’zi şarkısının klibinde parlak görünümünü ve ışıltısını aynen koruyor. Peki, estetiğe karşı mı? Bu soruya şu cevabı verdi:
“Karşı olmadığımı defalarca söyledim ve cildimde sarkma fark edersem yüz germe işlemine başvurabilirim. Botoks ve dolgu enjeksiyonları da yüzde olumlu etkiler bırakabiliyor ve bu konuyu kişisel bir özgürlük olarak görüyorum. Estetik cerrahiye başvuran kişi rahat ediyorsa ve bunu görünüşüne bir katkı olarak görüyorsa neden yaptırmasın? Sanatçı, hayranlarının zihnine kazınmış olan imajını korumalı. Görünüşte abartılı bir değişiklik yapmamak şartıyla olduğu gibi muhafaza edilmesi doğal bir şey.”



Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
TT

Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Yale Üniversitesi’nin Halk Sağlığı Fakültesi’ne bağlı İnsani Araştırmalar Laboratuvarı’na göre, uydu görüntüleri, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kontrolünü ele geçirdiği Sudan'ın batısındaki Darfur eyaletinin kuzeyinde bulunan el-Faşir şehrinde ‘toplu mezarlar’ ve ‘ceset imha faaliyetlerinin’ izlerini ortaya çıkardı.

Sudan ordusunun Darfur'daki son büyük kalesi olan el-Faşir'in HDK tarafından ele geçirilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM), katliamlar, tecavüzler, yağmalamalar ve halkın toplu olarak yerinden edildiğini bildirdi.

HDK'nin sosyal medyada yayınladığı videolarla desteklenen çok sayıda tanık ifadesi, iletişimden tamamen kopuk olan şehirde yaşanan zulmü gözler önüne serdi.

s
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Dün yayınlanan İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, el-Faşir'deki eski bir hastane ve caminin yakınında ‘toplu mezar olduğu düşünülen en az iki bölgede toprak bozulmaları’ olduğu belirtildi.

Raporda, ‘şu anda HDK tarafından gözaltı merkezi olarak kullanılan’ bir doğum hastanesinin dışında daha önce tespit edilen hendeklerin ve nesne yığınlarının ortadan kaybolduğu ifade edildi.

Raporda ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 450 hasta ve personelin öldürüldüğünü bildirdiği Suudi hastanesine yakın bir caminin yakınında ‘yaklaşık 7 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir hendekten’ bahsedildi.

İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, HDK'nin bir yıldan fazla süren kuşatma sırasında inşa ettiği toprak bariyerin yakınında toplu infazlara dair kanıtlar olduğu kaydedildi.

yu
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) pazartesi günü, ‘el-Faşir'de işlenen zulümlerin kanıtlanması halinde, Roma Statüsü uyarınca savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil edebileceği’ uyarısında bulundu.

HDK şehri ele geçirdikten sonra on binlerce kişi şehirden kaçtı. AFP'ye konuşan tanıklar, bu güçlerin kaçmaya çalışan yüzlerce sivili gözaltına aldığını, ayrıca onlara şiddet uyguladığını ve öldürdüğünü söyledi.

BM bugün, saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının yüzlerce olabileceğini bildirdi. Ordu destekli hükümet ise HDK’yi 2 bin sivili öldürmekle suçluyor.

BM'ye göre, Nisan 2023'te Sudan'da patlak veren çatışma on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 12 milyon kişinin yerinden edilmesine neden olarak dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizine yol açtı.


Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

İnci Mecdi

ABD, BM Güvenlik Konseyi'nden Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırma yetkisi talep ediyor. Uluslararası istikrar gücü, ABD Başkanı Donald Trump'ın eylül ayı sonunda sunduğu ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı uzun vadede sona erdirmeyi amaçlayan 20 maddelik planının temel unsurlarından biri.

Amerikan medya kuruluşlarının incelediği taslak karara göre, uluslararası güç, silahlı örgütlerin “kalıcı olarak silahsızlandırılması” da dahil olmak üzere Gazze'deki silahsızlandırma sürecini temin etmek için İsrail ve Mısır ile iş birliği içinde çalışacak. Ayrıca Filistinli polis memurlarına eğitim ve destek sağlayacak, sivilleri koruyacak ve insani yardım koridorlarının güvenliğini sağlayacak. ABD’li yetkililere göre taslak, 15 üyeli konsey ve diğer uluslararası ortaklar arasında kapsamlı müzakerelerden geçmesi beklenen bir ön taslak. Nitekim şu anda tartışılıyor ve bu istişareler doğrultusunda revize ediliyor.

Silahsızlandırma sürecini temin etmenin yanı sıra, bir barış gücü değil, güvenliği sağlamaktan sorumlu bir yürütme organı olacak olan bu gücün, Gazze Şeridi'nin hem İsrail hem de Mısır ile olan sınırlarını güvence altına alması, sivilleri ve insani koridorları koruması ve yeni bir Filistin polis gücü yetiştirmesi öngörülüyor. Taslak, katılımcı ülkelere, Gazze Şeridi’nin geçici yönetimini üstlenmesi beklenen ve henüz kurulmamış olan “Barış Konseyi” ile iş birliği içinde, 2027 yılı sonuna kadar Gazze'de güvenliği sağlama konusunda geniş bir yetki veriyor. Yine taslak, bu gücün Mısır ve İsrail ile yakın istişare ve koordinasyon içinde olmasını da öngörüyor.

İsrail'in itirazı

Taslakta, önerilen uluslararası güce hangi ülkelerin katılacağı veya ne kadar askerle katkıda bulunacağı belirtilmedi. Ancak, istikrar gücüne katılmakla ilgilenen birçok Arap ve Arap olmayan devlet, BM'nin plana verdiği desteğin katılımları için ön koşul olduğunu ifade etti. ABD'nin BM misyonu, Independent Arabia'nın sorularına yanıt vermedi, ancak kaynaklar, ABD'nin talebi üzerine Gazze'de istikrarı sağlamak için uluslararası güce birkaç ülkenin katılmayı düşündüğünü belirtiyor.

Arap Amerikalılar Barış Komitesi Başkanı ve Gazze'de arabuluculuk yapan Bişara Bahbah, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'deki uluslararası istikrar gücüne hem Türkiye hem de Katar'ın katılmasına karşı çıktığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun, gücün misyonunun “İsrail'in kendini rahat hissettiği tarafları veya İsrail'in rahatlıkla iş yapabileceği ülkeleri içermesi gerektiği” yönündeki açıklamaları da bunu teyit ediyor. Ancak Rubio belirli bir ülke adı vermedi veya olası bir vetodan bahsetmedi.

Azerbaycan merkezli ANewsZ kanalının haberine göre, ABD, çatışmalar sona erdiğinde Gazze'nin güvenliğini sağlamayı ve insani yardımların ulaştırılması faaliyetlerini genişletmeyi amaçlayan bir misyona katılımı için Azerbaycan ile iletişime geçti. Bakü, hem İsrail hem de Filistin Ulusal Otoritesi ile diplomatik ilişkilere sahip. Kasım 2022'de Azerbaycan Meclisi, Tel Aviv'de bulunması şartıyla İsrail’de bir büyükelçiliğin açılmasını onaylamıştı.

Büyükelçilik, diplomatik temsilcilik ve Bakü'den bir büyükelçinin atanmasıyla Mart 2023'te resmen açıldı. Aynı zamanda Azerbaycan, 2022'nin sonlarında Batı Şeria'daki Ramallah'ta bir “temsilcilik ofisi” kurdu. Bu ofis, Azerbaycan'ın İsrail ile yakın ortaklık ile Filistinlilerle dayanışmayı sürdürmeye yönelik diplomatik stratejisini yansıtıyor.

İsrailli muhalif milletvekili ve Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi üyesi Moşe Tur-Paz, “Diğer ordulara böylesine önemli bir rol vermek soru işaretleri yaratıyor ve bu İsrail'in çıkarına olmayabilir.” dedi. “Hamas'ın Gazze'deki yönetimine son verme çabalarına diğer ülkelerin katılımının iyi bir şey olduğu doğru, ancak aynı zamanda İsrail için bir tehdit de oluşturabilir,” diye ekledi ve Türkiye gibi bir ülkenin Hamas ile yakın bağları olduğunu belirtti.

İsrail'in böyle bir güce hangi ülkelerin katılacağını ne ölçüde belirleyebileceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Ancak, Kudüs merkezli bir düşünce kuruluşu olan Yahudi Halkı Politika Enstitüsü'nden Yaakov Katz, basına yaptığı açıklamada, “İsrail'in bakış açısından sorun, artık istediği gibi hareket edememesi ve bunun sonuçları olacak” yorumunu yaptı.

Mısır bir temel taş

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Washington'da bulunan Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Heysem Hasaneyn yaptığı açıklamada, Mısır'ın Gazze'deki herhangi bir uluslararası gücün temel taşı olma ihtimalinin yüksek olduğunu ve Endonezya veya Azerbaycan gibi Arap olmayan Müslüman ülkelerin yanı sıra BAE, Ürdün ve Fas'ın da potansiyel katkıları olabileceğini belirtti.

Yeni bir Filistin polis gücünün eğitilmesi konusuna gelince, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, ülkesinin Filistin güvenlik güçlerini eğitmeye başladığını açıkladı. Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Medbuli, Mısır'ın “Gazze'ye uluslararası desteğin, sahada görev yapacak bir misyonu da kapsamasını memnuniyetle karşıladığını” belirtti. Bu misyonun yetkilerinin “Gazze ile Batı Şeria'da (Doğu Kudüs de dahil) bir Filistin devletinin kurulmasına giden süreci temsil eden tek bir siyasi paket kapsamında uluslararası güçlerin konuşlandırılması yoluyla, Güvenlik Konseyi tarafından belirlenmesinin” şart olduğunu da ifade etti.

Net bir çerçeve ve siyasi bir plan

Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden gözlemciler, Gazze'nin geleceğinin yalnızca Kudüs'te veya Gazze Şeridi'nde değil, aynı zamanda Riyad, Abu Dabi, Ankara ve Doha'da da belirleneceğine inanırken, Körfez ülkelerinin Gazze'ye doğrudan müdahale konusunda çok istekli olmadıklarını belirtiyorlar. Nitekim savaş sırasında diplomatik çerçevelere verdikleri destek, sahada fiili bir katılımdan ziyade, İsrail’e çatışmayı sona erdirmesi ve siyasi süreci yeniden başlatması için baskı yapmayı amaçlıyordu.

Benzer şekilde, Hasaneyn de, Gazze'nin Hamas sonrası geleceği için net, ABD öncülüğünde bir çerçeve ve güvenilir bir siyasi plan olmadığı sürece Körfez ülkelerinin katılımının uzak bir ihtimal olduğunu belirtti ve “hiçbir Arap hükümeti Gazze'yi İsrail adına yönetiyormuş gibi görünmek istemiyor” dedi.

Hamas'ın silahsızlandırılması, Trump'ın ateşkes ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için hazırladığı 20 maddelik planın temel meselelerinden biri olmaya devam ediyor; ancak Hamas bu adımı henüz tam olarak kabul etmedi. Hamas liderleri, tüm silahları bırakmanın teslim olmak anlamına geldiğini ve İsrail'e karşı silahlı mücadelenin hareketin ideolojisinin temel bir parçası olduğunu defalarca dile getirdiğinden, uluslararası gücün Gazze'de silahsızlanmayı nasıl gerçekleştireceği belirsizliğini koruyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri ile Hamas unsurları arasında bir tampon bölge oluşturmak için “Sarı Hat” adıyla bilinen hat boyunca çokuluslu bir güç konuşlandırılması planlanıyor. ABD tampon bölgenin haritasını çıkarırken, İsrail önemli stratejik noktaların kontrolünü elinde tutacak. Bu arada, AP'ye göre, Ürdün, BAE ve Fas'ın yardımıyla Gazze'nin güneyinde ve kuzeyinde insani yardım bölgeleri kuruluyor.

İngiltere Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bakanı Hamish Falconer, Trump’ın planının ikinci aşamasıyla ilgili birçok soru işareti olduğunu ve ilk aşamanın uygulanmasının henüz tamamlanmadığını söyledi. Falconer, Gazze'deki herhangi bir istikrar gücünün “BM Güvenlik Konseyi yetkisiyle desteklenmesinin” önemli olduğunu da vurguladı.


İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün (Cuma), ordunun Gazze Şeridi'ndeki tüm Hamas tünellerini “son tünele kadar” imha etmesini ve ortadan kaldırması talimatını verdiğini açıkladı.

Katz, X hesabındaki mesajında şu ifadeleri kullandı:  “Tüneller olmazsa Hamas da olmaz.” Geçen ay Katz, Gazze'yi silahsızlandırma sürecinin sadece grupları silahsızlandırmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Hamas'ın tünel ağının tamamen yok edilmesini de içerdiğini belirtmişti. Alman Haber Ajansı  DPA'ya göre, ordu İsrail kontrolündeki sarı bölgede tünellerin yıkımını  öncelik hale getirdi.

Görsel kaldırıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusı  İsrail'in kontrolündeki Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü temsil eden sarı hattın doğu tarafında, Hamas unsurlarının tünellerde hala saklandığını tahmin ettiklerini belirtti.