‘Türkiye Tek Yürek’ kampanyası düzenleniyor: Kim ne kadar bağışladı?

TRT1, ATV, FOX, Kanal D, Kanal 7, Show TV, Star TV ve TV8, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşlara bağış toplamak için ortak canlı yayın yaptı.

AA
AA
TT

‘Türkiye Tek Yürek’ kampanyası düzenleniyor: Kim ne kadar bağışladı?

AA
AA

Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen deprem için ortak yayınla ekranlarda ve radyolarda başlatılan "Türkiye Tek Yürek" kampanyasında saat 22.30 itibarıyla 101 milyar 101 milyon liralık bağış rakamına ulaşıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da telefonla katıldığı yardım kampanyasının yaklaşık 1,5 saatlik bölümünde toplam bağış tutarı 92 milyar 899 milyon 912 bin liraya ulaştı. Öte yandan gönderilen SMS adedinin de ilk 1 saatte 3,2 milyon adedi aştığı görüldü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da telefonla bağlandığı Türkiye Tek Yürek kampanyasına, ülke genelinden çok sayıda iş insanı, sanatçı, siyasetçi, STK yetkilisi ve bürokratlar katıldı.
Yayına dijital, yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası yaklaşık 200 televizyon ile 500 radyo katılıyor. Türkiye'deki ortak yayın, KKTC ve Azerbaycan'dan da ekranlara yansıtılıyor.

Türkiye Tek Yürek" kampanyasına; 
Türk Telekom, TMSF, Borsa İstanbul Grubu ile Türkiye Sigorta 2’şer milyar TL bağışladı.
Cengiz Holding 2,5 milyar TL bağışladı
Halkbank 7 milyar TL bağışladı.
Turkcell 3,5 milyar TL bağışladı.
Vakıfbank 12 milyar TL bağışladı.
Ziraat Bankası 20 milyar TL bağışladı. 
Kemal Kılıçdaroğlu bir maaşını bağışladı. 
Merkez Bankası 30 milyar TL bağışladı.
ETİ gıda 10 milyon TL bağışladı. 
BAYKAR şirketi 2 milyar TL bağış yaptı. 
İŞBANKASI 20 milyon TL bağışladı.
THY 2 milyar TL bağış yaptı.
Ali Babacan ve eşi birer maaş bağışladı.
Ziraat Katılım 1 milyar TL bağışladı
Meral Akşener ve eşi birer maaş bağışladı.
Yeni Çam Oluk Otomotiv 50 milyar TL bağışladı.

"Türkiye Tek Yürek" başlıklı kampanyanın ilk iki saatinin moderatörlüğünü Nihat Hatipoğlu, Pelin Çift, Çağla Şikel ve Tümer Doğru üstlendi.
Devam eden canlı yayın, yurt içi ve yurt dışından 213 televizyon kanalı ile 562 radyoda yayınlanıyor.
Ünlü dizi ve program yüzlerinden Barış Arduç, Berk Oktay, Burak Özçivit, Alişan, Deniz Baysal, Hande Erçel, Engin Akyürek, Esra Erol, Afra Saraçoğlu, Burak Deniz, Alp Navruz, Aslı Enver, Merve Dizdar, Barış Falay, Selahattin Paşalı, Özge Özpirinçci, Uğur Güneş, Murat Yıldırım, Mehmet Özgür, Birkan Sokullu, Cem Öğretir, Eda Ece, Melisa Aslı Pamuk, Serdar Tuncer, Hüsnü Şenlendirici, İsmail Hacıoğlu, Kadir Doğulu ve eşi Neslihan Atagül Doğulu, Seda Sayan, Sibel Can, Hasan Can Kaya, Yılmaz Erdoğan, Eser Yenenler, Aras Bulut İynemli, Demet Özdemir, Ezgi Mola, Halit Ergenç stüdyoya gelen isimler arasında yer aldı. Ekranın ünlü isimleri bağış için gelen telefonlara da baktı.

"Türk halkına fazlasıyla inanıyorum" 
Yayında konuşan oyuncu Burak Özçivit, çok sayıda bağış telefonu aldığını belirterek, "Hepimiz için zor bir gece ama inşallah çok güzel bir şekilde bunun üstesinden geleceğiz diye düşünüyorum. Çok güzel bir birlik beraberlik gecesi. Telefonlar susmadı gerçekten. Hatta şu anda da geliyor. İnşallah çok büyük bir bağışla birlikte yüreklere az da olsa su serpeceğiz diye düşünüyorum ve Türk halkına fazlasıyla inanıyorum.” dedi.
Murat Yıldırım, Türk halkına baş sağlığı dileyerek, “Bugün yardım topluyoruz ve toplamaya devam edeceğiz. En iyi yaptığımız şeylerden birisi bu. Çünkü Türk milleti olarak bizim genimizde var bu zaten. Ama en iyi yaptığımız diğer bir şeyi de ben buradan belirtmek istiyorum. Unutmayalım. En çok yaptığımız şeylerden bir tanesi." ifadeleriyle duygularını paylaştı.
Oyuncu Kayra Zabcı da duygularını, "Zor günler atlatıyoruz. Bunu da el birliğiyle atlatacağımıza inanıyorum ben. Güzel de bağışlar topluyoruz." sözleriyle aktardı.
Şarkıcı ve oyuncu Alişan ise sinema ve televizyon camiasından da bağışlar yapıldığına dikkati çekerek, bağış yapanlara minnetini dile getirdi. 
Kampanyada toplanan yardımlar AFAD ve Kızılay'a bağışlanacak.



Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
TT

Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)

Mahmud Ebu Bekir

Somali medyası, yaklaşık 500 asker taşıyan iki Türk askeri uçağının, Ankara ile Mogadişu arasında artan askeri iş birliğini yansıtacak şekilde, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'na ulaştığını bildirdi.

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Türk medya kaynakları bu yıl toplam asker sayının 5 bini bulabileceğine işaret ediyor.

Bu kuvvetler, Somali hükümetinin eş-Şebab hareketine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Mogadişu’ya ulaştı. Hükümet, Türk savaş uçaklarının hava desteğiyle harekete ait hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştiriyor.

Temmuz 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Somali'de iki yıl süreyle konuşlanmasına izin veren tezkereyi onaylamıştı. Bu adım, bölgesel ve uluslararası ortaklarla iş birliği yaparak, Somali Federal Hükümeti'nin terörle mücadele çabalarına destek sağlamayı amaçlıyor.

Mogadişu ile Ankara arasında son dönemde imzalanan anlaşmaların özellikle bir yandan Somali-Etiyopya anlaşmazlığının, diğer yandan da Kızıldeniz Havzası'ndaki bölgesel gerginliğin yaşandığı bir döneme denk geldiği göz önüne alındığında gözlemciler, Türk kuvvetlerinin misyonunun yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmadığını, bunun siyasi, askeri ve ekonomik sonuçları da olduğunu düşünüyor.

Addis Ababa'nın Somaliland bölgesi ile denize erişim ve iki askeri üs kurmak amacıyla imzaladığı mutabakat zaptının ardından Mogadişu, Etiyopya'nın Somali kıyılarına yönelik müdahalelerinin önüne geçmek için bölgesel ittifaklar kurmaya çalışıyor. Mutabakat zaptı Etiyopya’nın bunlar karşılığında Somaliland'ın bağımsızlığını tanıyıp, uluslararası alanda tanınmayan bu Somali bölgesinin uluslararası toplum tarafından mümkün olan en üst düzeyde tanınması için uluslararası forumlarda çaba göstermesini öngörüyor.

Güvenlik endişeleri

Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid ise Türk kuvvetlerinin Mogadişu'ya gelişinin, son dönemde Somali devletine karşı bir dizi askeri eylem düzenleyen Somalili terör örgütü Şebab'ın ilerleyişini durdurmak amacıyla Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un acil talebi üzerine gerçekleştiğini düşünüyor.

Seyyid, bu hareketin yönetimin dizginlerini ele geçirmesinin Somali'nin ulusal ve bölgesel istikrarının daha da kötüleşmesine yol açabileceğine inanıyor. Bunun yanı sıra ülkedeki Türk çıkarlarını, özellikle madencilik ve Somali kıyılarında petrol arama faaliyetlerini tehdit ettiğini belirtiyor. Ona göre Ankara, altyapı yatırımlarına katkıda bulunarak ve ekonomiyi canlandırarak Somali hükümetinin güvenlik, askeri ve ekonomik alanlardaki çabalarını desteklemekten de çekinmedi. Ayrıca Somalili öğrencilere Türk üniversitelerine kayıt imkânı sağlanarak iki ülke arasında bilimsel alanda da iş birliği bulunuyor. Buna bir de 2 bin 500 askere varan askeri iş birliği anlaşması ekleniyor. Seyyid, Türkiye'nin hayati jeopolitik ve ekonomik çıkarları olan bölgesel bir güç olduğunu, Akdeniz, Kızıldeniz, Ortadoğu ve Orta Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde fırsatları değerlendirip nüfuzunu artırmayı hedeflediğini belirtiyor.

Afrika Boynuzu uzmanı, Somali'nin Hint Okyanusu'na en uzun kıyı şeridine ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi bölgesine kadar uzanan stratejik bir coğrafi alana sahip olduğunu belirtiyor. Bunun da bilhassa uluslararası seyrüsefer açısından stratejik bir geçiş noktası olan Kızıldeniz havzasında yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, uluslararası ve bölgesel planlarda stratejik önemini iki katına çıkardığını ifade ediyor.

Seyyid’e göre Somali birçok alanda Türkiye'nin desteğine ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Mogadişu ayrıca Türkiye'yi, özellikle Etiyopya ve Kenya'nın yayılmacı emelleri karşısında Somali çıkarlarını savunmada güvenilir ve sadık bir müttefik olarak görüyor. Zira Türkiye'nin müttefiklerini savunma konusunda ciddi bir geçmişi var. Trablus'taki Libya hükümetinin Halife Hafter güçlerinin eline geçmesini engellemedeki rolü, Azerbaycan'ın 30 yıllık Ermeni işgali sonrasında Dağlık Karabağ'daki topraklarını geri almasına verdiği destek buna örnek verilebilir.

Güvenli ittifak

Seyyid, Ankara'nın Suriye, Azerbaycan ve Libya gibi çatışma bölgelerinde koordinasyon yeteneğini kanıtladığını, başka ülkelerle karşı karşıya geldiğinde bile, çoğu zaman bir iş birliği ve çatışmasızlık formülü bularak, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında herhangi bir çatışma ihtimalini ortadan kaldırdığını düşünüyor. Dahası anlaşma iki bağımsız devlet arasında yapılmış olup, belirli bir devleti hedef almıyor ve güvenliğin sağlanması ile terörle mücadele alanlarında iki başkentin hayati çıkarlarına odaklanıyor.

Seyyid, son dönemde Kızıldeniz ülkelerinde bölgede artan yabancı askeri varlığına ilişkin bir hassasiyet oluştuğunu ve bu hassasiyetin, onları Kızıldeniz Ülkeleri Forumu adı altında bir oluşum kurmak zorunda bıraktığını belirtiyor. Ancak forum henüz kuruluş aşamasında ve bölgesel bir güvenlik sistemi oluşturacak çerçeve ve yapılar henüz tamamlanmadı. Ayrıca Türkiye, Etiyopya'da ekonomik varlığı, Sudan'da güvenlik ve askeri varlığı ve Somali ile yıllardır süren kapsamlı iş birliği ile bölgedeki nüfuzunu pekiştirme konusunda bu forumdan önce davrandı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bundan dolayı Türkiye’yi Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu denkleminin dışında tutmak zor. Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid, hayati çıkarları ile çatışmadığı sürece Türkiye’nin katılımının bu ülkeler için doğrudan bir endişe yaratmasının muhtemel olmadığını söylüyor.

Jeopolitik etkiler

Somalili siyasi analist İdi Muhammed ise Mogadişu'yu Ankara'ya bağlayan stratejik çıkarlar göz önüne alındığında, Türk askeri misyonunun görevinin terörizm ve organize suç ile mücadeleye odaklandığını düşünüyor. Somali'de inşaat ve altyapı gelişimine yönelik katkılarına ilave olarak, özellikle petrol arama ve madencilik alanlarında artan Türk yatırımlarına dikkat çekiyor.

Muhammed, Türk askeri varlığının misyonunun terörle mücadele ve Somali'deki Türk çıkarlarını koruma gibi güvenlik boyutuyla sınırlı olmasına rağmen, Somali kıyılarını bölgesel emellerden korumak da dahil olmak üzere birçok jeopolitik anlamı olduğunu da vurguluyor. Etiyopya'nın, ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı bölge ile imzaladığı mutabakatla Somali kıyılarını işgal etme ve kalıcı askeri üsler kurma çabaları da bu emellere dahil.

Muhammed, Türk askeri gücünün Somali'nin birliğini ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini korumaya katkı sağlayacağını vurguluyor. Buna ilaveten, Somali egemenliğindeki liman hizmetlerinden Etiyopya'nın yararlanmasını öngören Addis Ababa ile Mogadişu arasındaki Ankara Anlaşması'nın aslına sadık bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yönelik katkısının da altını çiziyor.

Siyasi analist, Türk askeri varlığının, Kızıldeniz'de bulunan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Cibuti'deki yabancı üslerle, uluslararası nakliye yolu olarak Kızıldeniz'in girişlerini güvence altına almak amacıyla, koordinasyon fırsatları yaratabileceğini ifade ediyor. Zira dünya deniz ticaretinin yüzde 12'si, Asya-Avrupa ticaretinin ise yaklaşık yüzde 40'ı buradan geçiyor.

Muhammed, Türk kuvvetlerinin Somali'ye konuşlandırılmasının, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesindeki aşırılıkçı grupların oluşturduğu tehdidi azaltacağına dikkati çekiyor. Nitekim el-Kaide örgütünün Doğu Afrika'daki bir kolu olan Somalili Şebab hareketi son dönemde varlığını güçlendirdi ve eylemlerini artırdı. Bu eylemlerinden biri de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in orada bulunduğu bir sırada Mogadişu Havaalanı’nı hedef alan saldırısıydı. Bu da Somali hükümetinin Türk kuvvetleriyle koordineli olarak hareketin mevzilerine karşı şiddetli saldırılar düzenlemesini gerektirdi. Zira hareketin askeri kabiliyetlerini geliştirdiği ve birçok cephede ilerlediği yönünde haberler geliyor.

İdi Muhammed, Türk kuvvetlerinin Kızıldeniz Havzası'nda yaşanan gerginlikte olumsuz bir rolünün olduğu iddialarını reddediyor. Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Ürdün, Eritre ve Sudan ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ayrıca Mısır ile de yakın zamanda ilişkilerini normalleştirdiğini belirtiyor. Dahası Etiyopya'nın Kızıldeniz'de askeri üs kurma planlarına karşı çıkan kararlı duruş ile kıyaslandığında, Somali ile Türkiye arasındaki Türk kuvvetlerinin konuşlandırılması anlaşmasının, Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelerde herhangi bir sonuca ve tepkiye neden olmadığını söylüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.